| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
‘Bizler son mizahçılarız’ (7/13/2007)


Mizah yazarı Cihan Demirci, fıkra ve karikakürleriyle yine karşımızda. Demirci, son kitabı “RTE Garantili Fıkralar” la ülkemizdeki politik fıkra boşluğunu doldurmayı hedefliyor. Kendine özgü mizah tarzıyla argomuza “Geyik Muhabbeti” gibi deyim ve sözcükler kazandıran Cihan Demirci ile ‘ciddi ciddi’ mizah konuştuk.


Demirci’ye kitaptaki politik fıkraların neden güldürmediğini sorduk, mizahın ciddileştiği yanıtını aldık. 1995’ten beri Türk mizahının tamamen stand-up’la gittiğini söyleyen Demirci, “Bizler son mizahçılarız” dedi.
Mesleğe 15 yaşında karikatür çizerek başlayan ve 30 yılda 32 kitap yazan Cihan Demirci, son kitabı “RTE Garantili Fıkralar” ile fıkra ve karikakürleriyle yine karşımızda. Demirci, Türk toplumundaki gerginliğin mizahçılara da yansıdığını düşünüyor. Politik fıkraya ihtiyaç olduğunu düşündüğü için “RTE Garantili Fıkralar”ı yazan Demirci, kitabını yayınlatmak için bir hayli zorlanmış. Demirci, “Kitabın ilk, basılmayan halinde Maliye Bakanı daha öndeydi. Onun adını kitabın adı yapmıştım ama sonra Başbakan arka arkaya salvolar yaptı. Kitabı RTE’ye çevirdim, daha doğru hale geldi” diyor.

Bir iktidarın fıkraya konu olabilmesi için ne kadar bir sürenin geçmesi gerekiyor?

Bazı başbakanların bir-iki ayda hemen kitabı çıkar. Tayyip Bey’in de kitabı bir- iki ayda çok kolay çıkardı. Tayyip Bey, duruşuyla bakışıyla önününü kesti bu işin. Mizahçıları da kahraman olarak görmeyelim. Ama mizah bir muhalefet sanatı olduğu için bununla ilişkili bir şey yapmamız gerekiyor. Benim muhalif bir yazar olarak yanlış yapan başbakanı eleştirebilmem gerekiyor. Bunun da fıkrasını yazarım. 43 yıllık hayatımda iyi bir şey yapan başbakan hiç görmedim. ‘A’ dendiğinde dava açan Başbakan, kendi çevresinden hiç kimseye dava açmıyor. Danışmanı Cüneyt Zapzu, ” Tayyip Bey’i delikten süpürmeyin, kullanın” dedi. Bu bir hakaret değil midir? Bu söze karşı dava açılması gerekirken çok basit bir kedi karikatürüne, bir Leman kapağına, Sefer Selvi’nin karikatürüne dava açmıştır. Halbuki bu karikatürlerdeki eleştiriler çok yumuşak eleştiriler. Demirel’e, Özal’a, Ecevit’e ne karikatürler çizildi... Eskiden çok daha ağır karikatürlere dava açılmamıştı.

Bir politikacının mizaha konu olabilmesi için ne gibi özelliklerinin olması gerekiyor?

İki şey var; yanlış, ters hareket yapmak. Bir de kişilik çok önemli. Tayyip Bey, yanlış yapmak açısından derya. Çevresiyle, bakanlarıyla, üst üste yaptığı hatalarla müthiş bir malzeme veriyor. Kişi sempatikse mizahçı bunu yaparken keyif alır. Demirel’i çok eleştirdim. Demirel Cumhurbaşkanı iken yayın evi bir kitabımı yollamış. Bana antetli kağıtla, Demirel’in imzasıyla teşekkür mektubu geldi. Saklıyorum. Demirel bunu yazmamış olabilir ama imzayı o atmış. Bir incelik göstermiş.

Kitapta Demirel’e eleştiri var mıydı?

Kitap ‘Kutsal Kelime Avcısı’ idi. Sağ politikaları eleştiriyordu.

Fıkralar gülme duygusu uyandırmıyor...

Politik fıkrada bunu yapmak kolay değil. Benim politik olmayan fıkra kitaplarım da var. Arkadaşlarım da sizin söylediğiniz şeyi söyledi. Önceki fıkra kitaplarıma çok gülen insanlar bunlar. Burada Başbakanın yarattığı gerilimden de benim de etkilendiğim çok açık. Çünkü gergin bir başbakanımız var. O gerginlik, yazana da geçiyor.

TAYYİP BEY’İ ÇİZERKEN KEYİF ALMIYORUM

Fıkralar makale tadında...


Evet makale tadında... Çünkü çok komik yazamıyorsun. Kendi kendime şunu dedim: Özal’la ilgili yazdıklarım- henüz kitap olacak kadar çok sayıda değil- çok daha komikti. Biz Özal’ı çizerken gözlüğünden başlardık, bıyığından çizmeyi sürdürürdük... Tayyip Bey’i de karikatürcü olduğum için çiziyorum. Çizerken bile keyif almıyorum. İnan başka karikatürcülere de sordum, herkes “biz de keyif almıyoruz” diyor. Karikatürcülerin keyfi kaçtı. Sonuçta Başbakan karikatürcüye elini uzatmadı. Merhaba dedi, dakka bir gol bir, dava açtı; 6-7 tane dava açtı. Belki Cumhuriyet döneminde karikatürcülere bu kadar dava açan birini son 50 yılda çok zor buluruz. Bunların çoğu da eleştirel hakkını kullanıyor, kimsenin kimseye hakaret ettiği falan yok.

MİZAH PARA KAZANDIRMIYOR
30 yılda 32 kitabın yayınlandı ve 300 bin satış yaptı. Mizahla karın doyuyor mu?

Bunu sormanız çok güzel oldu. Bizim yaptığımız mizahla karın doyurmanın hiç ilgisi yok. Çünkü stand-up tarzı mizah türü para kazandırıyor. Bir de dergilerde mizah yapan bir kaç arkadaş kaldı. Toplasan sayıları 25’i geçmez. Bu arkadaşlar Leman ve Penguen’deki kalburüstü arkadaşlar. Bunun dışında kalan, benim gibi kitap üreten, küçük edebiyat dergilerine yazı yazan insanların sadece karnını doyurmak için bir çabası var. Çünkü mizahı bu anlamda bitirdiler. 80’li yıllarda mizap kitapları 25-30 baskı yapardı. 90’lı yıllarda 10 baskı yapardı. Şimdi birkaç yılda 2-3 baskı yaparsa büyük olay oluyor. Gani Müjde bizim içimizde bu işi en iyi yapan, ticari kafalı biri. Gani’nin kitapları da aynı durumda, o da şikayet ediyor. Atilla Atalay aynı durumda. Stand-up izleyen bir kitle bizim kitaplarımızı pek okumuyor.


CEM YILMAZ’A DA DEMODE DİYEBİLİRİZ

Mizah anlayışı da demode oldu denilebilir mi?


Cem Yılmaz’a da demode diyebiliriz, 10 yıldır mizah yapıyor. Bunun bir ölçüsü yok. Şikayetimin ana nedeni şu. Türk toplumu çok gergin bir toplum oldu. Bu gerginlik bize de yansıyor. Bu 90’ların ortasından başladı. 94’te büyük bir ekonomik kriz yaşamıştık; 5 Nisan kararlarını hatırlarsınız. Ne krizler, yuvası dağılanlar, iflas edinler, intihar edenler... Türkiye kriz ülkesi haline geldi. 15 yıllık bir süreç bu...


BİZLER SON MİZAHÇILARIZ

Tam da 90’ların ortasında, 1995’te mizahta stand-up ortaya çıktı. 95’ten beri Türk mizahı tamamen stand-up’la gidiyor. Yani bizler son mizahçılarız. Benim gibi mizah kitabı üreten bir Hakan Köksal ve Utku Gürtunca var; bir kitabı iki kişi yazıyor. Bursa’lı iki mizah yazarı. Bizim kuşakta arkamızdan gelen 30’lu yaşlarda son isimler. Mizah kitabı yazan, öykü yazan, özdeyiş tarzı vurucu espriler yapan Penguen’de Yiğit Özgür, çizgiyle yapıyor. Ekonomik krizler insanları gerdi. Türkiye’de insanlar ‘ben bunaldım’ diye mizah okumuyorlar. Türkiye’de sorunlar arttıkça mizahın yükseldiği palavradır. Bugün 12 Eylül’le büyümüş, siyasetten nasip almamış, ülkesini tanımayan bir gençlik var. Sen bu gence politik mizah yaparsan, havanı alırsın...


10 SENE ÖNCE BU KİTAP 10-15 BASKI YAPARDI


Siz havanızı mı aldınız?


Ben havamı almıyorum. Çünkü benim geçmişten okur bağlarım var. Ben kendi okurumu yarattım. 300-500 tane pırlanta okurum var. Türkiye’de bir yazarın 300-500 okura sahip olması çok önemli. Kemik okur, seni ezbere bilen, annen babandan daha çok sahiplenen, fanatik okurundur. 2 bin bastı. Önümüzdeki günlerde 2. baskısı yapılacak. 10 sene önce olsaydı bu kitap 10- 15 baskı rahat yapardı. Şu anda görmüyor. Kitabımın tanıtımını yapamıyorum.


CEM YILMAZ DOĞRUSUNU BULDU

Gülme ihtiyacını nasıl gideriyorsunuz?


Absürd espirilere gülen, matrak bir adamım. Beni bu ülke asık suratlı yaptı. Bu kitap da ciddi bir kitap. O insanın dava açmasına da çok kızmamak gerekiyor belki, asabi yapısından ötürü. Yazdığım kitaplar içinde çok komik olanlar da var. Son 4-5 yıldır ciddileştim. Aziz Nesin’lerden gelen, içimize sinmiş bir misyon var bizde. Bu misyonun bittiğini görüyorum. Kendine dert etmenin çok yeri yok bu ülkede. Çok daha matrak şeyler yazarak daha çok okunur ve para kazanan bir yazar olunabilir. Zannediyorum benim de artık bu tip şeylere geçmem gerekiyor. Son 4-5 kitabıma bakıyorum, kara mizah çok artmış. Bunun nedeni de yaptığım mizahın, somut, hayattan şeyler içermesi; ülkedeki krizlerden, sorunlardan. ‘İyiler Cinnete Gider’ gibi çok absürd, ‘Parodisyen Doktor’ gibi çok manyak esprilerden oluşan kitaplarım var. Bu kitapların bir kısmı da çok absürd bulundu. Ne yarar ne yaramaz bilmiyorum. Cem Yılmaz doğrusunu buldu. Bu ülkenin gerçek anlamda istediği, hak ettiği Cem’in yaptığıdır. Bizim yanlış yaptığımızı düşünüyorum. İnsan yanlış yaptığını söyleyecek olgunluğa gelmeli.

Ciddileşmenin yaşla da ilgisi var mı acaba?

Belki de olabilir. Oğuz Aral’ın çok güzel bir tespiti vardı. Aziz Nesin kadar bu işin kurdudur. Birisi yazının, birisi çizginin ustası. Ve ikisi de benim hocamdır; ikisiyle de çalıştım. Demiştir ki, “çocuklar bu genç insan işidir. Yaşınız ilerledikçe göreceksiniz, isterseniz çok komik mizahçı olun, absürd olun, hepiniz ciddileşeceksiniz”. İnsan yaşlandıkça daha çok dert etmeye başlıyor her şeyi. Çok doğru. Aziz Nesin, 60’larından sonra hiç komik şey yazmamıştır. Rıfat Ilgaz’ın son yıllarında hiç komik bir şey yok. Atilla Atalay arkadaşım da hüzünlü şeyler yazıyor.

Yaşadığımız koşullar yazarları da daha genç mi olgunlaştırıyor?

Tabii herşey çok hızlandı. Aziz Nesin buna 70’inde ulaşmıştı, ben 40’ımda ulaşıyorum. Çünkü ben 10 yaşında televizyonla tanışmıştım, bugün doğan çocuk gözünü açar açmaz internete çarpıyor.

YASEMİN ARPA
ntvmsnbc



Paylaş      
Yorumlar

Bu Haber Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 894
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 


    Güncel Haberler     En Çok Okunan Haberler
Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
Hangisi Karısı, 5. Sezonunda!
    Tüm Haberler

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Haberler
    Bu haberin yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer haberler aşağıda listelenmiştir...

  • 8 yeni film gösterimde (7/13/2007)
  • Ödenek tartışmasında hedef Ali Poyrazoğlu (7/13/2007)
  • Yaşar Kemal’in Teneke’si İtalyanca opera  (7/13/2007)
  • Giriş bedava çıkış 3 YTL (7/13/2007)
  • Anadan Doğma macbeth (7/13/2007)
  • ANTİGONE ANTİK TİYATRODA! (7/13/2007)
  • Afyonkarahisar Belediye Şehir Tiyatrosu'nda Yaz Kursları Başladı (7/13/2007)
  • DEVLET TİYATROLARI DEKORATÖR VE KOSTÜM KREATÖRLERİ PRAG “ Praque Quadrennial 07 ” de (7/13/2007)
  • Sessiz dünyaların tiyatro çığlığı  (7/13/2007)
  • TİYATRO DÜŞKONDU  (7/13/2007)
  • ‘Bizler son mizahçılarız’  (7/13/2007)
  • Oyuna Gelin, Oyuna Gelmeyin ! (7/12/2007)
  • Beykoz'da bir kumpanya var  (7/12/2007)
  • Tiyatro Sanatçısı Yalçın Menteş Alkolle Mücadelesini Sürdürüyor (7/12/2007)
  • "Silinmeyen İzler" Adıyaman'da Sahnelendi (7/12/2007)
  • Cinemascope Dergisi ve Akademi Istanbul Kısa Film Senaryo Yarışması (2/4/2008)
  • Ne 'yaz şenliği' kaldı ne SİYAD seçkisi  (7/11/2007)
  • 'Allah Rızası için bir oy ver' oyunu (7/11/2007)
  • SENARYO YARIŞMASI  (7/11/2007)
  • Altın Portakal'ın Afişinde Başrol: Küçük Prens (7/11/2007)
  • Linkler (12/8/2009)
  • DAY-MER LONDRA MEYDAN SAHNESİ'nden AYMAZOĞLU VE KUNDAKÇILAR  (7/11/2007)
  • Özel tiyatrolar sesini yükseltiyor  (7/11/2007)
  • Sorunlarını tiyatro ile anlatıyorlar  (7/11/2007)
  • Açıkhava Eğlenceye Doyacak! ROMANTİKA, 12 Temmuz'dan itibaren Açıkhava'da.. (7/10/2007)
  • Tiyatro Sanatçılarından Küresel Isınma Tepkisi (7/10/2007)
  • Tiyatroculardan Seçim Vaatlerine Gönderme (7/10/2007)
  • Memurlar Başlarına Gelenleri Sahneledi (7/10/2007)
  • Nedim Saban, Şebnem Özinal'a Dava Açtı! (7/10/2007)
  • Engelliler için Tiyatro Eğitimi (7/10/2007)
  • Yıldız Teknik Üniversitesi Oyuncuları "Antigone" adlı oyunlarını sahnelemeye devam ediyor (7/10/2007)
  • “Özel ve Bağımsız Tiyatrolar Platformu”ndan Devlet Desteği Yönetmeliği hakkında Kültür ve Turizm Bakanlığı dikkatine özel mektup... (7/10/2007)
  • Yaşar Kemal'in 'Teneke' adlı romanı, İtalya'nın ünlü tiyatrosunda sahnelenecek... (7/10/2007)
  • DIGITAL FILM MAKING Eğitimi 23 Temmuz 2007de başlıyor. (7/10/2007)
  • AIKM'de konsevatuar oyunculuk bolumune hazirlik calismalari... (7/10/2007)
  • Kadıköy Belediyesi'nin 6.Çocuk Tiyatroları Festivali (7/10/2007)
  • KONSERVATUAR İÇİN OYUNCULUK EĞİTİMİ (7/10/2007)
  • Tiyatro Dünyası Mail Grubuna Üye Olun !! (4/8/2009)
  • 13. Avrupa Filmleri Festivali - Gezici Festival  (7/5/2007)
  • SERDAR ORÇİN'in Durumu İyiye Gidiyor (7/5/2007)


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..