| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Yargı 23. Yılında ! (12/17/2008)


 
Bizim Tiyatro 
Yargı 
23.Gösterim Yılı
(Arasız, 1saat 30dakika)
 
20 ve 27  Aralık C.tesi 20.30  -  Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi
Gişe (0216) 418 95 49  –  (0543)765 71 15
Yazan Barry Collins / Çeviren Enver Özen / Yöneten ve Oynayan (Andrei Vukhov) Zafer Diper
 

İkinci Dünya Savaşı’nda, bir hücreye yiyeceksiz-susuz ve çırılçıplak bırakılan-tutsak yedi Sovyet askerin yaşam savaşımı... Onbirinci günde kura çekerek (diğer yoldaşlarının yaşayabilmeleri adına) içlerinden birini “yeme” yargısı..  Kurtarıldıkları altmışıncı günde geriye sağ kalan yalnızca iki kişi.. Bilincini yitirmiş binbaşı Rubin ve yüzbaşı Vukhov... Vukhov’un başlarından geçenleri askeri heyete (izleyiciye) rapor etmesi ve hakkında verilecek yargıyı beklemesi...
 

Vukhov’un yaşadığı olağanüstü deney; savaş sırasında Nazilere tutsak düşmesi ve Sovyet ordusunun yaklaşması üzerine Almanların kaçıp, tutsak Rus subaylarını kapalı bir hücrede aç ve susuz bırakmaları, onların da sağ kalabilmek için birbirlerini çiğ çiğ yemeleri. Bu türden olaylar tek tek, yer ve zaman belirterek ele alındığında elbette olağanüstü sayılabilir. Ama bu olayların sayıları arttıkça ve her yerde yaşanmaya başlayınca herkese olağan gelmeye başlar. Asıl korkunç olan da bu olağanüstü deneylerin olağanlaşmasıdır aslında. Vukhov bu yüzden yargılanmak istemektedir. İşlediği suçun onulmaz acısını ceza çekmenin acısıyla dindirmek için değil, işlenen cinayetin bireysel bir suç olmadığını, ortak bir sorumsuzluğun sonucu olduğunu kendisini yargılayacaklara anlatmak, yargının sorumluluğunu bir salgın gibi yayılan ortak suçluluk duygusuyla kendileri gibi düşünmeyen herkesi sorumsuzca yargılayıp cezalandıran yargıçlara insanca bir dille anlatmak için seyircinin karşısına çıkmaktadır... Yargı’nın Barış Yılı’nda (1986) oynanması bence bu yüzden önemli, bu yüzden anlamlı.. Cevat Çapan / Cumhuriyet

 

 

Vukhov, yargıçlar kurulunu simgeleyen seyirciye yedi subayın yaşadığı insanlık dışı serüveni tüm ayrıntılarıyla anlatırken, “savaş” ve “insan” olgularının uzlaşmaz karşıtlığını dile getiriyor...Yargı, “anlatan”la, “dinleyen” arasına korkunç bir uzaklık koyan bir oyun...”Dinleyen”, dile getirilen her ayrıntıda, tiksintiyle yargılamaya yöneliyor “anlatan”ı; çünkü “anlatan”ın yaşadıklarını yaşamamış; bunun için de inatla “insanca değerler”e sarılabiliyor, savaşa ödün veren bir insanlığın “insanlık” adına biriktirdiği değerlerden vazgeçmiş olduğunu düşünmeksizin...Yargı alışılagelmiş oyunlardan değil. Zafer Diper, seyirciyi en az anlatılan öykü denli “şaşırtan” bir oyunculuk sunuyor. Seyirciye “tanıdık” geldiği için “tiyatro tadı verecek” tüm “yasallaşmış” oyunculuk biçemlerinin dışına çıkarak...Seyirci yaşanan korkunç serüvenin “insanca dehşet duygusu” içinde “dolu bir yürekle” dile getirilmesini beklerken, Vukhov öyküsünü “beyninin” süzgecinden geçirerek anlatıyor. Diper, kıl payı dengeler üstüne kurduğu oyunculuk sistemini bu yönde, şaşmaz bir düzen içinde çalıştırıyor... Ayşegül Yüksel / Cumhuriyet

 

 

 

Yargı sona erdiği ve ışıklar yandığı zaman uzunca bir süre oturduğum yerden kalkamadım...”Savaş karşıtlığı” Yargı için yeterli bir tanımlama değil...İnsanın insana tatırdığı acıların, insancıl değerler bütününü savunmada inandırıcılığın yitirilmesi de, bir anlamda Yargı’da yargılanıyor...Zafer Diper, bir övgü süzcüğünün çok ötesinde, olağanüstü! Yorumu, bir bakıma oyunun kendisini de aşan bir düzeyde; çok boyutlu, derinlikli ve geniş bir çerçeveye oturtulmuş...

Haldun Armağan / Çağdaş

 

 

Yargı yıllardır sahnede. Nedeni, konunun çarpıcılığı ve Zafer Diper’in psikolojik derinlikler içinde, yoğun bir inandırıcılıkla, olayı sahnede yaşaması ve seyirciye de yaşatması...Savaş aleyhtarı mesajı ise, güncelliğini sürekli kılan bir öğe... Necati Güngör / Hürriyet

 

 

Yaşamayı sürdürebilmek için birbirini yok eden “kader birliği etmiş” askerler ve ülke politikalarının insanlara yansıması bir bakıma, yüzyılımızdaki adalet anlayışının sorgulanmasına dönüşüyor..Zafer Diper, Vukhov’u, bu sarsıcı hayat kesitini, hiçbir kaçamağa yer bırakmayacak ölçüde vurguluyor. Yargı’yı görmemek, 20.yüzyıla ait bilgilerinizde ciddi boşluk yaratabilir... Orhan Alkaya / Güneş

 

 

Diper, büyülüyor, iğrendiriyor, zorluyor, en önemlisi rahatsız ediyor. Salon ışıkları yanınca, insan, yalnızca oyun kahramanı olmadığını biliyor artık Vukhov’un. Çünkü o sahiden yaşıyor. Altay Öktem / Evrensel

 

 

 

Zafer Diper’in dramatik oyunculuk tarzının mükemmel bir örneğini verdiği, sol elinin küçük parmağına kadar bütün vücudunu, sesini ustaca kullanarak, yakalayıp kavradığı seyirciyi 90 dakika boyunca hiç ara vermeden soluk keserek izlettiği Yargı; görünürdeki vahşet dolu yamyamlık anlatısının çok ötelerinde, insanoğlunun temel değerlerini ve değer yargılarını tartışma konusu yapıyor...Yargı’yı, bu nefis tiyatro metnini ve virtüöz oyunculuk gösterisini kaçırmayın!  Engin Ardıç / Nokta

 

 

Oyunda olağanüstü bir yorumla Vukhov’u canlandıran Diper, yüzbaşının ağzından, aslında bütün bir çağın, savaşın, insansal değerlerin yargılanımını dile getiriyor. Anıl Al / Cumhuriyet

 

 

 

Bir yandan Vukhov’u, bir yandan kendisini yargılayacaktır seyirci. Bireysel suç, toplumsal sorumluluk üzerine düşünecek, savaşın korkunçluğunu, acımasızlığını yaşayacaktır...Yaşar İlksavaş / Hürriyet

 

 

Zafer Diper’in her saniyesi titizlikle düşünülüp çalışılmış oyunculuğunu kaçırmayın. Diper, savaşın acımasız koşullarını, savaşlara karşı olmanın haklı nedenlerini dile getirip, bunları yargılamanızı sağlıyor. Yargı’yı görmemek gerçek bir kayıp!  Seçkin Selvi / Sabah

 

Yargı’yı salt bir savaş ortamının mide bulandırıcı tablosu olarak değil, öncelikle çağdaş insan onuru ve uygarlık adına tarihin bir ayıbı olarak izlemek, anlamak, iliklerimize dek duymak gerekiyor. Yargı’da Vukhov’un anlattıkları da “insanı insanlıktan çıkaran” bir deneyin dehşetiyle ürpermekten kendimizi alıkoyamayacağımız bir tanıklığı belgeliyor. Zafer Diper, Vukhov’un bir manastır hücresinde geçen tutsaklığının güncesini, neredeyse “trans” haline girerek yorumluyor...Tahir Özçelik / Milliyet Sanat

 

 

İnsan “Sakin ol, bütün bunlar bir oyun. Sonuçta şu karşındaki dehşetle izlediğin adam selam verecek, perde kapanacak” dese de, kendini dışına koyamıyor oyunun. Kaçış yok; siz yargıçsınız, karşınızdaki adam da suçlu...Sonunda “Bana ne yapacaksanız yapın” diyor, kendini “akıllı vahşi” diye tanımlayan Vukhov, “ya ceza verin,ya tedavi edin..Ama benim suçumun niteliğini söyleyin!” Yanıtı size kalmış...Ve şu soru oyundan çıkınca beyninizi kemirmeye devam ediyor: gerçek suçlu kim?!... Asu Maro / Radikal

 

 

Diper, öylesine yaşayarak sunuyor ki oyunu, neredeyse Vukhov sunuyor diyeceğim... Sanki gerçekten yoldaşlarının etini yemiş, kanını emmişti ve soruyordu: “Ben normal değil miyim? Normal bir yamyam.. Bütün klasikleri okumuş bir yamyam..Mühendis olmak üzere yetiştirilmiş, atomu tanıyan, yediğim etin bir şey olmadığını, kardeşlerimin ruhlarının hiçbir şekilde tadlarının olmadığını bilen akıllı vahşi değil miyim?!” Diper, binlerce seyirciden oluşan bir juri tarafından yargılanıyor yıllardır.. Ahu Antmen / Kulis

 

 

Savaşın acımasızlığını en uç noktalarda anlatan öyküyü dinlemek, tek kelime ile “karabasan”.. Zafer Diper’in, yaşamak için yamyamlığın, işlenen cinayetlerin, bireysel suç değil, ortak sorumluluk ürünü olduğunu insanlığa anlatma çabası ile yargılanmak istemesini, yargıçlar rölündeki seyircilere anlatımı, rolü ile özdeşleşmesi şüphesiz sanatçı olarak onu yüceltiyor, ama o ölçüde de seyirciyi rahatsız ediyor..”Yaşamak” çabasından başka suçu olmayan Vukhov’un yargılanması adına kendi yargıç rolüne konulmuş seyirciler olarak kendi yargılanmanızın, savaşa karşı yeterince karşı koymamış olmanın, ortak suçluluğun baskısı altında eziliyorunuz. Şükran Soner / Cumhuriyet

 

 

 

Yargı, insana dair düşünmek için onlarca veri sunuyor...Harcanan emek, sorgulayıcı ve üretici olması, oyunu en değerli kılan etmenler...Oyunu izlerken, tiyatro salonunda duramıyorsunuz. Sovyet askerleriyle cepheye, Vukhov’la taş hücreye gidiyorsunuz... Oyunu alışılmadık kılan birçok öğenin bir arada bulunmasının yanı sıra; savaş gerçeğinin insanlığa yaşattığı uçsuz bucaksız acıları, yıkımları, suçun ne olduğunu irdelemesi bakımından, bir çok anlamı birden içeriyor... Atılım

 

 

Yargı’da 20.yüzyıl kendini yargılıyor.. Haluk Şevket Ataseven / İkibin’e Doğru

 

 

 

Diper, Yargı’da; oyunu hazırlayışı, yorumu ve sunuşuyla, insan belleğine sürekli inen yumruklar gibi! Mutlaka görülmesi gereken bir oyun! Hayati  Asılyazıcı / İzlence Dergisi

 

 

 

Vukhov, yargıça dönüşen izleyicilere yaşadıklarını anlatırken, bir yandan da savaşın korkunçluğunu, acımasızlığını aktarır; toplumsal sorumluluğu anımsatır: “Sizler, yargılayanlar, hiçbir şey görmediniz.. Sizi ürküten sözcükler yalnızca!”  Yargı, savaş karşıtı oyunların en görkemlilerinden!  Evrensel

 

 

 

Zafer Diper’in Avni Dilligil Tiyatro Ödülü’ne değer görüldüğü Yargı’da insanlık sorgulanıyor.. Ayça Atikoğlu / Milliyet

 

 

 

Kurtarıldıkları 60 gün sonunda yedi kişiden iki kişi kalmıştır geriye; yargıçların (ya da seyircilerin) gözleri önünde yargılanmakta olan Vukhov ve bir enkaz halinde akıl hastanesine kaldırılan Rubin.. Yargı’yı Zafer Diper, olağanüstü bir oyunculukla yorumluyor.  Rengin Uz / Günaydın

 

Savaşın; vahşetin ve acımasızlığın, insanı insanlıktan çıkarmasının işlendiği Yargı’da, Zafer Diper, dramatik oyunculuğun doruk noktasında..   Mert Ali Başarır/“Bu Soruyu Geçelim”

Mahkemede yargılanan Vukhov değil, savaşa neden olan faşizmdir. Yargılayan, hesap soran, insanlığın uğradığı en büyük felaketin acılarını içinde duyan Vukhov’un kişiliğinde, tüm dünya halklarıdır.  Flaş

 

 

Felsefeyi tüm incelikleriyle bilmek ama kendi elleriyle öldürdüğü ‘ölmüş kardeşinin başucunda felsefe yapmamak!’… İbrahim Berksoy / F.Sanat

 

 

Bir daha o oyuna gitmem, dayanamam. Gerçek bir olaydan yola çıkarak yazılan bu oyunu Zafer Diper tam on yedi yıldır oynuyor. Savaşın, insanı nasıl insanın kurdu haline getirdiğini görmek fazlasıyla ağır geldi bana, yer yer soluğum kesildi. Bu akıl almaz gerçeği, Yargı’yı on yedi yıldır yaşayan Zafer’e hayretle baktım. Oyunun sonunda kendinde değildi. Nasıl kendinde olabilirdi ki, oyun savaş sırasında bir manastırda birbirlerinin bedenlerini yiyen, içen yedi adamın hikayesiydi. Geriye kalan tek adam, anlatıyordu ve sizden bir yargı bekliyordu.  Işıl Özgentürk / Cumhuriyet

 

 

Yargı, savaşta insanın varlığının anlamını nasıl yitirir, onu sergiler size..İnsan, vahşete nasıl yenik düşer, onu anlatır soğukkanlılıkla..Görmezlikten, duymazlıktan, bilmezlikten geldiğiniz herşeyi hatırlatır size yeniden, yeniden..

Selmin Çetin / Eşik

 

Yaşam alanı daraltılmış, bir başkasını yiyerek hayata sarılmayı becermeye çalışan insanların içinde onurlu bir virtüöz gibi mücadele veren, tüm nesnelliğiyle yazgıyı yargılayan, cephelerin zeminine özdeyişler kazıyan sorumlu bir antimilitaristin, barışı sıvama çabasının irdelendiği YargıAdnan Tönel / Tiyatro Dergisi

 

 

 

Yargı, değer yargılarını vicdanla karşı karşıya getiriyor. Ve içimizdeki cellatlardan yüksek sesle karar vermelerini istiyor… Rita Ender / Güncel Hukuk

 

 

Hukuğun tutunamadığı uç noktalar...Savaşın korkunçluğu, bugün, ancak Zafer Diper’in ortaya koyduğu gibi bir oyunculukla bu kadar inandırıcı olabilir!  Erdir Zat / Nokta

 

 

 

 

 

Ocak 2009’dan başlayarak yeni oyun:  F451  (kitap kağıtlarının yanıp tutuştuğu ısı derecesi)



Paylaş      
Yorumlar

Bu Haber Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 431
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 


    Güncel Haberler     En Çok Okunan Haberler
Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
Hangisi Karısı, 5. Sezonunda!
    Tüm Haberler

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Haberler
    Bu haberin yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer haberler aşağıda listelenmiştir...

  • Kuranderde Kalanlar'ın bu haftaki konuğu Çıplak Ayaklar Kumpanyası’ndan Mihran Tomasyan (12/22/2008)
  • Karagöz Sanatçısı Alpay Ekler'den Milliyet'in Haberine Tepki ! (12/22/2008)
  • ERBİL GÖKTAŞ’TAN ŞOK AÇIKLAMA : İSMET KÜNTAY ÖDÜLLERİ’NİN GELECEĞİ KARARTILDI (12/21/2008)
  • Kocaeli Şehir Tiyatroları'ndan Çatışmalar. (12/19/2008)
  • Araf, İstanbul MKM'de! (12/19/2008)
  • Hıyarapol, Halis Kurtça Kültür Merkezi'nde (12/19/2008)
  • Ismet Kuntay Tiyatro Odulleri Sahiplerini Buluyor (1/11/2009)
  • Testosteron, Aralık'ta oyun atölyesi'nde (12/19/2008)
  • Öldün, Duydun mu? Yeniden Sahnede! (12/17/2008)
  • Canlar Tiyatrosu, Yangın Yeri Maraş ile İzmir'de (12/17/2008)
  • Yargı 23. Yılında ! (12/17/2008)
  • Eti Çocuk Tiyatrosu'ndan Pinokyo (12/17/2008)
  • Oyun Sahnesi Yeni Sezona Hazır (12/17/2008)
  • Kuranderde Kalanlar'da bu hafta: İpek Kadılar Altıner (12/17/2008)
  • 39 Basamak İzmir'de (12/17/2008)
  • Küba Çocuk Tiyatrosu La Colmenita'dan İngilizce ve İspanyolca Dergi (12/17/2008)
  • Kadıköy’de Brecht’le Buluşma (12/17/2008)
  • Şehir Tiyatroları'nda Bu Hafta Üç Kız Kardeş ve Yedi Tepeli Aşk Sahneleniyor (12/17/2008)
  • Yeni Metin Yeni Tiyatro Yazarlarını Arıyor (12/17/2008)
  • Devlet Tiyatroları, 2007-2008 sezonunda 1 Milyon 300 Bin seyirciye ulaştı (12/17/2008)
  • Türkiye’nin Gündemi Yeşil Papağan da Saklı (12/15/2008)
  • Yılın en çok izlenen filmleri (12/15/2008)
  • Yıldız Kenter 60'ıncı sanat yılını kutladı (12/15/2008)
  • Son 30 Yılda Radyo ve Televizyonda İz Bırakanlar (12/15/2008)
  • Hadi Çaman'ın tiyatrosunu oğlu Altınbaş kuyumculuğa sattı (12/14/2008)
  • Tiyatro Hayali'den Benimle Oynar Mısın? (12/14/2008)
  • 2. Uluslararası Oyun Festivali 16 Aralık'ta Başlıyor! (12/14/2008)
  • garajistanbulpro: İstanbul'da Bir Dava (12/14/2008)
  • Amatör Tiyatrolar Birliği 4. Aydın Tiyatro Drama Günleri Programı (12/14/2008)
  • Broadway'de yer var Haluk Bilginer'de yok (12/14/2008)
  • Yıldız Kenter: 60 yıldır sahneyi ışıldatan Yıldız (12/14/2008)
  • Kadıköy Sanat Tiyatrosu Aralık 08 Programı (12/14/2008)
  • Kadıköy’de Sanat, Ayışığında Cinayet! (12/14/2008)
  • Tiyatro Portre, Baldan Tatlı Sirke ile sahnede (12/14/2008)
  • AMSTERDAM THEATER RAST, Dilek – Bir Halk Operası ile yeniden Türkiye'de (12/14/2008)
  • Tiyatrotem'den şallak mallak bir oyun: Nasıl Anlatsak Şunu (12/14/2008)
  • Değişim Atölyesi Oyuncuları'ndan Çöplük ve Hıdrellez (12/13/2008)
  • Yeni Tiyatro Dergisi'nin 8. Sayısı Çıktı ! (12/11/2008)
  • Kral Übü, Çevre Tiyatrosu'nda (12/11/2008)
  • Acılar Şenliği; Arama Tiyatrosu'nda (12/11/2008)
  • Adile Naşit aramızdan ayrılalı 21 yıl oldu.. (12/11/2008)


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..