| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Teyzesi - İzmir Devlet Tiyatrosu
Ahmet Olcay




İZLEYİCİ AYRIMI VAR MI?

Simon Williams’ın yazdığı Teyzesi, vodvil türünde olduğuna göre,oyuna eğlenme amacıyla gitmiş olmak yanlış anlaşılmamalı.Tabi ki bütün oyunların esasında eğlendirmek vardır.Bu tür oyunların ise var olma amacı sadece eğlendirmek.Dolayısıyla oyun, türünün gereğini yerine getirdi mi? diye kendi kendime sorduğumda başarıyla getirdiğini söyleyebilirim.Oyuncular oyunun tiplerine çok uygun düşmüş.Sahne trafiği ayarlı, çok akıcı. Oyuncular gayet uyumlu ve iyi oynuyorlar.Beklenmedik olayları çok sahici verdiler.Beklenmedik sürprizleri çok hoş yansıttılar.

Yönetmen Ali Hürol, oyunu; türüne çok uygun sahnelediği için sanırım çok tebrik almıştır.Neden oyuncuların bazı telefon konuşmalarını yüz yüze baktırarak yaptırmış, doğrusu anlamak zor.Farslar gayet eğlendirici ve başarılı.Oyunda güçlü espriler olmadığı için farslarla oyun çok eğlenceli hale getirilmiş.Kaliteli espri eksiklikleri böylece kapanmış.

Teyzesi-2 adlı başka bir oyun olmadığına göre izleyiciyi merak içinde bırakan final yanlış olmuş.Yayıncı Harriet, teyze üçkağıdını çözdü mü?çözmedi mi? çözdüyse ne tepki verdi? Özellikle aşkı yara aldı mı? almadı mı? gibi sorulara yanıt bulamadık .Devamı olan başka bir oyun olmadığına göre final, bu soruları kafamızda bırakarak bitmemeliydi.Oyunun türünden kaynaklanan bu tür kopukluklar olabilir.Sonuçta kendi içinde bütün ilkesinden yararlanarak bu boşluklara çare bulunmalıydı.

Leonard sıkıcı biri. Babası ona abuk subuk şeyler yapmasını öğütleyerek tekdüze, hareketsiz, monoton hayattan kurtulmasını istiyor.Böyle bir tip yazarlık denemesinden sonra nasıl olurda birden çok yetenekli bir oyuncuya dönebilir?Yazarlık yeteneği ortaya çıkabilir ama içe dönük biri nasıl olurda birden bire usta bir oyuncuya dönüşebilir?

Yönetmen,buradaki boşluğu dolduracak bir çözüm bulmalıydı.Oyundaki bu mantık boşluğunu kapatmalıydı.Babası çocukken dışa dönük sayılabileceğini söylüyor.

“Aynı zamanda çok iyi taklit yapardı”repliği eklenerek mantık boşluğu doldurulabilirdi.

Savaş Çevirel’in kurduğu dekor çok başarılı.Küçük bir evi BBG evi gibi gözetledik.Ancak, repliklerde geçmese apartman kapısına bakıp da evin apartman dairesi olduğunu anlamak çok zor.Apartman kapısı daha çok dairelerin giriş kapısına benziyor.İzleyici uzun süre kapıyı daire kapısı zan edebilir.Böyle görünmesi dekor zaaflı kabul edilebilir.

Oyuncular apartman içinde girişine doğru geldiğinde doğal olarak ara ışığı yanmasına yanıyor ama,sırasını bekleyen oyuncu kapının diğer yanında görülüyor.

Hasan K.Yalman kumanda ettiği ışık maalesef koltukları kirli gösteriyor.Apartman kapısının önü dışarıyı gösterdiği için loş ışık kullanılmış.Doğru da, sahnenin o bölümü evin içi olarak kullanıldığında neden evin ışıklarıyla aynı ışık kullanılmadı?Üstelik o karanlıkta bir sürü fotoğraf da çekildi.

Profesyonel fotoğrafçılar buna çok kızacaktır.Öyle bir ışıkta çok önemli fotoğraflar çekilmez diye düşünüyorum.Bırakın bizi, fotoğrafı çeken de hava cıva biri değil.Best Seller kitapların yayıncısı böyle birine o yetersiz ışıkta fotoğraf çektirmek ayıp olur.

Renkli renkli yanar döner bazı ışık oyunları, çocuk oyununda hissettiriyor.

Kostümler başarılı.Oyuncular içinde rahat ettiği gibi göze batan bir fazlalık yok.Oyunun atmosferine uygun seçilmiş.

Antep durağının bir son gün izleyicisi olarak teknik ekibi eleştirmeden edemeyeceğim.Koltuk üzerinde unuttukları çorap birkaç gün geçmesi gereken oyunu maalesef kaldığı yerden devam ettiriyor yanılgısına yarattı.Gelen Dee Dee’de çorabı göstere göstere yere atması başka bir gariplik.Kırlentin altına gizleyebilecek mi diye düşünürken göstere göstere yere atması tam bir acemilik örneği.Ardından gelen yayıncı Harriet de başka bir acemilik yaparak, yerden kaldırdığı çorabı önce tekrar koltuğa, sonra çantasına koyması vallahi şaşırtıcı.Olması gereken baştan hiç karışmamak olabilirdi. Evde hamarat birinin olmaması göz önüne alınıp bu duruma atıf yapacak bir replikle bu hata düzeltilirdi. Yada kırlentle üstü kapatılabilirdi.Teknik ekibin küçük bir hatası zincirleme hatalara neden oldu.

Dans yapılan bölümlerde müzik dışardan değil de evin içinden müzik aleti açmak suretiyle gelecek olsa, sanırın oyununu sihrinden çıkmadan dansları izlerdik.BBG evi programlarının izleyicileri çoğaldığından, dışardan gelen müziği istemeyeceklerdir.Mutlaka oyuncuların kumanda edeceği müzikler isteyecektir

Leonard (Yusuf Köksal) konuşma özürlü olarak başladığı sahnede bu durumu devam ettirmesi gerekirken birden normal konuşmalara döndü.Karşısında önemli bir yayıncı bu durumu kolayca çakabilirdi,çakmalıydı da. Sonraki birkaç sahnede de devam etmesi gereken konuşma özürlü durumundan eser yoktu.Karşısındaki sormaz mı konuşma özrünün nasıl düzeldiğini.

Bu kadar sıkıcı biri nasıl olurda başarıyla Myrtle’ yi oynayabilir.İzleyiciyi,bir emekle ortaya çıkan yazarlık yeteneğini kabullenebilir de oyunculuk yeteneğinin pat diye ortaya çıkmasını sanırım kolay kabul etmez.

Leonard yazar değilken yazdığı bir kitabı önemli bir yayın evi tarafından kabul görüyor.Bu yayıncıyla ilk görüşmesinde heyecanlanmalıydı.Çocukluk hayalini çok gecikmeli gerçekleştirmesine ramak kala nasıl olurda kaderini belirleyecek insan karşısında heyecanlanmaz?Bu heyecanı izleyiciye göstermez?Oysa teyze Myrtle iken gayet heyecanlıydı.Heyecanını gizlemek, bu heyecandan kurtulmak için gereken, zaman kazanma oyunlarını gayet güzel oynadı.Leonard iken neden bu heyecanı göremedik?

Leonard yanlış söylediği repliğe tekrar dönüp düzeltme yoluna gitmemeliydi.Bu kalitede bir oyuncu doğaçlamayla hatasını kapatabilmeliydi. Oyuncumuz repliği unuttuğunda neden tekrar düzeltme gereği duydu anlamadım.Sıradan amatörler bile doğaçlama yaparak kurtarırlar. Onlar bile metnin seyirciler tarafından bilinmediğini çok iyi bilirler.

Dee Dee (Selin Sekerci) uçarı bir tipi gayet başarılı verdi.Başarılı makyajla rolünün yaşında gözükmüş.Oyunun ilk sahnelerinde yere sağlam basmayan ayakları vardı.Kendinden emin yere basışları yoktu.

Zeki yorulmaz, büyükbaba rolüne çok yakışmış.Gerçek bir büyükbabayı izler gibi olduk.Hinliği,cinliği de çok iyi gösterdi.Her durumda vermesi gereken duyguları çok iyi verdi.

Böylesi başarılı bir oyuncunun çalan sabit telefona,sabit telefonla cevap vermesi gerekirden,yanlışlıkla zil telefonuyla konuşması garip kaldı.Doğaçlama burada da yapılamadı.Hadi yapılmadı teknik ekip telefonu bir kez daha çalabilirdi.Böylece oyuncumuz ayabilirdi.Bu da olmadı telefonun diğer ucundaki yayıncı Harriet telefona yanıt vermeyip doğaç yapabilirdi.

Büyük babanın bazı kapı açışları sanki anahtarsız açar gibi hızlıydı.

Yayıncı Harriet (Alev Erözmen) telefon yanlışında büyükbabaya yardımcı olması gerekirdi.Onun hatası değil ama oyun adına bunu yapabilmeliydi.Bunun dışında başarılı bir oyunculuk sergiledi.Rolünün gerektirdiklerini çok güzel aktardı.Diğer oyuncularla uyumu çok iyiydi.Aşkın güzelliğini başarıyla yansıttığı için aşk adına teşekkür etmek gerekir.

Son olarak bu güzel ekip için sormak isterim:İzleyici ayrımı yapıyorlar mı?Görülen bu hataları başka duraklarda da yapıyorlar mı?Mesela Ankara izleyicisi karşısında da buna benzer hatalar yapabiliyorlar mı?

Ahmet Olcay


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

sevil - ( 11/13/2008 )
sizin tiyatronuza bir kaç kez gittim öğretmenlerimiz götürdü ve doya doya izledik çok eylendik tebrikler çok güzel tiyatrocusunuz tebrikler ve bu tiyatroları oynadığınız için teşekkürlerrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr saygılarım ve sevgilerimle


AHMET OLCAY - ( 4/27/2009 )
GAYET GÜZEL ÇOK HOŞUMA GİTTİ ADAŞIM OLDUĞUNDAN DEĞİL GAYET GÜZEL BİR OYUN ;)

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 457
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • ALIN SİZE BAŞARILI BİR GARAJİSTANBUL PROJESİ DAHA: HİSTANBUL (Üstün Akmen) - 11/9/2008
  • Bir Boş Zaman Etkinliği: Yok Saymak (Ali Erdoğan) - 11/7/2008
  • Selçuk Uluergüven'den Kamuoyuna Açık Mektup (Selçuk Uluergüven) - 11/6/2008
  • Bu Ülkede Tiyatro Salonu Açmak Suç Mu? (Emre Uluergüven) - 11/6/2008
  • Dinmeyen Alkışlar - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 11/6/2008
  • Tiyatro'da 60 yılı aşan Onur: Gazanfer Özcan (Melih Anık) - 11/4/2008
  • İBŞT'de oyunculuğun önde olduğu bir oyun: İstanbul Efendisi (Üstün Akmen) - 11/4/2008
  • Dünya’nın Sonunu Beklerken (Erdinç Yapan) - 11/4/2008
  • Lüküs Hayat’ın Düşündürdükleri (İsmail Can Törtop) - 11/3/2008
  • Genç bir kadının evrak-ı metrukesi: 4 Artı 4 (Üstün Akmen) - 11/2/2008
  • Teyzesi - İzmir Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 11/2/2008
  • Şehir Tiyatroları Yönetiminin Özrü Kabahatinden Büyük (Feridun çetinkaya) - 11/1/2008
  • Milliyet Sanat'tan Nedim Saban'a Cevap Mektubu (Özlem Özdemir) - 10/31/2008
  • Bize danışmadan asla (Orhan Aydın) - 10/31/2008
  • Dolu Düşün Boş Konuş – Bakırköy Belediye Tiyatroları (İsmail Can Törtop) - 10/29/2008
  • Balıkesir Muhallebicisi (Nedim Saban) - 10/29/2008
  • Kendi Gök Kubbemiz - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 10/29/2008
  • Müjdat Gezen'den: MUSTAFAM KEMALİM (Ahmet Kara) - 10/28/2008
  • Mahmud ile Yezida Üzerine İnceleme (Mitolojik Kaynak Açısından) (Dılşah Kamalı) - 10/28/2008
  • Genel Sanat Yöneticisi Orhan Alkaya'ya Sorularımdır (Hülya Karakaş) - 10/27/2008
  • Nedim Saban'dan Milliyet Sanat'a Mektup (Nedim Saban) - 10/26/2008
  • Tehlikeli Saplantı - Erzurum Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 10/26/2008
  • Kayıp Cennet ve Dün Meydana Gelen Bir Olayda... (Üstün Akmen) - 10/25/2008
  • Savaş ve Kadın - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 10/25/2008
  • Çocuk Aklını Çalan Hırsızlar (Orhan Aydın) - 10/23/2008
  • Yedi Tepeli Aşk - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 10/22/2008
  • Kırşehir Ahilik Haftası Kapsamında Tiyatro : Evran (Berkan Karasu) - 10/20/2008
  • İstanbul bir sahne, sahne İstanbul... (Üstün Akmen) - 10/20/2008
  • Çalıkuşu – Tiyatro Kedi (İsmail Can Törtop) - 10/14/2008
  • Tiyatro Z'nin yeni oyunu: Philoctetes Bir Medeniyet Entrikası (Üstün Akmen) - 10/14/2008
  • İşte Ekim... (İbrahim Kırkbulut) - 10/14/2008
  • Tiyatro (Mehmet Çetinkaya) - 10/10/2008
  • Ezilenlerin Tiyatrosu (Ulaş Tuzak) - 10/10/2008
  • Hadi Çaman'ı da Uğurladık (Tuncer Cücenoğlu) - 10/7/2008
  • Nerde Hani? (Nedim Saban) - 10/6/2008
  • Dünyayı Yöneten Hormon: TESTOSTERON (Ahmet Kara) - 10/4/2008
  • Yazdıkları da yaşamı da renkliydi (Doğan Hızlan) - 10/3/2008
  • Hava 1 Ekim Kokuyor! (Ersan Uysal) - 10/3/2008
  • Çelişkiye davetiye… Roma Hamamı - Ankara Sanat Tiyatrosu (İhsan Ata) - 10/3/2008
  • HEM ARAŞTIRMAYIP HEM DE ANLAMAYAN AKADEMİSYENE İKİNCİ CEVABIMDIR! (Kemal Oruç) - 10/3/2008
  • Boğuşan ve boğulan tiyatrocu Hadi Çaman’ın ardından... (Üstün Akmen) - 9/28/2008


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..