DERYA GÜLÜ VE ZEYNEP ULUDÜZ’ÜN müthiş BAŞARISI (4/27/2008)
Gönülden inanıyorum ki milletçe sanatla bir yerlere geleceğiz. Edebiyatla, tiyatroyla, mimariyle… Milli benliğimizi ancak bu şekilde bulabiliriz. Özümüze dönerek, kültürel değerlerimizi koruyarak… Sanat dallarının içinde tiyatronun apayrı bir yeri ve önemi vardır. Atatürk’ün dediği gibi "Tiyatro bir milletin kültür seviyesinin aynasıdır" Bizler bu aynaya bakarak hangi noktada olduğumuzu görecek, geçmişle bugün arasında kıyas yapma imkânı bulacağız. Tiyatro bizi hayata bağlayacak, kendimizi bir de perdede göreceğiz.
Tiyatro, sevdiğim sanatların başında gelir. Çünkü tiyatroda daima kendimden ve yaşadığım çevreden bir şeyler bulurum. 14 Nisan 2008 Pazartesi günü Trabzon Devlet Tiyatrosu Haluk Ongan Sahnesi’nde güzel bir tiyatro oyunu seyrettik. Trabzon Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü onca işi arasında tiyatro sanatını da unutmamış, kurum bünyesinde tiyatro kursu açmış, gençlere tiyatroyu öğretmiş, sevdirmiş; bununla da kalmamış, bir oyun projesiyle Trabzonlu tiyatro severlerin karşısına çıkmışlar. Yani kurs meyvelerini vermeye başlamıştır. İşte bu kursun meyvesi olan "Derya Gülü" isimli oyun sahnelendi tiyatro binasında. Usta yazar Necati Cumalı’nın çok sevilen ve defalarca oynanan oyunu bir kez de amatör tiyatrocular tarafından oynandı. Oyunu değerlendirmeye geçmeden evvel değişik zamanlarda değişik tiyatro grupları tarafından oynanan oyunun konusuna değinelim:
"Derya Gülü, yaşlı bir kaptanın karısı ile yasak aşk ilişkisi yaşayan bir denizci gencin öyküsü… Meryem’in yaşlı kocası Haşim Kaptan sürekli içmektedir. Karısı ise geçimlerini temin etmek için yakınlarındaki zengin bir evde hizmetçilik yapmaktadır. Yoksul yaşamından kurtulmak için bir yol bulmaya çalışan Meryem, bir ara Sinan adlı bir gençle tanışır. Sinan, gün geçtikçe çöken Haşim Kaptan’ın kendisine yardımcı olarak bulduğu bir gençtir. Bu arada mahallede Meryem’in Sinan’la seviştiği söylentileri çıkarılır. Sinan dedikodulardan kendini kurtarmak için evi terk etmek ister. Meryem ise Sinan’ın gitmesine engel olmaya çalışır. Kocasını öldürmeye karar verir. Meryem’i çok seven Sinan, böyle bir karara karşı çıkıp engeller. Ama sonunda Haşim Kaptan geçirdiği bir kalp krizi sonucunda ölür."
Ege kıyılarında küçük bir yerleşim merkezinde, yaşlı bir balıkçının, evli olduğu genç karısıyla aralarındaki geçimsizliğin yol açtığı dramı anlatan oyunda insan psikolojileri ön plana çıkarılmakta, duygular oyunun çekici akışı içinde ustaca işlenmektedir. Oyun, üç kişilik bir kadroyla sınırlı dekor, ışık, ses, kostüm desteği altında oynanmaktadır. Oyun boyunca sade dekor hiç değişmemektedir. Dalga ve rüzgâr sesinden başka ses efekti de kullanılmamaktadır. Kostüm değişimi sadece bir sahnede bir oyuncu tarafından sadece bir kere yapılmaktadır. Işık efekti gece - gündüz ayrımı dışında yoktur. Derya Gülü her yönüyle sade ve samimi bir oyun görünümünde. Oyun, toplum hayatından bir kesiti yansıtıyor. Aslında bizler yaşadığımız hayat içerisinde bunları zaman zaman yaşıyor ya da gözlemliyoruz.
Trabzon Halk Eğitim Merkezi tarafından sahnelenen Derya Gülü oyununda Zeynep Uludüz, Tarık Semerci ve Levent Çağlayan rol aldılar. Aslında üçü de amatör ruhla bu işi yapmalarına rağmen hepsi de çok başarılıydı. Gerçi Levent Çağlayan sekiz yıldan beri amatör tiyatro yapıyor. Tarık Semerci ise henüz bir üniversite öğrencisi… O da Trabzon Umut Tiyatrosu’nda amatörce bu işle uğraşıyor. Hepsi de güzel ve başarılı roller çıkardılar. Fakat benim en çok dikkatimi çeken Trabzon Lisesi’nde İngilizce Öğretmeni olarak görev yapan Zeynep Uludüz oldu. Zeynep tiyatroyu çok seven genç bir öğretmen… Fakat bu konuda fazlaca deneyimi yok. Sınırlı bir zamanda, onca iş arasında bu oyuna baş koydu ve gerçekten çok başarılı bir oyun çıkardı. Ben Zeynep Hanım’ı sahnede seyredince kırk yıllık bir tiyatrocu gibi başarılı ve profesyonel buldum. Ses tonu, jestleri, mimikleri, olayları yaşar gibi yansıtması, sahneyi ustaca kullanması ve amatör heyecanı her türlü takdirin üzerindeydi. Kendisini kutluyorum. Zeynep’in bu işin peşini bırakmaması gerekir. Onda önemli bir tiyatroculuk yeteneği var. Bu yeteneğin zayi olması sanat adına bir kayıp olur.
Oyunu yöneten İbrahim Kavzoğlu, dramaturg Hasan Kavzoğlu ve diğer kişiler yaptıkları işlerin hakkını fazlasıyla verdiler. Hepsini yürekten kutluyorum. Bize iki saat boyunca güzel dakikalar yaşattılar. Bu gibi faaliyetlerin devamını diliyorum.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...