İzmir Kentin Oyuncuları Manifestosu YENİ BİR "TİYATRO" (5/8/2008)
MMO İzmir Şubesi Tiyatro Topluluğu'nun adına Kentin Oyuncuları adını eklemeye karar verdiğimizde, Barış'ın provaları hayli ilerlemişti ve biz artık ne yapmak istediğimizi net olarak belirlemiştik. İstediğimiz son derece basit, bir o kadar da karmaşıktı.
Biz yeni bir tiyatro projesini hayata geçirecektik...
Tiyatro, artık seyircisini kaybetmişti. Bir avuç romantikten başka, artık kimse tiyatro izlemiyordu. Profesyonel tiyatrolar; bunu salon yokluğuna, devlet desteğinin olmayışına (ya da az oluşuna), eğitim yetersizliğine; amatör tiyatrolar ise amatör tiyatroların görmezden gelinmesine, profesyonel tiyatronun eskimişliğine bağlıyordu. Profesyonel tiyatrolar daha popülist oyunlara yönelirken, amatör tiyatrolar Brecht başta olmak üzere devrimci tiyatro adamlarının oyunlarını tutturdukları groteskimsi-ucube oyunculuklarla, Brechtyen olduğunu iddia ettikleri tuhaf rejilerle sahnelemeyi tercih ediyorlardı. Ancak seyirci bütün bu çabalara(!) rağmen tiyatrodan uzaklaşmaya devam ediyordu. Üniversite şenliklerindeki bedava oyunlar bile boş salonlara oynanıyordu. Bu noktada, tiyatronun can çekiştiğini söylemek gerekiyordu.
Birkaç on yıl önce operanın kıvrana kıvrana ölmesi gibi tiyatro da ölüyordu...
Kentin Oyuncuları, tiyatronun temel sorununun "kitleselleşmek" olduğunu ortaya koymaktadır. Başta Devlet Tiyatroları olmak üzere 'Akademik Tiyatro'daki yaygınlaşan "Önemli İş Tiyatro" anlayışı ile de bu anlayışa karşıt gibi duran amatör tiyatrolardaki yaygın "Kitlelere Öncülük Eden Tiyatro" anlayışı ile de aşılamayacak bir sorundur bu. Her ikisi de aslında temelde tiyatroyu, olduğundan daha değerli, hatta kutsal, olmazsa olmaz gören bu anlayışlar sadece seyircinin tiyatrodan biraz daha uzaklaşmasından başka bir işe yaramamıştır.Kentin Oyuncuları, tiyatronun kitleselleşmesi adına sokaktadır. Bir manifestosu yoktur ve hiçbir zaman da olmayacaktır. Çünkü kendisini ne toplumun öncüsü olarak görmekte ne de toplumdan üstün saymaktadır. Ne Brecht'i, ne Stanislavski'yi, ne Mayerhold'u, ne Piskator'u ne de diğer kuramcıları tek ve kesin doğru saymakta ne de içlerinden birini ya da birkaçını tümüyle reddetmektedir.Tüm kavramların eksik ya da başarılı yanlarını tiyatronun kitleselleşmesine etkileri ve katkıları oranında değerlendirmektedir. Bu anlamda, günümüz 'talk show'larından da Shakespeare'den de öğrenecekleri çok şey olduğunu düşünmektedirler.
Artık yeni bir seyir biçimi insanların hayatına girmiş, baş köşeye koyulmuştur.
Sinema ve televizyon, yeni bir seyir biçimi yaratmıştır. Bu seyir biçiminin karşısına yeni bir seyir biçimi koyamadığı sürece tiyatro sanat müzesindeki yerine doğru yolculuğunu sürdürecektir ve bir süre sonra da yok olacaktır.Kentin Oyuncuları, bu yeni seyir biçiminin sokakta yakalanabileceğini düşünmektedirKentin parklarını, sokaklarını, alanlarını, pazar yerlerini; yani kentin buluşma noktalarını oyun alanı olarak seçmiştir. Kurulması saatler süren dekor/ sahneleri seçme nedeni de budur. Kentin Oyuncuları, tiyatro edebiyatının önemli eserlerini izleyiciye uzak durmayan, yalın, samimi bir oyunculuk anlayışıyla sergileme yolunu seçerken de aslında bu yeni seyir biçimini yaratma konusunda bir deneme yapmaktadır sadece.Kentin Oyuncuları, devrimci bir tiyatroyu öneriyor. Aslına rücu ederken, tüm zamanları yeniden tanımlayan bir anlayışı öneriyor. Tüm açılımların ortak paydası olarak kitleselleşmeyi alan bir anlayış bu.
Reddimiz, kazanımlara değil, "Kutsal Tiyatro" 'ya yöneliktir!
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...