Bugün 2 Temmuz 1993 yeniden yanmanın, yakılmanın kara günü… O günden bugüne ne değişti hiç… Hiç bir şey… Ruhban Okulu için yasa çıkarılırken Madımak Oteli’nin Müze olması bu kadar mı zor? Tehlike bunun neresinde… Geçmişle yüzleşip elinizi kalbinizin üzerine koyup “hatalıyız” demek çok mu zor… Küçültmez insanı, düşürmez de… Düşünüyorum da yoksa elleriniz nasırlı mı? Bu yüzden mi çekinirsiniz kalbinizin üzerini sobelemeye…
Acıyı bal eylemek bu kadar mı zor?
Fazıl Say’ın gelecek yılki Anadolu turnesinin ilk durağı Sivas olacak… Ve bu konserin Madımak Müzesi’nde olmasını o kadar çok isterim ki…
Peki, Metin Altıok kimdir?
Nebahat Altıok eşi için; Metin Altıok'u anlatmak.. Şu an hiç kolay değil. Eşit ağırlıktaki iki ayrı duyguyu, aynı anda ve çok yaşıyorum. Metin Altıok eşimdi, arkadaşımdı, dostumdu. Bu yanıyla bu benim özel acım, yüreğime saplanan bir hançerin kanayan yarası. Öyle de kalacak. Şairdi Metin Altıok!... Felsefeciydi, yazardı. Beyaz kâğıtlara desenler çizer, dere taşlarını ince ince oyardı. Güzel şevler yaptı doğrusu, zor olanı başardı. Aydın bir sanatçısıydı bu güzel ülkenin. Sivas'a gitti!... Giderken "Alevi-Sünni" kaygılar, düşünceler taşımıyordu. Pir Sultan Abdal derneğinin bu "şenliği (!)" düzenlemiş olması da Metin Altıok’ un "muhalif" aydın kişiliğini hiç mi hiç etkilemedi. Etkileyemezdi de Pir Sultan deyişlerini, türkülerini severdi, doğru. Ama Şivan Perwer'i de severdi, Hale Gür'den Ege türküleri dinlemeyi de.
Metin Altıok 24 Mayıs 1993’de Aydınlık Gazetesi’nin Kara Kutu köşesindeki yayımlanan yazısında; "Türkiye'nin bu gün içinde bulunduğu toplumsal ve düşünsel yozlaşma, zorunlu olarak, bir aydın sorgulamasını da beraberinde getirdi. Örneğin, son zamanlarda İslami fanatizmin gösterdiği tırmanışı yazar Aziz Nesin, Türkiyeli aydınların görevlerini yapmamalarına bağladı. Fanatizm hangi noktada uç vermişse, aydınların görevi, onu o noktada ezmektir' diyen Aziz Nesin aydınları duyarsızlıkla suçladı, "
"... aydın olmaya giden yol muhalif olmaktan geçer. Muhaliflik ise tavır koyarak yapılır, doğru adına, iyi ve güzel adına yanlışın, kötü ve çirkinin üstüne gitmeyen kişi aydın değildir. Türk aydını kimi muhaliflerin başına gelenlerden ürkmüş ve neme lâzımcı bir konuma düşmüştür. Bu konuma düşenler bir dereceye kadar bağışlanabilirler. Ama uzlaşmacı aydınlar (bu nasıl aydınlıktır bilinmez) her türlü değere musallat olan birer kültür zararlısına dönüşmüşlerdir.”
DÜŞERİM
Bazen oturduğum yerde
Kendi kendime dalıp giderim,
Bulanık geçmişimle.
Genişleyen halkalar çizerim,
Bir düşün uyanık imgesine.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...