| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Işığın ve Karanlığın Oğullarının Savaşı
İlkay Sevgi




Yakın zamanda sahneye konan ‘Işığın ve Karanlığın Oğulları’ projesi hakkında Nedim Saban’ın yazısını, 2010’a yönelik eleştirilerini ve oyunun özensizliği hakkında yorumlarını okuyunca durup düşünmek gerekiyor. Bir oyun eleştirisini aşarak her anlamda konuyla ilgili fikirler öne süren bu yazının da eleştirdiği oyun hakkında söylediği gibi prova edilmeden yazıldığı bir gerçek. Bir yazı da tıpkı bir oyun gibi tekrar tekrar üzerinden geçilmesi ve düşünülmesi gereken bir sunumdur.

‘Işığın ve Karanlığın Oğulları’nı izlemedim. Bu yüzden sevmediği oyundan çıkamayarak yerinde kıvranan insanların sorununu bu kez yaşamadım. Bazen olabilir, başka nedenlerden ötürü de salonu bırakıp çıkmak isteyebilirsiniz, zamanınızı aldığını, sizi yeteri kadar zeki bulmadığını ya da en basitinden size uymadığını düşündüğünüz bir oyundan çıkabilirsiniz. Ne var ki, böyle düşündükten sonra sonuna doğru, tekrar oyunun sizi içine aldığı ya da affallattığı, çok sonradan dimağınızda güzel bir tat bıraktığını farkettiğiniz de olur.

Kimse kimsenin vaktini, üzerinde çalışılmamış ve düşünülmemiş işlerle almak hakkını kendinde görmemeli. Fakat üzerinde birlikte düşünülmesi gereken şeylere de herkes vaktini ayırmalı.

Eleştirirken, oyunun konseptini, amacını ve içindeki değerleri düşünerek frene basmak gerekir. Eleştirmen ve eleştiri sıkıntısı çekilen bir ülkedeyiz. Ancak övgü sıkıntımız da var; güzel olan şeyleri tanımlayamazsak; elimizden kaçmalarına kolayca izin vermiş oluruz.

Yazın gösteri sanatlarının yoğun bir dönemidir. İzmir festivali ve Venedik’de Uluslararası Sanat Konferansı’na Simya Sanat olarak katıldığımız, gösteriler ve sunumlar yaptığımız için bu oyunu göremedim. Fakat yurtdışında ve İstanbul’da hakkında çıkan haberleri okudum. Nihayet yapılıyor dedirten güzel bir projeydi. Gösteri sanatları çok titiz bir konu. Özellikle amacı kısa vadeli olmayan, yıllara ulaşmaya çalışan tiyatro eserleri, uzun oluşum süreçlerine, prova aşamalarına ve kollektif bir çalışmaya ihtiyaç duyuyor.

Fakat sanatçıların sezgilerinin gücüyle almak durumunda olduğu spontan roller de var. Ani bir gelişmeyi veya tehlikeli bir gidişatı ilk önce anlayan, izleri gören, gölgelere yaklaşan ve havayı koklayan sanatçıdır. Eğlendirici bir işlevden çok sanatçıya çok farklı bir değer ve sorumluluk veren, sanatçının işaretçi ve uyaran oluşudur. Basit bir görev olarak görülen bu görev, geniş bir ivmelenme, sürekli bir farkındalık, ve yoğun bir hissiyat kazandırdığı sanatçıdan tüm zihnini ve zamanını ister. Günlerce, aylarca kendini veya iç dünyasını kapayan, konsantrasyon ile sezgilerini besleyen, gündelik ve anlaşılır dünya ile bağlarını koparan bir sanatçının, tüm bu süreç sonunda gizlendiği yerden çıkarak ‘Savaş kötüdür’ diye bağırması, basit bir çıkış gibi gözükebilir, aslında fedakarca bir atılımdır.

Savaş hakkında söylenecek yüzlerce söz, izlenecek binlerce görüntü, hafızalarımızda yer eden onlarca kare var. Ancak sözün bittiği ve ana fikrin ‘savaş kötüdür’ olduğu durum da hep hatırlanılması, toplumun ve yöneticilerin uyarılması, sürekli tekrar edilmesi gereken bir gerçek. Savaş tehditleri, beklenmedik bir biçimde yirmi birinci yüzyılın başından beri ensemizde. Sanatçının ve içgörüsü olan herkesin bildiği gibi tek bir insan bile tehdit altında olduğu sürece tüm insanlık tehdit altında kalır.

Ortak çalışmalar zaman istiyor. Uluslararası ortak projelerde, ortakların tüm tasarım sürecinden sonra prova için ilk biraraya gelişleri için bile seneler gerekebiliyor. Küçülen dünyamızda inanılmaz gibi gözükebilir; yine de ufak tefek engeller, aşılması güç ve zaman gerektiren problemler ortaya çıkarabiliyor. Kaldı ki, bu projenin sahne oyunu olmadığı, belgesel nitelikli olduğu açıklandı. Deneysel bir proje de olabilir, konseptin amacı bu kadar mühimse, koşarak çekilen sürekli titreyen bir bant kaydı; mükemmel bir çalışma olarak değerlendirilebilir. Yoldan geçen insanlarla yapılan hazırlıksız konuşmalar sergilenebilir. Projeleri kendi amaçlarına ve hedeflerine göre değerlendirmek gerekir.

En eski oyuncalar olan ten emekçilerine gelince, eğlence sektörü bile, bazen para dışında potivasyonlarla harekete geçebiliyor. Sanatçıya en uzak olan para motivasyonu, gösteri sanatlarının ve tiyatronun, sorumlulukları ve öncelikleri ile bağdaşmıyor. Ne kadar masraflı bir iş olsa da, hiçbir sanatçı sahne üzerine para önceliğiyle geçmemiştir.

2010’u tartışmaya açan Nedim Saban, her zamanki yazılarının aksine bu sefer uslübuyla biraz şaşırttı. Aslında bu konu biri çok yakında da olmak üzere daha önce birkaç kere açılmıştı. Dikmen Gürün’ün reddedilen projelerini (aslında ona sunulmuş ve kabul edilmiş, bağımsız sanat organizasyonlarına ait projeler) konu alan uzun yazılarımızı kaçırmış olmalı. Yine de keşke Kültür Başkenti’nde her zaman ürünler ve eserler tartışılsa, ve yönetimsel yani araçsal sorunlar diyalog içinde, böyle güzel bir isime yakışmayan sert eleştirelere maruz kalmadan çözülebilse. Keşke artık ortak projeler için çok daha fazla imkan, mekan ve kaynak olsa, ve seyirciyi büyüleyecek ya da hop oturtup hop kaldıracak, yaratıcılığı birleştiren, hayal gücünün kesiştiği eserleri sürekli heyecanla karşılayabilsek. Kültür Başkenti’nin esas amacı olan, bizlerin de her zaman ‘Onların teknolojisi var ama bizim de kültürümüz dilekolay’ dediğimiz kültürümüzü değerlendirme, somut olarak sunabilme ve doğru olarak yansıtabilme imkanlarını bulabilsek.

İlkay Sevgi

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 722
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • İbn Rüşt, Pekin Operası'nda (Özcan Buze) - 10/5/2009
  • Orda Bir Köy Var Uzakta... Püf Noktası Burada... (Yurdagül Yurtseven) - 10/5/2009
  • Saçma Seçmeler - 3 (Cüneyt İngiz) - 10/5/2009
  • Yolcular (Üzeyir Lokman Çaycı) - 10/5/2009
  • İstanbul, Bu Aymazlıkla Kültür Başkenti Falan Olamaz (Üstün Akmen) - 10/5/2009
  • Erkekler Köyü - Mihriban (3 Perdelik Komedi) (Mustafa Firuz Bozkurt) - 10/5/2009
  • Hergelekon (Yurdagül Yurtseven) - 10/5/2009
  • Tiyatro Denince Akan Sular Duruyor... (Deniz Zengin) - 10/5/2009
  • A99 Ülkesi (Üzeyir Lokman Çaycı) - 10/5/2009
  • Feraset Bacı, Nurcihan Kalfa, Dadı Kalfa (Pınar Çekirge) - 10/5/2009
  • Işığın ve Karanlığın Oğullarının Savaşı (İlkay Sevgi) - 10/5/2009
  • Öç (Üzeyir Lokman Çaycı) - 10/5/2009
  • Saçma Seçmeler - 2 (Cüneyt İngiz) - 10/5/2009
  • Kırk Beş Yıllık Dostum Demirtaş Ceyhun da Çekti Gitti İşte! (Üstün Akmen) - 10/5/2009
  • Othello (Hülya Karakaş) - 10/5/2009
  • 2009-2010 Tiyatro Dünyası - Hayallerim / Merak Ettiklerim (Melih Anık) - 10/5/2009
  • İstanbul 2010 Avrupa Başkenti Yürütme Kurulu Neyi Yürütüyor (Üstün Akmen) - 10/5/2009
  • Seyirci Kalma! Seyirci Ol! (Ahmet Şefoğlu) - 10/5/2009
  • Hayatımız Tiyatro (Deniz Zengin) - 10/5/2009
  • Alev Oraloğlu - Kötü Tohum (Pınar Çekirge) - 10/5/2009
  • Diyarbakır Devlet Tiyatrosu Orhan Asena Yerli Oyunlar Festivali İçin Bir Öneri (Asmin N. Singez) - 10/5/2009
  • Saçma Seçmeler (Cüneyt İngiz) - 10/5/2009
  • İstanbul 2010 Avrupa Bakenti Yürütme Kurulu Neyi Yürütüyor (Üstün Akmen) - 10/5/2009
  • Bazen Neyzen olasım gelir… Bazen de Hayyam… (Yurdagül Yurtseven) - 10/5/2009
  • …Sadri Alışık Gibi Adamsın… (Deniz Zengin) - 10/5/2009
  • niÇİN ? (Ali Erdoğan) - 10/5/2009
  • Dinci Faşistlerin İdil Biret'e Saldırısı (Üstün Akmen) - 10/5/2009
  • Kültür Başkenti Ajans 2010 Yönetimi’ne Açık Mektup (İlkay Sevgi) - 10/5/2009
  • Londra Güncesi 3 (Arda Aydın) - 10/5/2009
  • Ayten Gökçer (Pınar Çekirge) - 10/5/2009
  • Tiyatrocu Andı (Ali Erdoğan) - 10/5/2009
  • Devlet Tiyatroları'nda Yeni Düzenlemeler (Savaş Aykılıç) - 10/5/2009
  • Diyarbakır Notları: Tek Kişilik Şehir (Asmin N. Singez) - 10/5/2009
  • Aaaah Ah ! (Eser Ali) - 10/5/2009
  • Londra Güncesi 2 (Arda Aydın) - 10/5/2009
  • 37. Uluslararası İstanbul müzik festivali’nin ardından… (Üstün Akmen) - 10/5/2009
  • Londra Güncesi 1 (Arda Aydın) - 10/5/2009
  • Susam Sokağı Değil Avenue Q (Yurdagül Yurtseven) - 10/5/2009
  • Onu Hiç Unutmadım ! - Zuhal Olcay (Pınar Çekirge) - 10/5/2009
  • Gözünüze Yaş Düşerim (Yurdagül Yurtseven) - 10/5/2009
  • Kısacık bir liste: Çince'de Türk edebiyatı (Özcan Buze) - 10/5/2009


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    12 Şubat'tan itibaren her PAZARTESİ Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..