| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Gerçekleri saptırmadan irdeleyen yönetmen : Mesut Yüce
Fatma Babuşçu



Mesut Yüce, yıllardır Trabzon Devlet Tiyatrosu'nda görev yapıyor. Şimdiye kadar birçok oyunda rol aldı. Yaşar Ne yaşar Ne Yaşamaz, Eşeğin Gölgesi, Zengin Mutfağı, Hayvan Çiftliği, Ayak Bacak Fabrikası, Şiddet Market… Bunlar, rol aldığı oyunlardan sadece birkaçı. 
 
Tiyatronun sıkı takipçileri, “belleklerde iz bırakan rollerin oyuncusu” olarak tanıyor kendisini… Özellikle geçen yılın oyunları Ayak Bacak Fabrikası ve Şiddet Market'teki üstün performansıyla başarısını daha da perçinleştirdi.
Onu yakından tanıdıkça mutlanıyor, çoğalıyorsunuz… Çünkü onun için her şey sahneden, rolünü en iyi şekilde yorumlamaktan da ibaret değil. Yaşadığı ortama, insanına karşı da son derece duyarlı, sorumlu biri. Toplumu dönüştürmek adına olan paylaşımları sahneyle sınırlı kalmayıp, dışına da taşıyor. Taşrada görev yapan kimi oyuncuların yaptığı gibi, seyircisiyle, halkla bir “garip duvar” örmemiş arasına neyse ki!..Tiyatro salonunun dışında da sıcak iletişimler kurmaktan yana… Her tür yaklaşımına, o sağlam dünya görüşü doğrultusunda yön veren örnek bir sanat insanı.
Mesut Yüce, bu kez, Trabzon Şehir Tiyatrosu Derneği'nin sezon oyunu Barut Fıçısı'nın yönetmeni olarak çıktı karşımıza. Başarıyla yönettiği bu oyunla; gişe kaygısı gütmeden, lafı dolandırmadan, kıvırmadan, gerçekleri fısıldıyor kulağımıza. 

Bin bir hüner ve çabayla bize unutturulan, göz ardı etmemiz istenen; insanı kahreden, can acıdan o önemli toplumsal gerçeklerimizi… Bu konudaki görüşlerini bizzat kendi cümlelerinden öğrenelim.
 
-Neden “Barut Fıçısı”?
 
Mesut Yüce: Barut Fıçısı kısaca savaş sonrası Yugoslav toplumunun ve bireyinin içinde bulunduğu koşulları anlatıyor. Savaş bittiğinde acaba gerçekten bitmiş oluyor mu? Dukovski bu temayı iyi bir dille işlemiş.Bugün dünyada savaş hala gündemde, hemen yanı başımızda Ortadoğu'da, Afganistan'da. Savaş günümüzde egemen sistemin ürettiği bir hastalıktır emperyalizm üçüncü dünya ülkelerine ideolojik yoldan yapamadığını açık seçik insanları öldürerek yapıyor. Böylesi bir ortamda, hele medyalar yoluyla savaşların meşru kılınmaya çalışıldığı bir ortamda sanat, toplumsal sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır. Bana Barut Fıçısı'nı seçtiren ve amatör arkadaşlarımın da kabulünü sağlatan bu sorumluluktur.
 
-Oyun üzerinden seyirciye söylemek istedikleriniz nelerdi?
 
Mesut Yüce: Savaşa yol açan sebeplerin, siyasal etkisini anlayabilmesi, siyasal olanla sosyal olan arasında bağıntı kurabilmesi, seyircinin anlamasını istediğimiz şeylerdir. Belgesel tiyatro anlayışına içkin değerlerdir bunlar. Bilimsel bir zemin üzerinde, tarihsel, politik olguların açıklanması ve bu açıklama üzerinden dramanın gösterimi, belgesel -dramatik tiyatro biçemini oluşturmakta. Bu biçem izleyiciye bilinç yoluyla aktarımda bulunur ve aynı tavrı bekler. Oyunda kullandığım slaytlarda Yugoslav iç savaşının nedenleri üzerinde dururken, egemen kapitalist topluluğun ve medyanın savaş zamanında insanlara kabul ettirdikleri yalan - yanlış değerlendirmelerin eleştirisi ana fikri oluşturdu.
 
-Bu konuda amaçladıklarınızı gerçekleştirdiğinizi düşünüyor musunuz?
Mesut Yüce: Sahneleme ve oyunun mesajının aktarımı açısından oyunun, istediği şeyi anlatabildiğini sanıyorum. Belki özellikle slaytlarda kullanılan dil ve anlatımın da bir yoruculuk olabilir, çünkü seyircinin haberdar olmadığı süreçleri anlatıyoruz, kullanılan kavramlar da belli bir birikim gerektiriyor, 40 yılllık bir ülke tarihini 10 dakikalık slaytla anlatmak kolay değil elbette.
 
-İçinde bulunduğumuz toplumu gözlemlediğinizde, sizi en çok rahatsız eden olumsuz gidişatı anlatır mısınız?
Mesut Yüce: Toplum olarak apolitikleşmiş bir zeminimiz var, eğitim seviyemiz yüksek olmadığı için, bilinç seviyemiz de aynı seyrediyor, bir üçüncü dünya ülkesi olarak üzerimizde tahakküm kuran egemenler için rahatsız edici değil bu durum. Biz rahatsız mıyız önemli olan bu? Kültürel değerlerimizi korumanın yolu, toplumsal, sosyal değerlerimizin, tarihimizin ürettiği birikimi; paylaşımın, ortaklaşmanın siyasetiyle ve onun üreteceği bilimsel bilgiyle sentezleyebilmekten geçiyor. Toplumsal gidişatımıza yön veren siyasal gidişatımız, asıl konuşulması gereken mevzudur. Dünya'da egemen ekonomi -politik ve buna bağlı olarak Türk siyaseti, kendi toplumuna yabancılaşmış bir formasyondadır, mesele bu yabancılaşmayı ortadan kaldırmaktır .
 
-Oyunda da sözü edilen, kaybolmaya yüz tutmuş toplumsal değerlerin yeşermesine sanat yoluyla nasıl katkıda bulunulabilir?
Mesut Yüce: Sanat bir kültürel kategoridir ve kültür de egemen ekonomi-politik sistem tarafından belirlenmiştir.Bu gün kapitalizm biz üçüncü dünya ülkelerinin siyasal -sosyal yapısını değiştiriyor, dönüştürüyor. Toplumsal değerlerimiz zaten yok olmaya yüz tutmuş durumdadır. Sanat bilimsel bir politik zemin üzerinde üretilmediği sürece bu yok oluşa çanak tutmaktan başka bir işe yaramaz. Bu anlamda egemen sistemin muhalefetini yapacak bir estetik, toplumsal değerlerin yok olması sürecini geriletebilir, toplumları uyarabilir. Önemlisi sanat yoluyla insanların toplumsal duyarlılıklarını artırmak ve içinde bulundukları yapının farkında olmalarını ve eylemde bulunmalarını sağlayabilmektir.
 
-Sıra dışılıklarla dolu bir oyun Barut Fıçısı. Farklı sahnelenişiyle ilgili göze alınan riskler oldu mu? Daha doğrusu siz, onları risk olarak adlandırıyor musunuz?
Mesut Yüce: Toplumsal sorumluluk taşıyan bir tiyatro bazı riskler almak zorundadır. Oyun metnini sahneye taşırken hem oyunun söylemi ve hem de göstergeleri açısından bir yeniden üretimde bulunduğumuzu düşünüyorum. 1930'lu yıllarda E. Piscator'un teorisini oluşturduğu Dramatik-belgesel tiyatro anlayışının takibi şeklinde algılanmalıdır sahneleme. 60'lı yıllarda dostlar tiyatrosu ve Ankara Sanat Tiyatrosu'nun öncülüğünde ülkemizde de temsil edilen bu anlayış politik tiyatronun anlatım biçimidir. Günümüzde tiyatroların toplumsal olana ilişkin ilgisi azal(tıl)dığı için pek uygulanan bir yöntem olmayabilir. Tiyatroyu yalnızca eğlenmek için gelinen bir yer olarak sunan, içeriksiz ve toplumsala kaygısız günümüz sanatı ve onun severleri için risk taşıyor oyun, bizim için değil.
 
-Oyun metninde yer alan argo sözcükleri sansürlemeyip yer verdiniz. Bu konudaki görüşleriniz neler?
Mesut Yüce: Trabzon Şehir Tiyatrosu Derneği oyuncularının hepsi bir meslek sahibi, halkın içinden insanlar, okuma provalarında çok tartıştık bu konuyu, genellikle itiraz noktaları akrabalarının, kendilerini tanıyan insanların haklarında ne düşüneceği oldu, ahlaki değerlerimize uygunluğu konularında çeşitli düşünceler tartışıldı.Oyun içinde geçen argoların, oyunun ihtiva ettiği değerler üzerinden anlaşılması gerektiği üzerinde durmaya çalıştım, savaş sonrası toplumsal değerler çökerken, moralle birlikte, dil de çöküntüye uğruyor, Dukovski cesurca işlemiş metninde bu konuyu.toplumsal gerçekliği yazan Dukovski'ye toplumsal gerçekçi anlayışımız elbette saygı duymak zorundaydı.
 
-Özel tiyatroların sizi, oyuna emeği geçen tüm ekibi sınırlayan ya da geniş imkanlar tanıyan yanları neler?
Mesut Yüce: Salon bulmak, tiyatronun her türlü ihtiyacını( dekor,kostüm,ışık ) sağlayabilmek konularında imkansızlıklar sorun yaratıyor ancak bu, tiyatro yapmaya engel değil. Ekip açısından zorlukları fazla, oyuncular işlerinden çıkıp provaya geliyor. Büyük fedakarlıları var. Şurası önemli Amatör tiyatro yapmanın bazı sorumlulukları var. Burda tiyatro yöneticilerine büyük sorumluluklar düşüyor.Tiyatronun ihtiyaçlarını karşılamak zor gibi görünse de imkansız değil, önemli olanın bu ihtiyaçları gidermedeki organizasyon bilinci olduğunu düşünüyorum. Plansız, yöntemsiz bir kalkışma sorun yaratıyor, artık amatör tiyatroların organizasyon ve iş bölümü yeteneklerini artırması gerekiyor, bu noktalardaki eksiklik amatörlüktür. Meselenin ikinci önemli yanı amatör tiyatroların misyonudur. Bu konu çok önemlidir. Herhangi bir kurum ya da kuruluşa bağımlı olmayan, özgür bir tiyatroda üretimde bulunmak benim için çok değerli, çok önemli bir deneyim oldu. Sanatsal özgürlük açısından amatör tiyatrolar, ödenekli kurumlara nazaran bir adım öndedir, ödenekli sanat kurumlarının maddi manevi bağımlılıkları, ürettikleri sanatın da bağımlı olmasına yol açıyor. Ne büyük talihsizlik!
 
-Oyun, sahnelenecek noktaya gelinceye kadar ne gibi evreler yaşadınız?
Mesut Yüce: Provalara belediyenin Hüseyin Kazaz sahnesinde başladık, eski tekel binası, Boztepe gibi yerlerde ve çok olumsuz koşullarda devam edebildik. Çalışmalara drama, diksiyon, doğaçlama derslerinden oluşan bir programla başladım. Dramaturji çalışması da Yugoslavya ile ilgili bilgi, belge değerlendirmesi, savaşla ilgili film ve belgeseller izleyerek ve belirlenmiş zaman birimlerinde belgesel, politik tiyatro üzerine metinler okuyarak ve tartışmalarla gerçekleşti. Oyun, temsili için öngörülen zamandan Devlet Tiyatrolarındaki turnem sebebiyle 15 günlük bir gecikmeyle seyirciyle buluşabildi. Tüm bu süreç yaklaşık üç aylık bir zamanı kapsıyor.Bu arada oyunun telif hakkıyla ilgili de bir problem oldu, aynı oyunu İstanbul Şehir Tiyatroları da oynuyor bu sezon, neyse ki halloldu bu problem .Sonuç olarak Trabzon'da yeni kurulan bir tiyatroda, tiyatroya yüreklerini ve emeklerini veren insanlarla çalışmak, çok değerli bir süreçti benim için.
 
Söyleşi:
Fatma Babuşçu


tiyatronline.com


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

hatice semiz - ( 9/19/2008 )
mesut yüceyi tebrik ediyorum trabzonlu olarak bir tane daha grubun trabzonda kurulmuş olması beni son derece sevindirdi .

saygılarımla,


Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 557
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Murtaza (Semaver Kumpanya) - 1/24/2007
  • On İkinci Gece - Semaver Kumpanya (Sevda ŞENER - Radikal İki ) - 1/24/2007
  • Bazıları Ne İçin Yazı Yazar? Ya da Tiyatronline editör Faciası (Gökhan Kalınca) - 1/24/2007
  • Günlük Müstehcen Sırlar (Tiyatro Fora) - 1/23/2007
  • Etik İcat Oldu Ahlak Bozuldu (A. Berhan Yılmaz) - 1/22/2007
  • Beyoğlu Sahneleri Gitti/Gidiyor! Alan Yok mu? Tuğba Özay'dan Başka? (Yeşim Özsoy Gülan) - 1/22/2007
  • Karşılaşmalar - Tiyatro Öteki Hayatlar (Üstün Akmen) - 1/19/2007
  • Kozalar - İstanbul Şehir Tiyatroları (Üstün Akmen) - 1/18/2007
  • Yıldızlar Altında Cinayet - İstanbul Şehir Tiyatroları (Kemal Oruç) - 1/18/2007
  • MODİGLİANİ - Derhal sahneden çekilmesi gereken bir oyun (İhsan Ata) - 1/18/2007
  • Gerçekleri saptırmadan irdeleyen yönetmen : Mesut Yüce (Fatma Babuşçu) - 1/18/2007
  • Osmaniye Gençlik Sanat Tiyatrosu - OGSAT (A. Aziz Öktem) - 1/15/2007
  • Yuva - Yeni Kuşak Tiyatro (Üstün Akmen) - 1/15/2007
  • Meşrutiyet’ten Günümüze Adana’da Tiyatro Sanatının Serüveni… (Doç.Dr. Nurhan Tekerek) - 1/15/2007
  • Eleştirmek mi Yoksa Eleştiriyi Eleştirmek mi? (Şekip Taşpınar) - 1/14/2007
  • BARUT FIÇISI - Trabzon Şehir Tiyatroları (Barış Uzun) - 1/14/2007
  • Biz Gençler (Eda Atalay) - 1/14/2007
  • Kaçamak - Tiyatro İstanbul (Üstün Akmen) - 1/14/2007
  • Özkıyım (Bizim Tiyatro ) - 1/14/2007
  • Nathalie (Kenter Tiyatrosu) - 1/13/2007
  • Ayrılık (İzmir Devlet Tiyatrosu) - 1/13/2007
  • Kocasını Pişiren Kadın (İzmir Devlet Tiyatrosu) - 1/13/2007
  • Düğün Şarkısı (İzmir Devlet Tiyatrosu) - 1/13/2007
  • Keşanlı Ali Destanı (İzmir Devlet Tiyatrosu) - 1/13/2007
  • Aşk Delisi (İzmir Devlet Tiyatrosu) - 1/13/2007
  • Bir Efes Masalı (İzmir DT) - 1/13/2007
  • Büyük Aşkların Sonuncusu (İzmir) - 1/13/2007
  • Salıncakta İki Kişi (Profilo Kültür Merkezi) - 1/12/2007
  • Öp Babanın Elini (Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu) - 1/12/2007
  • Ayıp Ettik (R.E.S.T Oyuncuları ) - 1/12/2007
  • Bir Delinin Hatıra Defteri (Kulis Sanat Evi) - 1/12/2007
  • İstanbul' da Sanatçı Olmak (Engin Alkan) - 1/10/2007
  • Omuzumdaki Melek (Üstün Akmen) - 1/10/2007
  • SİNEKLİDAĞ BURASI … ŞEHRE ÇUKURDAN BAKAR (Nedim Saban) - 1/9/2007
  • Mutlu Günler (Üstün Akmen) - 1/9/2007
  • Hazal Selçuk Röportajı (ADEM DURSUN SÖYLEŞİLERİ) - 1/9/2007
  • BARUT FIÇISI - İstanbul Şehir Tiyatroları (Üstün Akmen) - 1/9/2007
  • Fişler ve hatıralar.. (Serkan Koç) - 1/8/2007
  • Satıcının Ölümü / Miller (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Vanya Dayı / Chekhov (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Yangın Yerinde Orkideler / Baydur (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    12 Şubat'tan itibaren her PAZARTESİ Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..