| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Son Yılların En Başarılı Oyunu: Ben Feuerbach
Hakan Urcu



Tiyatro Oyun Eleştirilerinin içerisinde belki de bu denli iddialı bir başlık, yazanın duygusal yaklaşımı düşünülebileceği gibi fazla abartılıda bulunabilir. Ancak Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun sahnesine bakakalırken, oyunun sonuna geldiğimde bu başlığın hiçte abartılı olamayacağını düşündüm. Oyuna geçmeden, şunu net olarak ifade etmem gerekir ki, benim yazım dahi, sahnelenen oyunun mükemmeliyetini ifade edecek bir metnin yazılma olanağı bulunmuyor. Sadece Haluk Ongan sahnesine gitmediyseniz gidip algı kapılarınızı olabildiğince açın.

Eğlencelik oyunlar, çocuk zekasınında rahat kavrayabileceği klasikleşmiş devlet tiyatrosu oyunu, reji geleneğine ve oyunculuğuna başkaldıran devasa bir oyunla karşı karşıya kalacaksınız. Bu yanıyla bile ayrıca ele alınması gereken olguyu doğurarak, farklılığını tek başına elinde tutan bir çalışma. İşte bu yüzden İstanbul’a dönmeden nerdeyse saatler önce tiyatrocu dostumun aklımda olmayan oyun izleme daveti, benim için müthiş bir çalışmayı karşıma çıkardı. Feuerbach’ın kaotik ve esrarengiz yaşamını keşfetmeye çalışırken aynı anda ona ait, adeta doğum lekesi olan zorluk, çileyle dolu kutsal yolculuğuna çıktım.

Oyunun kısa özeti:
Feuerbach, yıllardır akıl hastanesinde yattıktan sonra tedavi olmuştur. Oyunculuğa tutkundur ve tiyatroyu kutsanma olarak algılamaktadır. 7 yıl önce tiyatroda kaybettiği öz benliğini kaybettiği yerde geri kazanmak için yine tiyatroda ve oyuncu seçmesi için sahnededir. Bir zamanların ünlü yönetmenini, yeteneğini tekrar ortaya çıkarmak üzere beklerken, karşısına bir tiyatro reji yardımcısı genç gelir. Bu kırılma noktasından sonra kendinivar olmayan seyircilerine sunma ve onlar tarafından “kutsanma” amacına adar. Kendi iç yaşamı ve dışsal davranışlarındaki uyumsuzluk aslında bir bütünlüğün göstergesi olur. Oyunun, sağlıklıama ağrılı bütünlüğünün vurgusu budur. Birisi gelir, olaylar olayların etrafında gelişir.

Yazarlar, yazdıkları eserlerdeyaşadıkları dönemin şahitleri ve tarihçileridir. Yazar TankredDorst’a baktığımızda 2.Dünya savaşının, NaziAlmanyası aleyhine döndüğü1944 yılında, Hitler tarafından , “son umutaskerleri olarak 19 yaşında askere çağırılıyor. Ve Savaş sonrasında Amerika ve İngiltere’de savaş esiri olarak kalıyor. Bundan dolayıdır ki, Feuerbach kişiliği üzerinde en anlaşılır haliyle; milyonlarca mezarın açılıp hızla kapandığı, insanlık değerlerinin kendi eliyle yitip gittiği son büyük Dünya Savaşı trajedisinin insan beyninde yarattığı karmaşayı da görmek mümkün. Metin ve oyunculukta aynı zamanda bize aitte olan histerik yaşamın içindeki bildik ama tüm dünyaca ters düz edilmişlik söz konusu. Sahnedeki atmosfer, bugününbenmerkezci dünya düzenine biat etmek zorunda kalan izleyicide kişilik bölünmesine yol açıyor. Tıpkı Feuerbach’da olduğu gibi. Sarsıntılar sahneden seyirci koltuklarına ulaştığında, kutsallığın özünü oluşturduğu kendinden geçişle kala kalıyor izleyici. Ve birden “içsel edilgenlik” halini ortaya koyma zorunluluğuyla dolup taşıyor. Bu “kutsanmış” oyun, bir tür denklemi canlı bir şekilde sunuyor.

Tiyatro = Din / Yazar = Tanrı / Oyuncu = Peygamber / İzleyici = Mürit

Ve seyirci oyunu izlerken beyin kıvrımlarındaki soruları, alt benliğinde sürekli ayakta tutuyor. Varoluşçu felsefe, kafkaeskkanatlı melekleriyle etrafımızda boşluğa sarkıtılan sorularıyla dönmeye başlıyor. Bu anlamsız ve ölümle neticelenecek hayata karşı niçin bu denli yaşama arzumuz var? Hepsi birer nedene dayanıyor basitçe. Çare arayıp borcunu kapatmak için, yeni doğacak bebeği için, aşkından ayrılmamak için, kendi yaşamının sonrasında yaratacağı bir eser bırakabilmek için, hiç tatmadığı ölüm acısını yaşamamak için vs… İşte Feuerbach’da, oyunculuğu tekrar yaşamak için. Yoksa belli bir ideal, lüks, yaşam sevgisi ve şöhret arzusuna sahip olma çabasındaki sıradanlığın içinde kalma dürtülerine sahip değil. Hakan Meriçliler bu ruhu, olancayaratıcılığıyla durmaksızın sonunu bile bile fütursuzca ilerletiyor. Bir nevi anti-kahramanımız beden ve ruhunun birlikteliğinde, müthiş bir özgürlük kumaşıyla aktör elbisesini bitene dek, en ince ayrıntısına kadar tüm estetik olgunluğuyla örmeyi başarıyor.Feuerbach sıradan bir oyuncudur oyunun içinde aslında. Normal bir oyuncu gibi her yer sahnedir onun için. Bir yolculuk içerisinde, kendisini kendi başına bir dahi, bir gezgin, kimi zamansa, yönetmeninin paçasına yapışarak varlığını sürdüren sanatçı olarak görürüz. Bu izlenme ayrıcalığı onu farklı kılıyor. O izlenendir ve alkışlanan…

Oyunun girişinde, enerjinin yapıcı ve yıkıcı unsurlarını ortaya koyan ve Goethe’nin, batarken bile büyük dediği ışık olgusu ve ölürken söylediği “ışık biraz daha ışık”isteğini, yeni bir varolma savaşının başındaki Feuerbach’ın sözlerinde de duyuyoruz. Bir gönderme söz konusu yazardan Goethe’ye.Zifiri karanlıkta yolunu bulmaya çalışma arzusunun getirdiği bir korku cümlesi… Ancak böylesine uzun boylu ve yapılı bir oyuncu tarafından söylenince bu denli etkili olur sanırım. Dekorda ise ayrık ve birleşmeyi bekleyen spiral merdivenleri görüyoruz. Sonsuzluğa gidiş, bir yolculuk uzamı.Zirveye çıkan ve kısada olsa ordakalan, birçok insan gibisonundainilen, sonsuzluk diyalektiğindeki bir yapı. Ortasında Feuerbachın yaşamında boşluk. Bir ara tatlı bir köpek geçiyor, ancak Feuerbachiçin tatlı ne kelime, bir ucube. Geçmiş yaşamındaki tüm olumsuz sahne insanlarını, meslektaşlarını simgeliyor bu köpek.

Cambazlığa zorluyor;spiral merdivenin ortasındaki boşluk karşıdan karşıya geçmesi için. Ve bunu da yapıyor fütursuzca, kendini gösterme çabasında. Çünkü karşısında seyircisi yok ancak bir kişi, reji yardımcısı genç izliyor onu. O yüzden “tutarlılık olmasa mesleğinizi icra edemezsiniz” diyerek sürekli eleştirdiği bir yandan belkide bir bağlantı kurmaya çalıştığı, böylece yakınlaşmaya çalıştığı kişiye, terk ettiği sahneye geri dönüyor. Kanıtlama çabası ağır basıyor. Tükenmişlik ruhunu bir kenara itip geri dönüyor genç reji yardımcısının karşısına. Diğeryandan, oyuncu yanını çıkardığımızda bir sokak dilencisidir. Rol alma çabasındaki trajedi, yarattığı keder ki nasıl bir dilenci yemeksiz, susuz yaşayamıyorsa, ondada oyunculuğunu sergileyemeden yaşayamayacağı durumu hakimdir. En net olarak gördüğümüz şey ise Feuerbach’da oyun ve oyuncu olgularının ritüelist bir açımlamayla,vurgusallığını ortaya koyduğudur. Sahnedeki spiral merdiven arasındaki boşluk, oyuncu tarafından aniden dolduruluyor. Ani değişimler insana özgü. Tiyatro oyununun üstüne bir tiyatrobir oyun daha var edilmiş. Aynı zamanda yaşamımızdaki sınavlar silsilesinin göstergeleri. Kim kime neye göre değerlendiriyor bizi ?Feuerbach’ın akıl hastanesine yatmadan önceki son oyununu Tasso olduğunu görüyoruz.

Sahnelere geri dönüş için seçtiği oyunun tekrar Tasso olduğunuda. Deha, delilik ve gerçeğin istekleri bağlamındaki varoluş çelişkisini anlatan Tasso. Tasso’nunyaşamına baktığımızda hastalık hastası, son derece duyarlı, melankolik olduğunu okuyoruz.TorquatoTasso da benzer şekilde akıl hastası olduğu gerekçesiyle yedi yıl hücreye kapatılıyor. Ve ozanlar için en yüksek mertebe sayılan defne tacını almasından kısa bir süre önce, Roma’da yaşamını yitiriyor. İnsanın varoluşsal temel özellikleri içinde şizofreni, melankoli varmıdır sizce ? Evet, biraz düşündüğümüzde bunların belli ölçülerde herkes de bulunduğun görüyoruz. Bunların tamamen ortadan kaldırılamamasının sebebindede, bu duygu ve hislerin, insanın nosyonunasıkıca bağlı olmasında aramalıyız kuşkusuz.

Belli bir oyun sürecinden sonra metnin traji-komik yanını, sahnede olduğu sürece merkeze almayı başaran oyuncu Elif Saka, sahnede kısa sürede kalmasına rağmen oyunun başarısına hizmet anlamında önemli bir konumda. Keza Feuerbach’ın diyalog kurduğu genç reji yardımcısını canlandıran Emre Ön , az ancak olmassa olmaz kısa rolünü ortaya koyarkenabartısız yerinde oyunculuğunu, karşısındaki tecrübeli Aktörle birlikte uyum içerisinde yerine getiriyor . Genç oyuncu için çok önemli bir okul niteliğinde bir oyun. Bu açıdan kendini şanslı hissetmeli. Yönetmen Yurdaer Okur ve Oyuncu Hakan Meriçliler’i, başarı noktasında ön sırada tutarak harkulade övgüleri sunmayı istesem de, tüm ekipten ayrı tutmak sanırım bu denli başarılı bir oyunda diğer sanat insanlarına haksızlık olur. Işık konusundakafkaesk , çapıcı, yaratıcılığın sınırlarını zorlayan Yüksel Aymaz ustayada vurgu yapmadan geçmek doğru olmaz. Yine dekordaki biçim ve öz uyumunu eksiksiz duru bir anlayışla yaratarak oyunu oyun yapan sanatçılardan EfterTunç , ustalığına ustalık katmış.Oyunun özgün müziğini ortaya çıkaran Ayşe Önder hanım, bu ölçüde atmosfere kendi büyüsünü katması, sanatçının metinden ve sahne görüntülerinden süzerek sezgisel yeteneğiyle ortaya koyduğu müzikler, uyumlu tiyatro müzik-oyun çalışmasının en bariz örneğini.Böylesine incelenmesi gereken bir metni, teksten sahneye aktarma sürecinde, sanırım yoğun ve derin bir yolculuğu çıkmış dramaturg Selen KoradBirkiye. Yönetmenin en yakınındaki sanatçının her zaman dramaturg olduğunu düşünürüm oyuncudan önce. Ancak nedense ülkemizde dramaturg mesleğine yeterince gereken ilgiyi gösteremiyor özellikle kurumsal tiyatrolar. Zamanla düzeleceğine inanıyorum. Başarılı ve evrensel standartlarda oyunlar ortaya koymak için bu gerekli. Velhasıl yardımcı yönetmenleri ve diğer tüm çalışanlarıyla tam anlamıyla uyumlu bir ekip buluşturulmuş. Yoksa bir oyun çalışması için çok kısa sürede böyle başarılı bir oyunun sahnelenmeye hazır hale gelmesi mümkün olmazdı.Özellikle Yurdaer Okur’un yönetmenlik çalışmalarının çoğalmasını umuyorum. Cesaret isteyen ve devlet tiyatrolarındaki bildik klasik yönetmenlik anlayışını, üst seviyelere taşıyan bir yüreğin sahibi...

Tüm ekibe ve tiyatro sanatına sonsuz teşekkürler.

Hakan Urcu
-----------------------------------------

YAZAN:TANKRED DORST
CEVIREN:SEMA ENGIN
YÖNETEN:YURDAER OKUR
DEKOR&KOSTUM:EFTER TUNÇ
ISIK:YUKSEL AYMAZ
MUZIK:AYSE ÖNDER
DRAMATURG:SELEN KORAD BIRKIYE
REJI-ASIST.:SEBNEM TOPCUOGLU-TANSEL ÖNGEL
OYNAYANLAR:HAKAN MERICLILER(feuerbach)-ELIF SAKA(kadın)-EMRE ÖN(asistan )

Oyun tanıtım sayfası:  Ben Feuerbach
 
Paylaş      
Yorumlar

iSMET CANER - ( 2/21/2011 )
Oyun enfes bir tat bıraktı ve inanın yıllardır bu denli keyifli bir oyun izlemedim.Hakan bey çok gerçekçi bir yorum yapmış oyun hakkında. Okurken bir kez daha irkildi adeta. Sevgiler bu başarıyı yakalayanlara...

Tansel Kantarcı - ( 2/21/2011 )
arınmakla ve günahlarımız... evet sahnenin dışına taşan bir gelgit alemi...tiyatroyu aramadı seyirci yazar beyin belirttiği gibi, oyun kuşlarının -onların- ayaklarına sarıldı.ve sonuna değin bırakmadı.yanımda baygınlık noktasına gelen yaşlıca bir beyefendiyi hatırladıkça tüğlerim diken diken oluyor.hakan meriçliler sanırım sanatında bir eşikten, koca bir eşikten geçti bu tecrübeyle.tıpkı seyircinin koca bir eşikten atlaması gibi bu oyunda.anladı seyirci ve inandı.kutsalı dinde aramanın mantık dışılığını sanat var etti.teşekkürler bu zevk için.

Nihal Yazıcı - ( 2/21/2011 )
Nedendir bilmiyorum, bazı kişiler seyirci adına yazı yazıyor ancak -aydın- olmanın sorumluluğuyla değil. Evet diyorum, evet kesinlikle oyuna ben ve şimdiye kadar oyunun -sonunu bekleyen- ortalama hatta alt gelir ve fikir grubu seyircide hayran kaldı.Seyircinin tepkisi mahkemeye taşınamazmış. Ohalde yüzlerce şahit var ki oyuna 3 kez üst üste giden biri olarak çok iyi -ötesi- bir çalışma. Hakan bey e oyunu bu şekilde kıyıda kalmayarak sanatçı görevini yaptığını düşünerek saygı duyduğumu belirmek istiyorum.

Feride Sakeroğlu - ( 2/21/2011 )
Allahım bu nasıl oyunculuk, bu ne derinlik, bu nasıl bir reji anlayışı. Nasılki Aristotales okuduğum kadarıyla Brecht in 4 .duvarını 1000 yıla yakın süre sonra yıktı. Devlet tiyatrolarının statik hale gelmiş, oku , prova et, sahnele tekrarına karşı yıllar sonra Yurdaer ve ekibide bir benzer seti yerinden etti. Bu DT için çok iyi bir gelişme. Artık DT de gelişim sürecine girmeliydi. İnsan olmanın dayanılmaz hafifliğine ulaşmak. Böyle bir şey olsa gerek.

Naci Taşdöğücü - ( 2/21/2011 )
temiz, çok güzel ve hastalıksız, duru bir oyun. Ve başarısı kendini kasmayan , seyircinin anlayabileceği düş dünyasını rejinin yakalamasından geliyor.kutlarız.ailecek çok beğendik.

ayse inci - ( 2/21/2011 )
oyunculugun ne kadar zor bir is oldugunu ve aslinda saf insanlikla ilgili oldugunu bu oyunu izleyince anladim.emegi gecen herkese tesekkurler....

Teyfik Soydan - ( 2/28/2011 )
Yurdaer Okur tiyatro yönetmenliğinede müthiş hakim.Bunuda öğrendikj tüm çalışma arkadaşlarının yardımıyla ve sevgisiyle...Harikasınız muhteşemsiniz..

Osman Dündar - ( 2/28/2011 )
Bugün ben Feurbach mıyım diye düşündüm. Ve eğer tiyatroyu bir varlık olarak düşünürsek bence bu Hakan Urcu-nun yazdığı bu inanılmaz gerçeklikte vücut buluyor. O ekip yani ben feurbach ekibi artık unutulmazlar arasına girdi ve trabzonun en sağlam sanat tiyatrosu yapıtı ifadesini hak etmekte..

Kemal Doğan - ( 2/28/2011 )
Son yılların en başarılı oyunu demek için son yılların bütün oyunlarını izleyip değerlendirmek lazım. Son yıllarda izlediklerim arasında en başarılı oyun demek sanırım bu anlamda son yılların tüm oyunlarını izlemeye gerek kalmadan sadec izledikleriniz arasında sağlıklı bir değerlendirme yapmanıza salık verir.

Kemal Canaz - ( 3/1/2011 )
Tüm çalışanları kutlarım. Böylesine büyük bir projeyi devalaştırdıkları için. Hakan inanılmazsın eğer okuyorsan gerçekten yazıldıgı gibi...

R.MERT ERDUMLU - ( 11/18/2012 )
Ulkemizde oyunculuk kavrami hakkinda oncelikle bilgisi ve ardindan fikri olmayan herkesin ozel olarak davet edilip, izletilmesi gereken bir basyapit... (basyapit mi bilemem ama en az bir basyapit kadar iddiali...burada oyuncu da, yonetmen de baska harikalara imza atabilecek yetenekte olduklari icin, basyapit kelami ile onlerini tikamayalim)... Hakan Mericliler oynamiyor, sahnede yasiyor resmen !!!

Ali Can Memiş - ( 12/28/2012 )
Şuana kadar izlediğim en iyi oyundu. Oyundan çıktığımda tüylerim diken diken olmuştu. O nasıl bir oyunculuktur öyle? Hakan Meriçliler gerçekten de Feurbach-ı yaşıyor kesinlikle oynamıyordu.

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 148
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Mütevazılık, Özveri, Mutluluk, Kesişmeler, Uyarlama, Virtuozite ve Bir Büyük İkramiye (Can Murat Yaşar Şengel) - 3/6/2011
  • Okunacak En Büyük Kitap İnsandır (Yurdagül Yurtseven) - 3/6/2011
  • -Renkli- Bir OTOBÜS ( Sevilay Saral) – Tiyatro Boğaziçi (Melih Anık) - 3/6/2011
  • -Çatı- Altında Yaşanan Hayatlar… (İhsan Ata) - 3/6/2011
  • Hande Ataizi, Cihan Ünal'ın Karşısında Sahnede: Özel Hayatlar (Üstün Akmen) - 3/4/2011
  • 2011 Uluslararası Dünya Tiyatro Günü Bildirisi: İnsanlık İçin Tiyatroya Dair (Jessica A. Kaahwa, Uganda) (Jessica A. Kaahwa) - 2/28/2011
  • BGST – Maya Sahnesi'nde Bugün Ne Var? (Melih Anık) - 2/28/2011
  • İnsanın Duvarı Yine Kendisidir: Duvarların Ötesi (Asmin Singez) - 2/25/2011
  • Kemal Başar'ın -Çığ'ı- Demek İsterdim! İBB Şehir Tiyatroları (Melih Anık) - 2/20/2011
  • Delilikle normallik arasında gidip gelen oyun: Ben Feuerbach (Fatma Babuşçu) - 2/20/2011
  • Son Yılların En Başarılı Oyunu: Ben Feuerbach (Hakan Urcu) - 2/20/2011
  • İki salkım halat, iki metre kumaşla Romeo ve Juliet yapılır mı, deli derler adama! (Ebru Seyhan) - 2/20/2011
  • Bir oyundan çok fazlası… Pir Sultan Abdal (İhsan Ata) - 2/14/2011
  • Aynı Twit'de Bir Tiyatrocu (Engin Alkan) ve Bir Eleştirmen (Yaşam Kaya) (Melih Anık) - 2/13/2011
  • Bir Öykü Sevdalısı ile Bir Türkü Âşığının Buluşması: Aşk Halleri (Selçuk Çelik) - 2/12/2011
  • Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum(Muyum?) (Cüneyt İngiz) - 2/12/2011
  • Mekan Artı'da EKİP'ten Oyun(un) Sonu (Beckett) (Melih Anık) - 2/10/2011
  • Gelinmiyorsa Gidilir Arkadaş! (M. Erkul Eğilmez) - 2/10/2011
  • Lafla Pişirilmiş Aşureden Oyun Çıkarmak: Şişman Domuz (Üstün Akmen) - 2/9/2011
  • Teksti Tanıyanın Anlayacağı Oyunlar'ın Sorumlusu Kim? (Melih Anık) - 2/9/2011
  • Çığ, İstanbul Şehir Tiyatroları'nda! (İhsan Ata) - 2/7/2011
  • Aşk Halleri Bir Başka Olur Bu Mevsimde (Mustafa Göksal) - 2/6/2011
  • Delidir Ne Yapsa Yeridir! (Nazım Sarıkaya) - 2/3/2011
  • İstanbul Devlet Tiyatrosu'ndan Tertemiz Bir Yapım: Temiz Ev (Üstün Akmen) - 2/2/2011
  • Ezber Bozan Vanya Dayı (Çehov) - Tiyatro Stüdyosu (Melih Anık) - 2/2/2011
  • Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) - Hesap Geçici Olarak Kapalı (Melih Anık) - 2/1/2011
  • Ali Sürmeli'den Resimli Osmanlı Tarihi (İhsan Ata) - 2/1/2011
  • Kadın Hayattır Memattır Kadın (Selçuk Çelik) - 2/1/2011
  • Oyunculuk Üzerine Yapılan Muhabbetin Işığı Söndü, Gölgeler Kaçıştı (Füsun Balkaya) - 1/31/2011
  • Eller Yukarı Donlar Aşağı: Elbiseler Fora (Cüneyt İngiz) - 1/31/2011
  • Kitap Tanıtımı: Kadın Sığınağı (Tuncer Cücenoğlu) (Serkan Fırtına) - 1/30/2011
  • İstanbul Hatırası - İstanbul Şehir Tiyatrosu (A. Emrah Özdilek) - 1/30/2011
  • İyi Bir Yurttaş Aranıyor - Tiyatro Mıh (A. Emrah Özdilek) - 1/30/2011
  • Dramaturg ve Dramaturgi Olmayınca... : Kadın Sığınağı (Üstün Akmen) - 1/28/2011
  • Gülhane Parkı'nda Bir Gün (Cüneyt İngiz) - 1/27/2011
  • Tıksırıyorum Öyleyse Varım (Yurdagül Yurtseven) - 1/26/2011
  • Selahattin Duman’dan Dumanaltı Aşklar... (İsmail Can Törtop) - 1/26/2011
  • Eğitim ve Tiyatro (Rasim Aşın) - 1/21/2011
  • Yüksek VOLTtaj Hattındaki TİLT (Melih Anık) - 1/21/2011
  • Kent Oyuncuları'nda 50. Yıl Kutlaması: Zorla Güzellik (Üstün Akmen) - 1/20/2011
  • Su Mu Dökeyim Kafanıza? (M. Erkul Eğilmez) - 1/20/2011


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..