| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Vasıf Öngören'e saygı duruşu: Ne gör ne işit ne söyle! (Zengin Mutfağı)
Rengin Uz



Yaşadığı kısa hayata karşın, (1938 - 1984) yazdığı dört oyunla Türk Tiyatrosu’na damgasını vuran, yazar, yönetmen ve kuramcı Vasıf Öngören, Brecht’in dialektik tiyatro kuramını Türkiye koşullarına uyarlayan çok önemli bir tiyatro insanıydı. 1958 yılında İstanbul Üniversitesi Gençlik Tiyatrosu'nda sevdalandı tiyatroya. Dört yıl sonra İstanbul Üniversitesi Jeofizik Bölümü'ndeki eğitimini yarıda bırakarak Berlin’e gitti. Berlin'de Freie Universität Theaterwissenschaft (Felsefe Fakültesi’nin Tiyatro Bilimleri) bölümüne yazıldı. Bertolt Brecht’in tiyatrosu Berliner Ensemble’da Manfred Wekwerth’in reji çalışmalarına katılarak, izleyerek Epik Tiyatrosu’yu yerinde öğrendi. Türkiye’ye döndüğünde 1971’de Ankara Sahnesi’ni kurdu. Vasıf Öngören, en verimli olduğu dönemde, 12 Mart 1971 Muhtırası’yla, gizli örgüt kurmak suçuyla tutuklandı. İki yıl cezaevinde yattı. 1976’da Birlik Sahnesi’ni kuran Öngören, burada Brecht’in ‘Faşişmin Korku ve Sefaleti’ ile ‘Sezuan’ın İyi insanı’nı sahneledi. Bir yıl sonra ‘Zengin Mutfağı’nı ilk kez sahneye koydu ve bu oyun ona 4 ödül getirdi. Büyük özveriler ve zorluklarla geçen bu yıllardan sonra 80’ler sanatçının, Türkiye’den ayrılıp Amsterdam’a yerleşip Türk işçi ve öğrencilerle kurduğu yarı profesyonel topluluğuyla Brecht tarzı denemeleri gerçekleştirdiği yıllar oldu. İnandığı Tiyatro adına yapacağı daha çok şey vardı üstelik bunu memleketinde gerçekleştirmek istiyordu. Ama olmadı, henüz 46 yaşında kalbine yenik düştü, ardında onurlu bir tiyatro geçmişi onu yeni kuşaklara taşıyacak oyunlar bırakarak…

Vasıf Öngören, "Almanya Defteri", "Asiye Nasıl Kurtulur", "Oyun Nasıl Oynanmalı " ve "Zengin Mutfağı" oyunlarında ülkemizin o günlerde baş etmek zorunda kaldığı temel sorunları ele almıştı. Ancak görüyoruz ki o sorunlar bugün de sorun olarak yerli yerinde durmakta! Emekçilerin ekmek uğruna göçtüğü Almanya’ya yıllar içinde daha niceleri eklendi, Asiyeler eksilmedi, zengin mutfaklarında sofralar kurulmakta hala...

Emek sermaye ilişkisi

Vasıf Öngören’in 1977 yılında yazdığı, Başar Sabuncu’nun filme de çektiği ‘Zengin Mutfağı’, Şehir Tiyatroları’nda, kızı Aslı Öngören’in rejisi ile sahneleniyor. Oyun, yakın tarihimizin en büyük işçi eylemlerinden birinin gerçekleştiği günlerde, 15–16 Haziran 1970 işçi eylemleriyle başlar. İş yasalarında yapılacak olan kimi kanun değişikliklere karşı çıkan DİSK eylem kararı almış ve işçiler, İstanbul, Kocaeli, Gebze ve İzmit’te yürüyüş düzenlemişlerdi. 16 Haziran’da Kocaeli ve İstanbul’da sıkıyönetim ilan edildi. Sendika yöneticileri ve işçi temsilcileri yangılanmaya başlandı. Dışarıda bu ürkütücü gelişmeler yaşanırken, Vasıf Öngören kalemi, zengin iş adamı Kerim Bey’in köşkünün mutfağında, bu hak ve hukuktan habersiz yaşayan hizmetliler arasında gezinir. Önce, Kerim Bey’in konağının ‘Mutfak takımı’nı ve yolu mutfaktan geçenleri tanıyalım; patronuna körü körüne bağlı, saf, temiz ve eğlenceli pehlivan eskisi aşçı Lütfü Usta. Aynı zamanda oyunun anlatıcısı. Aslında işçi bir ailenin kızı olan Lütfü ustanın yanında çalışan, en büyük hayali sevdiği gençle evlenip, evinin kadını olup kendi mutfağında yemek pişirmek olan Kız. Nişanlısı, parasız pulsuz üniversite öğrencisi Selim, Kerim Bey’in şoförü Seyfi ve işçi sınıfından Ahmet. Onlar, alt katta mutfakta, zengin patron, karısı ve çocukları üst katta. Hizmet edenler ve kendilerine hizmet ettirenler. Kime hizmet ettiklerinden haberleri bile olmayan bu alt sınıf insanları, oyun ilerledikçe kendi sınıfsal konumlarını seçecektir. Onların değişimi, 12 Mart’ın karanlık günlerine rastlar. Öğrenci Selim, eline para geçsin diye, aranan solcu arkadaşı Ali Kara’yı ihbar etmekte bir sakınca görmez. Ve bu ihbar onun Zengin Mutfağına yerleşmesine ve bu sofrada semirtilerek, patronun emrinde, tehlikeli bir maşaya dönüşmesine neden olur. Nişanlısı bile artık onun hedef alanındadır. Onun bu değişimi mutfağın aşçısını da etiler. Bir zamanlar ‘Aşçıysak eşek değiliz’ diye çocukça kendi kendine söylenen Lütfü Usta’,‘ İnsan Neye hizmet ettiğini bilmeli’ diyecek noktaya gelirken, Kız, ait olduğu yere, fabrika işçiliğine döner. Artık yollar ayrılmış, saflar belirlenmiştir.

Biçime sadık reji

Aslı Öngören, Vasıf Öngören’in, Alman yazar ve kuramcı Bertolt Brecht’in geliştirdiği “epik” yöntemiyle yazdığı Zengin Mutfağı’nı bu biçime sadık kalarak sahneye taşımış. Epik Tiyatrosu’nun vazgeçilmez unsuru olan değişim ve dönüşüm çok net bir biçimde aktarılmış. Metne çok küçük güncel dokunuşlar dışında bir ekleme yapılmamış. Aslı Öngören, haykırmak istediklerini, yazdığı 6 şarkı sözüne serpiştirmiş. Köşke getirilen kurt köpeğiyle Selim karakteri arasında bir koşutluk kurulurken, köpeğin önüne gelene saldırması üzerine Lütfü Usta’nın onu öldürme planları oyunun trajikomik unsuru. Zengin Mutfağı fonda 70’ler Türkiye’sinin çalkantılı politik yaşamından kesitler verse de, Vasıf Öngören’in oyunu bugünün Türkiye’si için eskimemiş ve çok önemli. Zengin Mutfağında, anlatılanlar, işçilerin uyanması, yaşanan tüm sınıfsal, sağ sol çatışmaları, emek-sermaye ilişkisi, bugünü hazırlayan siyasal gerçekler. Oyun bu açıdan da çok kıymetli ve onu göre okunması gerekiyor.

‘İnsan Kime hizmet ettiğini düşünmeli’ diyor Vasıf Öngören. Aslı Öngören ise, oyunun program dergisinde şöyle diyor:

‘....Elbette bu sahnelemenin tam da Şehir Tiyatroları’nın gerekliliğinin ve kime hizmet eden bir kurum olduğunun tartışıldığı bir dönemde, Şehir Tiyatrosu seyircisiyle buluşmasının bir seçim olduğunun altını çizmeliyim. 35 yıl aradan sonra bu oyunun Şehir Tiyatrosu’nda yeniden sahnelenmesi bir diğer önemli nokta. Bu nedenle büyük onur ve heyecan duyuyoruz’.

Takım oyunu ruhu

Aslı Öngören’in rejisini yorumlayan kadro çok sağlam. Epik oyunlarda olması gerektiği gibi, tam bir takım oyunu ruhu hakim. Oyunun ikinci yarısı, birinciye göre daha tempolu. Murat Garibağaoğlu, Lütfü Usta’da belleklerde yer edecek bir oyunla çıkıyor karşımıza. Ona gönül rahatlığı ile her rolün adamı diyebilirim. Yazarın istediği gibi, yeri geldiğinde saf ve sevimli, yeri geldiğinde uyanık ve kurnaz ‘aman olaylar bana bulaşmasın’ diyen bir emekçi olarak mutfakta gördüğü dünyayı yorumluyor. Anlatıcı olduğu sahnelerde, duygularını asla köpürtmeyen duruşu ile seyirciye kendini kaptırmadan olayları inceleme fırsatını veriyor. İzlenmesi gereken bir oyunculuk, çok kutluyorum. Mert Ali Yavuzcan’ın oynadığı Selim, Zengin Mutfağı’nın sınıfsal dönüşümü en belirgin yaşayan kişisi. Kendi halinde, efendi, aşık bir üniversite öğrencisiyken, bir ihbarcıya, sonra katile dönüşen, sevdiği kızı bile gözden çıkartacak kadar gözü kararan Selim’in değişiminin her saniyesi, Mert Ali Yavuzcan’ın oyununun ayrıntılarına kazınmış. Her zaman takdir ettiğim Yavuzcan’ın giderek yükselen oyunculuk grafiği gerçekten etkileyici. İzlerken hep ‘Bu role iyi ki o seçilmiş’ diye geçirdim içimden. Oyunun, yazar tarafından özellikle adı konmamış Kız’ı Irmak Örnek’in eğer bu ilk büyük rolüyse diyecek bir şey yok. Bu kızda sahne ışığı var. Sesi de çok güzel. Zengin Mutfağı’nın şoförü, sınıfsal çatışmalardan uzak kaldığı halde olayların tam ortasına düşen, kitap okuyarak bilinçlenmeye başlayan Seyfi’de Ozan Gözel, baştan beri sınıfsal konumunu belirlemiş, ayakları yere sağlam basan sendikal faaliyetlerin içindeki işçi Ahmet’te Selçuk Yüksel, doğru oyunlarıyla, Aslı Öngören’in rejisinin önemli destekçileri. Aysel Doğan’ın kocaman aydınlık bir mutfak ve ‘Aşağıdakiler-Yukardakiler’i vurgulaması açısından merdivenli dekor tasarımını beğendim. Nihal Kaplangı’nın kostümleri, 70’li yılları özenli bir biçimde yansıtıyor. Işık tasarımında Kemal Yiğitcan, efektte Gökçe Selim’in isimlerini görüyoruz. Hepinizin emeğine sağlık.

Müzikli mutfak!

Aslı Öngören, yıllar sonra Zengin Mutfağı’na sahnelerken, Epik Tiyatro’nun olmazsa olması ‘Müzik’i eklemiş yorumuna. Yaptığı oyun müziklerini her zaman çok beğendiğim bir tiyatro müzisyeni olan Çiğdem Erken’le çalışmış. Öngören’in yazdığı şarkı sözlerini bestelemiş Erken. Nedense önce biraz yadırgadım, sanki bu müzik bu tarza pek uygun değil gibi geldi bana ama ilerleyen dakikalarda fikrim tamamen değişti. Müzik ve şarkılar, yönetmenin anlatıcı yorumunu her anlamda besleyip, zenginleştiriyor. Oyuncuların seslendirdiği şarkılar hem bölümlerin özeti gibi hem de oyuna kendini kaptıran seyirci varsa ‘ Dur, dinle ve anla’ diyor. Böylece, yazarın ve yönetmenin isteği yerine geliyor. Şarkılar, keman ve piyanodan oluşan bir düet tarafından seslendiriliyor. Oyuncuların şarkı yorumları da kusursuz. Canlı müzikte, Burçak Çöllü ve Doğa Başak’ı alkışladık.

60’lı yıllardan bu yana, Türk Tiyatrosu’na çok farklı bir soluk getiren Vasıf Öngören’i, sanatsal duruşu ile bir kez daha anımsatmak ve yeni kuşaklara tanıtmak, daha da önemlisi günümüz koşullarında tartışmak adına, kızı Aslı Öngören’in sahnelediği ‘Zengin Mutfağı’ babasına yaraşır nitelikte bir iş olmuş. Babadan kızına kalan bu ‘Zengin Mirasa’ sahip çıkan Aslı Öngören’e ve onunla birlikte bu yola çıkanların yolu açık ve aydınlık olsun…Türk Tiyatrosu’nun öncü epik yazarı, yönetmen ve tiyatro kuramcısı Vasıf Öngören’i saygıyla anıyorum, babasının adını onurla taşıyan, ‘Zengin Mutfağı’nı yeniden bu denli başarılı bir biçimde gündeme getiren Aslı Öngören’i kutluyorum

Bu ülkenin gerçeklerini tartışmaktan korkmayalım. Şehir Tiyatroları’nın repertuarındaki bu nitelikli oyuna sahip çıkmasını isteyerek ve ‘Görelim, işitelim, söyleyelim’ diyerek bitirmek istiyorum yazımı.

Rengin Uz

Yazarın Tüm Yazıları

Oyun tanıtım sayfası:  Zengin Mutfağı
 
Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 581
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Sahnede Üç Asi Kuş Uçuyor - Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu (Üstün Akmen) - 1/25/2013
  • Bir Çöküşün Tragedyası; Kral Lear (Metin Boran) - 1/24/2013
  • Sıkıştığımız Kapanın Kürtçedeki Parçalanma Metaforu: Daf (Üstün Akmen) - 1/24/2013
  • Efe Ünal Röportajı (Ulya Altıntaş) - 1/24/2013
  • Mutfakta Neler Oluyor? (Nedim Saban) - 1/23/2013
  • Tiyatroyu ve Edebiyatı Birlikte Sevenler İçin: Toplu Hikayeler (Üstün Akmen) - 1/23/2013
  • Berksoy'dan Nâzım'a Doğum Günü Armağanı: Jokond İle Si-Ya-U (Üstün Akmen) - 1/21/2013
  • Taş Plak Sesli Sema, CRR'de Ninni Söyledi (Üstün Akmen) - 1/21/2013
  • Ayıp Ettik! - İstanbul Komedi Tiyatrosu (Yurdagül Yurtseven) - 1/21/2013
  • Kendinden Laik Ülke Pinima'da Yaşananlar: Mi Minör (Üstün Akmen) - 1/18/2013
  • Vasıf Öngören'e saygı duruşu: Ne gör ne işit ne söyle! (Zengin Mutfağı) (Rengin Uz) - 1/18/2013
  • Arda Aydın, Yaşam Kaya'nın Hamlet Eleştirisini Eleştirdi (Arda Aydın) - 1/16/2013
  • İzleyicide Stendal Sendromu yaratan bir dram: Anne ve Babalar İçin Cinsel Bozukluklar Rehberi (İhsan Ata) - 1/9/2013
  • Ekonomi Tıkırında. O Halde?: Küçük Adam Ne Oldu Sana? (Üstün Akmen) - 1/9/2013
  • Roma Operası'nda Politika ve Aşk: Simon Boccanegra (Üstün Akmen) - 1/7/2013
  • Bırak Da Resim İşini Görsün (Kırmızı Oyunu Eleştirisi) (Arıza Baykuşlar) - 1/2/2013
  • Anlatacak bir hikayen varsa… (Toplu Hikayeler - Kent Oyuncuları) (Rengin Uz) - 1/2/2013
  • Antigone2012 Güzellemesi (İhsan Ata) - 1/2/2013
  • Sumru Yavrucuk Resitali: Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi (Üstün Akmen) - 1/2/2013
  • Samsun Düşevi Oyuncuları 15. Yılını Tamamladı: Sarı Köpek (Üstün Akmen) - 12/26/2012
  • Bir Ailenin Hesaplaşma Dolu Vedası: Babamın Cesetleri (Simge İçen) - 12/22/2012
  • Akdeniz'de Astral Seyahat: Ruhlar Gelirse (Merve Ateş) - 12/22/2012
  • Aristophanes Hakkında Uluslar Arası Sahne Projesi (İlkay Sevgi) - 12/21/2012
  • İki Sığıntının Hikâyesi… (İhsan Ata) - 12/21/2012
  • Birlikte Yaşatılmamanın Sonu: Ah Smyrna'm, Güzel İzmir'im (Üstün Akmen) - 12/20/2012
  • Aşk: Suç, Cezası: Sonsuz Ayrılık (Mı Olmalı?) (Deniz Zengin) - 12/20/2012
  • Güzelim, güzelsin, güzel! (Çirkin Oyunu Eleştirisi) (Rengin Uz) - 12/19/2012
  • Kırbacını Kendine Doğrultan Bir Kadın: Matmazel Julie (Cansu Karagül) - 12/17/2012
  • -Aşkın Sıradanlığı- ve Kiraya Vermek İçin Dükkan Almak İsteyen Kibar Hanımlar (Murat Örem) - 12/13/2012
  • Mücap Ofluoğlu Taziye Sayfası - Başsağlığı Mesajınızı Yazın (Taziye Sayfası) - 12/11/2012
  • Kitap İncelemesi: Sanat ve Propaganda (Toby Clark) (Serkan Fırtına) - 12/10/2012
  • Kurnazlar, fevriler, akıl yoksunu ve zalimler (Nevzat Süs) - 12/10/2012
  • Kapana Sıkışan Hayatlar (Daf / Kapan) (İhsan Ata) - 12/10/2012
  • Kalplere Fısıldayan Adam: Robert Redford (Rengin Uz) - 12/10/2012
  • Kaygısızların Plaj Sefası! (Newton Bilgisayardan Ne Anlar?) (Rengin Uz) - 12/3/2012
  • Sanat Sanat İçin Midir? (Cüneyt İngiz) - 12/3/2012
  • Müsahipzade, Sivas Devlet Tiyatrosu'nda: İstanbul Efendisi (Üstün Akmen) - 11/28/2012
  • Bir hayat bir oyun (Aşk Hastası) (Metin Boran) - 11/27/2012
  • Tanışma Yazısı (Arif Arı) - 11/27/2012
  • Bu Oyun, Zırvanın Zirvesi Bir Oyun Mu, Yoksa...: İki Kişilik Bir Oyun (Üstün Akmen) - 11/26/2012
  • Uy, ya da Öl (Yurdagül Yurtseven) - 11/26/2012


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    12 Şubat'tan itibaren her PAZARTESİ Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..