Ali Poyrazoğlu Yeni Oyununda da kadın kılığında: Tanımadığım Adamlar (5/24/2010)
Ali Poyrazoğlu, yeni oyunu 'Tanımadığım Adamlar'da altı farklı kadın kılığına giriyor. Usta oyuncu, oyundaki 'Madam Arşaluz' karakteri için de Fransa'dan göğüs kalıbı getirtmiş
Usta tiyatrocu Ali Poyrazoğlu, yeni oyunu 'Tanımadığım Adamlar'da seyircinin karşısına kadın kılığında çıkıyor. Bülent Kayabaş, Özdemir Çiftçioğlu ve Suat Ünaldı gibi oyuncuların da rol aldığı oyunda Poyrazoğlu; kendi deyimiyle 'üşütük' Madam Arşaluz'u canlandırıyor. Ünlü oyuncu, ilk olarak 'Tak Tak Takıntı' adlı oyununda seyirciyle tanıştırdığı Madam Arşaluz karakterini, yeni oyununu ve toplum olarak deliliğe olan yolculuğumuzu anlattı:
KAFAYI YEMİŞLERİN ÖYKÜSÜ 'Tanımadığım Adamlar' kafayı yemişlerin öyküsü! Ben oyunda, kişilik bölünmesi yaşayan 'Madam Arşaluz'u oynuyorum. İçinde altı farklı kişilik taşıyan, koca g.tlü bir kadın. Torununa aşık, onun için yaşıyor ama aslında uyduruyor, torun falan yok ortada. Üşütüklerden...
YILDIZ KENTER DE KİM! 'Madam Arşaluz' belleğini yitirmiş, uydurukçu, habire anlatıyor. Aslında herhangi bir Kurtuluş semti kadını ama "Monte Carlo'da büyüdüm, ana dilim Monte Carlo'cadır, ben oralarda büyük yıldızdım, bütün gazinolarda çıktım, bütün tiyatrolarda başrol oynadım. Yıldız Kenter de kim, Nevra Serezli de kim oluyor, Nilgün Belgün kim sayılır ki, Ayten Gökçer benim yanımda oyuncu değildir" falan diye konuşuyor devamlı...
TIMARHANEDE TİYATRO EKİBİ Arşaluz, geçmişini unutmak için yavaş yavaş belleğini sıfırlamaya başlamış, sonunda da Alzheimer'a yakalanmış. İyice sıyırmış bir vaziyette ortada dolaşırken tımarhaneye götürüyorlar ve "Sen burada tiyatro yap madam" diyorlar. O da tımarhanede ekip kuruyor. Bu oyun da o ekibin hazırladığı müsamere aslında.
HEPİMİZ İÇİMİZE GÖMÜYORUZ Oyunda psikodramayı anlatmaya çalışıyorum... 'Tanımadığım Adamlar' ismi de oradan geliyor. İnsanlar; içlerindeki tanımadıkları, tanımak istemedikleri, derine gömdükleri kendi değişik hallerini, kişilik bölünmelerini ortaya çıkarsınlar, onlarla yüzleşsinler istedim. Çünkü aslında hepimiz, farklı hallerimizi, kişiliklerimizi içimize gömüyoruz.
GÖNÜLLÜ ALZHEİMER'IZ Herkes çevresine bir çember çiziyor ve kendisini o çemberin içine gömüyor. O çemberin kendisini toplumdan koruduğunu zannediyor. Oysa çember onu trajik bir hapishaneye kilitliyor. Zamanla da zihinsel, ruhsal rahatsızlıklar başlıyor ve bir nevi gönüllü Alzheimer'e karşı yolculuk yapıyoruz.
TARİHİMİZİ UNUTUYORUZ Toplumsal Alzheimer'e bir geçiş var Türkiye'de. Sadece bireysel belleğimizi, silmiyor; yavaş yavaş tarihini unutan bir topluma dönüşüyoruz. Toplumsal bellek silinmesi, bizim için büyük bir tehlike. Bu yüzden yavaş yavaş agresifleşiyor, saldırganlaşıyoruz ve bu iş deliliğe dönüşüyor, kontrolden çıkıyor.
İYİ Kİ BU HATAYI YAPTIM! Ben kendimi bu tip tehlikelerden; yazarak, çizerek ve kendi kelek yanlarımla yüzleşerek koruyorum. Yani sadece başarılarımı, iyi yaptığım işleri değil; beceremediklerimi, yüzüme gözüme bulaştırdıklarımı ve hatalarımı da anlamaya çalışıyorum. Hatalarımın üniversitelerinden mezun olarak koruyorum kendimi. Her hatamı; "İyi ki başıma bu geldi, benim şimdi bunu incelemem, bir daha aynı şeyi yapmamam lazım" diyerek bakıyorum.
ÖYKÜLER BİR MİLİM BİLE ESKİMEMİŞ Oyun dokuz bölümden oluşuyor. Altı bölümünü ben yazdım. Diğer üç bölüm içinse, Aziz Nesin'in 'Deliler Boşandı', 'Yüz Liraya Bir Deli', 'Adamı Zorla Deli Ederler' adlı üç tane öyküsünü oyunlaştırdım. Bu öyküleri, Aziz Nesin Vakfı'ndan parasını vererek satın aldık. Aziz Nesin'in 30 yıl önce yazdığı öyküler bir milim bile eskimemiş, onu farkettim. Bu iyi mi kötü mü, insanların düşünmesi lazım. Mesela bir bölüm var; siyasetteki yağcılığı anlatıyor. Sanki bugünü yazmış adam; bugünkü siyaset dünyasından hiçbir farkı yok.
İzinli deliler bu oyunda Göçüp gitmiş büyük ustalardan da bu oyunda dokunuşlar, izler olsun, onların da şevki, manevi gücü, büyük yetenekleri bizlerle beraber sahneden seyircilere yansısın istedim. Oyun bitince seyircilerle gitsin istedim onların dokunuşu da... Dekor büyük oyuncu ve karikatürist Altan Erbulak'ın, öyküler Aziz Nesin'in, afişimizi de yine namlı delilerden Bedri Koraman çiziyor. Ben onlara 'izinli deliler' diyorum. 82 yaşındaki Bedri Koraman'ın çıkardığı afiş taslaklarına baktım, uçmuş; beni çırılçıplak çizmiş kadın kılığında. "Bedri manyak mısın, bunu gazetelere vereceğim, ilan vereceğim, afiş yapacağım, sokağa asacağım, delirdin mi sen! Giydir bu orospuların hepsini!" dedim.
Kendimi çekiştirdim Madam Arşaluz karakterini ilk kez 'Tak Tak Takıntı' adlı oyunum için yarattım. Zaten Ali Poyrazoğlu, bunu kandırmış, "Madam Arşaluz, siz Monte Carlo'da çok büyük bir yıldızsınız. Oyunumda size bir rol vereyim" demiş. Şimdi bu oyunda Madam Arşaluz, "Ben, Ali Poyrazoğlu ile çalıştım. Çok antipatik bir herifti, ayda bir kere sempatik olurdu, o da maaşları verirken. O yüzden ayrıldım tiyatrosundan, burada başladım" diyor. Yani oyunda sürekli kendi kendimi çekiştiriyorum!
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...