Macide Tanır’ın vefatı üzerine Tiyatro Eleştirmenleri Birliği adına bir açıklama yapan Birliğin Başkanı Üstün Akmen; Macide Tanır’ı yeteneğin, çalışmanın, disiplinin bir insanı nasıl “Macide Tanır” mertebesine getirdiğinin somut örneği olarak tanımladı.
Yaşamı boyunca, rol önerileri geldiğinde, hiçbir zaman tam memnun olmadığını kendisine söylediğini anlatan Üstün Akmen: “Rolü incelermiş, irdelermiş, didiklermiş. İncelemek, irdelemek, didiklemek, düşünmek, denemek ve düşündüğünü söylemekten çekinmemek… İşte Macide Tanır’ın özeti buydu” dedi.
Gencecik, güzel mi güzel bir oyuncu iken yaşından daima büyük kadın rolleri verildiğini, buna karşın Tanır’ın bu durumdan hiç gocunmadığını, sızlanmadığını anlatan Akmen, tam tersine, o günlerde sahneye çıkardığı karakterlerde daima mutluluğu duyumsadığını, hatta “O kadınlar olmasaydı ben olmazdım” dediğini duyanlardan olduğunu sözlerine ekledi.
Kimi zaman, değişik salonlarda yan yana oturup oyunlar izlediklerini de anlatan Üstün Akmen, sahnede “mış” gibi yapan oyuncular olduğunda Tanır’ın yanında “mır mır” konuştuğunu anlattıktan sonra: “Anlıyordum ki, onları sevmiyordu. O, sahnede içine girdiği karakterle daima özdeşleşmiş bir oyuncuydu. O nedenle “mış” gibi yapanı tiyatrocudan saymıyordu. Macide Hanım, gerçek tiyatrocunun hakkını kimseye yedirmedi” diye konuştu.
Macide Tanır’ın, dünyaya daima tiyatronun penceresinden baktığından, sahne üstündeymiş gibi yaşadığından, gözleriyle gördüğü, duyduğu her şeyi tiyatroyla ilişkilendirdiğinden söz eden Üstün Akmen: “Şimdi bu efsaneyi de sonsuzluğa uğurluyoruz. Sahne ışıkları içinde yoğrulsun. Alkışı bol olsun” dedi.