| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bizim Tiyatro, kuruluşunun 30ncu yılında (2010-2011 döneminde) Shakespeare’in Hamlet adlı yapıtından yararlanarak Hamxlet adlı oyunu sahneleyecek… Bizim Tiyatro’nun kuruluşunun ilk oyunu olan çağdaş Hamlet, 30 yıl sonra bu kez çok değişik bir yaklaşımla sunuluyor. Benzer aynı konunun, günümüzde uluslararası Hamxlet adlı bir şirkete taşınarak işlendiği-yorumlandığı oyunun yönetmeni Zafer Diper.. Fotoğraf ve Videolar : Mert Güven - ( 11/7/2010 ) Bu Hamxlet adlı oyun nasıl okunuyor çok merak ettim. Yoksa bu da sepettopu gibi birşey mi Zafer Bey? cem oğuz - ( 12/2/2010 ) zafer beyin çok iyi bir iş çıkardığına eminim..ama beni tedirgin eden oyuncu kadrosu...ece erişti-yi gördüğüm tiyatrodan kaçarım ben fakat Bizim tiyatro gibi alt yapısı sağlam bir tiyatroda bu oyuncuyu görmek beni tedirgin etti..belki okul yıllarından bu yana değişmiştir.yine de bir izleyip görmek lazım tabi.Onun dışında kadroda Bizim tiyatroda izlediğim oyuncuları göremedim tek bildiğim isim Zafer beyin eşi Nazan hanım.Nazan hanımın bu sefer ki oyunda adını görememek üzdü beni.F451 -de inanılmaz bir performans sergilemişti kendisini izlemekten çok büyük bir keyif almışımdır herzaman.Onun dışında Zafer beyin oyunculuğuna ve yönetmenliğine ya da oyunun ismine bir laf söylemek kimsenin haddine değil.bence oyunun ne anlam taşıdığını öğrenmek ya da Hamxlet-in nasıl okunduğunu öğrenmek isteyen varsa oyunu izlesin..sevgilerimle... COŞKUN BÜKTEL - ( 12/9/2010 ) Adam gibi doğru düzgün, adlı adınca bir -Hamlet- izlemek niye mümkün olamıyor bu ülkede? Tiyatromuz çok -çağdaş- olduğu için mi? Yoksa yönetmenler Hamlet-le başa çıkamadıkları için ancak Hamlet benzeri bir şeyler yaparak kendilerini tatmin ...ettikleri için mi? Gerçeğini yapamayanlar karikatürünü yaparlar. Karikatür (veya parodi) kolay ve -ucuzdur- çünkü. Amaç daima yeni bir şey söylemekmiş gibi lanse edilir ama yeni bir şey söyleyebilen bir tek tiyatro yönetmeni yok ülkemizde... Asıl amaç, yapmayı beceremediğin oyunun, hiç olmazsa aynı isimli veya benzer isimli bir karikatürünü yapmak. Bu arada tiyatroseverler Türkiye-de 1960-lardan beri adam gibi bir Hamlet izlememiş kimin umurunda? COŞKUN BÜKTEL pek hoş. - ( 12/11/2010 ) Bizim toplumumuzda yerleşik bir eleştiri kavramı olmadığından yada eleştiri kavramı bir türlü yerleşemediğinden, insan herhangi bir şey için okuduğu -eleştiri- değilse bile -fikir beyanları-ndan dolayı ne kadar enteresan bir yerde yaşadığını anlıyor. Öznel övgü yahut yerginin -eleştiri- anlamında hiçbir anlamı olmamasına rağmen yazılanlar beni bu sonuca götürüyor. Eleştiri araştırılmış ve doğruluğu saptanmış argümanlara dayanadırıldığı ve bir ahlak anlayışını benimseyerek yapıldığı zaman, yapıcı yada yıkıcı olmak gibi hiçbir amacı olmamasına rağmen, eseri geliştirmeye, dönüştürmeye yarayan çok güçlü bir silahtır. Yani eleştiri olumlu yahut olumsuz olsun eğer bilimsel olarak yapılırsa eseri, kişiyi vs. geliştirme durumunu kendiliğinden yaratır. Sanatla veya fikir, düşünce ile ilgili herhangi bir ürünü, kişiyi eleştiri kadar geliştirebilecek bir şey yoktur. Eleştirilecek ürünün, kişinin öncelikle betimlenebilmesi için etraflıca araştırılması, izlenmesi gerekir. Bu araştırmaların sonunda eğer bu bir ürünün eleştirisi ise ürünün içindeki nesnelerin birbiriyle bağı, birbirine etkisi, ürüne etkisi, analiz edilir. Eğer eleştiri kişiye yönelikse, kişinin ürün ile olan ilişkisi, durumların içinde diğer nesnelerle olan bağı ve sonucunda bütününe etkisi analiz edilir. Bunların sonucunda, yani ürün yahut kişi analizinden sonra eleştiri için öğrenilmesi gerekenler öğrenilmiş ve algılanmış olur. Eleştiri yapacak olan insan, konu üzerinde hakimiyet kurmuş ise, yorumlama gerçekleşir. Kişisel olarak çıkardığı anlamlar doğrultusunda, bu anlamları argümanlara dayandırarak eleştirisini yapar. Bütün bu sürecin sonucunda ise genel bir hüküm verme hakkına sahip olur. Eğer böyle olmaz ise durum şuna döner; - Ya bu filmi sevmedim ben ne biçim bi film bu? -Niye? -Sevmedim oğlum işte, başroldeki çocuğada gıcığım zaten, bide ne o öyle örümcek ısırıyomuş çocuğuda bileğinden ağ çıkarıyomuş da.. yada; -Bence bu kitap çok kötü lan -Okudun mu? Niye? -Okumadım ama işte uzun yazmış bi kere ne bu böyle ansiklopedi gibi adıda bi garip töbe töbe, moby dick.. peh.. yada; -Bu ne biçim oyun anasını satayım -Niye? -İşte o esas kızı oyanayan kız varya onun çocukluğunu bilirim ben, yatağını ıslatırdı pis bir şeydi o ondan.. ... Bu liste uzar gider. Fakat biraz sağduyu sahibi olan biri -ki konu sanat veya fikir üzerine olduğu için bu konuyla ilgili olan herkesin sağduyu sahibi olduğunu varsayıyorum- eleştirisini yada fikir beyanını gerçekleştirirken bunları göz önüne alacaktır. Gelelim Hamxlet-e. Kaç yılında yazıldığı hala bir tartışma konusu olan oyun tarihin en çözümsüz oyunlarından biri olarak varolmaktadır (bkz: problem play). Günümüze oyunun ilk yazıldığı dönemlerden üç farklı versiyonu kalmıştır: First Quarto - Q1 (ilk orta boy baskı), Second Quarto - Q2 (ikinci orta boy baskı) ve First Folio - F1 (birinci büyük boy baskı). Herbirinde diğerlerinde olmayan konuşmalar ve hatta sahneler bulunur. Hamlet oyunu bu özelliği ile çözümlenmeye ve uyarlanmaya en açık oyunlar listesinde üst sıralarda yer almaktadır.Hamxlet de W.Shakespeare-in Hamlet oyununun Zafer Diper tarafından bir üstanlam katılarak yeniden yorumlanmasıdır. Hamlet oyunu Danimarka-da geçer Prens Hamlet-in, kral olan babasını öldürdükten sonra tahta geçen ve annesi ile evlenen amcası Claudius-tan nasıl intikam aldığını anlatır. Hamxlet uyarlamasında ise metnin olay örgüsüne hemen hemen sadık kalınmış fakat bazı eklemeler ve çıkarmalar yapılmış. Örneğin Hamlet-in orjinal metninde varolmayan rol-kişileri eklenmiş ve orjinalinde varolan bazı rol-kişileri çıkarılmış. Bu durum sahneler içinde geçerli. Hamxlet uyarlaması Danimarka-da ve orjinal zaman-mekanında değil tek mekana çekilerek günümüzde ve çokuluslu bir şirkette geçmekte. Oyunun adı olan Hamxlet aynı zamanda bu çokuluslu şirketinde adı. Oyunun tek mekana ve günümüze çekilerek uyarlanması bir konsept yaratıyor. Bu konseptin izleyiciye aktarmak istediği durum ise şu: Günümüzde varolan ve dünyayı yönlendiren, yöneten çokuluslu şirketlerdir ve bu çokuluslu şirketler kendi içlerinde bile birbirlerinin her anını her hareketini gözlemektedir ve dünya üzerine zar atmaktadır. Bir anlamda şu da söylenebilir, siz de yönlendiriliyor, izleniyorsunuz ve dahada kötüsü hayatlarınız,yaşam alanlarınıza kadar planlanıyorsunuz. Oyunun yorumu bu açıdan sorunsuz olarak istenen üstanlama oturuyor. Fakat eklenen ve çıkarılan bölümler, kişilerin varlığı izleyicinin kafasında, durumları ve rol-kişilerinin aralarındaki ilişkiyi kurmayı zorlaştırıyor. Oyunda yer yer diyaloglar kafa karıştırabiliyor ve özellikle ikinci perdeye kadar çözümsüz görünen yerler olabiliyor (Spoiler içermemesi için oyundan birebir örnek vermiyorum). İkinci perdede ise çözümsüz görünen durumlar açıklığa kavuşuyor ve tam olarak yerini buluyor. Bu açıdan anlama kavuşmayacakmış gibi duran sahnelerin ve rol-kişilerinin ilişkilerinin yerini bulması tatmin edici. Bu da oyunun bütününe olumlu olarak yansıyor. Hamlet-in Shakespeare-in en uzun oyunu olması dolayısıyla Hamxlet-in de oyun süresi uzun sayılabilecek derecede. Fakat sahnelerin tartımında ve oyuncuların ritminde bir sorun göze çarpmıyor. Bireysel olarak Mehmetcan Diper-in performansı (Ses,artikülasyon,ritim duygusu,durumların içinde duyguyu varedebilmesi) kendisini izlettiriyor ve oyunun en başarılı oyuncusu o. Reji anlamında Zafer Diper yıllardır sürdürdüğü çizgisini koruyor, farklı bir şey beklemeyen seyirciler hayalkırıklığına uğramayacaklar. Dünya da en çok sahnelenen oyunlardan biri olan Hamlet-in bu farklı yorumu metni bilenler için izlemesi keyifli bir oyun. Metni bilmeyenler için ise önceleri biraz kafa karıştırsada taşların yerine oturması ile birlikte tatmin edici. Dün akşam prömiyeri yapılan oyun sezon boyunca devam edecek. İzlemek isteyenlere şimdiden iyi seyirler... Hamlet - ( 12/12/2010 ) Oyunu izlemeden eleştiri yapmak bencede doğru değil fakat ben izledikten sonra birşeyler yazamadan geçemiyorum.Yıkıcı olmamak gerekir bencede fakat bizi yıkan oyunlarda yapılmamalıdır ki yıkıcı eleştiri yapmayalım.Öncelikle madem hamlet yapıyorsunuz madem profesyonel tiyatrosunuz birde üzerine yorum katmaya çalışmışsınız neden hersey bu kadar eksik, mesela çok uluslu bir şirket merkezli bi oyunun içinde dekorunuzun bu kadar kötü olması gercekten tasarımcısız çalıştığınızı ortaya koyuyor.Ayrıca shakespeare in sözleri ve üzerine eklediğiniz sözlerin acemeliği dramaturgsuz hareket ettiğinizin en büyük göstergesidir.Zafer bey anladık 10 parmağınızda 10 marifet var fakat 9u eksik kalmış.bu kadar köklü bir tiyatro sanatçısıysanız bırakın tasarımcı bırakın dramaturg yapsın bunları, sanırım hepsinin altından kalkmaya çalışırken fazlasıyla ezildiğiniz cuma akşamki oyunda çok net kendini gösterdi.yazılıcak çok şey var ama toparlıyıp aklımda kalanlardan gidicem kopuk olduğu için üzgünüm.kullanılan görüntülerdeki amaç seyirciyi koparmaksa sanırım bunda çok başarılı oldunuz siz kendinizi yurt dışındaki bi tiyatromu sanıyorsunuzki ışıklar altında görüntülere sığınarak zengin bi şirket havası veriyorsunuz.madem paraya kıyamıyorsanız yapmayın bu işi daha ucuza mal olucak işlere girin!Oyun zaten çok uluslu şirket olarak geciyor olması enteresan kılmamış bunun zaten bi örneği bi hamlet filminde vardı.HAMXLET oyununun hamlet oyununda var olan felsefelerden birimi kullanılamaz arkadaş? sadece direk oyundan alınan sahnelerde gördüklerimizin dışında?profesyonel bir tiyatronun cast seçimi neden böyle olurki?rosencrantz ve guildestain ın başkanın adamları adı altında kullanılmasına rağmen iki arkadaş arasındaki arasındaki yaş farkının hamletle arkadas olması durumunu uzaktan yakından desteklemiyor.hamlet ophelia(ofi)ya gelince başkanın karısını oynayan oyuncudan daha yaşlı duruyordu opheliayı oynayan oyuncu.Hadi yaş farkı bi yana opheliayayı oynayan arkadas oyunculuğuylada bunu kapatamamış . yakında tiyatrolarda cast ajanslarıyla çalışmaya başlarlarsa şaşırmam cünkü oyunu yönetenin oyuncu seçiminden haberi yok.Oyunculukların geneli çok başarısız ve bu kadar negatif olmam sanırım izlediğim süreçte sıkılmamdan ve sevdiğim oyunun aracı olarak kullanılıp sahnelemesindendir.Türkiyede tiyatro yapılması zor ama tiyatro yapılıcak diyede klasikleşmiş oyunlar rezil edilmemeli.tiyatroyu sevdirmeye çalışırken uzaklaştırtmamalıyız.Hayatımda izlediğim en kötü oyuncular ve en kötü oyundu...üzülerek söylüyorum ve ne yazıkki tavsiye edemiyorum yinede eleştirilerim konusunda hem fikir olabilmek için izlenmeli diye düşünüyorum. seyirci - ( 12/13/2010 ) Ben sadece bir seyirciym.Belki yukarıda yapılan yorumlar kadar derin bir anlam taşımaz sözlerim.Hayatını tiyatroya adamış, öğrencilerini bu doğrultuda eğitmeye çalışmış emekli bir öğretmenim sadece.Günümüzde her şey tepetaklak olmuşken (kültür, siyaset, eğitim, insanlık) tiyatronun amaçlarının çok büyük olduğunu düşünmüşümdür.Tiyatro anlatır, insanların göremediği ya da görmek istemediği belki de farkında olmak istemediklerini gösterir ya da göstermelidir kanımca. Tiyatro, toplumu, insanları, sorunları anlatmalı belki de bir çözüm getirmelidir. Günümüzde tiyatro izleyen insanların sayısı git gide azalmaktayken yine de benim gibi düşünen sıradan seyirciler olduğuna inanıyorum ben. Öncelik olarak tiyatro insanların izlemesinden önce kendini izlettirebilmeli. Bizim Tiyatro-nun neredeyse bütün oyunlarını izlemişimdir. Bir çok oyunu Ankara-ya turneye geldiklerinde izledim. Yargı-nın insanlık tarihi üzerinde bıraktığı etki inanılmazdı örneğin. Son oyunları Hamxlet-i çok merak ettim. Gençliğinde tiyatro yapamayıp kendini Shakespeare-e vermiş bir jenerasyondan gelmekteyim çünkü. Oyunu pazar günü izledik eşimle ve ben gözlerime, kulaklarıma inanamadım. Oyunun çok uluslu bir şirkette geçiyor olması günümüze hitap ediyor gibi görünse de bu çarkın içindeki insanların yıkımı ve toplumla olan uzantısı ne yazık ki verilememiş oyunda.Neden x diye sorduğumda bir cevap olarak sadece Zafer beyin oyun tanıtımıyla ilgili yazdığı yazılar insanın soru işaretlerine hitap ediyor. Onun dışında Hamlet-in kullanılmasının altında hırs, iktidar ve tutku yatıyor gibi görünüyor ama bunu Hamlet-i bildiğim için söylüyorum. Hamxlet-te karakterlerin oyundan birebir alınması değiştirilmesi ya da yorumlanması yanlış değil bence, günümüzde böyle işlerde yapılmalı fakat değiştirilen Hamlet-in alt yapısı sağlamlaştırılamamış. Karakterler arasındaki çatışma yok denecek kadar azken, oyunun genel çatışması sadece Hamlet-e yüklenmiş. Hamlet zaten çok trajik bir karakter fakat oyun çok uluslu bir şirkette geçiyorsa bu çarkın etrafındaki karakterlerin daha belirginleştirilmesi gerekliydi. Oyundaki en büyük problem ne anlattığıydı bence. İçinde her şeyi barındıran bu oyun biraz göstermeci olmuş. Hamlet-in bateri çalabilmesi, eskrim yapabilmesi vs.. Neden Hamlet kullanılmış diye çok merak etmekteyim çünkü dediğim gibi Hamlet zaten siyasi anlamda hırs, iktidar barındıran çok güçlü hatta hala çözümlenemeyen bir metin..Peki neden Hamlet diye soruyorum çünkü düşünüyorum bunları düşünememek acaba Shakespeare-in başarısızlığı mı? Karakterlerin yorumlanış şekli ve farklılığı hiç bir yapıya oturtulamamış. Oyunda uyuşturucu da var peki neden sadece sarılıyor o halde. Bu kadar göstermeci olup bu kadar anlam karmaşası yaratmanın nedeni ne? Madem Ofelya baskı altında ve uyuşturucu kullanıyor ölümü neden başka türlü. Oyunda kullanılan temalar zayıf bir hale getirilmiş ve seyircinin anlam karmaşası yaşamasına yol açmış bir durumda. Ofelya-nın delirdiği sahnede oyuncunun bir sakatlığı mı var ki öyle yürüyor? Hadi diyelim oyunda bulunan farklı etki yaratacağı düşünülen bir mizansen ama oyunda nereye hizmet ediyor diye ben sormak istiyorum.Oyunun genelindeki duygulardaki tutarsızlık hiçbir yere hizmet edememiş ne yazık ki..Hamlet-i oynayan oyuncu çok büyük bir efor sarfediyor fakat nefes nefese kalmaktan oynayamıyor oyunu. Başkanı oynayan oyuncu büyük enerjisiyle dikkat çekerken yaptığı hareketler doğallıktan uzaklaşıyor. Shakespeare oyununda Horatio -yu hiç mi anlatamamış ki bir de oyuna eklenen Ofelya-nın yardımcısıyla aşk yaşıyor. Karakterler güçlendirilmek isterken zayıf düşürülmüş ve bence oyuncuyuda seyirciyi de yabancılaştırmış. Yukarıda yapılan yorumlardan biri gibi Ofelya neden o kadar büyük. Ofelya-nın saflığı işlenirken bir de dişiliğinin üzerinde durulması yine de Ofelya-nın Hamlet-in yanında bu kadar büyük kalmasına bir neden bir etki olamaz bence. Oyunda devreye giren görüntüler oyunu doğal bir yaşam çizgisinde, sıradanlıkta göstermek isterken seyirciyi yabancılaştırıyor ve günlük yaşam gerçeğinden uzaklaştırıyor ne yazık ki. Oyunda sürekli neden oyuncu bunu yapıyor demekten oyunu izlemekte çok zorlandık eşimle..ki biz sadece tiyatro seven insanlarız tiyatrocu değiliz.Biz bu soruları sorabiliyorsak Zafer bey hiç mi soramamış ya da ekip hiç mi soramamış diye merak etmekteyiz. Çünkü bu politik tiyatro değil, bu karmaşanın tiyatrosu olmuş. Zaman, durum, oyundaki karakterler biririne girmiş ve ne yazık ki bir bütün oluşturamamış. Nacizane yorumlarımı affedin ama tiyatro sayfalarını he rzaman takip ederim ve yorum yapmadan geçemeyecektim. Belki de biz anlamamışızdır ya da dediğim gibi bunları düşünememek Shakespeare-in başarısızlığıdır! Asuman sever - ( 12/17/2010 ) Bu oyunu birde gerçek tiyatro eleştirmenleri yorumlamalı SİNEM KARABULUT - ( 12/17/2010 ) Elle, kolla, yüzümüzle anlamlandırabiliyor, iletebiliyoruz duygularımızı, düşüncelerimizi, anlaşmalarımızı, anlaşmazlıklarımızı; kimileyin incelikle, kimileyin de kabaca… Ama nereye dek?!… Hani iletişimi, bu bağıntılı yeterliğimi ancak anlatım aracı dille sınayabiliyorum ya o da yine nereye dek bu günümüzün yabancılaşma sorunsalında?!… Elde tek kalan dilden başkaca ne; “anlaşılmak” da olsa, “anlaşılmazlık” da… Benim için gerçekliğin kendisi olan siyaset-yazın-sanat üçgeni bağlamında düşünce üretmekten çok, ne işe yaradığını pek algılayamadığım sanal bir ağdan, o bağlamda bakasım geliyor bir konuya. Genel ağda (Internet-Genel Ağ: Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan uluslararası bilgi iletişim ağı. TDK… Belki de tek sözcük çıkartılabilir bu açıklamadan: “Bilgi”; o zaman sonu şöyle gelebilir: “Uluslararası iletişim ağı”): Site… Siteler… Bol bol… Her konuda… Ben de Türkçe yazıyorum… “İyi de canım, bu öz Türkçe ne? (adı bu oluyor) Halkın anladığı dille yazmalısın!” değindirmesinin içinde yoksa “Türkçe yazmayayım da başka bir dilde mi yazayım” istemi mi var acaba; bol Arapçalı Farsçalı, yabancı sözcüklerle dopdolu dizekler mi sunmalıyım?! Etmeyiniz, Türkçeleri var bunun; kendi dilimizde düşünmez, yazmaz ve üretmezsek bizim dilimiz neci? Demişim bir yazımda: “Sepettopu”, basketball yerine; “ayaktopu”, football yerine… Demişim de dalga geçeni bol… Biri şöyle yazıyor: “Ay bu ne biçim laf öyle, ne komik…” Bizim Tiyatro’nun 30.yılı… Hamlet’ten Hamxlet adlı oyunu yapıyoruz ve sanki binlerce yıldır çalışıyoruz üzerinde… Yaşanan ekonomik koşullarda, genelde sayısı kısıtlı kişilerce oyun üreten özel tiyatroların yapılanmasına aykırı bir yaklaşımla, on yedi kişiyiz şimdilerde… Maddi anlamda da altından nasıl kalkacağımızı bilemiyoruz ama giriştik bir işe… Oyunumuz, çok ayrıksı gelebilecek kimi izleyicilere, bunun bilincindeyiz; çünkü bilinenle bir bakıma örtüşmüyor, ters düşüyor. Ve de böylece belalı başka bir yönü çıkıyor ortaya: “Bu nasıl bir Hamlet?” diyebilecekler; herkes Shakespeare ve de Hamlet biliyor ya(!)… Dünyada da bir sürü değişik yorumlar yapılıyor bu oyun üzerine, bilindiği üzre… Bizimkisi de küçümsenmeyecek bir olay niteliğinde görünüyor… Bu tür yaklaşımlı bir çalışma pek çok çıkmıyor karşımıza. Hem 30 yıl olması, hem de Hamxlet olması nedeniyle bir destek-katkı beklerken, ciddi bir sürü konular varken, yalnızca ön bir basın duyurusuna, bir sitede altta gene bir yorum(!) iliştirilmiş: “Bu Hamxlet adlı oyun nasıl okunuyor çok merak ettim. Yoksa bu da sepettopu gibi bir şey mi Zafer Bey?” Site yöneticilerine: “Nedir bu abuk sabukluk? “ diye sorsam… “Ha yok, biz, yazanlardan ne gelirse koruz…” “E, o zaman rica etsem, yazılarımızı koymasanız sitelerinize… Bu tür şeylere… Ne deniyor… “Geyik muhabbetlerine” araç etmeseniz bizi. Bunca insan bunca emekle sanatsal bir ürün varetme uğraşındayken, maddi-manevi tüm olumsuz koşullarla savaşımdayken, her zamanki gibi yanıt vermeyeceğim şu yazıya bir kez daha baksanız lütfen (ve bunun bir “yorum” olup olmadığını söyleseniz): “Bu Hamxlet adlı oyun nasıl okunuyor çok merak ettim. Yoksa bu da sepettopu gibi bir şey mi Zafer Bey?” Ne oyun var ortada, ne bir izlenmişliği daha; ne de konu, ne de yorum üzerine ayrıntısal bir açıklama… Kısacık bir basın duyurusu ve birkaç prova fotoğrafı.. Krallıktan bir şirkete taşınmışlığı olan bir güncelleme söz konusu; ve de Hamxlet, merkezi ABD’de konuşlanmış uluslararası bir şirketin adı oyunumuzdaki; dünyanın kimi bölgelerinde karşı darbelere de destek veren… İstersen şöyle okuyabilirsin arkadaşım: Önce “Ham” dersin, sonra “iks” ve de sonra “let”… Birleştirelim bakalım ve okuyalım şu Hamxlet’i: Hamikslet.. Kolaymış değil mi?! Site yöneticileri, bu bir örnek, benzerleri çokça, başkalarının da başında… “Yorum” adı altında bu tür saçmalıkları koymasanız yazıların altına… Daha bir sanallaşmasak?!… Birgün burak yayla - ( 12/19/2010 ) oyunu izledim genel olarak başarılı bir iş çıktığını söyleyebilirim.zafer diper-in 30 yıllık bir duruşu var.30.yılını hamxletle taçlandırmış..çok sözüm olmaz,sadece oyuncular hakkında bir kaç şey söylemek gerekirse;özellikle kraliçeyi oynayan arkaşın,hamlet,horatıo ve elizabeth-in performansının çok dışında kaldığını belirtmek isterim.herkesin emeğine sağlık. SİNEM OFLUOĞLU - ( 12/19/2010 ) Sayın Zafer Diper bu oyunu çok beğendim sizi ve ekibinizi tebrik ediyorum. Usta yorumcu olduğunuzu bir daha kanıtladınız.Bana güzel bir tiyatro hazzı yaşattığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Gülay Göktürk - ( 12/19/2010 ) Oyunu heyecanla bekliyorduk. Çok güzel olmuş Zafer Diper. Beril Şenvarol ve Mehmetcan Diper muhteşemsiniz. Tebrikler. yorum - ( 12/20/2010 ) bir oyun hakkında ne kadar çok olumsuz eleştiri okadar olumlu ve iyi olduğunu gösteriyor.Klasiktir hiç değişmez,değişmedide.ben bu oyuna GİDERİM.:) Nil Altan - ( 12/20/2010 ) hepiniz cok harikaydınız,tesadüfen 2.oyununuzuizledim;mehmet can diper,beril senvarol ve sezgin cengiz-i ayrıca tebrik ediyorum.başkanın karısını ve ophelya-yı oynayan bu oyuncuların cok gerısınde kalmış...yinede tebriklerrr! Sabiha Yener - ( 12/22/2010 ) Ben 17 yaşındayım Beril şenvarol gibi bir oyuncu olabilirmiyim bilmiyorum ama onu çok beğeniyorum onun yolundayım. en çok onun oyundaki kraliçe rolünü beğendim. sinem akyol - ( 12/22/2010 ) yukarıdakı cogu eleştiriler saçma geldı bana bence oldukca ıyı bı oyun...sadece bazı oyuncular kotu,bu kesin..hamlet,horatio,opelıa ve elizabeth ayrı tutuyorum. neshe - ( 2/28/2011 ) arkadaşlar oyun devam ediyor mu? nerede izleyebiliriz, izlemeye değer mi??? çok merak ediyorum - ( 4/6/2011 ) profesyonel eleştiriyi hak eden nitelikte bir oyun bu... Bu yüzden lütfen saçma yorumlara kimse kulak asmasın ve oyunun tiyatro degilerinde çıkacak olan gerçek eleştirilerini okusun. mertkan - ( 4/7/2011 ) zafer diperden yine harika bir iş. yüreğinize sağlık çocuklar. İkra - ( 5/4/2011 ) HamxLet e gittim süper bir tiyatro oyunuydu. birdaha olsa yine giderim :) neydengulv - ( 8/12/2011 ) http://www.youtube.com/watch?v=HnekJNAba-4 |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|