| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Bana Camdan Bir Hikaye Anlat Berkun Oya
Simge İçen



Hayır, burada bahsettiğim hikâye kesinlikle Külkedisi değil! Onun çok daha ötesinde, Santral ’de yer alan bir tiyatro topluluğundan ve onun başındaki bir yazardan bahsedeceğim size: KREK ve Berkun Oya.

Geçen sene çok duymuştum KREK topluluğunu. Ancak, İzmir’de olduğum için izleme şansım olmamıştı, merakımdan çatlıyordum. Camın arkasından tiyatro izlemek nasıl olur? Kulaklıkla nasıl dinlenir? İstanbul’a gider gitmez izleyeceğim onları diyordum. Çünkü bu yeniliklerin dışında görülmeye değer bir oyuncu kadroları vardı.
Güzel Şeyler Bizim Tarafta da; Bartu Küçükçağlayan, Öykü Karayel, Ozan Çelik ve Tülin Özen gibi başarılı oyuncular vardı. Bayrak’ın oyuncu kadrosunda ise; Ayten Uncuoğlu, Köksal Engür, Okan Yalabık, Canan Ergüder, Ozan Çelik ve Ulaş Tuna Astepe gibi oyuncuları barındırıyordu. Böyle değerli oyuncuları sahnede göreceğimi bilmek beni daha da heyecanlandırıyordu.

Nitekim Kasım’da aldım biletimi “Bayrak” oyunu için. Heyecanla erkenden gittim, beklemeye başladım kapıların açılmasını. Açıldığındaysa, ikinci sırada yerimi aldım.
Oyun başladı, önce beyaz perdede izlemeye başladık oyunu. Ayten Uncuoğlu ve Köksal Engür oradaydılar. Daha sonra Okan Yalabık ve Ozan Çelik de çıktı. Video kısmı sürdükçe ben artık sahneye çıkmalarını bekliyordum. En sonunda, beyaz perde kalktı ve camın arkasında ev dekoruyla Canan Ergüder karşımızdaydı. Oyun boyunca maalesef Ayten Uncuoğlu’nu ve Köksal Engür’ü sahnede canlı izleyemedim. Sanırım, eleştireceğim tek nokta bu olur çünkü beklentilerim bu yöndeydi fakat sadece beyaz perdeyle yetindim.

Bunun dışında; oyun, ani iniş ve çıkışlarıyla her an seyircinin dikkatini uyanık tutuyordu. Her an, gerilmeye hazırdık ama arada da gülüyorduk repliklere. Tek bir moda sokmuyordu oyun bizi, her an her şey olabilirdi. Sürprizlerle doluydu. Özdeşleştirmiyorduk kendimizi hiçbir karakterle ama anlıyorduk psikolojilerini. İnsan doğasının en saf haliyle geçirdiği manevi bir ikilemi sunuyordu oyun bize. “Vay be!” dedirtiyordu. Tiyatrodaki dördüncü duvarı o kadar iyi örüp, o kadar iyi soyutlamıştı ki gerçek hayattan; hepimiz izlemek yerine tamamıyla hissediyorduk orada yaşananları. Duygular nelere sebep olabildiğini görüyorduk oyunda. İlk KREK deneyimimden gayet memnun kaldım.

Bayrak’tan sonra, Aralık’ta “Güzel Şeyler Bizim Tarafta”yı izlemeye gittim. Bu sefer, beyaz perdeyle karşılaşmadım. Direkt, sahnede başladı her şey. Soyulmuş bir ev vardı karşımızda ama olay tabii ki sadece bu kadar basit değildi. Bir hırsızlık olayından, çok başka yerlere sürükledi bu sefer oyun bizi.

Oyunun asıl konusu, ötekileştirmekti. Kimleri, neden, neye dayanarak ötekileştiririz? Ötekileştirmenin sonucu, her zaman kötü davranışlar ve aşağılama mı olmalıdır? Bazen de, durup karşı tarafı dinlemek gerekir belki de. O zaman, o kadar da yabancı olmaz ötekiler. Anlayabiliriz belki de, diğerlerini. Sadece dinlememiz yeterlidir. Vaktimizi ayırmak ve farklı dünyalara ışık tutabilirsek egolarımızı ve kendimizi bir yana koyup anlaşabiliriz belki de. Neden olmasın?

Tüm bu düşünceleri oyun soktu beynime ve oyun bittiğinde derin bir nefes aldım, kulaklığımı çıkarttım ve tüm samimiyetimle alkışladım tüm oyuncuları, tüm ekibi ve Berkun Oya’yı. Salondan çıkarken de, ciddi anlamda düşündüm bu ötekileştirme konusunu. Oyunun verdiği mesaj ne kadar da doğruydu.

BERKUN OYA
Yazar olarak kesinlikle çok başarılı işler çıkaran bir insan Berkun Oya. Diyalogları sağlam… Seyirciyi nasıl etkileyeceğini, ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. İster tiyatro, ister sinema ya da ister dizide olsun, bir yazar olarak kalitesini çekinmeden belli ediyor. Yenilikçi bir yazar Türkiye için kesinlikle! Bayrak’ta da, Güzel Şeyler Bizim Tarafta ’da da bunu belli etti tabii ki. Kurgusuyla meraklandırdı oyunları önce, sorular sordurttu bize. Cevapları bazen de kendimiz bulduk, o bize yol gösterdi.

İlgimi çeken bir diğer şey ise Berkun Oya ile ilgili; diyaloglarını şekillendirişiydi. Bir konudan öbür konuya atlarken, cevap alınana kadar sorulan sorular vardı. Daha sonra, o soruları cevaplamaktan kaçan karakterlerin sorduğu başka sorular ve ardından gelen gözyaşlarıyla dolu bağrışmalar süslüyordu genellikle kelimelerini Berkun Oya’nın. Her an, gergin bir atmosfer vardı oyunlarının ikisinde de.

Ayrıca, her iki oyuna da bir nesne yön veriyordu. Bir diğer eylemi, bir nesne tetikliyordu. Daha fazla karmaşaya yol açıyordu dekordaki birtakım nesneler. Bu da, zekiceydi aslında. Sorulara olanak sağlıyordu saklananlar ya da bulunanlar.
Benim şimdiye kadar izlediğim en değişik oyun formatıydı. Bunu, tüm samimiyetimle söylüyorum. Bir kere, çok az sahne geçişi vardı oyunda. Alıştığımız düzeni yoktu. Oyuncular arkalarını dönerek konuşuyorlar, sahne arkasından eylemlerine devam ediyorlardı. Kulaklık bize sahne dışında, sokak seslerini dahi getiriyordu. Çok zekice bir kullanımıydı bu sahnenin. Sokakta geçen bir diyalog için tüm sahne değişmiyordu. Dekor tekti, mekân ise sahne arkasına kadar uzanıyordu. Seyirci tamamen göz ardı edilmişti. Sanki orada hiç değilmişiz gibi davranılıyordu. Özellikle, “Güzel Şeyler Bizim Tarafta”da, yanlışlıkla bir evde geçen diyaloglara kulak misafirliği yapmış gibi hissediyordum kendimi.

Sonuç olarak, ben gayet başarılı buldum bu yenilikçi girişimi. Başka bir format getirmişti Türk tiyatrosuna. Bu yüzden, Berkun Oya’yı sahip olduğu bu geniş görüşlülük açısından tebrik ediyorum ve bize daha nice oyunlar sunmasını bir seyirci olarak talep ediyorum.

Simge İçen

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 934
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Eşeğin Gölgesi - Antalya Devlet Tiyatrosu (Merve Ateş) - 1/30/2012
  • Ramazan'la Jülide - Başkent Tiyatrosu (Füsun Balkaya) - 1/30/2012
  • Don Juan'ın Gecesi'nde Yargılananlar (İhsan Ata) - 1/30/2012
  • Siz Olsanız Ne Yapardınız, Hangi Yolu Seçerdiniz?: Öksüzler (Üstün Akmen) - 1/27/2012
  • İlk İşçi Sınıfı Devletinin Sancılı ve Komik Öyküsü: Ölümüne (Üstün Akmen) - 1/27/2012
  • Bu Filmi Görmüştüm Başlıyorrrrrrrrrrrrr (Ayşe Müge Gerdan) - 1/24/2012
  • Karl Marx Geri Döndü… Marx'ın Dönüşü (İhsan Ata) - 1/24/2012
  • Ortaoyununu Özlemişiz: Kanlı Nigar – Adım Tiyatro (İsmail Can Törtop) - 1/24/2012
  • Tiyatroda Eleştiri - Yazılarımdan Derleme (Melih Anık) - 1/24/2012
  • Çocuk Tiyatrsu Sahneleme Sürecim Üzerine (Rasim Aşın) - 1/23/2012
  • Bana Camdan Bir Hikaye Anlat Berkun Oya (Simge İçen) - 1/23/2012
  • Aydın Belediyesi Şehir Tiyatroları Kuyucak'taydı (Serkan Fırtına) - 1/23/2012
  • Orhan Alkaya Rejisi ile Rosenbergler Ölmemeli'yi (İBBŞT) Yeniden Okumak (Melih Anık) - 1/23/2012
  • Bir Raftan – Bir Sahaftan: Türk Tiyatrosu'nda Komedyanın Evrimi - Gülmenin Oyunsu Özgürlüğü (Kadir Yüksel) - 1/23/2012
  • Guguk Kuşu Tarla Kuşuna Dönüşürse… (İhsan Ata) - 1/19/2012
  • Tomris Oğuzalp Hasta ve Sahipsiz (Üstün Akmen) - 1/19/2012
  • Yargının Siyasallaştığı Ülkede Adalet: ROSENBERGLER ÖLMEMELİ (Üstün Akmen) - 1/19/2012
  • İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda Arabesk Trajedi: Antigone (2012) (Melih Anık) - 1/16/2012
  • İstanbul DT'de Bir Aşk Oyunu: Kendi Kendine Konuşmaktır Aşk (Savaş Aykılıç) - 1/16/2012
  • AKM'yle İlgili Son Kez Yazıyorum! (Arda Aydın) - 1/14/2012
  • Ali Erdoğan Söyleşisi (Meliha Akay) - 1/14/2012
  • UYANIK Sadri Alışık Kültür Merkezi'nin Resimli Serüveni (Melih Anık) - 1/14/2012
  • Melih Anık'ın Çağrısıyla Yaşam Kaya'nın Yazısı Kaldırıldı: SAKM Ucuz Eleştiriye Hayır Dedi (Melih Anık) - 1/12/2012
  • Çolpan İlhan'a Açık Mektup (Melih Anık) - 1/12/2012
  • Tiyatro Boğaziçi ile Tarihsel Bir -Seyir- : Eleni'den Mektuplar (Melih Anık) - 1/12/2012
  • Karanlığa Karşı Sanat Cephesi Çağrıma Yanıt Verdi (Üstün Akmen) - 1/12/2012
  • Bir Tiyatro Resitali: Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi (Üstün Akmen) - 1/12/2012
  • Vahşetten Can Acıtıcı, Can Alıcı Doğru Bir Kesit: DİSKO 5NO'LU (Üstün Akmen) - 1/12/2012
  • Yücel Erten -Barış- adlı oyun ile Ankara'da (Füsun Balkaya) - 1/12/2012
  • Üstün Akmen Söyleşisi - Egemen Kültüre Karşı Yeni Bir Tiyatro Anlayışına Gereksinim Var (Gamze Akdemir) - 1/12/2012
  • Stanislavski ile Yapılan Kurgusal Bir Röportaj - 2 (Erkan Küçük) - 1/11/2012
  • Şakayla Söyler (ama doğruyu söyler) Haldun Taner (Rengin Uz) - 1/11/2012
  • Yaşam Kaya'nın Keşanlı Ali Destanı ile ilgili yazısına Melih Anık'tan büyük tepki (Melih Anık) - 1/10/2012
  • Haldun Taner'den Çeşitlemeler (Hayati Asılyazıcı) - 1/4/2012
  • Repliğini Seç,Oyunu Seyret,Kendini Bul (Rosenbergler Ölmemeli) (Melih Anık) - 1/4/2012
  • Tiyatromuzda, tek seyircili yeni bir kavram ürünü: ÜçKişi (Üstün Akmen) - 1/4/2012
  • WC Giriş Hakkının Elde Ediliş Öyküsü: Sidikli Kasabası Müzikali (Üstün Akmen) - 1/2/2012
  • Üstün Akmen Söyleşisi - Anlattıklarım önemsiz ama iyi yazarım (Özlem Özdemir) - 1/2/2012
  • -Sidikli- mi? Orası da Neresi? (Aycan Akçamete) - 1/2/2012
  • Tiyatroda Eleştiri -Seçmek-le Başlar - İstemem Eksik Olsun (Melih Anık) - 12/30/2011
  • Tiyatro Artı'dan Sıra Dışı bir Gösteri… üçKİŞİ (İhsan Ata) - 12/28/2011


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..