| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Mahmud ile Yezida Üzerine İnceleme (Mitolojik Kaynak Açısından)
Dılşah Kamalı




Mahmud ile Yezida Üzerine İnceleme
(Mitolojik Kaynak Açısından)


Dılşah KAMALI

MAHMUD: Irmağın öfkesini yendim. Irmağın töresini
yendim. Sonra çıktım ırmaktan, bedenimde onlarca ırmak.


Töreleri ve törelerin insan hayatını nasıl etkilediği konusunu anlamamıza hizmet eden oyun Mahmud İle Yezida, Yezidi inanışlarına dair pek çok bilgi sahibi olmamızı da sağlıyor . Mezopotamya Üçlemesinin birincisi olan oyunda Mungan, o çok iyi bildiği doğuyu, doğunun diliyle anlatıyor. Yerel meseleleri anlatmaktaki ustalığını bu sefer de Yezidiler üzerinden gösteriyor bize. Yüzyıllardır bu topraklarda var olmasına tahammül edilmeyen, aşağılanan Yezidilerden. Hiçbir ırka, dine, toprağa ait olamamış Yezidilerin aslında dışlanmış olan hikayesini sunuyor bize oyunda ve bunu yaparken de geleneklerinin bir o kadar da kendine has oluşunu hissettiriyor. Yezidi mitlerini anlamamıza yardımcı oluyor. Bir şeye ait olamamanın sonucu, kendi yazgısını kendisi çizen bir yolu seçen halkın, çember/daire meselesi üzerinden, bütün tarihini anlatıyor bize adeta. Bu mitolojik malzeme, oyunun iletisine öyle iyi uymuş ki, yasak bir aşk üzerinden, hem toplumsal baskıyı; hem ağalık sisteminin işleyişini; hem de çaresizliği, sadakati anlamamıza yardımcı oluyor. Çünkü kendi dünyamızda her gün Mahmut ile Yezida hikayesine rastladığımızı, daha önceden onlarca Havvas Ağa ile tanıştığımızı, bizi anlamayacağını bildiğimiz için iletişim kurmayı reddettiğimiz annemizi Eyşan Ana silüetinde hatırlatmıyor mu bize? O vakit anlıyoruz ki, hayatta yaşanan her şey aynıdır; biçimler, tarihler ve kişilerin adları farklıdır yalnızca.

Çember/daire meselesinin oyunun içine nasıl da iyi yedirildiğini görmek için, oyunun özetini hatırlayalım;

Mahmud ile Yezida birbirine düşman iki köyün; Müslüman ve Yezidi köylerinin gençleridir. İki genç evlenmek için umutsuzca çareler arar. Mahmud dilek ağacının yanında, Yezida’nın saçlarına kırk gün boyunca birer tane örgü vuracaktır; kırkıncı gün kırkıncı örük tamamlanır. Yezida Mahmud’a kaçmaya ikna olmuştur en sonunda. Bu arada Müslüman köyün ağası devletin yeni çıkardığı toprak reformundan etkilenmemek için Yezidi köyünün arka tarafındaki bataklığı kurutup, tarla yapmaya karar verir. Yezidilerin tepki göstermemesi için Yezidi köyünün dairelenmesine karar verilir. Böylece Yezidi geleneklerine göre, çizilen daireden çıkamayacak olan Yezidi halkı müdahale edemeyecektir.

Köy dairelenir; Yezidi halkı yastadır. Bu arada Mahmud’un köyün ileri gelenlerinden biri olan Teyfo Ağanın kızıyla evlenmesini ister köyün ağası Havvas Ağa. Bu isteği Teyfo Ağanın toprak talebinde bulunmaması içindir, çünkü Teyfo Ağa’nın kızı Güllüşah, Mahmud’a deli gibi aşıktır, uğruna kendini asmaya bile kalkmıştır ve Mahmud’un ağabeyi, Havvas Ağa’nın yeğeniyle evlenmiştir. Havvas Ağa çıkarları için, Mahmud’un ailesine çıkışır. Fakat Mahmud bu evliliği kabul etmez, karşı çıkar. Daha sonra Yezidi köyünün etrafındaki daire silinir ve Yezidilerden bir tepki beklenir. Bu arada Mahmut Yezidi köyünde görülmüştür, dilek ağacına yeşil mendil bağlarken. Yezidiler tarafından öldürülmüş, ağaca yeşil mendil bağlayan eli kesilmiş, köye hudut yapılmıştır.

Irmağın kenarında dolaşırken Yezida, sevgilisinin kesik eliyle karşılaşır. Çıldırır, kendini parçalar. Ölüm dairesini çizer ve kendini hapseder. Annesi Raşa Ana gelir.

RAŞA- Nasıl bir sevdalık hakkıdır ki, ölümle ödenir Yezida?
YEZİDA- Bu nasıl törelerdir ki sevdayı ölümle ödetir aney?


Günlerce kimseyle konuşmaz Yezida, ta ki Mahmud'un anası Eyşan Ana gelene kadar. Yezida cesedinin Mahmud'un yanına gömülmesini istemektedir ama buna bile izin yoktur. Diğer dokuz kardeşi hala namuslarını temizlemekten bahsetmektedirler. Babası Miro Ağa kızını görmeye bile gelmemiştir. Yezida her gün saçının bir örüğünü çözer, kırk gün sonunda kırkıncı örüğünü de çözer ve kendini ölüme teslim eder. Oyun biter.

Oyunun içerisinde yer alan mitolojik malzemeye baktığımızda gözümüze ilk çarpan şey; çember/daire meselesidir. Yezidi inancına göre eğer bir çember çizilirse ve birisi o çemberin içinde kalırsa çemberi çizen silene kadar o kişi o çemberin içinde kalmaya mecburdur. Bunun temelinin şuna dayandığı söylenir: Tanrının önce yanından kovup, yedi bin yıl sonra bağışladığı baş meleği Tavus, halkını göstermek için parmağıyla bir daire çizdi ve "daire içindeki bu halk benim halkımdır" dedi. Yezidi inanışına göre daire, ruh göçünü ve evrendeki uyumu ifade ediyordu. Ne var ki, Yezidiler, hem Müslümanlar hem Hıristiyanlarca şeytanla özdeşleştirilen Melek Tavus'un halkı olmanın bedelini yüzlerce yıldan beri ödüyorlar.

Öte yandan Atlas Dergisi’nin Ağustos/2000 sayısının Yezidilerle ilgili dosyasından çember/daire meselesi ile ilgili şöyle bir anekdot aktarabiliriz:

Etrafına çember çizilen bir Yezidi, bir türlü oradan çıkamayıp bas bas bağırarak yardım istermiş. Bu adeti din adamları, çizilen çemberi parmaklarıyla yararak dışarı çıkmak suretiyle bozmuşlar. Sebebi hikmetini sorulduğunda; 'Eskiden çok kavga dövüş olurmuş, aralarında ateşkes yapmak için böyle bir âdet icat edilmiş. Sonra da kutsal, haram veya kerametmiş gibi âdet haline gelivermiş' diye bir cevap alınmış.

Murathan Mungan ise çember/daire meselesi ile ilgili şöyle demiştir:
Çember, çemberi çizen için komedi, içindeki içinse dramdır ama eğer biri kendini çember içine almışsa bu trajedidir.

Oyunda mitolojik malzeme açısından incelenmesi gereken bir diğer nokta da dilek ağacıdır. Dilek ağacı Hindu mitolojisine göre isteneni anında dallarında bitiren ağaçtır. Ayrıca Altaylar bölgesindeki Şamanist topluluklarda halen süregelen bir geleneğin Türkiye’deki izdüşümü. Zamanla çalama da denilen bezlerin yerine naylon poşet parçaları, iplik, etrafta bulunabilecek herhangi bir çer-çöp aldıysa da iyi dilekler için mavi ya da bulunamıyorsa beyaz; kötü dilekler (beddualar) için kara bezler bağlanması adettendir.

Oyun da Mahmud’un yeşil mendil kullandığını görürüz ayrıca. Yeşil huzuru, özgüveni ve umudu simgeler. Cennet olarak hayal edilen mekânın rengi İslam kültüründe yeşil olarak belirir. İncil’de ise kıyamet gününde tanrının yeşil tahta oturacağı ve yeşil bir taç takacağı belirtilir vahiyler bölümünde.

Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın.
Kendin içindeysen, kafan dışındaysa,
Çaresi yok kardeşim, her akşam böyle içip, mutsuz olacaksın.
Meyhane masalarında kahrolacaksın.

Murathan MUNGAN


Dılşah Kamalı


Paylaş      
Yorumlar

necati okam(sin oyuncuları) - ( 3/16/2010 )
mahmud ile yezida sadece bir aşkı,iki kültürün ve dinin ve toplumların farklılıklarını anlatmıyor..biz bu oyunu toplumsal bir oyun olarak değerlendirsekte oyun tamamen kişisel dünyayı yani kişinin kendisini ele alıyor..insan herşeyde kurtulabilir;korkularından,toplumdan,töreden,hastalıktan,yoksulluktan,savaştan,zulümden,vb.,ama insan kendinden asla kurtulamaz..burada mahmud ve yezida herşeyden kurtuldu ama kendilerinden kurtulamadılar..asıl çember onların yürekleri ve o yüreklerine sığdırdıkları büyük sevdalarıydı..murathan mungan karşısında böyle bir oyuna imza attığı için düğmemi ilikliyorum..saygılar.

pınar gürler - ( 6/16/2010 )
mahmut ile yezida oyununu 1993 yılında ankarada izlediğimde iliklerime kadar üşüdüğümü hisettim.hayatımda hiç bu kadar güzel bir oyun ve aşk hikayesi izlemedim.arka fonda çalınan müzik harikaydı.başka coğrafyaları ve bu coğrafyalarda yaşanan çaresiz aşkları izlemek ....bence bu oyunu herkes izlemeli.murathan mungan harika bir şair ve yazar olduğunu bir kez daha ispatlıyor bu oyunla.

çirkin piyanist - ( 3/31/2011 )
mahmud ile yezida. eğer gerçekten bu olay olduğu gibi günümüze gelmişse cahilliğin kurbanlarıdır... eğer onların hayatı değiştirilip insanlara farklı şekilde anlatılıp günümüze gelmişse bu da bizim insanımızın cahilliğidir... en büyük aşk ilahi aşktır... bizi yaradana değil bizim gibi yaradılana kurban gidiyorsun bunun açıklaması gerçekten zor :))

muhammed ağalday - ( 9/4/2011 )
mahmud ile yezida tiyatrosunu okulumuz çapında gerçekleştirdik.
ben şahsen çok etkilendim ama oyuncularımız profesyonel bir çaba harcamadıkları için istenilen mesaj izleyicilere tam anlamıyla aktarılamadı.ben bu tiyatronun sonucunu şu sözle açıklamak istiyorum;insanlar ikiye ayrılırlar,aşıklar ve diğerleri,aşıklar da ikiye ayrılırlar gerçekten aşıklar ve diğerleri,ama gerçekten aşıklar bir ömür boyu 40 örük çözülse de ayrılamazlar.mardinden selamlar...


Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 51
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Lüküs Hayat’ın Düşündürdükleri (İsmail Can Törtop) - 11/3/2008
  • Genç bir kadının evrak-ı metrukesi: 4 Artı 4 (Üstün Akmen) - 11/2/2008
  • Teyzesi - İzmir Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 11/2/2008
  • Şehir Tiyatroları Yönetiminin Özrü Kabahatinden Büyük (Feridun çetinkaya) - 11/1/2008
  • Milliyet Sanat'tan Nedim Saban'a Cevap Mektubu (Özlem Özdemir) - 10/31/2008
  • Bize danışmadan asla (Orhan Aydın) - 10/31/2008
  • Dolu Düşün Boş Konuş – Bakırköy Belediye Tiyatroları (İsmail Can Törtop) - 10/29/2008
  • Balıkesir Muhallebicisi (Nedim Saban) - 10/29/2008
  • Kendi Gök Kubbemiz - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 10/29/2008
  • Müjdat Gezen'den: MUSTAFAM KEMALİM (Ahmet Kara) - 10/28/2008
  • Mahmud ile Yezida Üzerine İnceleme (Mitolojik Kaynak Açısından) (Dılşah Kamalı) - 10/28/2008
  • Genel Sanat Yöneticisi Orhan Alkaya'ya Sorularımdır (Hülya Karakaş) - 10/27/2008
  • Nedim Saban'dan Milliyet Sanat'a Mektup (Nedim Saban) - 10/26/2008
  • Tehlikeli Saplantı - Erzurum Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 10/26/2008
  • Kayıp Cennet ve Dün Meydana Gelen Bir Olayda... (Üstün Akmen) - 10/25/2008
  • Savaş ve Kadın - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 10/25/2008
  • Çocuk Aklını Çalan Hırsızlar (Orhan Aydın) - 10/23/2008
  • Yedi Tepeli Aşk - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 10/22/2008
  • Kırşehir Ahilik Haftası Kapsamında Tiyatro : Evran (Berkan Karasu) - 10/20/2008
  • İstanbul bir sahne, sahne İstanbul... (Üstün Akmen) - 10/20/2008
  • Çalıkuşu – Tiyatro Kedi (İsmail Can Törtop) - 10/14/2008
  • Tiyatro Z'nin yeni oyunu: Philoctetes Bir Medeniyet Entrikası (Üstün Akmen) - 10/14/2008
  • İşte Ekim... (İbrahim Kırkbulut) - 10/14/2008
  • Tiyatro (Mehmet Çetinkaya) - 10/10/2008
  • Ezilenlerin Tiyatrosu (Ulaş Tuzak) - 10/10/2008
  • Hadi Çaman'ı da Uğurladık (Tuncer Cücenoğlu) - 10/7/2008
  • Nerde Hani? (Nedim Saban) - 10/6/2008
  • Dünyayı Yöneten Hormon: TESTOSTERON (Ahmet Kara) - 10/4/2008
  • Yazdıkları da yaşamı da renkliydi (Doğan Hızlan) - 10/3/2008
  • Hava 1 Ekim Kokuyor! (Ersan Uysal) - 10/3/2008
  • Çelişkiye davetiye… Roma Hamamı - Ankara Sanat Tiyatrosu (İhsan Ata) - 10/3/2008
  • HEM ARAŞTIRMAYIP HEM DE ANLAMAYAN AKADEMİSYENE İKİNCİ CEVABIMDIR! (Kemal Oruç) - 10/3/2008
  • Boğuşan ve boğulan tiyatrocu Hadi Çaman’ın ardından... (Üstün Akmen) - 9/28/2008
  • Televizyon Dizisi Aşk-ı Memnu'da Selçuk Yöntem'in Oyunculuk Gösterisi (Üstün Akmen) - 9/25/2008
  • Kan, Ter ve Gözyaşı (Cüneyt İngiz) - 9/25/2008
  • Hayaller Tiyatrosu (Sinop) - 9/23/2008
  • Tiyatro Sekiz (İzmir) - 9/23/2008
  • Hadi Çaman'ın Ardından... (Hadi Çaman) - 9/22/2008
  • Beyoğlu ve tiyatro (Üstün Akmen) - 9/19/2008
  • SİLAH ARKADAŞLARI…PARDON SAHNE ARKADAŞLARIM İBO CAN GİBİ OLSUN… (Hülya Karakaş) - 9/18/2008
  • Zoraki Sanat (Berkan Karasu) - 9/18/2008


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..