| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Ben Anne İstiyorum! (Çocuk Oyunu)
Fevzi Günenç




BEN ANNE İSTİYOYUM!
Çocuk Oyunu: 3
Fevgun (FEVZİ GÜNENÇ)


Bu oyunu sahnelemek isteyenlerin Fevzi Günenç ile iletişime geçmeleri gerekmektedir:
fev27@mynet.com

OYUNUN KİŞİLERİ:

PIRIL ANNE
TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ 13-14 yaşlarında
ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ (11-12)
MURAT 3. SOKAK ÇİÇEĞİ 6-7 yaşlarında (Önce 3. Sokak Çiçeği)
1. POLİS MEMURU
2. POLİS MEMURU
LEVENT BEY


DEKOR:
Evin bahçesi. Çiçekler, bahçede salıncak.


MURAT: (Salıncakta yavaş yavaş sallanmaktadır. Bir ara durur, anne özlemiyle dolu seslenir)
Anneciğim!..

PIRIL ANNE: (Sevecen sesi içeriden gelir.)
Efendim oğlum…

MURAT: ,
Anneciğim!..

PIRIL ANNE: (Sabırla aynı sevecene sesle içeriden yanıt vermeyi sürdürür.) Efendim oğlum…
,
MURAT:
Anneciğim!..

PIRIL ANNE:
Efendim oğlum…

MURAT: Anneciğim!..

PIRIL ANNE: (Sevecen)
Yeteeer! “Anneciğim anneciğim…” Ne bu! Bana isim mi takıyorsun?

Bir süre sessizlik olur.

MURAT: (Kendi kendine)
Anneciğimi üzdüm mü acaba?

PIRIL ANNE: (Sahneye girer, koşarak Murat’a gider, onu kucaklayıp bağrına basar.)
Murat’ım, yavrum kırdım mı seni?

MURAT: (Susar) …..

PIRIL ANNE:
Muraaat… Niçin yanıt vermiyorsun yavrum?

MURAT: Ben seni kırdım anneciğim…

PIRIL ANNE:
Yok canım… Bunu da nereden çıkardın? Hem kırsan ne olacak ki? Anne oğul arasında olur böyle şeyler.

MURAT:
Hayıy, olmamalı. Ben annemi hiç kıymamalıyım.

PIRIL ANNE:
Canım benim! Duyarlı oğlum. Sen de bana kırılmadın değil mi?

MURAT: Kıyılmadım anne.

PIRIL ANNE:
Öyleyse bana “Anne!” diye seslen. Sana “efendim oğlum!” demek istiyorum.

MURAT:
Bana o kadar çok “efendim oğlum” dedin ki… Oğlun olmaya iyice doydum. Teşekküy edeyim anne.

PIRIL ANNE:
Hayır hayır, doymadın! Söyle bakalım.

MURAT:
Ne söyleyeyim.

PIRIL ANNE:
Anne diye seslen bana.

MURAT:
Peki… (Memnun) Anne…

PIRIL ANNE:
Efendim oğlum. Yine seslen.

MURAT: Anne…

PIRIL ANNE:
Efendim oğlum…

MURAT:
Anne…

PIRIL ANNE:
Efendim oğlum! (Murat’ı öpücüklere boğar.)

İKİSİ DE KAHKAHALARLA GÜLERLER

PIRIL ANNE: (Salıncağa sıkışır. Birlikte yavaş yavaş sallanırlar.)
Canım canım… Yıllarca zehirli bir yılan gibi içine oturan annesizliğin acısını dindiriyorsun. Bilmiyor muyum…

MURAT:
Beni doğuran kadın yaşıyor olsaydı… Burada olsaydı…

PIRIL ANNE:
Eee?

MURAT:
O da beni bu kadar çok sever miydi acaba anne?

PIRIL ANNE:
Canım… Annenin sadece doğuran değil, sevgiyle büyütenin anne olduğunu biliyorsun sen. Bunu öğrenmişsin bu küçücük yaşında.

MURAT:
Annem benim… Annesizliğin acısını unutturdun bana sen Pırıl Annem.


PIRIL ANNE:
Sen de bana evlatsızlığın acısını unutturdun Murat’ım…

MURAT:
Canım anneciğim…

PIRIL ANNE:
Murat’ım?..

MURAT:
Efendim annem..

PIRIL ANNE:
Seninle tanıştığımız günü hatılıyor musun?

MURAT:
Hatıylamaz oluy muyum anneciyim. Hatıyladıkça da mahcup oluyoyum.

PIRIL ANNE:
Yok mahcup olma oğlum. Aksine bununla öğünmelisin.

MURAT:
Nasıl övünüyüm? Seni soymak istemiştik. Biy sokak çocuğuydum o zaman.
Doğyuyu yanlışı bilmiyoydum.

PIRIL ANNE:
Sokak çocuğu değil, sokak çiçeğiydin.

MURAT:
Hııı… Sokak çiçeyi… Ama sana kötülük etmek istiyorduk.

PIRIL ANNE:
Bunu öbürleri yapmak istiyordu. Sen durdurmaya çalıştın onları.
Alışverişten döndüğüm bir akşam üstüydü. Evimizin bahçesine girmek üzereyken görmüştüm sizi. Üç minik yavruydunuz. En büyüğünüz on üç on dört yaşlarındaydı. Seslenmişti bana…

ZAMAN GEÇİŞİNİ ANLATMAK İÇİN SAHNEARARI, AYDINLANIR…
PIRIL ANNE SOKAK KIYAFETİYLE BAHÇEDEDİR. ÜÇ SOÇOK ONU ÇEVRELEMİŞTİR.

TİMUR (1. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Dur!

PIRIL ANNE: (Sert)
Ne var!


ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Para ver!

PIRIL ANNE:
Ne parası verecekmişim!

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Bilirsin sen…

PIRIL ANNE:
Bilmem… Neyi bilirmişim?..

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Bilirsin.

PIRIL ANNE:
Bali parası değil mi? (Sinirli sinirli güler) Para-mara yok!


TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Var, para senin gibi süslü bir hanımda olmayacak da kimde olacak?

PIRIL ANNE:
Şu anda üstümde hiç para yok. Ama olsa da vermezdim zaten.


ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Verir misin vermez misin, görürüz.

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Hep böyle söylersiniz. Paran var işte.

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Yok diyoy be. Koskoca teyze yalan mı yöylüyoy?

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Sen kes sesini?

PIRIL ANNE:
Bakın çocuklar, şimdi benim taş kalpli biri olduğumu düşünüyorsunuz, değil mi?

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Değil misin yani?

PIRIL ANNE:
Elbette değilim. Muhtaç insanlar canımı isteseler veririm. Ama siz benden zorla almak istiyorsunuz. İşte bunu yapamam. Yapmam!

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Bize nutuk atma teyze… Para ver para…

PIRIL ANNE:
Yiyecek içecek isteseydiniz…


ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Yiyecek içecek senin olsun. Bize ilaç parası gerek.

PIRIL ANNE:
İlaç dediğiniz bali değil mi? Hayır. Küçücük çocuklara zehirlensinler diye bali almaları için para veremem. Defolun!

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Bunu sen istedin hanım abla.

Her biri cebinden birer ucuz bıçak çıkartır. Kadına doğru birer adım ilerleler.


PIRIL ANNE: (Elini çantasına atar.)

ÇOCUKLAR BİRER ADIM GERİLER.

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Silah çıkartıyor!

PIRIL ANNE: (Gülerek çantasından cep telefonunu çıkartır.)
Silah değil ama silah kadar etkili bir şey. Bakın bir cep telefonu bu. Şimdi de, numaraları çeviriyorum. Yüüüz… Elliii… Beeeş…

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Polis çağırıyor.

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Çağırsın, ne yapabilir ki polis bize.

PIRIL ANNE:
Polisten korkmuyor musunuz?

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Korkmuyoruz.

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Neden korkacakmışız? Kendimi bıçaklarım deyince çeker giderler.

PIRIL ANNE:
Gerçekten bıçaklar mısın kendini?

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Elbette bıçaklarım.

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Ben de bıçaklarım.

MURAT: 3. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Ben bıçakyamam.

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Sen kes sesini. Yüz karası.

MURAT: 3. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Asıl sizsiniz yüz kayası.

SİREN SESLERİ DUYULUR.

PIRIL ANNE:
Neyse ki yakınlardaymış ekip. Bakın, geldiler bile.

SİREN SESİ KESİLİR. İKİ POLİS SAHNENİN GİRİŞİNDE BELİRİR, ORADA KALAKALIRLAR.

1. POLİS MEMURU:
Bizi siz mi aradınız Bayan!

PIRIL ANNE:
Evet memur bey. Ben aradım,

2. POLİS MEMURU :
Ne var?

PIRIL ANNE:
Polis beyler, lütfen buraya gelir misiniz?

1. POLİS MEMURU:
Neden?

PIRIL ANNE:
Nedeni var mı? Görmüyor musunuz şu küçük eşkıyaları?

2. POLİS MEMURU :
Görüyoruz.

PIRIL ANNE: O zaman yakalayıp götürün şunları.

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Gelin gelin… Gelin de görün hanyayı Konyayı.


ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Kendimi öldürürüm vallahi.

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Ben de ödlüyüyüm. Katilimiz oluysunuz.

1. POLİS MEMURU:
Görüyorsunuz bayan…

PIRIL ANNE:
Bloöf bu, inanmayın. Yakalayın onları.

2. POLİS MEMURU :
Blöf değil bayan.

PIRIL ANNE:
Şimdiye kadar kaç tanesi öldürmüş ki kendini?

1. POLİS MEMURU:
Öldürmediyseler de kaç tanesi bıçakla, jiletle paraladılar kendilerini.

PIRIL ANNE:
Ne olacak peki şimdi?

2. POLİS MEMURU :
Çok dikkatli olmak gerek. Ne yapacakları belli olmaz bunların.

PIRIL ANNE:
Ne yapacaklarmış ki?..

1. POLİS MEMURU:
Orası belli olmaz.

2. POLİS MEMURU :
Her an, her şey yapabilir bu çılgınlar.

PIRIL HANIM:
Desenize iş başa düştü. Peki öyleyse. Şimdi Hanya’yı-Konya’yı ben gösteririm size serseriler! (Çocukların üstlerine yürür.)

Çocuklar korkarak birer adım daha geriler.


1. POLİS MEMURU:
Durun ne yapıyorsunuz bayan!

2. POLİS MEMURU :
Canınıza mı susadınız?

1. POLİS MEMURU:
Vururlar sizi…

PIRIL ANNE:
Hiç sanmıyorum. Parmak kadar çocuk bunlar ayol.

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Gelmeyin, üstümüze gelmeyin.

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Gelme, vururum seni kadın!

PIRIL ANNE: (Uzlaşmacı)
Durun durun, korkmayın… Size bir şey yapacak değilim. Kıyar mıyım ben hiç sokak çiçeklerine. Şimdi siz para istiyorsunuz benden değil mi?

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Evet, Para istiyoruz, başka ne isteyeceğiz?

PIRIL ANNE:
Hoş bir şey değil ama bu yaptığınız…

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Hoş ya da değil… Sen parayı veriyor musun vermiyor musun?

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Veyiyoysan vey payayı. Yoksa bıçayımla payça payça edeyim seni!


PIRIL ANNE: (Güler)
Şuna bakın… Bıçağı da kendisi gibi mini minnacık. Böyle bir bıçağın açtığı
yara ne olacak ki?..


TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Eee, ne diyorsun?. Veriyor musun parayı?

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Yahu istediğimizin hepsi, üç beş kuruş, be…


MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Ne kaday kıymetliymiş payan? Biy tüp bali payası istiyoyuz. Çok şey deyil. Sadece biy liya…

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Bir lira canından kıymetli mi?

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Kıymetli olmalı ki, vermiyor!

PIRIL ANNE:
Önemli olan bir lira değil çocuklar! Önemli olan… Size bali almanız için para veriyor
olmam. Yiyecek içecek için isteseniz, para değil canımı bile veririm. Gelin anlaşalım.
Vazgeçin bali parası istemekten. Birlikte, evime, içeriye girelim. En güzel yemekleri ısmarlayayım
size.


TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Yemek falan istemiyoruz biz.

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Yemek istemiyoruz…

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Yemek istemiyoyuz, bali istiyoyuz…

PIRIL ANNE:
Bali neymiş! Patlıcan kebap yeriz, lahmacun yeriz…

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Patlıcan kebap istemiyoruz!

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Lahmacun da istemiyoruz…

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Patlıcan kebap diyoy be… Anlamıyoy musunuz, lahmacun diyoy!

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Kes sesini!

PIRIL ANNE:
Yemeğin üstüne de bir güzel baklava yeriz, dedi Pırıl hanım.

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Baklava da istemiyoruz.

PIRIL ANNE: Havuç dilimli baklava ama bu. Hem de fıstıklı…

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Umurumdaydı…

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Baklava… Havuç dilimi, dedi. Fıştıklıymış…

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Baklava maklava istemiyoruz!

PIRIL ANNE:
Yemeyi unuttuğunuz her şeyi yedirirm size çocuklar.
,
TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Uyutma şimdi bizi… Bali için bir lira vermeyen, bütün bunları yedirir mi?

PIRIL ANNE:
Yemin ederim yediririm. Sadece o kadar da değil. Size sıcak birer yuva bulurum.

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Yuva mı?..

PIRIL ANNE:
Birer anne, baba bulurum size. Anneniz, babanız olsun istemez misiniz?

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
İtemeyiz.

PIRIL ANNE:
Her türlü nazınızı çekebilecek güzel bir anne, güzel bir baba…

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
İstemeyiz, dedik ya…

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Anne mi?.. (Arkadaşlarına döner.) Anne, dedi. Anne diyoy be!..

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Kes sesini dedik sana!

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Güzel anne, güzel baba dedi ama Atila Abi…

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Ana, babanın güzeli olur mu be!

PIRIL ANNE:
Elbette olur. Bakın, ben ne güzel bir anne olurum. Çocuğum yok zaten… Biriniz benim çocuğum
olmaz mısınız?

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
(Alaycı) Bali alırsan oluruz.

PIRIL ANNE:
Sizi tedavi ettiririm çocuklar. Baliye ihtiyaç duymazsınız bundan sonra.

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Hayır tedavi olmak istemiyoruz biz.

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Biz bali istiyoruz.

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ): (Dudakları titremektedir, bağırır.)
Ben anne istiyoyum!

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Sus lan!

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Ne istediğini bilmiyorsun. Demin de baklava istiyordun!

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Hayıy, biliyoyum. Ben kebap da istemiyoyum, baklava da istemiyoyum.
Ben anne istiyoyum…

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Bu iş başka türlü olmayacak… (Bıçağının ucunu Pırıl hanıma doğrultur. Kadının üzerine hamle
yapmaya hazırlanır.)

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Kaç anne-abla, kaç!

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Çekil ulan önümden, bıçağı sen yersin şimdi.

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
(Arkadaşına) Çekilmiyoyum, çekilmiyoyum… (Pırıl hanıma) Kaç anne-abla, kaç!...
Bıçağı çeken Tinerciyle Pırıl hanımın arasında kalkan gibi durur.)

Saldıran Memet’le Küçük Murat kucak kucağa kapanır.

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Ah, anam!... Beni vuydu, beni öldüydü…

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Bunu sen istedin!

ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Vurdun onu. Arkadaşımızı vurdun!

TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Aramıza girmeseydi vurulmayacaktı. Kaza oldu.


ATİLLA: 2. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Başımızı derde soktun.


TİMUR: 1. SOKAK ÇİÇEĞİ:
Vızırdamayı bırak da tüyelim.


İKİSİ KAÇMAK İSTER.


1. POLİS MEMURU:
Durun bakalım efeler!

2. POLİS MEMURU :
Aceleniz ne!

POLİSLER İKİ BALİCİYİ YAKALAYIP GÖTÜRÜR. PIRIL HANIM YARALANAN ÇOCUĞU
KUCAKLAR, PEŞLERİNDEN KOŞAR.

PIRIL ANNE:
Bekleyin lütfen Memur beyler. Hastaneye yetiştirmeliyiz bunu.

1. POLİS MEMURU:
(Çıkarken) Tamam bayan, bekliyoruz.

2. POLİS MEMURU :
Kaygılanmayın. Önce onu hastaneye yetiştiririz.


ZAMAN GEÇİŞİNİ ANLATMAK İÇİN SAHNE KARARIR, YENİDEN AYDINLANIR.
MURAT’LA PIRIL ANNE YİNE SALINCAKTADIR. PIRIL ANNE ÇOCUĞUN SAÇLARINI
OKŞAMAKTA.

PIRIL ANNE:
Seni hastaneye götürdük. Neyse ki yaran önemli değildi. Çabuk iyileştin.
Artık sokak çiçeği değildin. Benim çiçeğim olmuştun.

MURAT: (3. SOKAK ÇİÇEĞİ):
Sen de benim annem olmuştun.

LEVENT BEY: (Sahneye girerken onları görür, durur.
Gülümseyerek konuşulanları dinler.)

PIRIL ANNE:
İlk iş sana borcumu ödedim.

MURAT: (Güler):
Evet, ödedin.

PIRIL ANNE:
Patlıcan kebapla lahmacun yedik.

MURAT:
Üştüne?..

PIRIL ANNE:
Üştüne de fıştıklı baklava…

MURAT: (Güler.)
Evet, fıştıklı…

PIRIL ANNE:
Öbür iki arkadaşın da önce bir koruma yurduna yerleştirildi. Sonra onlara da
birer aile bulduk. Herkes mutluydu artık.

MURAT:
Herkes mi anne?

PIRIL ANNE:
Değil mi?

MURAT:
Sokaklayda daha kaç tane sokak çiçeği vay biliyoy musun?


PIRIL ANNE:
Haklısın bebeğim. Ama bir gün onlar da birer aileye kavuşacak.

MURAT:
Keşke… Hey kadın seni öynek alsa… Hey kadın senin gibi yapabilse…

PIRIL ANNE:
Yapacak. Kaygılanma. Fedakar Türk kadınlarının sayısı her geçen gün artacak.

MURAT:
Umayım… Eee, sonya ne oldu? Anlat anlat Pıyıl Pıyıl anneciğim.

PIRIL ANNE:
Sonra birlikte evimize geldik. Artık sen benim oğlum olmuştun.


MURAT:
Sen de benim annem oldun.

PIRIL ANNE:
Annen oldum.

MURAT:
Buna sevindim mi?

PIRIL ANNE:
Sevindin.

MURAT:
Çok sevindim mi?

PIRIL ANNE:
Çok sevindin.

MURAT:
Sevincimden bağıydım mı?

PIRIL ANNE: (Gülerek.)
Bağıydın…

MURAT:
Ne diye bağıydım?

PIRIL ANNE:
Onu da sen söyle artık.

MURAT:
Tamam… Şöyle bağıydım: Yaşasın! Benim de biy annem vay aytık!

PIRIL ANNE:
Bir süre hastanede tedavi gördükten sonra öbür iki arkadaşın da yeni ailelerine taşındı.
Artık bali bağımlısı değillerdi.

MURAT:
Evet… İşte bu iyi oldu… Aykadaşlayımın ilk işleyi aileleriyle biylikte sana ziyarete gelmek oldu.

PIRIL ANNE:
Evet, öyle oldu ya…

MURAT:
Senden özüy dilediley.

PIRIL ANNE:
Ben de bağışladım. Onlar da benim çocuklarım sayılır. Bütün sokak çocukları benim çocuğum.
Bizim çocuğumuz. Bütün kadınların çocuğu…

MURAT:
Hayikasın anne!


LEVENT BEY: (Onlara yaklaşır.)
Murat…

MURAT:
Babacık!

LEVENT BEY:
Memnun musun yaşamından?

MURAT:
Memnunum. Hem de çok… Böyle babadan kim memnun kalmaz. Sık sık mangal yakıyoysun; bize
patlıcan kebap yapıyoysun...

LEVENT BEY:
Ya annen?

PIRIL HANIM
Annem Pıyıl Pıyıl hanım da haftada biy tepsiyle lahmacun taşıyoy eve.

LEVENT BEY:
Peki bu havuç dilimi fıstıklı baklavalar nereden çıkıyor ikide bir ortaya?..

MURAT:
İşte ona aklım eymiyoy. Bakıyoyum bazen iki paket biyden gelmiş.
Sizi yayamazlay sizi. Biybiyimizden habeysiz ikiniz de alıyoysunuz.
Baklava alma yayışı mı yapıyoysunuz biybiyinizle?


PIRIL ANNE:
Şuna bak Levet! Ne iyi çocuk, değil mi?

LEVENT BEY:
Öyle…

PIRIL ANNE: (Murat’a)
Ne iyi olmuş da o gün karşılaşmışım sizinle.

MURAT:
(Bu konunun sık sık açılmasından memnun değildir. Keyifsizce…)
Yaaa, ne demezsin…

PIRIL ANNE:
Ne iyi olmuştu da arkadaşlarınla yolumu kesmiştiniz.

MURAT:
Haydutlay gibi…


PIRIL ANNE:
Ama ne güzel haydutlardınız… Özellikle de sen! Ne iyi olmuştu da anneciğini korumak için o gün
canını siper etmiştin bana.

MURAT:
Hııı, öyle…

MURAT:
İyi ki karşıma çıktınız o gün. Böylece tanıştık. Böylece benim de bir çocuğum oldu.
“Oğlum!” diye bağrıma bastığım, kollarımın arasına alıp canını acıtacak kadar çok sıktığım,
öptüğüm, öptüğüm… (Sarılır, öper.)

MURAT:
Yetey anne… Canımı çıkaydın…

PIRIL ANNE: (Bırakır.)
Yavrum…

MURAT:
Yaa, o günü biy daha hatıylatma bana be anne. Çok utanıyoyum.

PIRIL ANNE:
Utanacak bir şey yapmadın ki sen Murat’ım.

MURAT:
Oysun. O günü silelim hayatımızdan. Yütfen…

PIRIL ANNE:
Tamam, sildik.

LEVET BEY: Ben çıkıyorum. Haydi, siz de kavganıza bensiz devam edin.

PIRIL ANNE: (Gülerek)
Peki..

MURAT:
(Gülerek)
Peki babacık.

LEVENT BEY: (Çıkar.)

MURAT:
Haydi, kavgamıza devam edelim annecik.

PIRIL ANNE:
Edelim oğlum…


MURAT:
Anneciğim!

PIRIL ANNE:
Efendim oğlum…

MURAT:
Anneciğim!

PIRIL ANNE:
Efendim oğlum…

PERDE KAPANIR, ANNE İLE OĞULUN KONUŞMALARI SÜRER.

MURAT:
Anneciğim!

PIRIL ANNE:
Efendim oğlum…

MURAT:
Anneciğim!

PIRIL ANNE:
Efendim oğlum…


BİTTİ


FEVZİ GÜNENÇ
Pancarlı Mah. Milli Egemenlik Bulvarı 10. Cad.
Yunus Emre Sk. 1 Gülyuva Ap. D. 2
Şehitkâmil GAZİANTEP
Tel: 0342 338 16 18 – 0505 553 47 44
İleti: fev27@mynet.com –
MSN: Fev27@hotmail.com
Web: fevgun.com


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 666
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Deri Ceket - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 12/9/2008
  • Laf -U Güzaf (Engin Alkan) - 12/7/2008
  • Antalya Devlet Tiyatrosu ve -Benim Doktor Oğlum- (Öznur Çetin) - 12/7/2008
  • Savaş Bezirganları için: -Korku ve Sefalet- ile -Savaş ve Barış- (Üstün Akmen) - 12/5/2008
  • Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 12/5/2008
  • Kenter Tiyatrosu'nda 39 Basamak ve Türk Tiyatrosu'nda Yaratıcılık (Melih Anık) - 12/4/2008
  • Vişne Bahçesi - Bahçede Neler Oluyor (Cüneyt İngiz) - 12/4/2008
  • Babalar Gününde - Sevgi Yarışı (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 12/3/2008
  • Masal Bilmeyen Çocuk (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 12/3/2008
  • Evli Evine Evi Olmayan Nereye? (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 12/3/2008
  • Ben Anne İstiyorum! (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 12/3/2008
  • AH, GÜL O!.. (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 12/3/2008
  • Bebelerin Hababam Sınıfı Harfleri Öğreniyor (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 12/3/2008
  • Franz Kafka'nın Dönüşüm'ü (Öznur Çetin) - 12/3/2008
  • Necdet Mahfi Ayral'ı Anarken (Pınar Öztürk) - 12/3/2008
  • Kırcaali'deydim... (Üstün Akmen) - 12/3/2008
  • İstanbul Efendisi – İstanbul Şehir Tiyatroları (İsmail Can Törtop) - 12/2/2008
  • Annen Baban İşte Bunu Bilmezler (Can Doğan) - 12/2/2008
  • Türk Tiyatrosu'nun Neden Var Olamadığı Bu Yazıda Gizlidir (Adnan Tönel) - 12/1/2008
  • Albatrosun Kanatları (Melih Anık) - 12/1/2008
  • Şahane Düğün (Selçuk Soğukçay) - 11/30/2008
  • Asuman Dabak Tiyatrosu'nda Başarılı Bir Komedi: Şahane Düğün (Üstün Akmen) - 11/30/2008
  • Vasıf 70 Yaşında Zengin Mutfağı Hala İşliyor (Mehmet Esatoğlu) - 11/28/2008
  • Ankara DT Tek Kişilik Şehir ile Beykoz Sahnesi'nde (Savaş Aykılıç) - 11/28/2008
  • Pembe’nin Hikayesi (Mustafa Acar) - 11/27/2008
  • Ben Öğrenciyken veya Cindi (Mustafa Acar) - 11/27/2008
  • Demokrasi ve Aşk (Mustafa Acar) - 11/27/2008
  • Çılgın ve tehlikeli bir serüven: 39 Basamak (Rengin Uz) - 11/26/2008
  • Suçlu Yürekler - Ankara Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 11/26/2008
  • Third Space Uluslararası Sanat ve Barış Konferansı - 15- 19 Eylül - Viyana (İlkay Sevgi) - 11/26/2008
  • Sofrada Canavar Var - Canavar Sofrası (Cüneyt İngiz) - 11/25/2008
  • Vişne Bahçesi - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 11/25/2008
  • İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda -Saatleri Ayarlama Enstitüsü- : Bir YANLIŞ Var ! (Melih Anık) - 11/24/2008
  • İstanbul'da Tanpınar Uyarlaması: Saatleri Ayarlama Enstitüsü (Üstün Akmen) - 11/23/2008
  • İletişim Çağında İletişimsizlik! - Var Mı Sın (Rengin Uz) - 11/22/2008
  • Tiyatroya Devlet Yardımı - Türk Tiyatrosu'nun Politikası (Melih Anık) - 11/21/2008
  • Albay Kuş – Tiyatro Adam (İsmail Can Törtop) - 11/20/2008
  • Burası Dot. Bir Tiyatro Mekanı (Arda Aydın) - 11/20/2008
  • Pambık Prenses (Ali Erdoğan) - 11/19/2008
  • Asiye Nasıl Kurtulur - Bursa Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 11/19/2008
  • Ah Be Babam, Ne Zormuş Erkek Olmak!: TESTOSTERON (Üstün Akmen) - 11/18/2008


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..