Siz de düşünmüşsünüzdür.
Çok beğendiğiniz beldeleri, yeni keşfettiğiniz güzelim cennet yerleri kimseyle paylaşmak istemezsiniz. Çünkü yeni insanların kirlilik, is, pas getireceğini düşünürsünüz. Ne kadar az insan oraya gelirse o kadar az kirlenir. Çok insan çok dert demektir.
Oralar böyle sakin kalmalı, yalnızca sizin olmalıdır.
Bir güzel mekan gördüm ki herkes yalnızca benim olsun ister.
Sanat ise; sineması, müziği, tiyatrosu, balesi, resmi ile daha çok insanla kavuşmayı hak eder. Belki üretim anında yalnızca siz varsınızdır, şarkılarınızı içinize söylersiniz, resimleri keyfinizce yaparsınız ama öyle ya da böyle sanat paylaşmak için yapılır.
Ülkemde, sanatın üretileceği ve sergileneceği yerler açısından oldukça kısıtlı alanımız var maalesef. Bazen sadece bu yüzden “Buralar hep bizim, önce biz geldik, sizi istemiyoruz” bile diyor sanatçılar, o mekanı sonran keşfeden, paylaşacak sözleri, özleri olan arkadaşlara. Belki istemeden söylüyorlardır ama söylüyorlar. ‘Hassas sanatçı kalpleri’ kırılan gençler, ustalarının neden böyle yaptığına akıl sır erdiremeden uzaklaşıyorlar sanat çevresinden. Mutlu oldukları işlerle uğraşmaktan vaz geçecek kadar kırılıp küsüyorlar…
İki yıl önce oyunumuzu sergilediğimiz salonda tanıştığımız arkadaşımız Öney ile buluştuk bugün. Genel sanat yönetmenliğini Hayati Asilyazıcı’nın yaptığı, bu bahar açılan Attila İlhan Kültür Merkezi’nin etkinlik sorumluluğunu yürütüyor Öney. Birlikte kültür merkezi üzerine konuştuk, birbirimize tecrübelerimizi aktardık. İnsanın gençken bu denli tecrübeyle donanması da ilginç tabi.Bir çırpıda Tiyatro Açıkça’nın on beş yıldır neler yaptığını anlattım.Sabırla dinledi sağolsun. (Sohbet konusu tiyatro olunca çenem biraz düşüyor da)
Anlattı
“Türkiye’deki gençlerin sanatsal-kültürel gelişmesine katkıda bulunmak için kuruldu burası. Yalnızca İstanbul’da değil hem. Ankara’da, İzmir’de, Eskişehir’de Denizli’de ve Afyon’da… Üniversite kaynaklı çıkan hareketin bir yansıması olarak burada, her düşünceden grupların üretim ve paylaşma aşamalarında yardımcı olmak istiyoruz.”
Tiyatromuzu ilk kurduğumuzda mekan sorunu ile biz de karşılaşmıştık. Öney anlatırken bir yandan sıkıntı yaşadığımız günleri anımsadım. Soğuk, rutubetli sağlıksız koşullarda provalarımızı gerçekleştiriyorduk. Parkta bahçede çalıştığımız da oldu.Nihayetinde kendimize ait bir mekan ihtiyacımızı gidermek ihtiyacı içinde olduk.Bazen ağabeylerimiz, mekanlarında bizi konuk ettiler.Sanat için desteklerini esirgemediler.
“Benim çevremde de tanık olduğum, duyduğum sıkıntılar vardı. Tiyatro gruplarının çalışmak için yer bulamadıklarını, prova yapamadıklarını biliyordum. İşte bu merkez, amatör yarı profesyonel sanat grupları için hazır bekliyor. Mart’ta açıldık şu ana kadar çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yaptık, provalara salonlarımızı açtık. Önümüzdeki dönemde daha hareketli bir dönem yaşamalı bu mekan.Amacımız bu.”
Ben Attila İlhan Kültür Merkezi’ni çay içip sohbet ettiğimiz kattan ibaret sanıyordum.
Güzelliklerin gizlendiği üç katın daha olduğunu nereden bileyim…
Geziyoruz.
İlk katta 120 kişiyi misafir edebilecek büyüklükte bir gösteri salonu mevcut. Portatif fakat şık sandalyelerle her biçime kolaylıkla girebilen bir geniş alan. Geçen dönem çeşitli tiyatro oyunları, dinletiler burada gerçekleştirilmiş. Minik bir yükseltisi var, eksikleri de mevcut ama kullanıma oldukça elverişli bir alan.
Üst katta yine genişçe bir çalışma salonu, bir resim atölyesi, bir minik çalışma odası (ki burada şu an felsefe atölyesi yürütülüyor) var.
En üst katta da tam bir dans - tiyatro atölyesi mevcut.Çok güzel alanlar bunlar.Çok beğeniyorum.
Kafesi ve hatta- ne güzel- bir minik kütüphanesiyle genç sanatçıları kucaklayan Beyoğlu’nun hengamesi arasında nefes alınacak bir sanat vadisi burası…
“Yeni dönemde özellikle gençleri ilgilendiren etkinliklerimiz olacak. Çocuklar için drama-tiyatro çalışmaları planlıyoruz. Ayrıca geçen dönem başladığımız eskrim, felsefe, fotoğraf, dans çalışmaları da sürecek. Bizimle irtibata geçen arkadaşlarımızla görüşerek çalışma mekanlarının kullanımında kendilerine de yer verebiliriz.”
diye de müjdeliyor Öney Olcaytu.
Sohbetimize ortak çalışmalara yapmak dileğiyle son veriyoruz. Beş dakikalığına başlayan ziyaretimin iki saate vardığını fark ettiğimde İstiklal’in beni çoktan hayata dolamış oluyor…Hemen dönüyor, konuştuklarımızı sizlerle paylaşmak üzere bilgisayarın başına oturuyorum.
Attila İlhan gibi dev bir sanatçının ismiyle heyecan duyan, bilhassa gençlerin sanatsal üretimine katkıda bulunan arkadaşlarıma sizler adına teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.
Nasıl Ulaşacaksınız?
Telefonla
0212-293 42 42 ve 0212 252 32 14 nolu telefonlardan ulaşabilir ya da
Bilhassa giderek,
Beyoğlu İstiklal Caddesindeki Galatasaray Lisesi’nin hemen karşısındaki sokakta sol tarafta göreceksiniz.
Ya da e-posta
oneyolcaytu@gmail.com
dan bilgi edinebilirsiniz.