Ferhan Şensoy’un son oyunu ‘Fernâme’, geçtiğimiz Cuma akşamı perdelerini açtı.
‘Fernâme’, 37 yıllık sahne oyuncusu; 27 yıllık üslûp tiyatrosu kurucusu, 18 yıllık ‘Kavuk’ sahibi, oyun, kitap ve senaryo yazarı, şair Ferhan Şensoy’un kaleme aldığı 51’nci tiyatro oyunu. ‘Şensoy, iki perdelik oyunda, sanat yaşamı geçmişini ve düzenden yana şikayetlerini bir yüzü şen öteki yüzü ise kederli bir üslûpla anlattı.
Anlayana çok acıklı bir mektup ‘Fernâme’
Şensoy’un; Erol Günaydın, Tuncel Kurtiz, Vedat Özdemiroğlu, Derya Baykal, Rasim Öztekin, Ali Çatalbaş, Erkan Üçüncü, Özkan Aksu ve Elif Durdu ve daha pek çok sanatçı arkadaşının hazır bulunduğu gala gecesinde, ‘Ses - 1885 Ortaoyuncular’ sahnesine çıkan ‘yepyeni’ oyun, anlayana acıklı bir mektup aslında. Renkli bir otobiyografi. Yazarının tanımlarıyla: “Bir talepnâme, vasiyetnâme, şikayetnâme, ferasetnâme, yangınnâme, inleyen nâme”. Umutsuzluk var Şensoy’un gözlerinde, çabuk ol itfaiye...
22 projektörün aydınlattığı sahnesinden; acıklı mektup yazdıran ne peki Ferhan Şensoy’a diye zihinlerde soru işaretleri oluşursa, ben cevaben ‘sistem ağrısı’ derim. “Mektup devri bitti artık, kaldık e-mail’lere - SMS’lere” diyor çünkü sahnede kavuklu.
‘Fernâme’; bir vasiyetname, inleyen name
Esasen ağır bir matem oyunu ‘Fernâme’. Bıkmış, usanmış çünkü yazarı artık. Hayatımıza sızarak yerleşik hal alan -özellikle de dijital- teknolojilerin getirdiği daralmalardan bıkmış, bankaların yolladığı kredi kartı faturalarından bıkmış, hesaplı alışveriş imkanı sunan devasa alışveriş merkezlerinin evine çok uzak mesafede olmasından bıkmış, apartman kapıcısından bıkmış, tanıdığı herkese ‘cep telefonu marifetiyle’ ulaşmak zorunda olmaktan bıkmış, yazılarını ‘lap-top’ bilgisayarıyla yazmaktan ve böyle yazarken karşısına çıkan türlü teknik bilgisayar sorunundan bıkmış, bireysel silahlanmadan (tabanca alana armağan edilen kutu kutu mermilerden), kardeş kardeş yaşayan vatandaşların çileden çıkıp birbirlerini linç etmesinden, siyasette yaşanan sıkıntılardan bıkmış Ferhan Şensoy. Öylesine bıkmış ki, vasiyetname diye, inleyen name diye iki perdelik ve iki kişilik bir oyun yazmış.
“Evden çıkasım yok, sahnedeyim yıllardır, artık hevesim yok”
Oyundaki ikinci oyuncu, Şensoy’un suflör trompetçisi. Oyundaki ikinci perde ise; Şensoy’un, “Yaşama bakan bir kamerayım ben sanki” repliği ile kahramanca başladığı daha ziyade bir anılar geçidi. “Sinema benim daima kaçamağım olmuştur” diyen Şensoy, rol aldığı ilk film “Yitik General”den başlayarak sinematografik geçmişini ‘renkli - dublajlı’ hoş bir eda ile anlatıyor. Bana kalırsa içinde alev alev bir yangın var büyük tiyatro adamı Ferhan Şensoy’un. “Artık evden çıkasım yok, çok yıllardır sahnedeyim, artık o kadar hevesim yok” diyen üzgün ve (boğa dostu) yorgun bir matador artık Ferhan Şensoy.
Hasta ama doktor sevmez, Anton Çehov hariç
Tüketici iki tabanca satın aldığında; iki kutu merminin de yanında satışı artırmak için ikram edilmesinden hasta, Kel Hasan Efendi’den devr’aldığı kavuğu başında taşıyan büyük usta, ustam Ferhan Şensoy. “Kalemim var iken, silah neme gerek” diyor ancak “kedisine silah çekilince kalem çekmesinin işe yaramamasından” da hasta. Hasta ama doktor sevmiyor Anton Çehov hariç.
‘Fernâme’, yüreği hasta yazarının bilinç akışı şöleni adeta.”Tiyatro yapasım yok, yalnızlık büyük keyif paylaşasım yok” demekte çünkü Haldun Taner’in, Erol Günaydın’ın, Bertolt Brecht’in, Kel Hasan Efendi’nin, İsmail Dümbüllü’nün, Münir Özkul’un, Anton Çehov’un, Samuel Beckett’in efendim Nikolay Vasilyeviç Gogol’ün, Ayfer Feray’ın, İsmet Küntay’ın, Karl Valentin’in talebesi Şensoy.
‘Beyoğlu - İstiklal Caddesi’nde; tarihi Halep Pasajı - 140 Numarada yer alan ‘Ses - 1885 Ortaoyuncular Tiyatrosu’nun en son oyunu ‘Fernâme’ seyirlere amade(hazır). Modern Türk Tiyatrosu’nun kurucusu Muhsin Ertuğrul’un, cumhuriyetin kuruluşunun hemen ardından Neyyire Neyir’e ve Bedia Muvahhit’e rol vererek (‘Othello’ oyunu ile) Türkiye’de ilk kez kadın oyuncularının sahneye çıkmalarını sağladığı sahne ‘Ses - 1885 Ortaoyuncular’ sahnesi. Locaların kırmızı kadife kaplı kenarlıkları; o kadifenin yaydığı ısı, Samsun - Çarşamba’da bir ırmak kıyısında doğan ‘Kavuklu’ üstadın, favori deyişiyle “içinden ‘nâme’ - ‘mektup’ geçen” tiyatro oyunu ‘Fernâme’.
Şikayet, kahkaha, keyif, hüzün ancak en çok ibret dolu ‘Fernâme’, Ocak ayı süresince perde açıyor. İzlerseniz çok gülecek, eski günlere gidecek, hayıflanacak ve tiyatro salonundan çıkıp evinize giderken de bol bol düşüneceksiniz “Yahu aslında adam (Şensoy) doğru diyor” diyerek.
Daha fazla bilgi için:
www.ortaoyuncular.com ya da (0 212) 251 18 65-66