Fabrika Sanat, Orda adlı oyunla sezonu açıyor (11/2/2010)
FABRİKA SANAT “ORDA” OYUNUYLA SEZONA BAŞLIYOR
Savaş barışın çaresizliği değildir artık. Barış savaşın kimsesizliğidir.
Fabrika Sanat yeni fakat her bir üyesi yıllardır inatla başka başka tiyatrolarda emek harcamış dinamik bir ekip.
“Aslında, tiyatro yaparak yaşayabilmenin giderek zorlaştığı bir zamanda yeni bir tiyatro grubu kurarak yola devam etme kararını verirken çok fazla düşündüğümüz söylenemez. Herkesin, yaşama dair dünyaya söylemek istediği bir şeyler vardır. Biz bunu ancak tiyatro yoluyla yapabildiğimizi keşfettik. Yaşayarak keşfettik. Bizce insanların, yaşamımız için önemli olan bazı kavramları hatırlayabilmelerini ve tartışabilmelerini sağlamanın en güzel yolu, bunu onları eğlendirerek yapmaktır.
Bu arada çocuk tiyatrosuna karşı özel bir ilgimiz var. Çocuklar, henüz yeni tanımaya başladıkları hayatın bir parçası olan tiyatroyla da yeni tanışıyor. Bu tanışma sonunda tiyatro hakkında verecekleri karar hepimiz için yaşamsal öneme sahip. Çocukluğundan beri tiyatro izlemeyi alışkanlık haline getirmiş bir yetişkinin, dünya ya da insanlık hakkında hain planlar kurmasını beklemek akıl dışı olacaktır. İşte bunlar gibi bir dizi düşüncenin sonunda diyoruz ki: Yaşasın tiyatro!”
Bu sezon, Fabrika Sanat’ın ikinci sezonu. Geçtiğimiz sezon, "Orda" adlı oyunlarını, Semaver Kumpanya'nın sahnesi Çevre Tiyatrosu'nda uzun soluklu bir prova döneminden sonra İstanbul Şehir Tiyatroları'nın 26. Genç Günler Festivali'nde Kadir Has Üniversitesi Film ve Drama Bölümü Yüksek Lisans Programı'yla ortak çalışma olarak oynamışlardı. “Orda”, oyunun yönetmeni Eda Çatalçam'ın yüksek lisans tezi olmuştu. Oyunda Özlem Aktaş ve İnan Ambarkütük rol alıyor. Seyircisiyle buluşmaya hazır olduğunu düşündükleri oyunlarını yeni sezonda yoğun bir şekilde sahnelemeyi düşünüyorlar. Oyunu yazan İnan Ambarkütük, yönetmen ve dramaturg Eda Çatalçam, müzikler Özlem Kaveller’in, dekor Nehir Çinkaya ve Çağdaş Yazgan’a ait, ışık tasarımı Coşkun Yel’in, clown danışmanı Hakan Yavaş.
Orda, birbirinden çok farklı yaşamları deneyimlemiş iki ayrı insanın bir savaş ortamında buluşmasının hikayesidir. Karakterlerden birisi yalnızlığına avuntu olan hayvanlarını yaşatabilmek için su bulmaya çalışan bütün yakınlarını savaşta kaybetmiş ve hayata bir sirk çadırının büyüsünde tutunan palyaço, diğeri ise yanlış koordinat bilgisi yüzünden paraşütüyle yıkık sirk çadırına düşmüş bir işgal askeridir. Bu iki karakter düşman olduklarını sanırken kimi zaman birbirlerinin aynası kimi zaman birbirlerinin sırdaşı kimi zamansa müttefiki olacaktır.
Ülkelerin, sınırların, insanların, kaygıların, çıkarların insanoğlu var olduğundan beri süren savaşının zamansız hikayesidir. Savaşın yıkan, yakan yüzü kimsesiz parçalanmış bir sirk çadırında, mekan olarak karşımıza çıkar. Savaşın gölgesindeki bu sirk çadırında yalnız bir palyaço ve bir düşman askeri hayatı, benliği yalın ve ancak en çaresiz durumlarda ortaya çıkabilen dürüstlükle paylaşır. Asla bir araya gelemeyecek bu iki insanın arasında hem komik hem de trajik bir “hayat” başlar. Savaş barışın çaresizliği değildir artık. Barış savaşın kimsesizliğidir.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...