“Bu toprakların sanatı nasıl olmalı” diye ömürünce çaba harcayan bir sanat emektarını daha uğurluyoruz. Daha diyorum çünkü Eylül’ün son günlerinde aynı soruları oyunculuk alanında ortaya atan büyük Tuncel Kurtiz bizi bırakıp gitti. Daha iki hafta geçmeden halk sanatçısı Haşmet Zeybek’i uğurluyoruz.
Kurtiz de Zeybek’de büyük bir soruya yanıtlar arayarak, yanıtlar üreterek, oyunlar, filmler ve önemli düşünceler ortaya koydular.
Zeybek “Kalem Tutan Eli Öp” adlı ergenlik döneminde yazdığı oyununda safını seçerek yola düşüyor. Onun safı öğrenmekten, değişimden, bilimden, sanattan yanadır.
O günlerde Adana, Tarsus pırıl pırıl gençlerle doludur. Bu gençler bir kitaptan bin düşünce üretme heyecanıyla okuyan, yazan gençlerdir. Kendi aralarında belli bir örgütlülükleri vardır adeta. Kitap alacakları paraları yoktur ceplerinde. Ancak bir kitabı ele geçirdiklerinde o kitap elden uçarcasına bir yolculuğa çıkıyor. Her okuyan bir önceki okuyanla büyük bir tartışmaya girişiyor. O yıllarda Adana’nın Tarsus’un yolları, sokakları caddeleri adeta birer forum alanı gibi.
Bu gençlerden bir kısmı yollarını politik alana çevirirken bir başka bölümü sanata yöneliyor. Sanat üretmeye soyunan gençlerin bir kısmı yazıp çizerken önemli bir bölümü müziğe ve tiyatroya yöneliyor. Önceleri halkevinde başlayan müzik ve oyun etkinlikleri 68’in büyük rüzgarıyla sokaklara akmaya başlıyor.
Haşmet Zeybek’in “Irgat” oyunu Tarsus sokaklarında bir fırtına gibi esiyor. O güne dek demokrasi yalanlarıyla halkı kandıranlara karşı oy pusulalarını yırtıp havaya fırlatan köylüler vardır oyunun finalinde. Bu oyunda Tarsus’un gençleri, esnafı, emekçileri hep birlikte oyun üretiyorlar.
Tarsus’ta gençlerin, emekçilerin tiyatral çabası Muhsin Ertuğrul’un da dikkatini çekiyor. Bir Ankara turnesinde izliyor Tarsuslu gençleri. Onların yolunu açmak için elinden geleni yapıyor Ertuğrul.
İstanbul’da LCC çatısı altında Beklan Algan, Ayla Algan ve Haldun Taner Zeybek’in tiyatro bilgilerine yeni bilgiler ekliyorlar.
Zeybek için İstanbul büyük bir eğitim alanıdır. Dostlar Tiyatrosu çatısı altında çalışmalarını sürdürüyor.
Safını emekten yana belirleyen bir çizgiyle ilerlemeye koyuluyor.
70’li yıllarda Çorum’da Linyit İşletmelerinde ilginç bir hak arama eylemi gerçekleşiyor. İşçiler haklarını alamayınca önce greve gitmeye kalkışıyorlar ancak ardından yönetime el koyup üretime yöneliyorlar.
Haşmet Zeybek, Dostlar Tiyatrosu İşçi Kolu’ndaki arkadaşlarının da yönlendirmesiyle Çorum Alpagut’a gidiyor. Eylemin öyküsünü işçilerden dinliyor. İstanbul’a dönüşünde Mehmet Akan yönetiminde elbirliğiyle “Alpagut Olayı” oyunu yazılıyor. Oyun halk güldürüsü ile halk danslarının iç içe işlendiği bir sahneleme ile kentin dört bir yanında sergileniyor.
70’li yıllarda Haşmet Zeybek’in eğitim gördüğü okullardan biride Ulvi Uraz’dır. Uraz da gerek oyunculuk eğitiminde gerekse sahnelemelerinde ülke tiyatrosunu ve onun estetiğini kendine temel almış bir ustaydı. Zeybek çıktığı Anadolu turnesinde Uraz’a hem kılavuzluk ediyor hem de ondan sahneye dair çok önemli dersler alıyor.
70’li yılların ilk yarısında Haşmet Zeybek’i bu kez Gazete Tiyatrosu sahnesinde görüyoruz. Her gün gazetelerde çıkan haberlerle yenilenen bir metinle perde açıyor. Batıda bir dolu örnekleri olan Gazete Tiyatrosu’nun ilk ve son uygulayıcısı Haşmet Zeybek ve arkadaşları oluyor.
1974 yılında Muhsin Ertuğrul yeniden İstanbul Şehir Tiyatrolarının başına geçtiğinde kuruma çocuklarını çağırıyor. Bu çocuklardan biri de Haşmet Zeybek.
Beklan Algan marangozhanede bir deneme sahnesi yaratmaya giriştiğinde yanı başında Haşmet Zeybek vardır. Haşmet, Tepebaşı Deneme Sahnesi’nin ilk gösterisi Zeynep Oral’ın “Adsız Oyun”unda küçük roller oynuyor ama ekibin içindeki gençlerin adeta “başöğretmen”lerinden biri oluyor.
O günlerde Şehir Tiyatrolarına gelirken Zeybek’in koltuğunun altında bir de yeni oyunu “Düğün Ya Da Davul” vardır.
Hamit Akınlı’nın yönetimiyle Bayrampaşa Tiyatrosu’nda büyük bir çoşku ile sahneleniyor oyun. Düğün Ya Da Davul oyunu çok neşeli bir köy seyirliktir. 40 sene her sergilenişinde ülke yöneticilerini yerinden zıplatan bir soruyu da ortaya atıyor oyun. Bu ülkede başbakan en çok neden korkar. Oyuncular cevabı neşeyle patlatırlar “Amerika’dan”.
Zeybek Tahsildar Oyunu, Uygarlık Çöplüğü, Ayrangeven, Evrensel Pezevenk Para, Köroğlu, Theodora, Yaradılış Efsanesi, Kerem ile Aslı, Zilli Şıh, Gılgamış…gibi bir dolu oyunlar üretti. Halkalı Köle, Çark, Şaşkın Ördek ve Aptal Kahraman gibi senaryoları var.
Piyasaya düşmek yerine sürekli bir yeninin peşinden koştu. Bu topraktan aldı sanatına kattı. Yeni biçimler ve denemeler yaptı. Yaptıkları boşa gitti diyenlere en iyi yanıtı şu günlerde grevdeyken fabrikayı ele geçirerek üretime geçen ve ürettiklerini satarak yaşamaya çalışan Kazova işçileri veriyorlar.
Haşmet Zeybeklerin sanatımıza, bilincimize yaktıkları ışıklarla yarınlara koşacağız. Sevgili Haşmet düşlerini yarına taşıyacak çok güzel insanları var bu ülkenin gözün arkada kalmasın.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...