Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen’in TÜSAK Yasa Tasarısı’nın amaçlı içeriğine direnmesi ve Akün ile Şinasi sahnelerinin satış ihalelerine karşı çıkması nedenleriyle yedi yıldır sürdürdüğü görevinden alınması, iktidarın gemi iyiden iyiye azıya aldığının tipik örneği olarak gündeme oturdu.
Gökmen’in yerine atanan Besteci ve Orkestra Şefi Dostum Selman Ada’nın: “Bundan böyle TÜSAK ile ilgili fikir beyan edecek halim yok… Kurum olarak fikir beyan etme durumumuz olamaz. Çünkü o güç, o politika, Sayın Bakanımızda, Başbakanımızda ve Cumhurbaşkanımızdadır (Cumhuriyet-25. Temmuz. 2014)” sözleri ise içimi daha bir acıttı.
RENGİM GÖKMEN YALAN MI SÖYLEMİŞ Neden almışlar Rengim Gökmen’i görevinden?
Uluslararası 12. Bodrum Bale Festivali’nin basın toplantısında bir şeyler demiş.
Ne demiş Rengim Gökmen?
Devletin gerçek kültür ve sanatla ilişkisini düzenlemesi gerekliliğini, kültür ve sanatı devletin korumasından ve koruyuculuğundan yoksun bırakmamasının esas olduğunu söylemiş.
İyi de yalan mı söylemiş, yanlış mı söylemiş.
Ben de söylüyorum, operacılar, balerinler, tiyatrocular da söylüyor.
Eee, ne olacak şimdi?
Siyasi erk böyle düşünüyoruz, böyle söylüyoruz diye kafamızı mı kesecek?
Yahu bu ne aymazlıktır, bu ne vefasızlıktır, kültür ve sanattan bu ne biçim korkudur.
BİZ KIRILDIKÇA KESKİNLEŞİRİZ Ne sanıyorlar, yani Rengim Gökmen’den sonra kültür-sanat etkinliklerinin ticaretin acımasız dişlileri arasına terk edilmesine sanatçı duyarlılığıyla karşı çıkmayacak mıyız?
Selman Ada hâlâ “mutabakattan”, “anlaşmaktan”, “karşılıklı iyi niyetten” söz ediyor diye Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan, Devlet Tiyatroları’nın, Devlet Opera ve Balesi’nin, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün lağvıyla, sanat kurumlarını Türkiye Sanat Kurulu (TÜSAK) diye anılan “gerçek” bir ucubeye devreden yasa taslağı karşısında susacak mıyız?
Türkiye Sanat Kurumu (TÜSAK) yasa taslağıyla destekleme mekanizması ve üretim mekanizmaları aynı kapta yoğrulmasına karşı çıktığı için faşizanca görevinden alınan Rengim Gökmen’in arkasında durmayacak mıyız?
“SANATIMIZIN CESUR YÜREĞİ” Selman Ada Üstat, “karşılıklı formülden” söz ediyor diye, kurumlarda aylardır ateş üzerinde oturtularak tarihte eşi menendi görülmemiş bir işkenceye maruz bırakılan gözbebeğimiz sanatçılar için temcit pilavı “karşılıklı formül”ü kaşıklayamayız.
AKP hükümetin Emek Sineması, Duru Tiyatro, İrfan Şahinbaş Sahnesi derken Devlet Tiyatroları’nın Ankara’daki Akün ve Şinasi sahnelerine de göz dikmesini “kültür- sanata darbe” olarak nitelendirmeden duramayız.
Opera ve Bale sanatından katkısını esirgemeyen DenizBank’ın Ceo’su Hakan Ateş’in tanımıyla “Sanatımızın cesur yüreği” Rengim Gökmen’in başarılı yıllarını hiçe sayıp görevinden aldılar diye, yıllardır Ankara'nın en önemli kültür sanat mabedi olan bu iki sahnenin rant uğruna yok edilmesi karşısında susamayız.
Cumhurbaşkanı adayımız Padişah Efendimiz(!), Atatürk'ün: ''Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir'' sözünü dikkate almayarak, sanatı ve sanatçıyı sürekli yok sayarken, milletin hayat damarlarından en önemlisini iğdiş ederek cumhuriyeti devirme amacına günbegün yaklaşırken; halkın eğitilmesini, iyi bir gelecek elde etmesini engelleme çabasına elbette karşı çıkacağız.
Sonuç olarak, Rengim Gökmen olayı örneği faşizan baskıları, antidemoktatik uygulamaları, hapse atılmaları, işten çıkarılmaları, yıkımları, kanunsuzlukları mutlaka, ama mutlaka önleyeceğiz.
Başka alternatif yok!
Ya önleyeceğiz, ya önleyeceğiz.
*Sahne Sanatları Eleştirmeni, Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Türkiye Merkezi Başkanı Üstün Akmen
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...