| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları'ndan "Ben de Bunları Anlatmazsam..." (4/1/2007)


Bu yıl BÜO, Kilyos Kampüsü eğitim prodüksiyonu olarak, doğaçlama bir oyunla seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Oyunda B.Ü Kilyos Kampüsünde yaşanan sorunlar temel alınarak, genel anlamda gençlik, üniversite, eğitim gibi konulardaki sorunlara projeksiyon tutulmaya çalışılıyor. Oyunun Mart sonunda seyirci karşısına çıkması planlanıyor.

Kısaca Kilyos

2002-2003 yılından itibaren açılmış olan Kilyos Sarıtepe Kampüsü, son dört yıldır B.Ü'ye şehir dışından gelen öğrencilerin büyük bölümünün barındığı yurt olarak hizmet veriyor. Buna ek olarak son iki yılda hazırlık sınıfı öğrencilerinin yaklaşık yarısının dersleri de bu kampüste görülmeye başlandı. Kampüsün şehir merkezinden ve B.Ü ana kampüsünden uzak olması, ulaşım imkanlarının da kısıtlı olması, kampüsteki en temel sorunlar. Bununla birlikte, kampüsteki sosyal hayatın yalnızca dersler, yurt ve saat 23:30'a kadar açık olan kantinden oluşması da diğer bir problem. Kısacası B.Ü' ye yeni gelen öğrencilere yalnızca üniversite yaşamından değil aynı zamanda şehir yaşamından da izole bir ortam sunuluyor.

Büo da, oluşmaya başlayan bu izole ortamın havasını bir nebze kırmak, müdahale etmek itkisiyle, 2004–2005 yılından itibaren Kilyos Kampüsüne çalışma götürmeye başladı. Bu çalışmaların ürünleri olarak da, son iki yılda Kilyos Kampüsü'nde “Kilyos'ta Berber Hikâyeleri” ve “Çingene'nin Şarkısı” isimli oyunlar sergilendi.

SKEÇ SÜRECİ VE OYUN ÖNERİSİ

Yukarıda bahsedilen Kilyos'ta yaşanan sorunlar, bu yılın başında yeni bir boyut kazandı. Daha önce ücretsiz olarak hizmet veren Kilyos servisleri, bu sezonun başından itibaren ücretlendirildi. Bunun üzerine Kilyos'ta yeni kalmaya başlayan öğrenciler tarafından çeşitli eylemler düzenlendi. Bu sırada da Büo oryantasyon(okul tanıtımı) dönemi Kilyos'ta sergilenmek üzere geçen yıl Kilyos'ta çıkmış olan oyun Çingene'nin Şarkısı'nı hatırlama çalışmalarını sürdürmekteydi. Fakat bu çalışma dönemi ile Kilyos'ta kalan öğrencilerin eylemlerinin devam ettiği bu sırada; kulüp üyelerinden, bu eylem sürecini destekleyecek bir skeç hazırlama önerisi geldi ve çalışmalara başlandı. Kadronun özellikle Kilyos'ta daha önce kalmış ve Kilyos'un pratik sorunlarını iyi bilen insanlardan oluşması ve skeç fikrinin kadro tarafından sahiplenilmesi üç çalışmalık kısa bir dönemde ortaya nitelikli sayılabilecek bir ürünün çıkmasını sağladı. Skeç hem Kilyos'ta hem de Güney Kampüs'te, Çingene'nin Şarkısı oyununun oryantasyon gösterimlerinden önce sergilendi.

SKEÇ/OYUN DRAMATURJİSİ VE ÖYKÜSÜ
Kahramanımız olan kadın öğrenci uzun ve yoğun geçen bir ÖSS sürecinin ardından, hayallerinin üniversitesini B.Ü'yü kazanır. Rakiplerine fark atmış, “özgürlüğe yelken açmak için” önünde hiçbir engel kalmamıştır. Ön oyunda, Kilyos'tan çok sıkılmış olan öğrenci, arkadaşının tüm umursamazlığına rağmen, Kilyos'ta yaşadığı sorunları bir tiyatro oyunuyla herkese anlatmak istediğini söyler ve bunun için hayal kurmaya başlar. Asıl oyun, öğrencinin hayaliyle birlikte başlamakta; öğrenci oyundaki anlatıcıya dönüşmektedir. Ayrıca ön oyunda, bir telefon konuşması sayesinde, öğrencinin anne ve babasıyla da tanışırız. Anne ne kadar pimpirikli ve baskıcı ise baba da o kadar vurdumduymaz ve ilgisizdir.

İlk sahnede ÖSS sonuçları açıklandıktan sonra arkadaşlarıyla buluştuğu günü anlatır. Bu sahnede farklı üniversiteleri kazanmış olan arkadaşlarını görürüz. Kimileri de kazanamamıştır. Fakat içlerinde “en iyi” üniversiteyi kazanan odur. Her ne kadar lise hayatı sıkı arkadaşlıkları oluşturmuşsa da, arada içten içe bir rekabet vardır. Bu sonucu çalışıp hak ettiğini düşünmektedir. Diğerlerinin hayal kırıklıkları ya da sevinçleri bu noktada çok da umurunda olmaz.

İkinci sahne ön kayıt sahnesidir. Seyirciye, artık özgür bir üniversiteli olduğunu anlatırken, annesi birden sahnede bitiverir. Tüm kaydı birlikte yapacaklardır. Annesi pimpirikli bir kadın olduğu için her şeyi kendisi yapmak ister. İlk önce kayıt sırasında kayıt parasından haberdar olurlar, anne etrafa zor durumda kalacaklarını hissettirmez; ama alttan alta kızına burs bulması gerektiğini hatırlatır. Daha sonra yurt problemi ortaya çıkar, yurtlar müdürü tiplemesi devreye girer- tipleme zaten var olan durumun uca çekilmiş halidir-.“Boğaziçi'yi hep fakir öğrenciler mi kazanıyor” söylemi ilk kez burada çıkar karşımıza. Öğrencimiz, birçok öğrenci gibi, Kilyos Yurdu'na gideceğini öğrenir. Kilyos hakkında pek fazla bilgisi yoktur. Sonrasında annesinden bir an için kurtulan öğrenci; kulüp masalarını gezmeye başlar. Tiyatro Kulübü'nden bir el ilanı alırken annesi kızına kulüplerin tehlikeli olduğunu, bunların örgüt olduklarını yavaş insanın içine sızarak beyinlerini yıkadıklarını söyler. Aslında annenin bu tavrı şu an toplumsal olarak, aileler ve öğrenciler arasında var olan gerilimin grotesk bir yansımasıdır.

Bir sonraki sahnede Kilyos servisini görürüz. Okulun ilk günleridir, insanlar yeni yeni tanışmaya başlamaktadır. İlginç olan nokta tanışmalarına sebep olan şeyin otobüsün sarsıntılarından sonra birbirlerine çarpıp birbirlerinden özür dilemeleri olmasıdır. Sahne ilerler, artık okul başlayalı birkaç hafta olmuştur. İlişkiler samimileşmeye başlamıştır. Sahneyi okulun yeni getirdiği bir uygulama ile kesintiye uğrar. Artık servisler ücretlidir ve güvenlik görevlisi öğrencilerden para toplamak için gelmiştir. Çoğu öğrenci parayı verir. Parayı vermek istemeyenler, güvenlik tarafından tehdit edilirler. Bu sırada serviste Kilyos'lu olmayan bir öğrenci de bulunmaktadır ve asıl sorunun Amerikan emperyalizminden kaynaklandığını ve servisin ücretli olmasının bu sorundan bağımsız düşünülemeyeceğini savunur. Bir an için bir yabancılaşma yaşanır fakat daha sonra durum pek de önemsenmez. Güvenliğin tehdidi ile birlikte iyice dolan öğrenciler bu durum karşısında ne yapacaklarını konuşmaya karar verirler. Fakat hepsinden yükselen ses aynı tonda değildir. Durumu tartışarak sahneyi terk ederler.

Son bölümde ise öğrenci, seyirciye anlatabildiklerinin bu kadar olduğunu bunu daha da geliştirmek istediğini söyler ve arkadaşıyla birlikte selam verirler.
Dramaturji
Skeç sürecinin başlangıcında, otobüs sahnesinin ardından bir kantin sahnesinin olması, burada eylem ile ilgili cılız bir inisiyatif oluşturduktan sonra, pek de ilgilenmeyen öğrencilerin (kahramanımız ve arkadaşı da dahil) sahil eğlencesi sahnesinin oluşturulmasına çalışıldı. Bu sahneler, önceki sahnelerden bağımsız olarak; öğrencilerin arasındaki ilişkileri, sorunlar karşısında oluşturdukları tavrı irdelemek açısından fayda sağlayacaktı. Fakat kısa çalışma zamanı sebebiyle bu sahnelerden vazgeçildi. Başlangıçta bu sahnelerin de var olacağı öngörüsüyle, Voltaire'in Candide adlı romanından da alınan referansla şöyle bir dramaturji oluşturuldu: Kilyos'un kendilerine sunduğu olumsuz koşullar ve kısıtlı imkânlar sebebiyle birçok öğrenci tam da Kilyos'un oluşturulma amacına hizmet eden bir şekilde; birtakım “katlanma” pratikleri sergilemektedir. Bu pratikler gelinen toplumsal koşullara, sosyalliğe, cinsiyete göre farklılıklar göstermektedir. Günlük sıkıntılardan kurtulmak için içki tüketiminin aşırı derecede artması, çoğu zaman sıkıntılı ortamların örgütlenmesi, zamanın büyük çoğunluğunun televizyon izlenerek ve kağıt oynanarak geçirilmesi, kadın-erkek ilişkilerinin hâlâ liseden alınan referanslarla devam ettirilmesi, bu duruma kaba da olsa birkaç örnek teşkil etmektedir. Sunulan kısıtlı seçenekler karşısında, öğrencimiz skeç boyunca çeşitli sorgulamalarla, bu duruma katlanmanın ya da rahatlamanın yollarını arayacaktır. Finalde ise aslında belki de asıl yapılması gerekenin sunulan koşullara izleyici kalmak ve nesne pozisyonuna çekilmektense; durumu sorgulamak ve koşullar içerisinde bir özne olarak alternatif yollar aramak olduğunu fark edecektir. Skeçte hedeflenen bu dramaturji, bu sene çalışacağımız oyunun da dramaturjik çatısını oluşturacaktır.
Oyun dramaturjisi oluşturulurken temel alınacak diğer vurgu noktaları;
Oyunda kadın öğrencinin pratikleri üzerinden bir dramaturji oluştururken, onu bu duruma iten toplumsal koşulların göz ardı edilmemesi, öğrencinin pasifliğinin bu koşullarla yakından ilgisi olduğunun altının çizilmesi gerekiyor.

Ayrıca oyunu Kilyos merkezli olmaktan çıkarıp, belli temaların da eklenmesiyle tüm üniversite gençliğine yönelik bir çalışma olması planlanıyor.

BÜO, yıllardır oyunlarını seçerken toplumsal olgulardan yola çıkmış ve seçilen oyunlarda (tarihsel oyunlar olsa bile) güncel olanla paslaşacak bir dramaturji oluşturma yoluna gitmiştir. Ayrıca bazı dönemlerde o dönemin koşullarına bire bir bağlı kalınarak belli doğaçlamalar çerçevesinde oyunlar çıkarmıştır. Örneğin; ekonomik krizin ülke çapında yakıcı bir şekilde yaşandığı bir dönemde İş Ararım İş adlı oyunu doğaçlanmış; Türkiye'nin gündemini meşgul eden ve büyük bir yıkıma yol açan depremlerin ardından Deprem adlı oyun sergilenmiş; Amerika'nın Irak'ı işgali ve Türkiye'de de iç savaşın önemli ölçüde etkili olmasının üzerine de Mutfaktakiler adlı oyun çalışılmıştır. Bu oyunlar üniversitede ve gidilen şenliklerde önemli bir etki yaratmıştır.

Aslında bu tarz bir doğaçlama oyun stratejisi birçok grup tarafından tercih edilmemektedir. Örneğin, üniversite ya da lise tiyatro gruplarının, öğrenci sorunlarını, gençliğe bakışı, öğrenci üzerindeki aile ya da çevre baskısı gibi temaları işleyen bir oyun çıkardıkları görülmemiştir. Bunun bir sebebi de elde yazılı bir metnin olmamasıdır. Fakat böyle bir durumda bir tiyatro grubu böyle bir metnin olmamasından dem vurmak yerine, pekâlâ kendi gözlemlerinden, araştırmalarından ve deneyimlerinden yola çıkarak bir oyun doğaçlama girişiminde bulunabilir. Aslında bakıldığında böyle bir eksik hissedilmektedir. Hepimiz birer üniversite öğrencisiyiz ve oyunlarımızı sergilediğimiz kitleyi çoğunlukla B.Ü öğrencileri, katıldığımız şenliklerde ise diğer üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Böyle bir seyirci kitlesine sahip bir grubun gençlik ve üniversiteler üzerine doğaçlama bir oyun çıkarması; bu oyunu üniversite yaşantısından soyutlanmış, öğrencilerin birçok sorunu çok daha yakıcı hissettiği bir bölgede, yani Kilyos'ta, çıkarması ise oyunun önemini daha da artırmaktadır.
Temalar;

Oyunun temalarını birbirinden tamamen bağımsız olmayan iki başlık altında inceleyebiliriz.

1. Gençlik Kültürü (Üniversite hayatı, üniversiteye hazırlık süreci ve getirdiği baskılar, aileden kopuşun yaşanmaya başlaması, sosyalleşme, arkadaş ortamları, Kilyos Kampüsü'nün öğrenciler üzerindeki etkisi vs…)


2. Üniversiteler (Son yıllarda artmaya başlayan ticarileşme olgusu, özgür düşüncenin üretildiği ve aydınlanma faaliyetlerinin merkezi olması gereken üniversitelerin bu özelliğini yitirmeye başlaması, akademisyenlerin öğrenci sorunlarına bakışı vs…)

Her ne kadar Kilyos merkezli bir oyundan çok, genel olarak gençliği merkeze alan bir çalışma yapsak da; Kilyos Kampüsü, bu çalışmanın önemli ayaklarından biri olarak duruyor. Ayrıca önemli bir vurgu noktası da Kilyos'un salt olumsuz koşulların bulunduğu, yaşamaktan uzak, “iğrenç” bir yer olarak çizilmemesi ve koşulların özellikle insan ilişkileri üzerinde oluşturduğu olumlu durumun da dramaturjinin bir parçası olması. Örneğin eski Kilyos Kampüs Koordinatörü Aydın Pesen'le yaptığımız söyleşi, Kilyos'ta kalmış olan BÜO'luların sunduğu veriler ve yapılan pratik gözlemler; Kilyos'ta öğrenciler arasında kurulan dayanışma ve arkadaşlık ilişkisinin sağlam temeller taşıdığını ve Kilyos sonrası hayatta da devam ettiğini gösteriyor. Bu durumun insanların giderek yalnızlaştığı ve bireyselleşmeyi tercih ettiği üniversite ortamında öğrenciler arasındaki birliktelik ruhunu canlandırabileceğinden yola çıkarak oyunda da bu şekilde işlenmesi önemli görünüyor.

Yürütülen Çalışma Sistematiğine Dair;

Çalışma temel olarak üç ayaktan oluşuyor:
1) Proje ve kurgu gurubu
Proje grubu haftalık toplantılar yaparak, projenin oluşmasına yönelik entelektüel alt yapının oluşturulması, bu doğrultuda yapılacak işlerin takibi ve kurgu oluşturulması konusunda sorumluluk alıyor. İlk haftalarda projenin entelektüel altyapısının oluşturulması hedefini gerçekleştirmeye çalışan grup; ilerleyen haftalarda önerilen temalarla birlikte bir kurgu önerisi hazırlayıp sahne denemeleri gerçekleştirecek.
2) “Alan Çalışması”
Oluşturulacak olan kurgu, yaşanmış ve pratik olaylardan besleniyor. Bu yüzden kurguyu oluştururken; Kilyos'ta kalan ya da geçmişte kalmış olan öğrenci, hoca veya personellerle görüşmeler yapılması temel . Ayrıca hedefler arasında; Kilyos'a diğer öğrencilerin tavrını da görmek için Kilyos'la bugüne kadar uzaktan yakından ilişkisi olmamış B.Ü öğrencileriyle de görüşme fikri mevcut. Yapılacak olan söyleşilerin faydası, öncelikle kurgunun ayaklarının sağlam temellere basmasını sağlayacak. İkinci olarak ise yukarıda kısaca geçen taban çalışması vurgusunun yakalanmasına katkı sunacak. Son iki yılda Kilyos'ta bir çalışma sistematiği oluşturuldu ve belki de BÜO, Kilyos'un bir öznesi haline geldi. Fakat, kurulan ilişkinin yalnızca kulübe gelen yeni oyuncularla sınırlı kalması, son iki yılda eksik kalan bir nokta olarak değerlendirilebilir. Bu noktada yapılacak olan bu çalışma bu tarz bir boşluğu dolduracaktır. Bu doğrultudaki hedefler arasında görüşmelerle birlikte, seyircili genel provalar örgütlemek de vardır.
3) Oyunun entelektüel altyapısı
Yukarıda bahsi geçen tüm dramaturjik vurgu noktalarını oluştururken ve görüşmeler yaparken, eldeki verileri değerlendirecek ve yorumlayacak bir çerçeve eksikliği oluşmakta. Bu noktada gençlik kültürü, yüksek öğrenim ideolojisi ve YÖK ile birlikte öğrenci tipolojisinde yaşanan değişimler gibi konuların araştırılması öneriliyor. Araştırmalar için B.Ü Sosyal Bilimler üzerine çalışan öğretim üyelerinden destek alınacak.




Paylaş      
Yorumlar

Bu Haber Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 899
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 


    Güncel Haberler     En Çok Okunan Haberler
Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
Hangisi Karısı, 5. Sezonunda!
    Tüm Haberler

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Haberler
    Bu haberin yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer haberler aşağıda listelenmiştir...

  • 8 YAŞINDA, BÜYÜK STAND- UP'ÇI... (4/3/2007)
  • Baykal Kent Kalp Krizi Geçirdi (4/3/2007)
  • İzmir Tiyatro Günleri'nde Coşku Devam Ediyor (4/3/2007)
  • Yedi Köyün Yargıcı'na 'Altın Zeytin Dalı' Ödülü (4/3/2007)
  • 'Eşref Paşalılar' Anamur'da Sahnelendi (4/3/2007)
  • Özürlüler "Talihsiz Talihli"yi Polis Okulu Öğrencilerine Özürsüz Sahneledi (4/3/2007)
  • Atatürk Üniversitesi Gsf Tarafından Düzenlenen 11. Kısa Oyun Yazma Yarışması Sonuçlandı (4/3/2007)
  • RADYO YAYINCILARI DERNEĞİ'NDEN  (4/3/2007)
  • BAŞKASININ ÖLÜMÜ 7 NİSAN!DA FATİH'de (4/2/2007)
  • 2. Salacak Festivali ve 3. Doğancılar Park Şenliği işbirliği ve destek  (4/2/2007)
  • Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları'ndan "Ben de Bunları Anlatmazsam..." (4/1/2007)
  • OYUNCU TAYFASI NİSAN Ayı Salon Programı (4/1/2007)
  • HAYVANLAR KARNAVALI NİSAN AYINDA DA İŞ SANAT’TA ÇOCUKLARLA BULUŞUYOR!  (4/1/2007)
  • BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROLARI'NDA BU HAFTA  (4/1/2007)
  • Turk Dunyasi Tiyatro Arastirmalari Laboratuari (4/1/2007)
  • SHAKESPEARE'İN OYUNCULARA TAVSİYESİ (3/31/2007)
  • Semaver Kumpanya'dan Yeni Oyun!!! (3/31/2007)
  • Semaver Kumpanya Nisan Ayı Oyun Programı (3/31/2007)
  • Tiyatro ARTI "Salomé" OSCAR WILDE Tiyatro ARTI yeni oyunuyla sahnelerde! (3/31/2007)
  • Osmaniye Gençlik Sanat Tiyatrosu Osmaniye kapalı cezaevinde mahkûm ve tutuklulara inanılmaz anlar yaşattı (3/31/2007)
  • Çanakkale nihayet gerçek anlamda adına yaraşır şekilde oyunlaştırıldı (3/31/2007)
  • Tarla Faresi Tiyatrosu "Dünyanın En Güzel Ekmeği" ile seyircisiyle buluşuyor (3/31/2007)
  • Uludağ Üniversitesi Oyuncuları Şenlik '07 Başvuru Formu (3/31/2007)
  • OYUN ÇEVİRİSİ VE SORUNLARI PANELİ (3/31/2007)
  • MASK-KARA TİYATROSU, KIBRIS'DA (3/31/2007)
  • TİYATRO BOYALI KUŞ'TAN YENİ OYUN : ÇERNOBİL'DEN SESLER (3/31/2007)
  • Moskova Kedi Tiyatrosu'ndan Muhteşem Kutlama (3/31/2007)
  • 9. Devlet Tiyatroları Uluslararası Sabancı Tiyatro Festivali (3/31/2007)
  • Edirne'de Cezaevinde Mahkumlara Tiyatro Gösterisi (3/31/2007)
  • "Diziler Oyunlarımızı Aksatmıyor" (3/31/2007)
  • Çorlu'da Tiyatro Kursu Öğrencileri "Tarlakuşuydu Juliet"i Başarıyla Sahneledi (3/31/2007)
  • ‘Leyla ile Mecnun’ İstanbul’da kavuştu…  (3/31/2007)
  • Yeni oyun "İlk Göz Ağrısı"  (3/31/2007)
  • "Ceza Kanunu" oyunu Türkmenistan turnesine gidiyor (3/31/2007)
  • Ayak Bacak Fabrikası sahnede (3/29/2007)
  • TİYATRO ELEŞTİRMENLERİNİN 2007 ONUR ÖDÜLÜ MÜCAP OFLUOĞLU’NUN (3/29/2007)
  • 2. MİZAH ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI (3/29/2007)
  • İsmail Dümbüllü Ödülleri Sahiplerini Buldu (3/29/2007)
  • Ali Sunal'ın Yeni Oyunu (3/29/2007)
  • "Kaledeki Bayrak", 30 Mart'ta Sahnelenecek (3/29/2007)
  • Afyonkarahisar'da "O" İsimli Tiyatro Sahnelendi (3/29/2007)


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..