Ayşe Arman'ın Levent Üzümcü Röportajı: Bu İnsanlar Kötü! Kötü insanlardan her şey beklenir.. (8/27/2015)
Benim için onurdur!
TİYATRO sanatçısı Levent Üzümcü'yü Şehir Tiyatroları'ndan kovdular. Bu ülke nasıl bir hale geldiyse, kimse şaşırmadı. Bekleniyordu.
Çünkü Levent Üzümcü bir muhalifti. Gezi'den yana tavır almıştı ve bundan daha büyük bir suç olabilir miydi? Kendilerinden olmayan, muhalif herkese yaptıklarını Levent Üzümcü'ye de yaptılar. Bakın o bu durumu nasıl karşılıyor...
Bekliyor muydun böyle bir şeyi? Bu insanlar kötü! Kötü insanlardan her şey beklenir. Bekliyordum tabii...
Seni kovmalarının gerekçesi ne peki? Devlet büyükleri hakkında kastı aşan ifadeler kullanmam suretiyle memuriyetime son verildiğini söylediler. Uydurdukları bir takım sebepler de var tabii. Ama o kadar tutarsız ki. 125/e maddesinden atmışlar beni. Hani meşhur 1402'likler var ya, onları atarak hukuksuzluk yaptıkları madde. 12 Eylül darbe hükümetinin yaptığı hatanın aynısını yapıyorlar. Ben de "Bunu yapmayın, hatadır! Yaparsanız, devleti bile bile zarara sokmaktan ekstra dava açacağım size!" dedim. İş, bir tür meydan okumaya döndü...
Sence her şey Gezi'nin bedeli mi? Elbette öyle. "Gezi eylemleri sırasında yaptıkları ve sonrasındaki duruşu" falan demişler. Genel olarak benden ve fikirlerimden hoşlanmıyorlar! Ama hislerimiz karşılıklı! Kendisini devlet zanneden bir hükümet ile karşı karşıyayız. Oysa devlet, bir kurum. Devlet, bu ülkenin temeli. Devlet dediğin şeyin, hangi parti gelirse gelsin değişmezleri vardır. Fakat şu anda devlet diye bir şey yok. Adalet de buna uymuş durumda. Artık adalet de yok. Adalet sistemine de güvenilemiyor bu ülkede. Şimdi ben bunu söylediğim zaman "vatan haini" ilan ediliyorum. Niye? Gerçek bu değil mi zaten?
İnsan bu kadar fütursuz olacaklarını düşünemiyor
Türk ordusunun bir subayı, denizaltısına atlıyor, Hint Okyanusu'nu aşıyor, kendisi hakkında açılmış bir dava için ifade vermeye Türkiye'ye geliyor. O subay hakkında yurtdışına çıkma yasağı kararı alan ve çok kötü suçlamalarda bulunan savcı, şu an ortada yok! Kaçtı! Düşünebiliyor musun, yurtdışına çıktı ve kayıplara karıştı! İnsan, bu kadar fütursuz olacaklarını düşünemiyor ama oluyorlar. Gerçekten kötüler. Ve işin fenası, kötülüklerinin farkına varmadan, kendilerini kalabalık, güçlü ve haklı zannediyorlar. İtaat ettikçe, oturdukları koltukta oturmaya devam edeceklerini düşünüyorlar.
AK TROL SALDIRILARI
Bu Ak Troller yarım yamalak bilgilerle, tek bir ağızdan yönetiliyorlar. Mide bulandıran sinekler onlar! 500 kişi aynı ağızdan nasıl saldırır? Saldırıyorlar. Bakıyorsun, bir tane şakşakçı bir televizyon kanalında, "Levent Üzümcü'nün şehit cenazeleri söz konusu olunca, sesi çıkmıyor ama" diyor. Hooop hepsi birden küfretmeye başlıyor! Bu ülkenin askerinin ölmesinden sevinecek biri olabilir miyim ben? Kim böyle bir saçmalığa inanır? Ama işte insanları kuruyorlar ve piyasaya salıyorlar!
Bu ceza, tiyatro seyircisine kesilen cezadır
Gezi'nin bedelini en çok Mehmet Ali Alabora ve sen mi ödemiş oldun? Yoo, hayır. Bu bir bedel değil onurdur, onu baştan söyleyeyim. Benim iki çocuğum var. Ben onların güzel bir ülkeye uyanabilmeleri için konuşuyorum. Gördüklerimi söylüyorum. Söylemeye de devam edeceğim. Bana hep sordular, "Şehir Tiyatroları'nda bu kadar az maaşla niye çalışıyorsun?" diye. Çok şükür ki, şehir tiyatrolarından alacağım maaşa kalmadım. Hayat yüzüme güldü. Başka işlerden de para kazanabildim. Ben bu ülkede yaşayan herkesin Levent Üzümcü'den bir dünya klasiği izleyebilme ihtimali için Şehir Tiyatroları'ndaydım. Ceza bana değil, seyirciye kesilen bir cezadır.
Neden şimdiye kadar yapmadılar da şimdi oldu? 2013 yılının sonlarında beni ifadeye çağırdılar. Ben de gittim verdim. Sonra hiç ses seda çıkmadı. Geçtiğimiz seçimlerden önce şubat ayında, memurların istifa süreci bitti, martta, "Sizin tiyatrodan atılmanız üzerine işlemler başlatılmıştır! Gelin ifadenizi verin!" dendi. Savunmamı yazdım. Yaptıklarının hukuksuz olduğunu söyledim. Bana siyaset yaptığımı söyleyen insanların nasıl siyaset yaptıklarını gör: Verdiğim savunmaya istinaden 1 Temmuz'da Yüksek Disiplin Kurulu işime son vermiş, 12 Ağustos'ta da Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından imzalanmış. Bana ne zaman bildiriliyor? 25 Ağustos'ta. Neden biliyor musun? Hayır. Çünkü 22 Ağustos'ta Şehir Tiyatroları'nda oyunum vardı Açıkhava'da. O oyundan önce atıldığımı bana bildirmiyorlar ki, oyunu oynayayım, halka da açıklama filan yapmayayım. Bak nelerin hesabını yapıyorlar!
1 Kasım'da bir takım şeylerin değişeceğine dair umudun var mı peki? O tarih de hesaplı, farkında mısın? 28 Ekim- 29 Ekim tatil. 30'unu 31'ine bağlayıp orayı büyük bir tatil haline getirip, milletin tatile çıkmasını bekliyorlar. Çünkü tatile çıkacaklarını farz ettikleri insanların kendilerine oy atmayacaklarını hesap ediyorlar. Bakar mısın, nasıl planlı ve küçük hesapların peşinde koşuyorlar!
Arada keşke çenemi tutsaydım dediğin oluyor mu? Yok be Ayşeciğim. Bugün herhangi biri Google'a Levent Üzümcü yazdığında karşısına benim söylediğim binlerce söz çıkacak. İnanır mısın, hepsinin altına bugün de imza atarım! Ama benim meslektaşım olan, hatta senin meslektaşın da olan bir sürü insan müthiş bir suskunluk içerisinde. Bence onlar da bu olan bitenin bir parçası...
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...