Toy Tiyatro Atölyesi'nin ilk meyvesi olan "TEK KİŞİLİK DÜŞ" adlı tiyatro oyunu, 23 Haziran Cumartesi günü yeni temsilini Ankara Sanat Tiyatrosu' nda saat: 20.00'de yapacak. İlk gösterimini 26 Mayısta yapan oyun, seyirci tarafından büyük beğeni kazanmıştı. Türkiye' de tiyatronun belirli kalıplardan kurtulması için çabalayan ve yeni; ama kaliteli işlere yol açacak bir platform olmaya çalışan TOY Tiyatro Atölyesi, önümüzdeki sezona yeni bir oyun hazırlığı içinde olduklarını söylerken, TEK KİŞİLİK DÜŞ' le yeni sezona "Merhaba" diyeceklerini eklediler.
Yazan: Eray Cezayirlioğlu
Proje Tasarım: R.Onur Duru - Eray Cezayirlioğlu
Özgün Müzik: Tolga Yalçıner
Oyuncular: Ozan Çelik - Eray Cezayirlioğlu
Bilet fiyatları: Öğrenci: 6.00 YTL - Tam: 7.50 YTL
(Biletler Oyun günü AST gişesinden temin edilebilir.)
Rezevasyon: 0537 334 83 03 - 0535 632 85 88
AST TEL: 417 76 76
İzmir cad. Ihlamur sk. 7/A KIZILAY / ANKARA
Annesinin ölümü, sevdiği kadının kendisini en yakın arkadaşıyla aldatması ve babasının ilgisizliği yüzünden önce cinayete niyetlenmiş; fakat başaramamış, arkasından intihara kalkışmış bir adamın, intihardan hemen önce daldığı bir düş ile açılır perde.
Bu öyle bir düştür ki, bu adam bir sahilde, bir balıkçı olarak hayal etmiştir kendisini ve ona sorulduğunda yirmi yıldır burada yaşamaktadır. Fakat bu düş, sandığı gibi sonsuza dek mutluluk getirmeyecektir. Onu bu düşün içinde çekip alacak bir rehber gönderilmiştir ve bu rehberin, balıkçıyı hayalinden ayırmak için sıra dışı bir yöntemi vardır.
Reji Notu:
Her gece olmasa bile yatağa yattığımızda bazı düşler kurarız, içinde hep bizim kazandığımız, güçlü olduğumuz, yenilen yerine yeneni oynadığımız... Her şeyin kusursuz olduğu düşler... Aslında kusursuzluk gerçek değildir.
Balıkçı; bu oyundaki düş sahibi, bizim gerçek kişimiz. Yirmi yıldır hayallerindeki sahilde yaşıyor. Bir baraka, deniz, kayık, bir sahil... Pek fazla beklentisi yok, bu sahilde tek kişi olmaktan başka...
Rehber; bu oyundaki düş bozucu, aslında hepimizin beynindeki gerçekçi kişi. Görevi beyinlerinin altında ezilen insanların sonlarını hazırlayıp gitmeleri gereken yere götürmek? Gidecekleri yer.... (Bu oyunda bu konuya açıklık getirmeye gerek duyulmamıştır.)
Burada cennet veya cehennem yok, burada kitaplar, şarap, balıklar, hiçbir şey yok... Yalnızca bir tek gerçek var: 'Tanrısal sistem'. Kurallarını kendisi koyan bir rejim. Böyle bir yapının içinde adalet beklemek ancak insani bir istek olur. Çünkü insan, daha önce söylediğimiz gibi mutlu olduğu düşler kurar. Ve öyle bir şeydir ki insan olmak; yalnız kendini yandaş alır kendine. Bu yüzden bencildir, tek başınadır bu dünyada da hayallerinde de. Kum tanesi gibi. İşte bu sistemin misyonu budur, güneş misali kurutup ayırır bizi birbirimizden ve milyonlarca; ama tek başına kalmış kum tanelerine dönüştürür insanı. Yani aslında kendimiz yarattık bu Tanrıyı ve ait olduğumuz kumdan kalelerimizi yok edişini sükunetle izledik.
Anlatıcı; işte bu aşamada girdi hayatlarımıza. Bu oyundaki vefalı, ancak bir o kadar da acımasız bir şovmen. Rengarenk bir dünyadan geliyor bizim için ve muhteşem bir gösteri vaat ediyor bizlere. Asli görevi - ki bunu bize hiçbir zaman söylemeyecek, beyinlerimizin erimesine ve eritilmesine yardımcı olmak. Her gün televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde rastladığımız gerçek dışı gerçeklik. Müzik, ışık ve eğlence var onun sözlerinde, alkışlarla süslü bir dünya.
Balıkçıydı bu sahili düşleyen.
Dedi ki:
Bir düş kurdum,
İçinde tek bencilliğimin 'Yalnızlık' olduğu;
Ölümden öte
Ve bu dünyadan uzak,
Çok uzak bir yerde bir 'Balıkçı' olduğum.
Kayığıyla,
Barakasıyla,
Ağlarıyla
ve pul pul balıklarıyla,
Ufuksuz, büyük maviliğe
İnce kumları karıştırdım hayalimde.
Sonra ben de onlara karıştım;
Su oldum: Masmavi, tuzlu tuzlu,
Su oldum: Kıpkırmızı,
Batarken akşam güneşi;
Şarap şişesinin ardından gördüm bu sahili.
O bir 'Bozburun' hayal etmişti, kimsesiz koylar ortasında. İçi kıpır
kıpır olmuştu denizin kokusu burnuna geldiğinde. Gece, simsiyah dağlarına,
yıldızlarına inanmıştı; fakat Bozburun, ne yazık ki inandığı kadar yetmedi
balıkçıya...
R.Onur DURU