| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Gaziantep Sehir Tiyatrosu Görücüye Çikti : 2. Caddenin Mahkumu (…) Bir Neil Simon ekolü. Neil Simon, ticari tiyatronun en basarili yazarlarindan biri. Orta sinif Amerikan yasamina iliskin komedyalariyla ünlenmis. Kent yasamindan bunaldiklari hâlde çesitli nedenlerle kentten kopamamaktadirlar. Kariyer, para kazanma, daha rahat bir yasam, konfor bu kopamamanin nedenlerini olusturur. Çevre kirliligi, cam açtirmayan trafik ugultusu, bireylerdeki issiz kalma korkusu, gürültücü komsular, uluyan havlayan köpekler, yasami kolaylastirmak için üretilmis gelistirilmis teknolojinin kimi zaman yasami inadina zora sürüsü, iletisimsizlik...Iste görücüye çikan,Gaziantep Sehir Tiyatrosunun bu oyundaki yorumu; Bu sezon; Gaziantep Sehir Tiyatrosunun açildigini daha önceki yazimda belirtmis,büyük bir heyecanla ilk oyunlarini merakla beklemeye baslamistim. Sanata ve kültüre bir nebzede olsa verecegi katkidan dolayi mutlu olmustum. Birkaç gündür oynanan bu oyunun 5.oyununa yetisebildim. Gaziantep Sehir Tiyatrosunun bu ilk oyunu olan ‘’’2.caddenin mahkumu’’ gibi bir oyunu oynayabileceklerini sanmiyor,bu ise kalkisacaklarini aklimin ucundan bile geçirmiyordum.Ama ne var ki Dünyaca ünlü bir oyunun; Gaziantep Sehir Tiyatrosunda ilk oyun olarak repertuara almasina da bir yandan sevindim. Ve nihayet izleme firsati buldum. OYUNA BAMBASKA BIR YORUM. Oyundaki en büyük degisikliklerden biri olarak orijinal isimlerin degistigi (kendi isimleriyle oynamasi) gözüme çarpsa da,oyun yavas yavas ilerledikçe bastan asagi degistiginin farkina vardim.Oyunun en basinda çalan ‘’Hele hele antepli’’ adli sarkisina dondum kaldim. Bu tür tiyatrolarda (bana göre) alkislamak için tutulmus olanlar hemen kendisini gösterdi. Sadece bir köseden alkis geliyordu.Oyuna alkis tutan bu arkadaslara kanan oyuncularin,hatalarini göremeyip,ayni tempoyla birkaç gündür oynamasi kötü bir sonuç. Bu kadar usta bir yazarin böylesine önemli bir oyununa,yorumu kendi sehri için degistiren, Gaziantep Sehir Tiyatrosunda bu sarki çalinca ritim tutup,hatta zilgit çekmeye gidenler dahi oldu.Oyun Newyork degil,Istanbul’da geçiyor.Oyunun hemen basinda Kurtulalim buradan,Bu metropolden kaçalim derken bile; gidecekleri yer G.Antep.Oradaki yapacaklari isse malum. Durumcu dükkani açmak….(Seyirciye oynamak!) Bunlar olunca; Haliyle oyun orta sinif komedisinden çikip,tamamiyla yöresel bir oyun halini aldi.Yazar ve oyun bu kadar taninmasa,kendileri,kendince yazmislar diyip hak verecektim. OYUNCULARIN OYUNA KATKILARI Ana karakterlerden biri olan ev sahibi Mehmet (Ibrahim Halil Polat)’in sivesi mimikleri,hareketleri bana Sener sen’in oynadigi eski köy filmlerini andirdi.Ev sahibesi oyunu dinlendirirken,kendisi oyuna komedi katmayi yeglemis.sinirlenirken,aglarken,bagirip çagirirken,en öfkeli halinde dahi,bu ögeden kop(a)mamis. Diger Ana karakterlerden biri olan evin sahibesi Sengül (Elif Istem Inal ) gerçekligi bertaraf eden bir oyunculuk sergilemesi, sivesine dikkat edermisçesine oynamasi,ve basrol almanin getirdigi sorumlulugun bilincindeymis gibi devamli nabiz tutmasi,ilk okul müsamelerin de yanlis bir sey yapmamak için devamli ailesinin yada ögretmenin gözüne bakarak oynayan bir ögrenci gibi sergileyince, oyunda aldi basini gitti. Oyunun yönetmeni olan; Özgür Yüksel’in tam anlamiyla bir yöresel yorumu katmasini ilginç karsiladim.Biz bu sehrin insanlari,bu sehrin tiyatrosuyuz diyerek milliyetçilik duygularinin kabarmasi için mi halkin dilinden konustu. Tiyatral dili neden bertaraf etti. Anlayamadim/Kavrayamadim. Uzun bir süredir yapilan çalismalarda hiç mi mizansene dokunmadi,hiç mi diksiyon çalismadilar. Yoksa bilerek mi bu oyun için özel sive çalismasi yapildi. Merakla bekledigim sorular arasinda. Oyunun temmuz ayinda geçtigini söyleyen bas kahraman ev sahibi,disarinin 35 derece oldugunu söylemesine ragmen oda sicakliginin -10 derece oldugunu söylemesi de hayli garip. Insanlar sicak havada balkonda yada terasta yatmayi,yani kapali yerden kaçmayi düsünürken, kahramanlarimizin evin içinde -10 derecede yatmasi bütün doga kanunlari yerle bir ettirdi. Oyunda ev soyulur.Bu sefer erkegin sinirini, öfkesini alan kadin çildirmis,erkekte onu teselli etmektedir. Kimlikler degismistir. Ev sahibi isten kovulmustur. Polis beklenilir. Ama ne gelen vardir ne giden (!) Kadin çalismaya baslar,erkek evde kalir. 7 haftadir issizdir. Ama 7 hafta oyuncunun dedigi gibi 2 ay yapmaz! Oyunda balkon görümü için yapilan pano neden iç dekoruyla ayni renkte degil? Balkon oldugu belli olsun diye mi? yoksa sivasi döküldügü için mi böyle anlayamadim. 2.perde de tam bir hüsran vardir. Adam issizdir. Ve kadin çalisiyordur. Ekonomik özgürlügün getirdigi bir baski kurma çabasi vardir. Adam bunalima girmis ve siyasi haberlerden dolayi bir kimlik çatismasi içinde kalmistir. Yani tamamen paranoyak bir adamin yavas yavas sizofrenlesen bir hayatini izliyoruz. Oyunun Ana karakterleri sonunda yerini yeni oyunculara birakir. Isik açildiginda masa basinda yemek yiyip gegirmek için kendini zorlayan ve bunu komedi unsuru olarak degerlendiren Kerem Gül var. Devamli gegirme nedeni ne? Alkis mi?Mizansen mi? Gülelim mi? Tiksinelim mi? Devamli seyirciye gözünü kasini oynatarak oyun içerisinde,bir oyun sergiliyor adeta. Diger koltukta dislek rolünde Tugba Sanagi görüyoruz. Devamli Gökhan(Gökhan Gülcen)’a kahve içirmek isteyen,yüz ifadesi devamli degisen bir karakter olarak çikiyor karsimiza. Hal böyle olunca,söylediklerini anlamak için daha bir zorluyorum kendimi. Buna karsi kahveyi sevmeyen biri var. Ama ilerleyen zamanda nedense kahve içmek ister. Zitlasmanin getirdigi bir komedi olarak gözüme çarpiyor.Oyunculugu eski aktörleri canlandiriyor gözümde. Devamli yelpazeyle serinlemeye çalisan Hamdiye Babat’ta üzerine düsen görevi eksiksiz yerine getirmenin çabasi içerisinde, kendine verilen replikleri oturdugu yerden kullaniyor.Bir ara üç adet ühü-ühü-ühü çikiyor ama o kadar,agladigini saniyorum. Ama basini kaldirinca normal haline geri dönüyor. Ama bu karakterlerin,Hasta olan Mehmet (Ibrahim Halil Polat) ve esi Sengül (Elif Istem Inal) ün neyi? Kardesi olan Gökhan’in disinda nedense kendilerini tanitmadilar. Ve bir sir olarak kaldi. 2.perdede nedense sesler kisildi.Bu seferde isten kovulan kadin bir otobüse dahi verecek parayi bulamayinca,sahnede gözyaslari durmak bilmiyor. Imdadina yetisen bir çocuk,kadinin otobüs parasini verince seviniyoruz.Isten yeni kovulan birinin bir otobüs parasi dahi olmamasi çok üzücü. Ve sonunda ikisi de issiz olarak karisinin ona bir kürek almasiyla son bulur. Otobüs parasini kürege yatirdigini sonradan anliyoruz. SAHNE ARKASINDAKILER Oyunun yönetmeni Özgür Yüksel’e yukarida belirttigim sorularin cevaplarini bekledigimi bilmesini isterim. Oyunculuk,Diksiyon ve mizansel konusunda neden böyle bir anlayis sergiledigini açiklarsa sevinirim. Gaziantep sehir tiyatrosu ilk oyunuyla aklimda kötü bir izlenim birakti. Neden kendi isimleri kullandi? Hayallerim sarsildi diyebilirim. Yada çok sey bekliyordum da olabilirim. Oyun bir ev dekoru olarak;solda yemek masasi,en sagda balkon için koyulmus pano, önünü kapatan demir, en arkada perdeleri kapali bir pencere, ortada tekli ve ikili koltuklar..ön sagda ise radyo ve televizyon yer almis. Oyunun dekoru Sinan Elekçi – Piramit’e ait. Tek dekor oldugu için çok siritmiyor. Balkonun rengi disinda sorunsuz bir is çikardi. Müzikte Yagiz Vural vardi. Üzerine pek is düsmese de Amerikali bir orta sinif komedisinde antep sarkisi çalmasi çok radikal biri oldugunu, tiyatronun sinirsiz olabilecegini her oyunda her türlü müzik çalinabilecegini gösterip,kendini bir hayli yormusa benziyor. Vallahi pes! Bu karar kimindi biri açiklasin! Isikta Baris Çiviroglu’nun isigi iyiydi. Yerli yerinde girdi. Ve tek sorunsuz yerine getirilen görev diyebilirim. Beklenti insani sarsar mi bilmem ama,bu anlayis ve bu zihniyetle eger oyunlarina devam edecekse sehir tiyatrosu,Iyiye degil,Kötüye gittigini bilmesini isterim.Seyirciye göre oyun oynanirsa,ne tiyatral dilden bahsedilebilir,nede sanatin özgürlügünden. Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|