| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Musahipzade Celal'ın Unutulmaz Eseri İstanbul Efendisi, Şehir Tiyatrolarında (10/25/2008) Oyun tanıtım sayfasını incelemek için tıklayın
Kendisine damat beğenen bir baba, kızının başka birini sevdiğini öğrenirse ne yapar? İstanbul Efendisi Savletî, kızının gönlüne yön vermek için cinlere perilere bel bağlar... Musahipzade Celâl’in çalgılı, sazlı sözlü hicvini Engin Alkan yönetiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın 2008-2009 sezonunda sahneleyeceği yeni oyunlardan biri olan İstanbul Efendisi, Üsküdar Musahipzade Celâl Sahnesi’nde perdelerini açıyor. 3 Ekim 2008 Çarşamba günü saat 20.30’da Üsküdar Musahipzade Celâl Sahnesi’nde seyircisi ile buluşan İstanbul Efendisi; 29 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında da Kâğıthane Sadabad Sahnesi’nde izlenebilir… İstanbul Efendisi Yazan: Musahipzade Celâl
OYUNCULAR Savleti Efendi: Sezai Aydın
Dekor Tasarım Yardımcısı: Onur Uğurlu Musahipzade Celâl Ömrü, Meşrutiyet’ten II. Dünya Savaşı’na uzanan bir döneme denk düşen Musahipzade Celâleddin (1868-1959 ), Sultan I. Ahmed zamanı Kırım’dan göçmüş Gazhane Başkâtibi Mehmet Ali Bey ile kantar ustası Mehmet Ağa’nın kızı Fitnat Necibe Hanım’ın dört çocuğundan ikincisidir. OYUNLARI Köprülüler (1912) 1912- Mınakyan Kumpanyası
Engin Alkan 1965 Yılında İstanbul Samatya’da doğan Engin Alkan 1984 – 1989 yılları arasında İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü ve İ.Ü. Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenim gördü. 1995’de Sosyal Bilimler Enstitüsü Tiyatro Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans öğrenimine başladı. YÖNETTİĞİ OYUNLAR Sevgili Doktor (A. Çehov) Sahakyan Nunyan Kültür Derneği
SON SÖZ Her alışkanlık elimizi daha becerikli, aklımızı ise daha beceriksiz hale sokar. Modernleşme yolculuğumuzda, Türk tiyatro hareketinin kimi reflekslerinin, cumhuriyetimizin aydınlanma sürecine yeterli katkıda bulunmasına engel oluşturduğu kanısındayım. Engin Alkan
Kısa Kısa… İSTANBUL EFENDİSİ: TDK sözlüğünde “Genellikle İstanbul'da oturan kibar, saygılı, alçak gönüllü, olgun, çelebi ve yardımsever kimse” tanımıyla geçen bu tabir, Osmanlı’da, bugünkü karşılığıyla; hâkim, belediye başkanı ve hatta valinin yetkilerine sahip olan İstanbul Kadısı’nın unvanıdır. HIDIRELLEZ: Kökeni Sümerlere kadar uzanan, toprağın dirilişini kutlama ritüellerinin bugünlere kadar uzanmış formu. Farklı coğrafya ve kültürlerde farklı mitlerle açıklanan Hıdırellez’in bugün en bilinen hikâyesinde Hızır ile İlyas’ın buluştuğu gecede dileklerin kabul olacağı anlatılır. EBCED HESABI: Harflerin rakam olarak kullanıldığı bir sayı sistemidir. Arap alfabesiyle yazılan kimi yazılara tarih gizlemek için de kullanılmıştır. Harflerin sayısal değerleri Arap alfabesindeki sıraya göre değil, İbranice ve Süryanice' deki sıralamaya göredir. YUMURTA: Doğumun simgesi olduğu gibi, kırmızı daire formu da pek çok kültürde güneşi temsil etmektedir. Daha çok Paskalya geleneği olarak bilinen yumurta boyama, aynı zamanda Hıdırellez ritüellerinin de bir parçasıdır. KÖLELER: Esir pazarlarında çoklukla Kafkasya’dan gelen beyaz kölelerin yanı sıra Sudan ve Habeşistan’dan gelen siyahî insanlar da bulunurdu. Osmanlı’da köleler özgürlüklerini kazanarak halk arasına katılabiliyorlardı. Kölenin azat olması efendisinin sözüyle gerçekleşiyordu. ESİRCİ: Osmanlı’da köle ve cariye alıp satan kişilere verilen ad. Esirciler, bir loncaya bağlı olan, Esirciler Kethüdası’ndan ruhsat alan yasal tüccarlardı. BÖCEKBAŞI: Osmanlı’da kanûn ve nizâmlara aykırı davrananları yakalayan zabıta görevlisi. Aynı zamanda gizli görevliydiler; ustalıkla kılık değiştirirlerdi. Suçu sabit olanlara uygulanan cezalar, falaka, hapis, kulak kesme veya idama kadar varabilirdi. “Eski kulağı kesiklerden” tabirinin kaynağı bu kulak kesme mağdurlarından gelmektedir. Oyun kişilerinden Hacı Mimi İstanbul Böcekbaşısı’dır. Meraklısına: Oyun ve dönemi hakkında daha geniş ayrıntı “http://istanbulefendisiardiyesi.tr.gg” web sitesinde yer almaktadır.
MEHMET ŞÜKRÜ’NÜN 1932’DE YAPTIĞI BİR RÖPORTAJDAN: Musahipzade Celal Bey, eserleri en ziyade oynanmış ve beğenilmiş bir tiyatro muharriridir. (…) - Çocukluğumdan beri orta oyununa ve tiyatroya karşı kendimde fevkalade bir inhimak görürdüm. Manakyan kumpanyasının tercüme piyeslerindeki sahne ölçüleri mizansenleri ve tarzı muhavereden bir mektep gibi istifade eder, kendi kendime eser yazmak arzusu duyardım. (...)Tarihi ve içtimai eserler yazmayı düşündüm ve bu piyeslerde eski şarkılarımızı ve oyunlarımızı sahnede göstermeyi tasavvur ettim. İstanbul Efendisi’nden başlayarak birçok eserim bu düşüncenin mahsulüdür. (…). (…) Avrupa asarı edebiyesine tercümelerini okumak ve seyretmek suretile ıttıla hasıl edebildim. Manakyan efendi eserlerinde halkı sıkmamayı, söylenecek şeyleri en kısa ifadelerle anlatmayı tercüme eserlerden misaller getirerek söylerdi. Tarzı muhavere noktasından da orta oyunundan hayli istifade ettiğimi hissediyorum. Çünkü uzun cümleler, mutavvel ifadelerin daima samiin üzerinde iç sıkıcı bir tesir yaptığını orta oyununda bittecrübe malumum olduğundan yazdığım eserlerde buna riayet eder oldum. -Eserlerinizde asıl hâkim olan gaye nedir?
“Celâl Bey’le Konuştuklarım”, Mehmet Şükrü, Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|