| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Musahipzade Celal'ın Unutulmaz Eseri İstanbul Efendisi, Şehir Tiyatrolarında (10/25/2008)


 
Oyun tanıtım sayfasını incelemek için tıklayın
 
Kendisine damat beğenen bir baba, kızının başka birini sevdiğini öğrenirse ne yapar? İstanbul Efendisi Savletî, kızının gönlüne yön vermek için cinlere perilere bel bağlar... Musahipzade Celâl’in çalgılı, sazlı sözlü hicvini Engin Alkan yönetiyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın 2008-2009 sezonunda sahneleyeceği yeni oyunlardan biri olan İstanbul Efendisi, Üsküdar Musahipzade Celâl Sahnesi’nde perdelerini açıyor.

3 Ekim 2008 Çarşamba günü saat 20.30’da Üsküdar Musahipzade Celâl Sahnesi’nde seyircisi ile buluşan İstanbul Efendisi; 29 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında da Kâğıthane Sadabad Sahnesi’nde izlenebilir…

İstanbul Efendisi

Yazan: Musahipzade Celâl
Yöneten: Engin Alkan
Dramaturji: Sinem Özlek
Dekor            Tasarımı: Barış Dinçel
Kostüm Tasarımı: Duygu Türkekul
Işık Tasarımı: Murat İşçi
Koreografi: Senem Oluz
Müzik Direktörü: Hüseyin Tuncel
Yönetmen Yardımcıları: Zafer Kırşan, Volkan Ayhan, Aslı Altaylar, Selimcan Yalçın

 

OYUNCULAR

Savleti Efendi: Sezai Aydın
Menteş Ağa: Zafer Kırşan
Ferhat Ağa: Volkan Ayhan
Muhsin Efendi: Hüseyin Tuncel
Safi Çelebi: Arda Aydın
İrfan: Çağlar Çorumlu
Dilâver: Emrah Özertem
Usta Agop: Tuğrul Arsever
Usta Yuvan: Cihan Kurtaran
Durmuş: Serkan Bacak
Bekir: Murat Üzen
Çengi Afet: Sevil Akı
Feraset: Özlem Türkad
Esma Hanım: Derya Çetinel
Dilâram: Sevinç Erbulak
Handan: Selin Türkmen
Şadan: Berna Adıgüzel
Raksan: Senem Oluz
Fidan: Çiğdem Gürel
Apustol: İrem Aslan

 

Dekor            Tasarım Yardımcısı: Onur Uğurlu
Köstüm Tasarım Yardımcısı: Hülya Genç
Sahne Teknisyenleri: Mustafa Konya, Bünyamin Erbaş, Ramazan Bilgili,
Hasan Saban
Sahne Aksesuarcıları: Fikret Yayan, Süleyman Çetiner
Efekt: Hidayet Öztürk, Metin Taşkıran
Işık: Osman Aktan, Ceyhun Ergül
Sahne Terzileri: Fatma Pamukçu, Ahmet Söylemez
Kuaför: Mehmet Damar

Musahipzade Celâl

Ömrü, Meşrutiyet’ten II. Dünya Savaşı’na uzanan bir döneme denk düşen Musahipzade Celâleddin (1868-1959 ), Sultan I. Ahmed zamanı Kırım’dan göçmüş Gazhane Başkâtibi Mehmet Ali Bey ile kantar ustası Mehmet Ağa’nın kızı Fitnat Necibe Hanım’ın dört çocuğundan ikincisidir.
1889 yılında, Babıâli Tercüme Odası’nda kâtip olarak göreve başlar. İlk oyununu (Türk Kızı) 1910'da burada yazar. 1923’te emekli oluncaya kadar değişik görevlerde bulunur. Emekliliğinin ardından bir serpuş (başlık) koleksiyonu yapmak üzere Evkaf Müzesi’ne davet edilir. Oyunlarının yanı sıra “Eski İstanbul Yaşayışı” adlı, Osmanlı’nın içtimai yapısı ve adetlerini konu alan bir inceleme kitabı da yazmıştır.
Zenne rolleriyle kendisi de sahneye çıkmış Musahipzade Celâl’in oyunlarından “Aynaroz Kadısı” 1938’de, “Bir Kavuk Devrildi” 1939’da Muhsin Ertuğrul tarafından filme alınmıştır.

OYUNLARI

Köprülüler (1912)                                       1912- Mınakyan Kumpanyası
İstanbul Efendisi (1913)                            1917- Benliyan Operet Heyeti
Lale Devri (1914)                                        1921- Odeon Tiyatrosu -Ahmet Fehim
Macun Hokkası (1916)                              1919- İstanbul Operet Heyeti
Yedekçi (1919)                                            1920- İstanbul Operet Heyeti
Kaşıkçılar (1920)                                         1921- İstanbul Operet Heyeti
Atlı Ases (1921)                                          1921- İstanbul Operet Heyeti
Demirbaş Şarl (1921)                                 1922- İstanbul Operet Heyeti
İtaat İlamı (1923)                                         1924- İstanbul Operet Heyeti
Moda Çılgınları                                           (Basılmadı Ve Oynanmadı)
Fermanlı Deli Hazretleri (1924)                1927- Darülbedayi Tiyatrosu
Aynaroz Kadısı (1927)                               1928- Darülbedayi Tiyatrosu
Kafes Arkasında (1928)                            1928- Darülbedayi Tiyatrosu.
Bir Kavuk Devrildi (1930)                          1930- Darülbedayi Tiyatrosu
Mum Söndü (1930)                                    1931- Darülbedayi Tiyatrosu
Pazartesi-Perşembe (1931)                      1932- Darülbedayi Tiyatrosu
Gül Ve Gönül (1932)                                 1953- Darülbedayi Tiyatrosu
Balaban Ağa (1933)                                   1935- Darülbedayi Tiyatrosu
Selma (1934)                                               Sahnelenmedi
Genç Osman (Mehmet Şükrü Erden’le) 1937- Ankara Devlet Tiyatrosu

 

Engin Alkan

1965 Yılında İstanbul Samatya’da doğan Engin Alkan 1984 – 1989 yılları arasında İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü ve İ.Ü. Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenim gördü. 1995’de Sosyal Bilimler Enstitüsü Tiyatro Ana Sanat Dalı Yüksek Lisans öğrenimine başladı.
1985 yılında İ.B.B. Şehir Tiyatroları’na giren Alkan, 1996 yılından başlayarak çeşitli oyunculuk okullarında eğitmenlik ve tiyatro bölüm başkanlıklarını sürdürdü. MSM Konservatuvarı ve Akademi İstanbul Gösteri Sanatları Bölümü’nde oyunculuk eğitmenliği, MSM Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Başkanlığı, MSM Oyuncuları’nda Genel Sanat Yönetmenliği, Akademi İstanbul Tiyatro Bölümü’nde Bölüm Başkanlığı ve oyunculuk öğretmenliği yaptı.
Alkan, halen İ.B.B. Şehir Tiyatroları’nda oyuncu ve yönetmen olarak çalışmakta çeşitli TV yapımlarında yer almakta.

YÖNETTİĞİ OYUNLAR

Sevgili Doktor (A. Çehov)                                     Sahakyan Nunyan Kültür Derneği
Küskün Kahve’nin Türküsü (C. Mccullers)       Tiyatro Pati
Metro Canavarı (G. Gür)                                        İ. B. B. Şehir Tiyatroları
Tebeşir Dairesi (Klabund)                                    MSM
Vişne Bahçesi (A. Çehov)                                    MSM
Antigone (Sophokles)                                           MSM
Saltanat (Kolaj)                                                       MSM
Çizgi                                                                         MSM
Dönüşüm                                                                MSM
Kral Ölüşüyor (İonesco - E.Alkan)                      İ.B.B Şehir Tiyatroları
Ben Anadolu (G. Dilmen)                                     İ.B.B.Şehir Tiyatroları
Kadınlar Da Savaşı Yitirdi (C. Malaparte)          DramART
Bernarda Alba'nın Evi                                           İ.B.B. Şehir Tiyatroları
İstanbul Efendisi                                                    İ.B.B. Şehir Tiyatroları

 

SON SÖZ

Her alışkanlık elimizi daha becerikli, aklımızı ise daha beceriksiz hale sokar.
Nietzsche

Modernleşme yolculuğumuzda, Türk tiyatro hareketinin kimi reflekslerinin, cumhuriyetimizin aydınlanma sürecine yeterli katkıda bulunmasına engel oluşturduğu kanısındayım.
Batı’da ekonomik, sosyal ve düşünsel alanda yaşanan değişimler modern tiyatronun gelişimini hazırlamış, aydınlanma çağı düşüncesinin ve sanayileşmenin biçimlendirdiği gerçekçi akımlar Batı tiyatrosunda modernizmin temelini oluşturmuştur.
Yirminci yüzyıla varıncaya değin romantizmin ince duygularıyla örülü ideal insanı, ekonomik zorluklar içinde yaşamını insani değerlerle sürdürmeye çalışan sıradan insanlara dönüşmüştür. Yaşanan toplumsal deneyimler ve düşünsel içerikler modern Batı sanatının can suyu olmuştur,
1839’ da okunan Gülhane Hat-tı Hûmayûnu’ndan bu yana devam eden Türk modern tiyatro hareketi, modern Türk toplumunun inşa hareketinin içinde, toplumu eğitme, toplumun fikir yaşantısına yön verme, öncülük etme, modern aileyi tarifleme vb. görevlerle yükümlü kılınmıştır. Batı’nın ve medeniyet’in Türk toplumuna adaptasyonu modern Türk tiyatrosunun en önemli varlık nedenini olmuştur.
Elbette devrimin ve dönemin koşulları, ortaya konan emeği haklı kılmaktadır. Ancak Türk tiyatrosunun söz konusu eğilimleri zaman içinde, buharlaşmak zorunda olan misyonunun da etkisiyle, Batı’yı takip etme değil onu taklit etme; analiz etme yerine de adapte etme biçiminde reflekslere dönüşmüştür.
İstanbul Efendisi bu düşüncelerle sahne ışıklarına çıkarıldı; Taklidin çoğaldığı, kalp olanın sıvazlandığı, röprodüksiyonun aslıyla eşdeğer bulunduğu kafa karışıklığımıza, güle oynaya bir cevap niteliği taşısın istedik. Yolculuğumuzda bir elimizle geleceği tutarken, bir yandan kendimize bakmak istedik, geçmişimize, geleneğimize. Osmanlı’dan da öteye gittik. Ateş ritüellerinin kırmızı yumurtalara dönüştüğü ortak yaşantılara… Bu gün bir arada bulunamaz duran unsurların, cumbalar, kemerler, kubbeler altında -aynı göğün altında- yekpare hayatlarına tanıklık ettik. Dünden bu günü kutsadık.
Birazdan tiyatro izleyeceksiniz. Lütfen koltuklarınıza gömülün ve tadını çıkarın. İyi seyirler…

Engin Alkan

 

 

Kısa Kısa…

İSTANBUL EFENDİSİ: TDK sözlüğünde “Genellikle İstanbul'da oturan kibar, saygılı, alçak gönüllü, olgun, çelebi ve yardımsever kimse” tanımıyla geçen bu tabir, Osmanlı’da, bugünkü karşılığıyla; hâkim, belediye başkanı ve hatta valinin yetkilerine sahip olan İstanbul Kadısı’nın unvanıdır.

HIDIRELLEZ: Kökeni Sümerlere kadar uzanan, toprağın dirilişini kutlama ritüellerinin bugünlere kadar uzanmış formu. Farklı coğrafya ve kültürlerde farklı mitlerle açıklanan Hıdırellez’in bugün en bilinen hikâyesinde Hızır ile İlyas’ın buluştuğu gecede dileklerin kabul olacağı anlatılır.

EBCED HESABI: Harflerin rakam olarak kullanıldığı bir sayı sistemidir. Arap alfabesiyle yazılan kimi yazılara tarih gizlemek için de kullanılmıştır. Harflerin sayısal değerleri Arap alfabesindeki sıraya göre değil, İbranice ve Süryanice' deki sıralamaya göredir.

YUMURTA: Doğumun simgesi olduğu gibi, kırmızı daire formu da pek çok kültürde güneşi temsil etmektedir. Daha çok Paskalya geleneği olarak bilinen yumurta boyama, aynı zamanda Hıdırellez ritüellerinin de bir parçasıdır.

KÖLELER: Esir pazarlarında çoklukla Kafkasya’dan gelen beyaz kölelerin yanı sıra Sudan ve Habeşistan’dan gelen siyahî insanlar da bulunurdu. Osmanlı’da köleler özgürlüklerini kazanarak halk arasına katılabiliyorlardı. Kölenin azat olması efendisinin sözüyle gerçekleşiyordu.

ESİRCİ: Osmanlı’da köle ve cariye alıp satan kişilere verilen ad. Esirciler, bir loncaya bağlı olan, Esirciler Kethüdası’ndan ruhsat alan yasal tüccarlardı.

BÖCEKBAŞI: Osmanlı’da kanûn ve nizâmlara aykırı davrananları yakalayan zabıta görevlisi. Aynı zamanda gizli görevliydiler; ustalıkla kılık değiştirirlerdi. Suçu sabit olanlara uygulanan cezalar, falaka, hapis, kulak kesme veya idama kadar varabilirdi. “Eski kulağı kesiklerden” tabirinin kaynağı bu kulak kesme mağdurlarından gelmektedir. Oyun kişilerinden Hacı Mimi İstanbul Böcekbaşısı’dır.

Meraklısına: Oyun ve dönemi hakkında daha geniş ayrıntı “http://istanbulefendisiardiyesi.tr.gg” web sitesinde yer almaktadır.

 

MEHMET ŞÜKRÜ’NÜN 1932’DE YAPTIĞI BİR RÖPORTAJDAN:
Celâl Bey’le Konuştuklarım

Musahipzade Celal Bey, eserleri en ziyade oynanmış ve beğenilmiş bir tiyatro muharriridir. (…)
Kendilerine ilk piyes yazmak fikrinin nerden ve nasıl geldiğini sorduğum zaman şöyle cevap verdiler:

- Çocukluğumdan beri orta oyununa ve tiyatroya karşı kendimde fevkalade bir inhimak görürdüm. Manakyan kumpanyasının tercüme piyeslerindeki sahne ölçüleri mizansenleri ve tarzı muhavereden bir mektep gibi istifade eder, kendi kendime eser yazmak arzusu duyardım. (...)Tarihi ve içtimai eserler yazmayı düşündüm ve bu piyeslerde eski şarkılarımızı ve oyunlarımızı sahnede göstermeyi tasavvur ettim. İstanbul Efendisi’nden başlayarak birçok eserim bu düşüncenin mahsulüdür. (…). (…) Avrupa asarı edebiyesine tercümelerini okumak ve seyretmek suretile ıttıla hasıl edebildim. Manakyan efendi eserlerinde halkı sıkmamayı, söylenecek şeyleri en kısa ifadelerle anlatmayı tercüme eserlerden misaller getirerek söylerdi. Tarzı muhavere noktasından da orta oyunundan hayli istifade ettiğimi hissediyorum. Çünkü uzun cümleler, mutavvel ifadelerin daima samiin üzerinde iç sıkıcı bir tesir yaptığını orta oyununda bittecrübe malumum olduğundan yazdığım eserlerde buna riayet eder oldum.

-Eserlerinizde asıl hâkim olan gaye nedir?
- Eserlerimde eski adet ve an’aneleri, batıl itikatları teşhir etmek, eski yaşayış ve giyinme tarzını, haremlik ve selamlık hayatını olduğu gibi göstermek, velhasıl tarih perdesi altında unutulmaya mahkûm olan geçmiş varlığımızın güzel ve çirkin safhalarını sahnede canlandırmak istedim. (…)

 

“Celâl Bey’le Konuştuklarım”, Mehmet Şükrü,
Darülbedayi Dergisi, 1. Teşrinievvel 1932.

 



Paylaş      
Yorumlar

Bu Haber Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 379
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 


    Güncel Haberler     En Çok Okunan Haberler
Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
Hangisi Karısı, 5. Sezonunda!
    Tüm Haberler

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Haberler
    Bu haberin yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer haberler aşağıda listelenmiştir...

  • Kuranderde Kalanlar, yeni yayın döneminde Perşembe 16:30'da yayınlanacak. İlk Konuk Orhan Alkaya (10/28/2008)
  • Gibi Yapanlar oyun programı  (10/28/2008)
  • Enis Fosforoğlu, Ayna Ayna'da kılıktan kılığa giriyor (10/28/2008)
  • Şu Çılgın Türkler, 29 Ekim'de Şişli Haldun Dormen Sahnesi'nde (10/28/2008)
  • Yeni Bir Tiyatro Grubu Doğuyor : O Tiyatro (10/27/2008)
  • Usta Oyuncu Maral Üner, Hüzzam adlı oyunla geri döndü ! (10/27/2008)
  • Asuman Dabak Tiyatrosu'ndan; Şahane Düğün (10/27/2008)
  • İstanbul Halk Tiyatrosu, Sürmanşet ile Kasım'dan itibaren BKM'de ! (10/27/2008)
  • Eskişehir Kültür Merkezi Açıldı (10/27/2008)
  • Kulube Çocuk Tiyatrosu, Tembel Teneke ve Don Kişot Küçükken adlı çocuk oyunlarını Kasım ayında sahnelemeye devam ediyor (10/27/2008)
  • Musahipzade Celal'ın Unutulmaz Eseri İstanbul Efendisi, Şehir Tiyatrolarında (10/25/2008)
  • İstanbul Şehir Tiyatroları Cumhuriyet Temalı Oyun Yazma Yarışması Sonuçları ! (10/25/2008)
  • Kocaeli Şehir Tiyatroları perdelerini O Güzelim Kaymaklı Dondurma Rengi Elbise adlı oyun ile açtı ! (10/25/2008)
  • Tiyatro Prizma Oyuncu İlanı (10/25/2008)
  • Çanakkale Savaşları'nı en iyi anlatan oyun : Harmanyeri-1915 (10/25/2008)
  • Yeni Tiyatro dergisi 12 Eylül özel sayısı çıktı (10/25/2008)
  • Özel tiyatrolar yardım almak için sıraya girdi (10/25/2008)
  • Testosteron'un yazarı Andrzej Saramonowicz Türkiye’ye geliyor (10/24/2008)
  • Öpüşmem, Sevişmem, Çünkü Anneyim (Günay Karacaoğlu Söyleşisi) (10/25/2008)
  • Enis Fosforoğlu Tiyatrosu'ndan Ayna Ayna (10/23/2008)
  • Kim Akıllı Kim Deli (Deliler Boşandı Oyunu Değerlendirmesi - Cem Gurbetoğlu) (10/23/2008)
  • Mersin'de Çocuk Oyunu : Bıcırıklar Kitap Dünyasında (10/23/2008)
  • Şehir Tiyatroları'ndan Tiyatroseverlere Sonbahar Armağanı; Anton Çehov'dan Vişne Bahçesi... (10/23/2008)
  • Tiyatro Bizbize, Lacivert Gölgeli Adamlar adlı ödüllü oyunu sahnelemeye devam ediyor (10/23/2008)
  • Tiyatro Dergisi Tiyatro Ödülleri'nin 6.sı 3 Kasım'da Sahiplerini Bulacak (10/23/2008)
  • Diyarbakır Devlet Tiyatrosu sezonu Ceza Kanunu ile açıyor (10/23/2008)
  • 40 Ayna’dan 40 tiyatro oyuncusu (10/23/2008)
  • Theatre East N Bull, Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler adlı oyunu sahneliyor (10/23/2008)
  • Rezervuar Köpekleri ile Testesteron’un Buluşması (10/23/2008)
  • Şebnem Schaefer, Yalçın Menteş Tiyatrosu'nda Tiyatrocu Oldu : Eros Pansiyon (10/23/2008)
  • Leyla Gencer Sahnesi Dökülüyor ! (10/23/2008)
  • Yeditepe Üniversitesi, Füsun Akatlı'ya tazminat ödeyecek (10/23/2008)
  • Ferhan Şensoy, Cem Yılmaz Gibi Şovmenlerle Karşılaştırılmasına Tepki Gösterdi (10/23/2008)
  • Tiyatrotem, 4 Kasım'da KRAL ÜBÜ ile sahnede (10/23/2008)
  • Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları, Okul Yolu adlı Tiyatro-Dans Gösterisi ile Sahnede (10/21/2008)
  • Kabare Dev Aynası Tiyatrosu'ndan Kabareye Taze Bir Soluk : İnsanoğlu İnsan ! (10/21/2008)
  • Semaver Kumpanya Yeni Sezona Resmi Geçit ile başlıyor ! (10/21/2008)
  • TİYATRO ELEŞTİRMENLERİNİN “2008 ONUR ÖDÜLÜ” DİKMEN GÜRÜN’ÜN (10/21/2008)
  • Dünya Tiyatro Festivali Çin'de yapılıyor (10/21/2008)
  • A4 Sanat Merkezi sezonu açtı (10/21/2008)
  • Cinsiyet eşitliği tiyatroyla anlatılacak (10/21/2008)


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..