Türk edebiyatının ustaları Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Halikarnas Balıkçısı, Rıfat Ilgaz ve Attilâ İlhan ilk kez sahnede buluşuyor! Kendi yaşadıklarını anlatarak “Aydın kime denir?” sorusuna yanıt arıyor…
Daha önce böyle bir oyun hiç izlemediniz. Yalanla bu kadar yakından hiç yüzleşmediniz.
Şşşt, baksanıza!… Evet evet, siz… Bakın, edebiyatçılar sizi çağırıyor. Sizi bir yerlere götüreceklermiş. Hadi tutunun da ellerinden, zaman tünelinde şiir gibi bir yolculuk yapın.
Neler mi göreceksiniz?
Sabahattin Ali’nin Adnan Menderes’i nasıl azarladığını göreceksiniz örneğin. Nâzım Hikmet’le Orhan Kemal’in hapishane koğuşundaki sohbetlerine ortak olacaksınız. Sonra, “yukarıda” buluşan Rıfat Ilgaz ve Attilâ İlhan ile birlikte dünyamıza bakacaksınız. Bir ara meyhaneye uğrayacaksınız; taşplak şarkılarıyla süslü eski bir meyhaneye… O meyhanede dönen muhabbet başınızı döndürecek; uyku düşkünü Kültür Bakanı Atilla Koç ile içki düşkünü uyanık Neyzen Tevfik, giyinik gördüğümüz zaman tanıyamadığımız manken Nilay Dorsa ile Orhan Veli, içki düşmanı vali ile padişahı bile içkiye alıştıran Bekri Mustafa; hepsi aynı sofrada.
Daha ne duruyorsunuz, hadi… Şöyle bir silkelenin önce, sonra takılın onların peşine. Onlar sizi yalanla yüzleştirecek. Türk tarihinin parlak yıldızlarının yolunuzu aydınlatmasına izin verin. Siz de o değerli edebiyatçılarımızla birlikte kollarınızı açın ve “Aydın mısın?” diye bağırın. Sen sormazsan, ben sormazsam, biz sormazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?
Tiyatro Birileri’nden Barbaros Uzunöner ve Utku Erişik bu oyun gibi yolculukta sizin yol arkadaşınız olacaktır. Kalkış yeri, 22 Kasım 2008 Attilâ İlhan Kültür Merkezi!
Mustafa Bilgin, “Hayat Epik Tiyatrosu”, (Cumhuriyet, 11 Ekim 2006)
izleyici defterimizden…
İki çift kanat sesi... Sahneyi dolduran, edebiyattaki ustalarımızı yeniden doğuran, besleyen, yaşatan iki genç çırpınış... Ve Rıfat Ilgaz'ın o bilge sorusu: "Aydın mısın?"... Aydınlığın gökyüzünde masmavi düşlerimizin oyunu bu, kimsenin bozamayacağı!
SUNAY AKIN (Şair – Yazar)
Bu gençler, aydınlık aşkına bir araya gelmişler; o özlediğimiz umut dolu gülümseyişi yaşatıyorlar bize...
METİN ÜSTÜNDAĞ (Karikatürist)
Geçen cuma, bir buçuk aydır beni oyunlarına davet eden iki genç tiyatrocunun "Aydın mısın?" isimli oyununa gittim. Barbaros Uzunöner ve Utku Erişik, çok başarılı bir performansla çeşitli parodiler yapıyorlar. Yıllar öncesinin “Balina Aydın”ından başlayıp, Sabahattin Ali, Nâzım Hikmet, Orhan Kemal, Attilâ İlhan gibi artık “cennette” bulunan yazarlarımıza uzanan sihirli bir yolculuk bu. Arada Andersen masallarından bildiğimiz o donarak ölen “Kibritçi Kız” la ilgili skeç o kadar başarılı oynanıyor ki, izleyici zamanın döndüğü o dakikalarda nefesini tutuyor.
BEDRİ BAYKAM (Ressam – Yazar)
Gayet iyi yazılmış. Rıfat Ilgaz'ın en beğendiğim şiirlerinden biri “Aydın mısın?”dan yola çıkılarak ortaya koyulmuş bir oyun. Tümüyle etkilendim. Aktarılan tüm anektodları biliyordum, zaten onların etkileyici bir şekilde verilmesinden etkilendim. Aydınlar konusunda birçok oyun var Batı'da. ABD'de Arthur Miller'ın “Cadı Kazanı” oyunu var, aydın takibiyle ilgili. Aydınların sistemle ilgili sorunları anlatılıyor. Bilinen kitaplarda yazılmış anektodların verildiği bir kolaj şeklinde güzel bir oyundu.
SEMİH POROY (Karikatürist, Cumhuriyet)
Oyun, gerçekten ilginç, şu bakımdan: Yazılışı, sahnelenişi farklı. Belgesel tadında; ama tiyatro var. Tiyatroyu ve belgeseli birleştirmişler. Tiyatro için güzel bir puan... Oyuncuları da çok beğendim. Gelecekte de daha başarılı olacaklarına inanıyorum.
TANSU BELE (Yazar-Eleştirmen)
Öncelikle söylenmesi gereken; “AYDIN MISIN” adlı oyun, bu zamanda pek fazla karşınıza çıkmayacak düzeyde siyasal-toplumsal-sosyal duyarlılık bir taşıyor. “Sosyal mesaj” düşmanı haline gelen bir ülke insanına çoktandır yitirdiği sosyal mesajın gerekliliğini yeniden anımsatıyor. Rıfat Ilgaz ustanın o unutulmaz “Aydın mısın” adlı güzelim şiirinden yola çıkılarak ikili tarafından kaleme alınan oyun, Balina Aydın’dan Halikarnas Balıkçısı'na, Sabahattin Ali’den Nazım Hikmet’e, Orhan Kemal’den Rıfat Ilgaz’a dek yakın tarihimizin çile yüklü kalemlerinin “mapusluk” günlerinde gezdiriyor bizi, üstelik bugünlerle de anlamlı bağlantılar kurarak...
CİHAN DEMİRCİ (Mizah Yazarı)
Oyunu çok başarılı buldum. Senaryosu güzel hazırlanmış, metin de oldukça etkileyici. Toplumumuzun son durumunu yansıtan çok güzel vurgulamalar var. Umarım bu tip oyunların sayısı fazlalaşarak gündemde yerini bulur.
TEKİN GÖNENÇ (Şair)
22 Kasım 2008 Cumartesi (20:00)
Attilâ İlhan Kültür Merkezi – Taksim