2006 yılından bu yana oluşum çalışmaları içinde olan Türkiye Tiyatrolar Birliği 1. Marmara Bölge Toplantısı’nı İstanbul’da gerçekleştirdi. 10–11 Ocak 2009 günlerinde gerçekleşen toplantıya 7 tiyatro topluluğu ve 40 tiyatro sanatçısı katıldı.
10 Ocak günü Saat 16.00’da tanışma ile başlayan toplantıya Bağcılar’dan Alternatif Sanat Oyuncuları, Beyoğlu'ndan Teatır Destar, Tiyatro Simurg ve Divriğ Kültür Merkezi Tiyatrosu katıldılar.
Toplantının açılısında ülkemizdeki tiyatroların örgütlenme çabalarını anlatan Yönetmen Mehmet Esatoğlu Türkiye Tiyatrolar Birliği'nin bu çabanın bir halkası olduğuna dikkati çekti.
1960’lı yıllarda yalnızca kendi üretimi ve çabasıyla sınırlı bir faaliyet yürüten ülke çapında tiyatroların 70’li yıllarda örgütlenme çabasına giriştiklerini anlatan Esatoğlu bu denemelerin örgütlenme perspektifi oluşturulamaması nedeniyle başarılı olamadığını söyledi. 80’li yıllarda bir yanda profesyonel alanda “tabela örgütü” olarak nitelendirilebilecek tabansız ya da tabandan kopuk örgütlenmelerin ortaya çıktığını ifade eden Esatoğlu öte yanda amatör tiyatroların bu dönemde kendi iç örgütlenmelerini oluşturarak daha önemli işlevler ortaya koyan Amatör Tiyatrolar Çevresi’ni (ATÇ) var ettiklerini söyledi.
Tiyatronun kaynak, örgütlenme ve izleyici sorunlarını inceleyen buna çözümler öneren ATÇ ve ardından 1997’de ülke çapında örgütlülüğü hedefleyen ATÜK’ün 2005 yılına dek yaptığı çalışmaları anlatan Esatoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“ İçinde bulunduğumuz dönemde tüm tiyatro alanının sorunlarına çözümler arayan, öneriler getiren birlik ve dayanışmayı güçlendirecek bir çatı örgütüne gereksinim olduğu ortadadır. Türkiye Tiyatrolar Birliği değişik alanlarda tiyatro üreten toplulukların bir çatı örgütü olma iddiasıyla harekete geçmiştir.”
Bu konuşmanın ardından söz alan Türkiye Tiyatrolar Birliği 2008–2009 dönem sözcüsü Zafer Gecegörür birliğin geçen yıl 9 etkinlik yaptığını, bu yıl da bölgelerde örgütlenme çabası içinde olan topluluklarla buluşmalar düzenlediklerini, bunun ilkinin de Ege'de gerçekleştiğini anlattı. Gecegörür'ün ardından söz alan topluluk temsilcileri kendi çalışmalarını ve birlik konusundaki düşüncelerini anlattılar. Türkiye Tiyatrolar Birliği 1. Marmara Bölge Toplantısı Zafer Gecegörür'ün yönetimindeki oyunculuk atölyesi çalışmasıyla birinci gününü tamamladı.
11 Ocak 2009 günü ise toplantı örgütlenme ve önümüzdeki dönem birliğin hedefleri, çalışmalarına dair bir toplantı ve dramaturgi üzerine yapılacak bir atölye ile sürdü.
İkinci günkü toplantıya Avesta Tiyatrosu, Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi Tiyatro Topluluğu,Esenyurt’tan Tiyatro Veto, Bağcılar Hacıbektaş Veli Derneği Tiyatrosu, Bağcılar Alternatif Sanat Oyuncuları, Beyoğlu'ndan Teatır Destar, Tiyatro Simurg ve Divriğ Kültür Merkezi Tiyatrosu katıldı.
Örgütlenme ve birliğin önümüzdeki dönem hedefleri üzerine çeşitli toplulukların söz aldığı toplantı yaklaşık dört saat sürdü.
Dönem sözcüsü Zafer Gecegörür ikinci gün yaptığı konuşmada tabandan çatıya yeni bir örgütlenmenin inşasına başlandığını bu çabaya Marmara Bölgesi’nde yer alan toplulukların da omuz vermesini talep ettiklerini anlattı.
Çeşitli topluluklardan söz alan konuşmacılar ise içinde bulunduğumuz günlerde tiyatroların yaşadıkları kaynak ve izleyici sorunlarından söz ettiler. Toplulukların ayakta kalmak için çok zorlu koşullarla boğuştuklarını anlatan konuşmacılar baskı, sansür ve engellemelerin başta Kürt tiyatroları olmak üzere tüm alanı olumsuz etkilediğine dikkati çektiler.
Tartışmaların ardından topluluklar arasında örgütlenme konusunda görüşlerin ve taleplerini ortaya koyulacağı tartışmaların ve toplantıların örgütlenmesine karar verildi.
Örgütlenme ve birlik tartışmasının ardından yönetmen Zafer Gecegörür katılımcılara “tiyatroda dramaturgi” başlıklı bir seminer verdi. Sahnelenecek bir metnin incelenmesi ve bunun sahneye aktarım sürecini nasıl beslemesi gerektiğini Melih Cevdet Anday’ın “İçerdekiler” oyunu üzerinden anlatan Gecegörür oyundaki rollerin yapısından ve nasıl karşıtlarına dönüştüklerinden örnekler sundu.
İki gün süren Türkiye Tiyatrolar Birliği Marmara Bölgesi toplantıları alandaki sorunları tespit ederek çözüm için ülke çapında toplulukların işbirliği ve dayanışmasıyla harekete geçilmesi noktasında acil bir eylem planına gereksinim olduğunu ortaya koydu.