| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
2005/2006 Sezonu Yeşeren Kabare Türk Tiyatrosu 7.Türk Dünyası Tiyatro Ödülleri (12/18/2006) Fikri Şişko, Refki Taç, Orhan Volkan, Bayram Deda, Besim Sipahi, Ayla Şahin ve A.R.Yeşeren’den oluşan Seçici Kurulu 2005/2006 tiyatro sezonunda şu birey, topluluk, oyun ve kuruluşu ödüle layık gördü: Metin AND Yaşam Boyu Üstün Başarı Ödülü Tiyatro denince Metin And akla geliyor, Metin And deyince tiyatro. Geleneksel Türk Tiyatrosu onun sayesinde hak ettiği yerini aldı Türk tiyatro dünyasında, Türk tiyatro tarihinde, kuramsal, bilimsel olarak. Muhsin Ertuğrul ne ise Türk tiyatro sahnesinde, Metin And Türk tiyatro teorisinde, Türk tiyatro biliminde. “Türk Köylü Dansları”, “Geleneksel Türk Tiyatrosu”, “Türk Tiyatrosu Tarihi”, “Osmanlı Tiyatrosu”, “Bizans Tiyatrosu”… onun kitapları. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümündeki öğrenciler onun öğrencileri. O kadar çok oyun seyretti ki o, o kadar çok oyun okudu ki o, artık hiç metin duymasam, okumasam Metin olmama rağmen, metinsiz bir oyun seyretsem, alıp götürse beni And dağlarında bıraksa, orada hiçbir kurala bağlı olmayan yepyeni bir tiyatronun doğuşuna tanık olsam, diyor. Diyor mu yoksa demeye mi getiriyor. Biz diyor diyoruz, demeye getirse de. And Dağlarına gidip Türk tiyatrosunun Metin And dağını buluyoruz. Bu dağ bizim dağ deyip ödülünü onun eteklerinde bırakıyoruz. Metin And deyince tiyatro, tiyatro denince Metin And… Şerfaettin NEBİ Yaşam Boyu Üstün Başarı Ödülü 1948’lerin Nebi’si o, Nazım’ı başlayan yeni dönemin, Fuzuli’si, Baki’si minarelerin.Yahya Kemal Beyatlı Üskübünün arda kalan son silahşörü o, son aktörü. 1950’ler Üsküp Türk Tiyatrosunun kurucularından o. Kaç oyun, kaç prömiyer, kaç sahne, kaç festival …Zoraki Hekim, Koştana, Boş Beşik , Aliş, Tahir İle Zühre, Ferhat İle Şirin, Enayi, Toros Canavarı, Nalınlar, Kafatası, Eskici Dükkanı, Mum Söndü, Nasrettin, Derviş Ve Ölüm, Gol Kralı…Sahneye koyduğu 20-30 oyun, bir o kadar baş rol.. Oğlu Firdaus Nebi’yi de emanet ettiği Üsküp Türk Tiyatrosunda şimdi artık Mustafa Yaşar da, Zekir Sipahi de, Naci Şaban da ak sakallı, ak saçlı. Haldun Taner’in dediği gibi, şimdi oralarda o sahnenin biryerlerinde replikler kendi kendine 80’lik Şerafaettin Nebi’yi fısıldıyor, Cemail Maksud’u, Ramadan Mahmud’u, Müşerref Lozana’yı, Nezaket Ali’yi, Lütfü Seyfullah’ı…Gogol’u, Molier’i, Aziz Nesin’i… Ey Anasını sattığım zaman! Ey gidi dünya ey! Ey tarih! Ey Balkanların Türk tarihi! Sen ne zaman yazılacaksın…Bir monografisi bile basılamadı bu 56 yıllık tiyatronun… Kudret ÜNAL Yaşam Boyu Üstün Başarı Ödülü Ünal Baba o. Mersin, Tarsus coğrafyasının tiyatro babası, vazgeçilmez kimliği, siması . En büyük rüyası Türk Dünyası Tiyatro Günleri. Türk dünyası, onun mangal yüreğinde pişen Türk kahvesi. Festivallerin üstesinden o geliyor, Karacaoğlan Şelale Şiir Akşamları, Mersin…Bir yandan rol, bir yandan yönetmenlik. Bir ömür boyu, bir ömür boyu tiyatro ve sahne, sahne kültürü, türü ne olursa olsun yeter ki bizden olsun. Onun da gönlünde yerli oyunlar, yerli Türk oyunları. İlle de “Eşek Muhabbeti”ni Tarsus sahnesinde görmek istiyor. Kosova, Balkan Türk havasını estirmek istiyor oralarda. Esmek, Türk dünyasından Türk tiyatro dünyasına, esip dalgalanmak, yıldız yıldız, ay ay… Mehmet BÜTÜÇ (Tiyatroculuğunun 30. yılında) Yaşam Boyu Üstün Başarı Ödülü “Çiviler”den çıktı yola, kapağı Prizren Kültürevi Türk Tiyatrosuna atarak orada sürdürdü sanat yaşamını. Aslını unutmadı, hocalarını unutmadı, ne oldum delisi olmadı. “Çiviler” onun ilk gözağrısı. O gurubu hiç unutmadı. Unutmanın da ötesinde o dönemi hep hasretle anar Mehmet. Ne zaman söz tiyatroya gelse, Kosova Türk tiyatrosunun gelmiş geçmiş en popüler ortaoyuncularını takdir etmeden kendini alamaz. O gurubun aşığıdır adeta. Bir takım kendini beğenmiş sahtekârlar gibi, söz konusu o dönem olunca, örtbas etmeye çalışmaz. “Çiviler” Tiyatro Topluluğu’nun, Kosova çağdaş Türk tiyatrosunun yeniden canlanmasındaki hayati rolünü en iyi o bilir, gerçeği tüm boyutlarıyla en iyi o algılar. En büyük isteklerinden biri de, bir gün bir punduna getirip zamanı, o dönemi kaleme almaktır kendince. 1981’den 1984’e kadar Prizren Kültürevi Amatör Türk Tiyatrosu’n un başında bulundu. Enayi, Gol Kralı, Keşanlı Ali Destanı, Minus Plus, Damdaki Kemancı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Abdülcanbaz’ın Harikulade Maceraları, Lanetli Avlu, Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı, Dosya, Sersem Kocanın Kurmaz Karısı, Toros Canavarı, Hayrola Karyola gibi oyunlarda oynadı. Ferhan Şensoy’un Hayrola Karyola oyununu Nafiz’le beraber sahneye koydu. Tiyatro onun içinde yatan bir arslan, daha söyleyeceğim var, daha da oynayacağım var dercesine, gülercesine… Sağlık Çalışanları Tiyatrosu Antalya PEMBE KADIN Yılın Oyunu /Yazan:Hidayet Sayın, Yöneten: Öznur Kara/ Onlar Antalya Sağlık Çalışanları Tiyatrosu ekibi. Onlar hastalara bakıyorlar bir yandan bir yandan da tiyatroya. Tiyatrosus kalmasın diye Antalyalılar, kalıp da hastalanmasın. Pembe Kadın’nı alıp sahneye koyuyorlar. Öznur, Emine, Ali, Yusuf, Soner, Sibel, Kazım, Ahmet, Nazik…Öznur bir de yönetmenliği üstleniyor. Oyun yerli oyun, sorun yerli sorun, bizim sorunumuz. Dert dersen bizim, eh, derman da artık bizden, kimden olacak ki. Zehir neredeyse panzehir de oralarda bir yerde. Yeter ki ara, aramaya çık, yeter ki aramaya çıkan bir ekibin olsun. Böyle bir ekipte yer almak, böyle bir ekipte oynama kim istemez ki… Tarsus Şehir TİYATROSU Yılın Tiyatro Topluluğu Tarsus deyip geçmeyin. Anadolu’nun ta neresinde. Anadolu’nun mavisinde, Anadolu Ak Denizinin hemen yanı başında, şelalelerin ta orasında, aşıkların türküye durduğu Eshab-ı Kehf mağarasının eteklerinde ta orda. Kimisi İstanbul’dan gelmiş kimisi Mersin’den, Ankara’dan…Ankara’ya, Mersin’e İstanbul’a elveda deyip Tarsus’ta toplanmışlar, boş vermişler dizilere mizilere…miss mississ mizilere… Bir ekip kuruyorlar ki Mahir’den, Altuğ’dan, Özgür’den. Deniz, Günay, Arzu’dan. Pınar’dan, Sena’dan, Günay’dan. Oturup bir oynuyorlar ki “Deli Dumrul”da, “Kamyon”da, Rüya Oyunu”nda, “Ormanda Şenlik”te, “Paydos”ta… Her şeyden önce yerli oyun diyorlar, Şekspir de olacak tabii ki ama…Türk tiyatrosu hepsinin üstünde, Türk tiyatrosu sevgisi, oralardaki Türk halkı, oralardaki Türk halkının kültürel kalkınması başlarının üstünde. Biz de onun için alkışlıyoruz, onun için ödül veriyoruz zaten, ödül az bile… Nedim MOSKOV Yaşam Boyu Üstün Başarı Ödülü Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır. Ama çekmiyor, of demiyor, kimi eski tiyatrocu arkadaşları ona saygıda kusur etseler de o etmiyor. O hep güler yüzlü ve hep tiyatroda şöyle ya da böyle. İster Prizren Kültürevi Amatör Türk Tiyatrosunda ister Yeşeren Kabare Türk Tiyatrosunda. Kopmamak, pes etmemek, doğru bildiğini yapmak, dekor, perde, rol, ne gerekirse tiyatroya uygun her ne ise hep hazırolda bulunmak.. Hiç unutamadığı roller: “Payton Fenerin”ndeki Talat, “Doktor Palyaço”daki Fotoğraf… Oynadığı oyunlar: “Minus-Plus”, “Damdaki Kemancı”,”Lanetli Avlu”, “Düdükçülerle Fırçacılar Savaşı”, “Payton Feneri-1”, “Payton Feneri-2”, “Doktor Palyaço-2”… Kabare Tiyatrosunun Nedim Abisidir o, içini ona döker gençler, yeni kuşaklar, “Nedim Abi, Nedim Abi” diyerekten ona dert yanar. Nedim durur mu, oturup o da eski günlerden, eski oyunlardan, o dönemlerdeki başarılardan, yolculuklardan, ödüllerden, festivallerden, ve artık sadece masallarda kalmış eski arkadaşlıklardan söz etmeye başlar. Bir başlar, bir başlar ki… Enver BAKİ Onur Ödülü Priştine Türk tiyatrosunun en eski üyelerinden. Şöyle bir baktığında Priştine’de oynanan oyunlara Enver Baki’yi görürsün hemen her fotoğrafta. “Çizmeli Kedi”, “Ev Ödevi” (1953/1957), “Müttefikler Uçmanını Kurtaran Piyoner”(1955), “Ömrümün Tek Rüyası”(1971), “Ömrümün Tek Rüyası”(1982)… Bir yandan şiir, hikaye, bir yandan tiyatro. Tiyatro zaten şiir ve hikaye… Bir ömür. Orada burada harcanmış Türkçeyi yaşatmak uğruna… Orhan EMİN Onur Ödülü Gilan Kültürevi Türk Tiyatrosu’nun “Yörük Osman”nında (1981), “Toros Canavarı”nda (1983) oynadığı, bir daha oynamaya nasip olamadığı, içindeki yaraya tuz basan göç, ayrılık, ekmek derdi yüzünden bir daha tiyatro arkadaşlarıyla bir araya gelemediği bir hikayedir şimdi bize anlatmaya düşen. Gilan kültürevi onları özlüyor, Gilan Kültürevi Türk Tiyatrosu onları arıyor, Orhan’ı, İsmail’i, Burhan’ı. Şadiye’yi, Nesibe’yi, Ercan’ı. Abedin’i, Muharremi, Omer’i. Cela’ı, Begzat’ı, Vedat’ı. Mehmet’i…Orhan durmuş bakıyor. Nerelere bakıyor…Bir daha oynar mı Gilan Kültürevi Türk Tiyatrosu, bir daha yeniden doğar mı 1952’de doğduğu gibi, 1981’de, 1983’te olduğu gibi yeniden sahneye çıkar mı? Biz çıkar diyoruz. Seni unutmuyoruz Orhan Emin…Ödülün helal olsun diyoruz! Ödüller uygun bir zaman ve zeminde sahiplerine teslim edilecektir Yeşeren Kabare Türk Tiyatrosu “Yeni Dönem” Gazetesi, (Kosova) 30.11.2006 Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|