Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü Bildirgesi (2010) (3/27/2010)
Tiyatro, insanlık tarihi ile eş bir sanattır. İnsan var olduğu sürece tiyatro sanatı da hep var olmuştur.
İnsan hayatı hep ileriye dönüktür. Hayatta insanın tek problemi insan olmuştur. İnsan, kendini anlatır, kendini kendine tanıtır.
İnsanlar, tiyatro sayesinde asırlarca dertlerini anlatmışlardır. Duygu ve düşüncelerini aktarmışlardır.
Aynı zamanda tiyatro bir eğlence kaynağıdır. İnsan tiyatroda eğlenir, güzel vakit geçirir. Bunun yanında tiyatro, bir eğitim aracıdır da. İnsanı eğitir. İnsana bir şeyler öğretir. Ve insanın gördüğü olaylar karşısında düşünmesini sağlar. Çünkü insan düşünen bir varlıktır. “Düşünüyorum, o halde varım” demiştir insan.
Tiyatro kültürel bir varlıktır. İnsanın binlerce yıl içinde var ettiği ürünleri içinde barındırır ve onları geleceğe taşır. Bu bakımdan da kültürler arasında bir köprü kurar. Gelecek ile geçmiş arasında bir bağ oluşturur.
İnsanlar, tiyatro sayesinde geçmişlerini de öğrenirler. Bu bakımdan tiyatro gelecek ile geçmiş arasında bir bağdır, bir köprüdür. Bu da ona farklı bir güç vermiştir. Bu güç öylesine büyüktür ki onu yok etmeye kimse muktedir olamaz. Çünkü tiyatro vardır ve insanın bir gerçeğidir. Onu hiç kimse inkar edemez.
Tiyatro sanatı insanın daha çocukluk dönemlerinde başlar. Küçükken farkında olmadan çocuklar, evcilik oynar. Kimileri anne, kimileri baba, kimileri çocuk, kimileri de doktor olur. Çocuk, bazen eline aldığı bir çöpü iğne gibi kullanarak doktorculuk oynar. Kulağı ile hastanın kalbini dinleyerek onu tedavi etmeye çalışır. Bir deyneği at gibi sürer.
İşte küçük yaşlarda oynanan bu oyun tiyatrodan başka ne olabilir?
Tiyatro sanatı, seyircileriyle bir bütünlük oluşturur. Seyircisi olmayan tiyatronun da pek tadı olmaz doğrusu. Oyuncunun seyircilerden bir ışık alması gerekir. Onlardan enerji alması gerekir. Seyirci oyuncunun ilham kaynağıdır. Seyirci ile oyuncu bir bütündür. Boş sandalyelere oynanan bir oyundan kim ne bekleyebilir?
Bu nedenle tiyatro sanatının gelişebilmesi için tiyatroya gidilmesi gerekiyor. “Tiyatro bir memleketin kültür seviyesinin aynasıdır” sözüyle, Ulu Önderimiz, tiyatro sanatının önemini daha o zamanlarda kavramış ve bunu Yüce Türk Milletine müjdelemiştir.
Bize de düşen görev, Ulu Önderimizin bu işaretini, bu mesajını alarak tiyatro sayesinde kalkınmamıza, gelişmemize ve çağdaş dünyada millet olarak yerimizi almamıza gayret göstermektir. Bu da yetmeyecek üstün çaba harcamamız gerekecektir.
Genç Cumhuriyetimizde Tiyatro sanatı çok eski değildir. Buna rağmen tiyatro sanatı halkımız tarafından çok sevilmektedir. İnsanımız en zor şartlar altında dahi tiyatro yapmaktan geri kalmamıştır. Tiyatroyu hem bir eğlence, hem bir eğitim hem de bir kazanç elde etme kaynağı olarak görmüştür. Yani Kıbrıs Türkü, en zor duruma düştüğü anda tiyatroya sarılmıştır. Ondan bir güç almıştır.
Kıbrıs Türkü, geçmiş yıllarda da tiyatro sanatı sayesinde bir olmuş, tiyatro olayının etrafında kenetlenerek bir güç oluşturmuştur. Böylece halka öncülük edilerek yol gösterilmiştir. Bu sayede tiyatro bir araç olarak kullanılmıştır. Halkımız tiyatro sayesinde bilinçlendirilmiş ve manevi gücü pekiştirilmiştir.
Bu gün tiyatro ekiplerinin çığ gibi büyüdüklerini görüyoruz. Bu işi profesyonelce yapan kurumların yanında, amatör olarak kurulan küçük çapta tiyatro ekipleri de bu sanatın sevilmesine ve tanınmasına yol açıyor. Tabii onlar binbir güçlük çekmelerine ve binbir engelle karşılaşmalarına rağmen yine de tiyatro sanatına hayat vermekten geri durmuyorlar. Bu da sevindirici bir durumdur.
Gençlerimizin tiyatroya karşı ilgi duyması, tiyatroyu kendilerine bir meslek edinmesi, konservatuvarlardan mezun olarak ülkelerine dönüp bu sanatı icraa etmeleri tek temennimizdir.
Devletimizin katkısıyla onların endişelerinin giderilmesi, sıkıntılarının ortadan kaldırılması ve bu sayede bilinçli, eğitimli yeni elemanların tiyatro ekiplerine katılmış olmalarıyla tiyatromuzun gelişmesi ve büyümesi tek amacımızdır.
Ülkemize çağdaş, tam donanımlı, yeni modern tiyatro salonlarının yapılması olmazsa olmazlarımız arasındadır.
Salonsuz tiyatro sanatı düşünmek bu çağda, bu zamanda pek de doğru değildir. Ve bunu medeni olan hiç bir toplum hoş karşılamaz.
Bizler de Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları olarak salonsuzluğun acısını çok iyi biliyoruz. Yaptığımız çalışmalarla bu sorunu ortadan kaldıracağız. Hazırlanan plan ve projelerimizle Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarının bu çilesine bir son vereceğiz. Bunun müjdesini çok kısa bir zamanda halkımıza vereceğiz.
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'dür. Böyle bir günde yalnız kalmayı istemiyoruz. Seyircilerimiz olmaksızın biz de var olamayız. Onları eğlendirme, eğitme ve aydınlatma bizim görevimizdir.
En iyi oyunlarla seyircilerimizin karşısına çıkacağız. Bu bizim onlara olan bir vefa borcumuzdur. Çünkü biliyoruz ki seyirci olmazsa tiyatro da olmaz. Onlar bir elmanın diğer yarısıdır. Bir bütünün parçasıdır. Etle tırnak gibidir.
Salonlarımızın dolup taşacağı günleri en kısa zamanda görmek umuduyla...
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü herkese hayırlı ve kutlu olsun.
Bu vesileyle Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarına emek vermiş, veren gelmiş geçmiş herkese teşekkür ediyorum...
Hakan YOZCU Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Dairesi Müdürü
-------------------------------------------
27 Mart 2010 Dünya Tiyatro Günü -
İlgili Yazılar
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...