Bu sezon “Bernarda Alba’nın Evi” ile izleyicisini buluşturan Oyunbaz, 8 Mart tarihli "Ekmek Parası" oyununu Şirince'de inşa edilmekte olan “Tiyatro Medresesi” yararına oynuyor.
1 “Bernarda Alba’nın Evi”
Geçtiğimiz sezonlarda klasik eserlere getirdiği yorumlarla seyircisinden olumlu eleştiri alan Oyunbaz, tiyatro tarihinin bir başka klasik başyapıtını daha Oyunbaz yorumu ile sahneye taşıdı: Federico Garcia Lorca’dan "Bernarda Alba’nın Evi".
Yönetmenliğini Abdullah Cabaluz’un üstlendiği; A.Turan Oflazoğlu, Hale Toledo ve Caridad Svich çevirilerinden faydalanarak Oyunbaz tarafından derlenen Bernarda Alba’nın Evi, 20. yüzyılının en büyük İspanyol şairlerinden biri olarak kabul edilen Lorca’nın öldürülmeden önce kaleme aldığı son oyun.
Oyun Üzerine
İspanya İç Savaşı’nda faşist rejim askerleri tarafından “eşcinsel bir komünist” olduğu gerekçesiyle infaz edilen Lorca, bu oyunda kurguladığı “ev”ile iç savaş öncesi maruz kaldığı toplumsal yapıyı adeta yeniden betimler. Bu kendi içine hapsolmuş yapıda tutkularının peşine düşenler için trajedi kaçınılmazken, arzularını dizginleyebilenler, sustukları sürece, ne kendilerini ne de düzeni tökezletirler.
Evin “erkeğinin” ölümü üzerine sekiz yıl sürecek bir yas ilan eden Bernarda, beş kızını ve kendini ata ocağına hapseder. “Artık kapılardan, pencerelerden hava bile sızmayacaktır içeri”. Çünkü “dedesinin evinde de böyle olmuştur, babasının evinde de”.
Babaları ile birlikte diri diri gömülen bu beş “dilsiz kurbağa” için ise susmak ve beklemek dışında bir seçenek yoktur. Ne yapmaları gerektiğini bil(e)mezler, eyleme geç(e)mezler. Yaşarken yavaş yavaş çürürler.
Bernarda Alba'nın Evi, insanın kendi elleriyle inşa ettiği bir cehennemin tasviridir.
2 “Ekmek Parası”
Bir işsiz, bir stajyer, bir garson, bir iş kadını, bir yönetici adayı... Hepsi aynı oyunda buluşurlar: Ekmek Parası.
Ekmek Parası, Çağdaş Alman Tiyatrosunun önemli yazarlarından Gesine Danckwart'ın oynandığı birçok ülkede çok ses getirmiş, monologlardan oluşan çağdaş bir tiyatro denemesi. Kendi yaşamının hapsinde, neden olduğunu bilmeksizin günü kurtarmaya, ayakta kalmaya, kendini var etmeye çalışan isimsiz beş karakter her günü tek ve aynı bir gün gibi yaşamaya çalışırlarken içinde bulundukları kavganın amacı Ekmek Parası mı acaba?
"Dünyadaki bütün bu hırgür, bu keşmekeş neye hizmet ediyor? Para hırsıyla canımızı dişimize takmış zenginlik, iktidar ve mükemmellik peşinde koşup duruyoruz. Bu koşunun sonunda ne bekliyor bizi? Doğanın gereklerini mi yerine getirmeye uğraşıyoruz? En yoksul işçinin yevmiyesi bile doğanın gereklerini karşılamaya yeter. Öyleyse; daha iyi şartlarda yaşamak adını verdiğimiz o yüce amacın nasıl bir yararı var bize? " Adam Smith
Zihinleri susmayan, sessizce bağıran ve biricik, yapayalnız ve kalabalık beş kafa sesi... Oyun boyunca susmaksızın düşünen, tartışan, kavga eden kısaca günü geçiren, kurtaran ve kazanan beş şehirli...
Biz evde çakılıp kalanlar, hastaymış gibi yataktan çıkamayanlar, duvara bakakalanlar, neden ben diyenler kulübüyüz. Biz hepimiz yalnızız. Bu, biz bilmesek de, bizi birbirimize bağlıyor.
Yönetmenliğini Güray Dinçol’un üstlendiği, Ekmek Parası, kendimizi anlamaya soyunmuş performatif bir tiyatro denemesi.
PROGRAM
EKMEK PARASI
Tarih / Saat /Yer : 8 Mart 2012, Perşembe /20:30* Beyoğlu Terminal Sahnesi (İstiklal cad. no:112 kat:4 Galatasaray meydanı)
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...