Üstün Akmen: TÜSAK, Türkiye'de sanatın idam fermanıdır! (3/5/2014)
TÜSAK, Türkiye’de sanatın idam fermanıdır!
Tiyatro Eleştirmenler Birliği Başkanı Üstün Akmen’in ‘Koltuk Tozu’ adlı yeni kitabı raflarda yerini aldı. Türkiye Sanat Kurumu (TÜSAK) Yasa Tasarısı’nı eleştiren Üstün Akmen “TÜSAK, Türkiye’de sanatın idam fermanıdır” dedi
Tiyatro Eleştirmenler Birliği Başkanı Üstün Akmen ile son kitabı “Koltuk Tozu” bahanesiyle tiyatronun durumu, eleştiri kültürünün hangi noktada olduğu, TÜSAK’la neler değişeceği gibi konularda söyleştik. Akmen, söyleşimizde bu yıl sonunda TEB Başkanlığı ve Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri Jüri Başkanlığı’ndan ayrılmaya karar verdiğini de ilk kez açıkladı.
»‘Koltuk Tozu’ başlıklı kitabınızı sahne tozunu yutanlar dışında tiyatro izleyicilerine adamışsınız. Bu koltuk sevdası sizde nasıl başladı? Sahne tozunu yutan bir daha iflah olmaz derler. Bir de koltuk tozu var. Onu da, sahne sanatlarına tutkun izleyici yutuyor. “Koltuk Tozu”nu o tozları hep birlikte yutanlar için hazırladım. Bu koltuk sevdası bende ta çocukken başladı. Şimdi nasıl başladığını anlatmaya kalksam ikinci bir söyleşi konusu olur.
»Her yıl eleştirilerinizi kitapta topluyorsunuz. Türkiye’nin pek çok iline oyun görmeye gidiyorsunuz. Sizce bu çabanız yeteri kadar anlaşılıyor mu? Açık yüreklilikle itiraf etmeliyim ki hayır! Bu açıdan bakarsak bezginim. Bezgin olduğum için de kendimi yeni kararlar almaya zorluyorum. Örneğin, (ilk defa sana açıklıyorum) Sadri Alışık Jüri Başkanlığı’ndan ödül töreninden sonra çekilmeye, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanlığı’nı yılsonunda bırakmaya, son bir kez daha sezon kitabı çıkartıp kitap yayınına da veda etmeye kararlıyım. Eleştirmenliğe elbette devam edeceğim, ama kendimi böylesine paralamadan İstanbul’da, yurtiçi ve yurtdışında ayda beş-altı oyun görüp onları yazmaya, yani bir anlamda kendimi “butik eleştirmen(!)” yapmaya hazırlanıyorum. Ondan sonraki kitaplar sanırım öykü, deneme, anı, gezi yazısı falan olacak.
»Eleştiri kültürü ülkemizde ne derece yerleşmiş durumda? Çağdaş demokrasilerde şiddeti içermemek ve desteklememek kaydıyla her fikre yer var. Her fikri, her eseri herkes beğenmek durumunda değil ki! Beğenilmeyen fikir, eser elbette eleştirilebilir... Eleştiri sırf eleştiri olsun diye yapılmaz…
»Eleştiriye açık olduğumuzu düşünüyor musunuz? Farklı ve aykırı düşüncelere tahammül etmek demokrasinin erdemiyse ve bu ülkede demokrasi yoksa eleştiri kültürünün varlığını tartışmak elbette abesle iştigal olur.
»Bizde iki yazı yazan herkesin eleştirmen olması gibi bir durum var sanki? Bizde bir-iki yazı yazan kendini eleştirmen sanmakta… Tiyatro yorumcuları olarak eleştirmenler karşılıklı etkileşimler arasındaki bağlantıları kişisel bir yaklaşımla kurmaya çalışır... Bu da kültür, bilgi birikimi, deneyim, görgü, yazma yeteneği ve daha pek çok şey ister... Günümüzün yeni eleştirmenleri yapıtı elden geldiğince açık ve öznel bir biçimde tanımlayamıyor, çözümleyemiyor, değerlendiremiyor, yorumlarını somut örneklerle destekleyemiyorlar… Kişisel ilişkileri olan bir gösterim üzerine görüş bildirmekten kaçınmıyorlar…
»TÜSAK konusunda neler düşünüyorsunuz? Ne gibi değişimler olacak ve tiyatro bundan nasıl etkilenecek? TÜSAK Türkiye’de sanatın idam fermanıdır… TÜSAK taslağında, İngiltere’deki sanat kurumlarının yapısı ve işleyişi hakkındaki ayrıntılı raporunun özetinde: “İngiltere’de devletin sanatçısı yoktur”a varılması kahkaha attırıyor. Dediği dedik, öttürdüğü düdük olan Başbakanımız Efendimiz Ahmetoğlu Erdoğan Bey’imiz: “Dünyanın hiçbir ülkesinde devlet tiyatro işletmez” buyurmuştu da, işi bilenlerimiz Almanya-Avusturya-Fransa üçlüsünde geçerli olan “devlete bağlı sanat kurumları”nın işleyiş mekanizmasını Erdoğan Bey’imizin burnuna dayamıştı. Neyse! Yazdık, dedik ki: “Bre Cahiller, yahu etmeyin eylemeyin, sanat kurumlarının işletilmesi alanında ‘Kıta Avrupa’sı Modeli’nin tam aksine İngiliz Modeli’nde hükümet sanat kuruluşlarının patronajı ve işletilmesinde pay sahibi olmayıp, sadece ‘maddi destekçi rolünü üstlenir”. Şimdi, Arts Council of England (ACE)”nin İngiltere’nin önemli sanat profesyonellerinin oluşturduğu 17 kişilik bir “Ulusal Konsey”i var ki bu da kurulması beklenen “Türkiye Sanat Kurulu”nun esin kaynağı. Yasa taslağında harcama yönteminin de Başbakan tarafından belirleneceğini okuyunca, daha ne olsun ki! TÜSAK’ın yasalaşması artan, yoğunlaşan başlıbaşına bir baskıdır...
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...