Şermola Performans 20-21 Haziran 2014 Programı (6/16/2014)
ŞERMOLA PERFROMANS'TA 20-21 HAZİRAN OYUNLAR
20 Haziran Cuma 20:30'da Hiç Öykü/Farabi Sahne
tek perde / 50 dk
'Hiç Öykü' ‘bir takvime bakarak bile delirebilir’ olan günümüz insan’ını bize yakından gösteriyor. “Toplumsal cinsiyet hâllerini, diğer hâllerle birlikte” düşünen oyun, hem deneyselliği hem de cesaretiyle heyecan uyandırıcı bir iş. Üç oyun “kişisi” var sahnede. Biri kadınlık meseleleri, diğeri eşcinsellik, üçüncüsü ise daha sahnenin şimdisi diyebileceğimiz bir yerden konuşuyor seyirciyle. Biraz indirgemeci bir tanımlama yaparsak bir “söz performansı” "hiç öykü". Minimal tercihlerle, arada bir bedeni de sürece dâhil ederek, yalın ve etkileyici bir oyun . Özellikle klasik oyunlardan sıkılmış seyircinin bu sezon kesinlikle kaçırmaması gereken oyunlardan biri "hiç öykü.
ya da bunlar da dahil edilebilir:
Bir ‘Söz ve Ses Performansı’ ‘Hiç Öykü’. Minimal tercihlerle arada bir de bedenin dahil edildiği bir oyun. Seyircilerin kolayca içine girebileceği oyunlardan değil; biraz rahatsızlık hissedecek koltuğundaki seyirci. ‘Boğazınızda kalmalı’ diyor oyun kişilerinden biri. Önümüz Gezi Direnişi yıldönümü, evet; yutkunmak böyle zamanlarda zor.
Ece Temelkuran ve Süreyya Karacabey’in metinlerinden montaj ve uyarlayan : Eylül Kuzgunbay
Yönetmen : Eylül Kuzgunbay
Oyuncular : Adem Mülâzim Beste Tunçay Begüm Akova
21 Haziran Cumartesi 20:30'da Kahvaltı Da Bitti/Farabi Sahne
tek perde/50 dk
Peter Turrini'nin "Nihayet Bitti" ve Eugene O'Neill' ın "Kahvaltıdan Önce" oyunlarından yola çıkılarak varılan bir yer, "Kahvaltı da Bitti". Oyun; kişinin hayatta kalma mücadelesini iki 'Oyun Kişisi'yle, konvansiyonel anlatım biçimlerini performatif olanla iç içe geçirerek anlatıyor. Parçalanmış yaşamlarındaki 'Oyun Kişileri', aynadaki suretin, insan'ın kendi gerçekliğiyle ne kadar örtüştüğünü; beden kullanımındaki 'parçalılık'la da gösteriyor. Aynası'ndaki parçalılıkla karşılaşan 'Oyuncu'; kendi 'bütünselliğine' ulaşamıyor. 'Oyun kişileri'nin ani, kesintili veşaşılası beden kullanımlarına müzik ve dans da eklemleniyor, 'parçalılık' büyüyor.
Umudun yittiği zamanlarda, insanın kendi bütünlüğünü sağlaması nasıl mümkün olur? Kendi imgesini, dış dünya gerçekliğinde gören 'insan'; olmak istediğiyle olduğu, bulunmak istediğiyle bulunduğu yer aynıolmadığında; 'ayna' kimin gereceğini gösterir? Sahiden, oyun bittiğinde, aynaya bakılabilir mi? Ölüm, insanın hep vaz geçemediği bir seçenek mi?
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...