Semiha Berksoy Opera Vakfı Opera Ödülleri Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Sahiplerini Buldu (2014) (6/23/2014)
Dilerdim ki; şöyle şanına, adına yakışır bir törenle diyebileyim, ama namümkün..
Tamamen dışarıdan bir gözle bana eşlik eden misafirim, ben ve benim gibi düşündüğünü duyduğum bir çok kişinin ortak fikrini; naçizane düşüncem olarak paylaşıyorum.
Elbette; gecede bulunan Sayın Üstün AKMEN ve emrivaki yapılarak ödüllerden birini vermesi istenilen Sayın Hıncal ULUÇ değerli yorumlarını bildireceklerdir.
Ama ben yine de değinmeden edemeyeceğim; oldukça kötü bir organizasyondu.
Bir söz vardır, çok saygı duyarak kullandığım; dünyayı değiştirmek için önce insanı değiştirmek gerek, diye.. Çok doğru bir söz cidden..
Siz; yaptığınız sanata, yıllarınıza, emeklerinize, ailenize, yarattığınız her şeye saygı görmek istiyorsanız, önce bunu siz kendinize göstermelisiniz bence..
Önce kendinize, saygı duymazsanız, başkasından bunu ısrar ve inatla bekleme hakkınızı da kaybedersiniz.
Günümüzde kimse sanata ve sanatçıya sahip çıkmıyor diyip kendi yaptığımız işe saygımız yokken; 'biz ne yapıyoruz?' diye düşünmeden edemedim dün akşam..
Yanımda; daha önce böyle bir organizasyona katılmamış ama Opera Ödülleri Gecesi'ne saygıdan şıkır şıkır giyinen bayan davetlimin yüzüne uzunca bir müddet bakamadım. Sonra ben de dayanamayıp siteme başladım elbette..
İnanılmaz az kişi katılmıştı ki; bunu davetiye göndermedeki amatörlüğe bağlıyorum. Herkesin birbirinin e-posta adresini gördüğü, isme özel olmayan, toplu bir maille davet edildik. Ben gayriciddi buldum bu davet edilme şeklini..
Ödül Töreni denilince insanların biraz kılık-kıyafetlerine özen gösterdikleri; en azından verdikleri ya da aldıkları ödüle/ödülün adına saygıdan buna dikkat ettikleri bir atmosfer hayal ediyorsunuz. Gördüğüm manzara karşısında yaşadığımsa, inanılmaz büyük bir hayal kırıklığı oldu. Gençler, organizasyon sahipleri ve biz birkaç kişi dışında; ödül verenlerin dahi kılıkları, günlük kıyafetten hallice idi.
Sahnenin üstü bir yığın uçuşan pislikle doluydu. Bir kilim bile serilse ne kadar gözü okşayan bir görüntü olabileceğini bilmek için Sahne Sanatları okumaya gerek bile yok.
Sunum yapan arkadaşın sürekli dilinin sürçmesi, ödüllerin önünde bulunan iki hostes arkadaşın elini ayağını nereye koyacağını, nerde duracağını bilememesi, ödül alış verişlerinde illa kürsüye gitmeleri yerine bir el mikrofonu ile destek olmayı düşünememeleri.. bunlar heyecana bağlanılabilecek küçük kusurlardı elbette..
Ama, hem davet şekli, hem oturma düzeni ve sahne üstü görselliği, diğer taraftan da insanların gayet özensiz kılık kıyafetlerini görünce, ben; neden bazı şeyleri haketmiyormuşuz gibi itibar gördüğümüzün cevabını gayet net bir şekilde almış oldum maalesef..
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...