Özge Borak merak edilen tüm soruları içtenlikle cevapladı...
Özge Borak hakkında bilinmeyenleri, gelecek projelerini ve evliliği ilgili her şeyi Seninle Dergisi’ne konuştu... Bir müzikalde rol almak isteyen Borak, eşi Ata Demirer ile birlikteyken çok güldüklerini söyledi.
Tam vaktinde geliyor çekim yerine... Yanında menajeri ve pr danışmanı da var. Gülümseyerek 'günaydın' diyor. Ekipteki herkese tek tek 'günaydın'... Saç ve makyaj yapılmadan çay-kahve içiyoruz. Kahvaltısı bir bardak çay ve kepekli tosttan ibaret. Ekran bu, herkesi olduğundan iri gösteriyor. Oysa Özge Borak, 36 beden. İncecik. Zayıfladığı doğru ama bunu artık zayıflayayım diye yapmıyor. Düzenli ve sağlıklı beslenme onun yaşam biçimi olmuş. Çok sakin, sessiz ve tebessümle gülüyor. 'Güldür Güldür Show'daki kahkaha atan ve attıran Özge’den biraz daha sakin. Şimdilerde program tatile girdiğinden yorgunluk çıkıyor diye düşünüyor ve sohbete burdan başlıyoruz. Tiyatro yapma zamanı
'Her şey çok güzel gidiyor. 'Güldür Güldür Show'a devam. Şimdi tatile giriyor ama devam edecek' diyor. Bu arada boş durmayacağının da müjdesini veriyor. 'Sinema filmi projesi olacak. Şu anda benim için en büyük eksik tiyatro' diyor hüzünlenerek. Geçtiğimiz yıl İstanbul Şehir Tiyatrosu’ndan ayrıldığından beri oyun oynamadığını biraz sesi buruk söylüyor.
'Tiyatro aşkım 8 yaşında başladı. O zamandan beri birçok oyunda oynamış biri olarak bu ufak ara bana biraz uzun geldi. Artık bir oyun zamanı geldi. Resmen oyun oynamam gerek diye içim kıpır kıpır' derken heyecanlanıyor.
Malum eşini hepimiz tanıyoruz, seviyoruz, kahkahaya boğuluyoruz. Ata Demirer ne kadar göz önündeyse Özge Borak da o kadar tersi görünüyor. Nasıl dengeliyorlar bu durumu, kavga gürültüye sebep olmuyor mu?
Gülüyor Borak. 'İkimiz de beraberken veya ayrı zamanlarda göz önünde olmak veya olmamak için ekstra bir çaba sarf etmiyoruz. Biz hayatımızı yaşıyoruz, birileri görüyor veya görmüyor' diyor.
Evde nasıl bir çift olduklarını elbette soruyorum. Biraz sabredin. İşteeee geliyor.
'Her şeyi, her zaman, hep bir arada yapmak doğru gelmiyor bana. 'Biz' olurken ayrı ayrı 'ben' olduğunu da unutmamalı insan. Ama bizim beraberken çok ama çok eğlendiğimizi söylemeliyim. Birlikte gülmek gibisi yok!' oluyor yanıtı.
'Çok iyi kadın komedyenler var'
Müzikle de ilgileniyor Özge... 'Soul, caz, Latin en sevdiklerimden ama çok geniş kapsamlı bir dinleyiciyim. Şarkı söylemeyi mesleğimle birleştirmek daha olası. Mesela müzikal olsa şahane olur' diyor.
Komedyen kadın sayısı Türkiye’de erkeğe göre daha az. Bunun biraz da önyargıdan kaynaklandığını düşünüyorum dememle başlıyor anlatmaya Özge... 'Evet haklısınız. Dediğiniz gibi bence de bu bir önyargı. Çok komik kadın oyuncularımız var bizim. Ama çoğu konuda önyargılı bir toplumuz sanırım. Çünkü çok konuşuyoruz ama dinlemeyi pek bilmiyoruz. Halbuki dinlesek, önyargılardan da kurtulacağız. Böylece en az erkekler kadar komik kadınların da olduğunu görebileceğiz' diyor.
Doğanın kendi kanunları var
Seyahat etmeyi, yüzmeyi, sörf yapmayı seviyor, profesyonel dalgıç. Sudan ayrı kalamıyor Özge..
Ben çocukluğumdan beri sporu izlemeyi de yapmayı da severim. Özellikle su sporları. Teknoloji, bilgisayar, elektrik vs hiçbir şey yok sadece doğanın kanunları var. Bence bu büyük bir özgürlük. Sörf yapmak da öyle. Suya daldığımda ise başka bir dünya. Çok büyük saygı duymak gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta orada misafiriz. Başka canlıların evini ziyaret ediyoruz. Bambaşka bir duygu. Genellikle Kaş’ta dalıyorum ama en son yurt dışında büyük beyaz köpekbalığını görmek için kafes dalışı yaptım. Muazzam bir deneyimdi.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...