Şehir Tiyatrosu Sanatçıları’nın bildirisi:
İstanbul: Susuyoruz, lütfen dinle!
İstanbul Şehir Tiyatrosu, İstanbul Şehremaneti’nden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne evrilen tarih kesitinin en önemli kültürel varlığıdır.
1870 imtiyazı ile inşa edilen, 1970 yılında yanan ya da yakılan Tepebaşı Tiyatrosu’nun yadigarı saydığımız tek tiyatro binası, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Şehir Tiyatrosu tarihinin yaşayan simgesi, tiyatromuzun kalbidir.
Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, kentin merkezinde yer alan “çok amaçlı virüs”ten sakınabildiğimiz tek tiyatro binamızdır. Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, bütünlüğü bozulmadan korunmalıdır. Zinhar yıkılmamalı, başka işlevlere iliştirilmemelidir.
İstanbul Şehir Tiyatrosu, 93 yıla uzanan nitelikli sanat serüvenini, “özerk” bir tiyatro kurumu olarak ve dünyadaki benzerleri gibi yasal güvenceye kavuşarak sürdürmelidir. Türkiye tiyatro tarihinin büyük belleğini oluşturan Şehir Tiyatrosu’nun, dünya sahnesinde söz sahibi olmasının yolu, özerk statü ile teminat altına alınmış sanatsal yaratım süreçlerinin önünü açmaktan geçecektir.
2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olmaya hazırlanan/hazırlanması gereken İstanbul kentinin, tiyatro binası sayısına ilişkin üzücü yoksulluğu, kader değildir. Şehir Tiyatrosu, kent merkezinde, tarihine ve statüsüne yaraşır bir tiyatro binası kompleksine bir an önce kavuşturulmalı, bununla yetinilmemeli, İstanbul kenti, tiyatro, opera binaları, konser salonları ile donatılmalıdır.
Kentin ve kentlinin yoksullaştırılmış belleğine ve 93 yıla uzanan tarihinde 49 ayrı tiyatro binasında oyunlar oynamış, bu binaların çok büyük bölümünü sanat dışı işlevler uğruna yitirmiş Şehir Tiyatrosu’na yeni bir darbe vurulmamalıdır. Kentimizi tiyatronun büyülü ışığı ile aydınlatmak için birlikte atacağımız her adım, geleceğimizi inşa edecek. Tarihin bu çok keskin kavşağında, hep birlikte olmanın gücünü ve değerini biliyoruz.
Lütfen dinle İstanbul, bugün susuyoruz.
İstanbul Şehir Tiyatrolular