2001 yilinda Yesim Özsoy Gülan tarafindan kurulmus olan ve sahnede yeni metin, sahne teknolojileri ve disiplinlerarasilik gibi konulara odaklanan yenilikçi tiyatro Ve Diger Seyler Toplulugu, yeni oyunlari SON DÜNYA ile 11 Mayis - 6 Haziran 2006 tarihleri arasinda gerçeklesecek olan 15. Uluslararasi Istanbul Tiyatro Tiyatro Festivali / 4. Uluslararasi Tiyatro Olimpiyatlari kapsaminda seyirciyle bulusacak.

Bugüne kadar yurt içi ve yurt disinda basta Simdi-Now Festivali (Berlin Hebbel Tiyatrosu, 2004), 14. Uluslararasi Istanbul Tiyatro Festivali (2004), Avrupa'dan Yeni Oyunlar Tiyatro Bienali (Wiesbaden, 2004), Türk-Alman Tiyatro Festivali (Köln, 2005), Kunstenfestival (Anvers, 2006) olmak üzere uluslararasi birçok festival ve etkinlikte sahne alan toplulugun baslica oyunlari arasinda Ev-Kakofonik Bir Oyun, Playback ve Yesim Özsoy Gülan'a 2006 Afife Jale Cevat Fehmi Baskut Özel Ödülü'nü (En Basarili Yazar) kazandiran Aksak Istanbul Hikayeleri gibi oyunlar yer almakta.

Prömiyeri 2-3 Haziran tarihlerinde Atatürk Kültür Merkezi Aziz Nesin Sahnesi'nde gerçeklesecek olan SON DÜNYAnin konusu söyle:Avrupa'nin sinirinda bir yerlerde bir uçak düser. Nuh 71/ 71 sefer numarali bu uçakta bulunan üç kisi, Kadin (Perihan Kurtoglu), Adam (Ulgar Manzakoglu) ve Üçüncü Sahis (Deniz Özmen) düsüs aninda kendilerini tanimlayamadiklari bir yerde bulurlar. Bir süre bulunduklari bu tanimsiz mekani anlamaya çabalarlar. Ölmüsler midir? Zaman durmus mudur? Dünyanin sonu mu gelmistir? Nerededirler?

T. S. Eliot'in Çorak Ülke (Wasteland) adli siirinden güç alan bir yapiya sahip olan oyun metni, dogu ve bati edebiyatindan pek çok metne referans verir ve içinde barindirir. Metnin referanslarindan da yola çikarak Son Dünya'da düsmekte olan karakterler dogu/bati denklemleri ve onu bozan "ne o ne öteki" formüllerini sorgularken ayni zamanda kadin/erkek iliskileri üzerine bir yorum da getirirler.

11 Eylül sonrasinda yasamakta oldugumuz medeniyetler çatismasi ve bu perspektifte aslinda "tarihin sonu"nun gelmedigini, savaslarin bitmedigini gördügümüz su zamanda, Nuh'un gemisiyle ayni adi paylasan uçagin düsüsü anlamlidir. Bu düsüs bir anlamda, öngörülen, yasanmakta olan ya da yasanacak olan bir çöküsünün habercisidir.

Son Dünya

Adam: Neredeyim diyorum. Baska kimse var mi?
Kadin: Ortak düsünceler. Beynimi biraz daha zorlarsam bir seylere, birilerine ulasabilirim belki.
Adam: Bir isaret olsa ya da su ya da bu dilde yazilmis bir tabela. Ne bileyim. Bilirdim. Bir seyleri bilmek iyi olurdu.
Üçüncü Sahis: Bir yerlerde asili kalmis olmaliyim. Yerle gök. Gerçekle hayal… Arasinda… Uçakta. Düsüyorduk. Ve sonra iste buradayim.

Oyun Üzerine Notlar

Son Dünya bütünüyle seyircinin algisina teslim ettigi anlatisinda, farkli kurgu çesitlemelerini barindirir. Yesim Özsoy Gülan'in bütün oyunlarinda (Ev-Kakofonik bir Oyun, Aksak Istanbul Hikayeleri, Sene 2084, Playback) oldugu gibi, kurmaca ve gerçeklik iliskisinin birbirinin içinde örüldügü Son Dünya, kurgunun gerçekligi ile anlatilanin gerçekliginin yan yana getirildigi bir oyundur.
Evren Erbatur
Sene 2006. Kuslara öykünerek sinirlarini asan insanoglunun tufani göklerde yasanabilmektedir. 11 Eylül olayi sanirim bunun en güzel örnegidir. Uçak, insan beyninin gelisim seviyesinin bir göstergesi olarak alinmistir metinde. Ve ironik bir anlam üretmekten ziyade kesinlikle bir gerçeklik tasiyarak (atom bombasina benzer sekilde) bu uçak düsmektedir: Insan beyni, insan ilerlemesi düsmektedir. "Son Dünya" Adam'in repligindeki gibi "çöken sistemi ve çökmeyip de çöken sistemi algilayin beyni(m)izin..." bir disavurumudur diyebiliriz. Oyun, sonsuz olan evrende, insanin üretebileceklerinin sinirina varmasi ve ürettiklerinin niteligi açisindan sonlu olan yasamini bir an daha uzatamamasini anlatir: Uçak düser.
Pinar Yilmaz