“Yeni Dogu" etkinlikleri çerçevesinde Feridun Zaimoglu ve Sibel Arslan Yesilay danismanliginda gerçeklestirilen “Türk-Alman Oyun Yazarlari Atölyesi” nin ürünleri okuma tiyatrosu olarak izleyici karsisina çikacak. Üç genç Alman ve Türk oyun yazarinin proje kapsaminda yazdigi oyunlar 29 Nisan saat 19.00’da Düsseldorf'taki Forum Freies Theater (FFT) sahnesinde yazarlarin da katilimiyla okunup tartisilacak. Atölye çalismalarina seçilen Carsten Brandau, Cengiz Bayazit ve Müserref Öztürk “Genç Yazarlarin Uzun Gecesi” adi altinda düzenlenen programda oyun yazma süreçlerini anlatacaklar. Almanya’nin yenilikçi çalismalariyla taninan tiyatrosu Forum Freies Theater’ tarafindan düzenlenen atölye çalismasinin ana hatlarinin yazar Feridun Zaimoglu ile dramaturg-çevirmen Sibel Arslan Yesilay tarafindan sunumunun ardindan, DramaKöln’den Malte Jelden ile Oliver Krietsch-Matzura’nin düzenlemesiyle, 3 genç yazarin oyunlari sicagi sicagina sahneye çikarilacak.
Forum Freies Theater (FFT) “Yeni Dogu” proje dizisi çerçevesinde Türk-Alman Yazarlar Atölyesi düzenliyor.
Genç oyun yazarlarinin Türkiye ile Almanya arasindaki iliskileri, iki ülke halkinin perspektifinden diyalog imkanlarini ve ‘sinirlar’i irdeleyen oyun metinleri olusturmalarini hedefleyen uluslararasi Türk-Alman Yazarlar Atölyesi çalismalarina 2005 sonbaharinda baslamisti. Atölye çalismalari, Türban krizi, Islam, terörizm, Türkiye'nin AB'ne giris süreci gibi ana hatlar altinda; Avrupa'da güncelligini koruyan, Türkiye'nin ve sorunlarinin tiyatro baglaminda tartisilmasini hedeflerken, Almanya'daki farkli kültürlerin birbirlerini anlamasi için bir adim atma düsüncesi kadar, çagdas tiyatroya da yeni temalar ekleme amacini güdüyordu.
Okuma tiyatrosu olarak sunulacak oyun metinleri
Carsten Brandau – “WIR SIND NICHT DAS ENDE”
Yine sabah olur. Mutfak masasindaki kadin nihayet düsüncelerinden siyrilir ve günlük hayati için güç toplar. Tekrar gece çökene kadar. Gece olunca her sey yeniden baslar, yine çesitli erkekler kapiyi açilip içeri girer, sorular sorar, öyküler anlatirlar, yalan söylerler. Belki Ziad da gelir, büyük aski terörist pilot Ziad. Ve kadin onu taniyamaz. “Wir sind nicht das Ende” Ziad Jarrah ile evli bir kadinin yasamindan bir geceyi anlatiyor Aisha’nin hayatinda sürekli geri dönen gecelerden birini.
Cengiz Bayazit – “CAFE TALAS”
"Cafe Talas" Maximilian’in öyküsüdür. O yasadisi yollarda dolasan bir vahsidir. Yasam ona hiç de adil davranmadigi halde, kaderini yendigine inanir, çünkü diledigi her sey elinin altindadir: kendini yakin hissettigi dostlari , ününü ve zenginligini borçlu oldugu uyusturucu satislari ve siddet olaylari. Günün birinde Maximilan nefes kesici bir ikilemle karsi karsiya gelir: bir yanda basit bir kiza besledigi tutkulu ask, hatta onun ugruna degisme istegi, öte yanda mafyaya karsi verdigi ölüm kalim mücadelesi. Her seyin belirlenecegi o aksam Maximilian Cafe Talas’ta oturur ve yasaminin muhasebesini yapar. Ilkel bir yabani olmaktan kurtulup bilinçli yasayan bir insan olmaya geçisin esigindedir.
Müserref Öztürk –GÖÇMEN DÜGÜNÜ
Oyun, Istanbul’da siradan bir salonda gerçeklesen dügünün grotesk komedisidir. Bir yanda iç göçle Istanbul’a gelmis bir ailenin kizi Saadet; diger yanda dis göçle Almanya’ya yerlesmis ailenin oglu Murat… Birbirlerini internetten bulan bu iki genç araciligiyla, Dogu’da batili gibi yasamaya çalisanlarla, Bati’da inatla Dogu’lu kimligini korumak için mücadele edenler karsi karsiya getirilmektedir. Doguyla bati, geleneksel ile çagdas olan, Istanbul’da yasamakla Almanya’da yasamak arasindaki çeliskiler ele alinmis, dügünün Istanbul’da geçmesiyle ne dogu ne bati, hem dogu hem bati olan bir cografyada ortalama yasama mahkum edilen insanlar konu edilmistir. Istanbul, küresel dünya bireylerinin aynilasmasini en iyi anlatan mekan olarak simgelesirken; dügünün travesti sarkicisiyla, ana tema olan deger yitimi yaninda, çok kimliklilik, kültürlerin birbirine geçisi, para hirsi, aitsizlik, bozulma ve yozlasma gibi yan temalar, oyunun temelini olusturmaktadir.