Son 'Kabadayı' mafyaya karşı racon kesiyor (7/27/2007)
Son 'Kabadayı' mafyaya karşı racon kesiyor Sezonun en merak edilen filminin setindeyiz. Kolay değil; senaryo Yavuz Turgul, yönetmen Ömer Vargı, başrol Şener Şen.
Kasımpaşa'daki çekimler sürerken yapımcı Mine Vargı karşılıyor bizi, hemen çaylar ikram ediliyor. İlk yudumları alınca öğreniyoruz ki bu ikramlar sadece bize değilmiş. Molada olan Kemal İnce çok memnun; "Böyle bir filmde çalışmadım ben." diyor: "Her sabah tekmil kahvaltımız hazır. Her şey yerli yerinde, çok muntazam."
Biz dışarıda sohbet ederken aslen spor merkezi olan binada hummalı bir çalışma var. Ne kadar ağır bir iş olduğunu Ömer Vargı'nın çağırmasıyla içeri girince anlıyoruz. Dumanaltı olmuş küçücük bir oda, yeşil örtülü masalarda kumar oynayan bir sürü insan ve patron masasında Şener Şen. Sıcağa onlar kadar dayanıklı olmadığımız için fotoğrafları çeker çekmez çıkıyoruz. Sahile karşı muhabbet daha hoş. Bir yandan da 'Yalnızlar Rıhtımı'nın söz yazarı ve bestecisi Kemal İnce, kitaplarını imzalıyor. Röportaj vermeyi pek sevmeyen Şener Şen'in sohbetteki cömertliği de eklenince, her şey tamamlanıyor.
'Kabadayı', eski günleri geride bırakmış ve tabiri caizse 'durulmuş' bir kabadayının hikayesi. Yıllar sonra bir oğlu olduğunu ve başının mafyayla belaya girdiğini öğrenir. Eski dostlarını da toplayıp oğlu uğruna her şeyi yapmaya hazırlanır. Ömer Vargı, yakın dostu Yavuz Turgul, hikaye olarak anlattığında etkilendiğini söylemişti 'Kabadayı'dan. En çok etkileyense çok hareketli yapısına karşı dramatik gücü olmuş. Hareketlilik olaylarda olduğu kadar mekanlarda da var. Çekimlerin altıncı haftasında 36. mekanına gelmiş 'Kabadayı'. Vargı da hayret ediyor bu tempoya. En büyüğünden en gencine tüm oyuncuların her sabah 7 buçukta sette hazır olduğunu söylüyor ve, "İşleri kolaylaştıran da bu." diyor.
Film, her Turgul senaryosunda olduğu gibi değişimi ve değişimle gelen yozlaşmaya dair eleştirilerini dillendirecek gibi görünüyor. Bu defa kabadayılık ve mafya üzerinden. Ancak kabadayılık da şiddetle ilintilendiriliyor; hatta ilk düzenledikleri basın toplantısında da sorulmuştu bu. Biz de bizzat filmin ahiplerine soralım istedik. Kabadayıyı canlandıran Şen'e göre kabadayı, "Mahalleyi koruyan, söz verince tutan, belaya bulaşan; ama herkesin saygı duyduğu biri. Uyuşturucu satmakla işi olmaz belki; ama kumarhaneden de haracını alır." Yönetmen Ömer Vargı ise bunun bizim toplum yapımıza has olduğuna dikkat çekiyor. Nitekim filmin İngilizce adı için 'Kabadayı'ya karşılık gelecek bir kelime bulamamışlar. Vargı, "Kabadayının olumlu anlamı da var. İngilizcede bunu tam karşılayan bir kelime yok, daha çok haydut, gangster gibi anlamlara denk düşüyor." diye konuşuyor. Kabadayının karşısındaki mafya babası rolündeki Kenan İmirzalıoğlu da, "Yok ki artık kabadayı." diyor. Özellikle dizilerde tarif edilen kabadayı tanımına uygun tiplemelerde gördüğümüz oyuncu, ilk kez karşı tarafta yer alıyor. "Arada bir tuhaf geliyor; ama sonra toparlıyorum." diyerek gülüyor.
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...