Oyun gün ve saatleri:
24 Mayis Çarsamba 20.30 (indirimli)
25 Mayis Persembe 20.30
26 Mayis Cuma 20.30
27 Mayis C.tesi 20.30
28 Mayis Pazar 16.00
31 Mayis Çarsamba 20.30 (indirimli)
1 Haziran Persembe 20.30
2 Haziran Cuma 20.30
3 Haziran C.tesi 20.30

Tekere çomak sokmak!

“Biz burada dünyayi degistirmek için toplanmadik… mütevazi bir önerimiz var… yeni bir dünya yaratmak.”
comandante ramona
(otonom dergisi, 12.sayi)

Büyük bir yazarin mütevazi önerisi olarak Atinali Timon. Cömertlik mi, müsriflik mi; bencillik mi, özgecilikli mi; özgürlük yanliligi mi, sözde liberallik mi; devlet mi, insan mi; küfür mü, elestiri mi; dostluk mu, boyun egme mi; hinç mi, özgürlük çigligi mi. Bütün bu anilan kavram ya da duygularin bir kismi insanin esit, özgür yasamini isaret ediyorken diger kismi bir yanlis anlamayi dolayisiyla yanlis davranisi belirtiyor.

Atinali Timon da görecegimiz eylemler… davranislar. Hem bir insan tekinin hem de kurumlari yöneten insanlarin eylemleri, davranislari… Hangi amaçla donanirlarsa nasil sonuçlar elde ederler? Insanligin orta mali para yani mülk hangi kisiye hangi kuruma neler yaptirir? Insanlik onun pençesinde ne hallere girer?

Atinali Timon halden hale giren insan ve onun eylemlerinin ürünüdür. Paranin açtigi dostluk kapilari, kurdugu dostluk sofralari, insanin kurgusu olan birtakim yönetim kurumlarinin iktidar hesaplasmalari, sasaa, satafat, ikbal günlerinin ardindan ihanet, ikiyüzlülük, yikim Atinali Timon’un barindirdigi “insanlik durumlari”dir.

Atinali Timon’un tasvir ettigi “acikli güldürü” de (sagolasin Oguz Atay) sadece hazzin kucagina kendini birakip dünyayi unutan zihniyetin faaliyetini görmeyiz. Bir de gerçekler vardir: kafamizi çevirip bakmadigimiz, ilgilenmedigimiz. Biri bize bunu hatirlatir. O, gerçegin yalin temsilcisi olan felsefedir. Ve bugün gündelik algilarimizda yer buldugu haliyle söylersek “felsefe yaptigi” için yüzümüzü dönmedigimiz o sey bir hayalet gibi pesimizi birakmaz, kafasini sokar çomak niyetine yasantilarimiza.

Sonunda kendini yok etmek pahasina bile olsa, dönmek için ugrasan “tekerlek” ile kökün lezzetiyle gönlünü doldurup, özü hatirlatmanin keyfiyle tekere dalan çomak.

Teker… Çomak… Sokmak…