Çarşamba geceleri tüm Türkiye'yi ekrana bağlayan "Yaprak Dökümü" dizisinin öne çıkan ismi Bennu Yıldırımlar, "Fikret'e rahat yüzü yok, onu çok daha zor günler bekliyor. Kaynana Cevriye, Fikret'e hayatı zindan etmeye devam edecek. Ne de olsa kötülere bir şey olmaz" diyor.
Fikret’i zor günler bekliyor
"Yaprak Dökümü", çarşamba geceleri seyirciyi ekrana bağlıyor. Böylesine büyük bir başarıyı bekliyor muydunuz?
- Benim "Yaprak Dökümü" serüvenim tiyatroyla başladı. 400 küsür oyunda rol aldım ve her zaman bu ilgiyi gördüm. Halkımız bu öyküyü çok seviyor ve kendilerinde çok şey buluyor. Ben bu dizinin tutacağını biliyordum, yanılmadığım için çok mutluyum.
Eski bir tiyatro oyuncususunuz. Tiyatroda seyirciyle birebir oynadınız. Dizi çekimlerinde bu duyguyu yakalamak zor olmuyor mu?
- Bu bir deneyim meselesi. Ben 1990 yılında mezun oldum. Kamera serüvenim yeni başlamadı. Bu işe başladığımdan beri zamanımı hiç boşa harcamadım. Kamerayı ve o ortamın matematiğini çözdüğünüz zaman işiniz daha da kolaylaşıyor.
Aslında biz sizi ilk olarak "Süper Baba" dizisindeki vurdum duymaz Elif karakteriyle tanıdık. Şimdi ise Fikret karakterinde tam tersi bir psikolojiyi yansıtıyorsunuz. Hangi karakteri canlandırmak sizi daha mutlu ediyor?
- Ben rollerimi birbirinden ayıramam. Özellikle birbirine benzemeyen karakterleri canlandırmaktan mutluluk duyuyorum. Her karaktere kendimden bir şeyler katıyorum. Fikret bana çok yakın bir karakter değil tabii ki...
Peki, ileriki bölümlerde Fikret’i neler bekliyor?
- Fikret’e rahat yüzü yok, onu çok daha zor günler bekliyor.Kaynana Cevriye, Fikret’e hayatı zindan etmeye devam edecek. Ne de olsa kötülere bir şey olmaz.
Dışarı çıktığınız zaman nasıl tepkiler alıyorsunuz?
- Fikret karakteri olumlu bir karakter olduğu için insanlar beni seviyorlar. Tabii ki, evlenmeme karşılar ama romanı takip etmemiz gerekiyor.
Fikret karakterinin bundan sonra size gelecek teklifleri etkileyeceğini düşünüyor musunuz?
- Bunu zaman gösterir ama ben kendi açımdan zaten onun elemesini yapacağım. Aynı şekilde gitmek istemiyorum. Seçim sizin elinizdedir. Ömrünüz boyunca yapabileceğiniz şeyleri deneme şansınız var.
Gerçek anne kavramına uyduğumu düşünmüyorum
Bu yoğun temponun içinde ailenize yeteri kadar vakit ayırabiliyor musunuz?
- Gerçek anne kavramına uyduğumu düşünmüyorum. Çünkü sabahtan akşama kadar evde oturan veya belli saatler içinde çalışıp evine giden bir kadın değilim. Doğal olarak aile içindeki sistemimiz daha farklı gelişiyor.
Peki, Ada’nın "Anne seni çok özlüyorum" dediği zamanlar oluyor mu?
- Özlediğini direk söylediği de oluyor ama Ada duygularını daha çok içine atan bir çocuk.
Kalıcı yapımlarda oynamak isterim
1998 yılından beri sinemayla ilgili hiçbir projede yer almadınız. Şu sıralar gelen teklifler var mı?
- Evet, birçok proje için teklif alıyorum. Tabii illa bir sinema filmim olsun diye de her gelen teklifi kabul edemem. Akılda kalıcı projelerde yer almak istiyorum.
Bir projeyi seçerken öncelikle nelere dikkat edersiniz?
- Senaryonun ayaklarının yere basması benim için çok önemli. Ben insanlara güvenmeyi severim ama ne kadar güvenilir bir ortamdayız bilmiyorum. Onun için daha dikkatli olmalıyız.
Hayal ettiğim bir rol yok
İçinizde hep olan, canlandırmayı hayal ettiğiniz bir rol var mı?
- Öyle bir rol yok inanın. Ben ayakları yere basan, tüm boyutlarıyla insan olan karakterleri oynamayı isterim. Karakter demek insan demektir, bunu söylerken yan rol demek istemiyorum. Bizde karakter yan rol olarak algılanır.
Neden böyle bir ayrım yapılır sizce?
- Bilmem, bilgisizlikten herhalde...
HÜRRİYET