Özgür birey' olmak uğruna yalnızlaşan kent insanının sıkıntılarını anlatan, Serhat Nalbantoğlu'nun yönettiği "Tek Kişilik Şehir" adlı oyun 2 Ekim'de seyirciyle buluşacak.
Devlet Tiyatroları'nın metropol insanının yalnızlığını işleyen yeni oyunu ''Tek Kişilik Şehir'', 2 Ekim'de seyirciyle buluşacak.
Behiç Ak'ın kaleme aldığı, Serhat Nalbantoğlu'nun yönettiği oyun, Şinasi Sahnesi'nde basına tanıtıldı. Dekor ve kostüm tasarımını Işın Mumcu'nun gerçekleştirdiği eserin ışık düzeni Şükrü Kırımoğlu'nun imzasını taşıyor. Oyunda, Cüneyt Mete, Benian Dönmez ile Devrim Yakut rol alıyor.
Alışılmış sahne tekniklerinin de dışına çıkılan oyunun özellikle final sahnesi dikkatleri üzerinde topluyor. Yapıtın 3 oyuncusunun buluştuğu bu son sahnede birdenbire kağıtlar uçuşmaya başlıyor, gök gürlüyor ve bir nevi ''teknolojik kıyamet'' kopuyor.
Soğutma makinesi ile önce sahneye, sonra seyircinin üzerine su serpilirken, bir yandan da efekt ve dumanlar eşliğinde bu sahne destekleniyor. Ortaya Hollywood'un bilim-kurgu filmlerini aratmayan bir tablo çıkarken, tiyatro sahnelerinde çok sık rastlanmayan bir son yaşanıyor.
BİR ŞEHİRDE TEK KİŞİ
Yönetmen Serhat Nalbantoğlu, oyunu tanıtırken, Ağustos ayının sonundan beri hazırlıkların sürdüğünü söyledi. Devlet Tiyatroları'nda bir eser sahnelemesi için teklif getirildiğini ve kendisinin de 20 yapıt arasından bu oyunu seçtiğini anlatan Nalbantoğlu, yapıtın günümüz bireyinin en önemli problemini işlediğini belirtti.
Behiç Ak'ın bu eserini çok başarılı bulduğunu vurgulayan Nalbantoğlu, Batı'nın özgür insan, birey olma fikrinin giderek kabul gördüğünü ve bunun da bireylerde yalnızlık duygusunu ön plana çıkardığını ifade etti. Nalbantoğlu, ''Başta İstanbul olmak üzere, büyük şehirlerde özgür bireyler yaşıyor. Ama ne kadar mutlular acaba? Durum, gidilen yolun çok doğru olmadığını gösteriyor'' sözleriyle bireyin yaşadığı yalnızlaşmanın Türkiye'deki boyutu konusundaki görüşlerini aktardı.
Eserin genelde herkesin en üst katından atlayarak intihar ettiği bir gökdelenin en alt katındaki restoranda geçtiğini ve restoranda insanların son yemeklerini yediklerini anlatan yönetmen Nalbantoğlu, bu mekanda internette tanışan iki insanın buluştuklarını söyledi. Teknolojiyle iç içe olan oyunun kahramanının giderek kendi içinde yalnızlaştığını belirten Nalbantoğlu, ''Yazar, tüm bu konuların altını kalın çizgilerle anlatıyor'' dedi.
Nalbantoğlu, bir soru üzerine, Devlet Tiyatroları'ndan 3 yıl önce emekli olduğunu, yıllarca emek verdiği kurumdan gelen teklifi değerlendirerek bu eser için yönetmenlik yapmayı kabul ettiğini kaydetti. Kendine ait tiyatroda çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Nalbantoğlu, ''Şimdi çok mutluyum. Genel müdür rica etti, ben de kabul ettim. Bu kurumun içinde olmak istemedim, özgür olmayı tercih ettim. Ancak, burası benim 30 yıl hizmet ettiğim bir kurum. Zaman zaman katkı vermem gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, o katkıyı vermezsek tiyatrosuz kalabiliriz'' diye konuştu.