“Hepimiz bir mucize bekliyoruz. Gerçekleşmesiyle birlikte kendini mucize kılan küçük mutluluklar belki de… Sevişmek de bir mucizedir ve mucizeler ancak hak edenler için vardır.”
Soner Olgun’un yazdığı, Murat Karasu’nun yönettiği LETAFET, aşk üzerinden aslında hayatı sorgulayarak ilişkilere ayna tutuyor. Bunu yaparken de kendine iki erkek seçiyor; biri hayatta her şeyi yaşadıktan sonra oyundan geri çekilen “Derviş”, diğeri ise yüzeysel ilişkiler içinde masumiyetini ve heyecanını kaybetmiş “Tiki”. Oyunun sonuna kadar gerçek mi hayal mi olduğunu anlayamadığımız bir kadının, “Letafet”in etrafında dönen hikâye, tüketime ayarlı toplumda her şey gibi aşkın da ne kadar acımasızca yok edildiğinin trajikomik bir anlatısı.
Hüseyin Avni Danyal ve Zerrin Ongan tarafından bu yıl kurulan Tiyatro Cef’in ilk oyunu Letafet, kadın ağırlıklı bir bakış açısıyla aşkı ve hayatı sorguluyor. Soner Olgun’un hem yazıp hem de müziklerini yaptığı Letafet’in yönetmen koltuğunda Murat Karasu var. Oyunda rolleri Hüseyin Avni Danyal, Zeynep Gülmez, Mert Yavuzcan ve Galip Erdal paylaşıyorlar. Letafet, tüketim toplumunun hazıra alışan ve her şeyi olduğu gibi aşkı da çaba sarf ederek, hak ederek elde etmek yerine bir anda elde etmeyi kendine yol seçmiş modeli Tiki (Mert Yavuzcan) ile “ne kadar kazanırsan kazan, bütün kazandıkların kaybettiklerin kadardır” diyen Derviş’in (Hüseyin Avni Danyal) bir sabah vakti karşılaşmalarıyla başlıyor. Letafet, günümüzde her şeyin, özellikle de sevginin ve ilişkilerin ne kadar acımasızca yok edildiğinin trajikomik bir hikâyesi aslında.
LETAFET
YAZAN : Soner Olgun
YÖNETEN: Murat Karasu
KOREOGRAFİ: Cihan Yöntem
DEKOR-KOSTÜM: Ayşe Zuhal Soy
IŞIK-TASARIM: Yakup Çartık
MÜZİK: Soner Olgun
DERVİŞ: Hüseyin Avni Danyal
LETAFET: Zeynep Gülmez
TİKİ: Mert Yavuzcan
KOMİSER: Galip Erdal
OYUN PROGRAMI:
29 Kasım: Caddebostan Kültür Merkezi
14–26 Aralık: Caddebostan Kültür Merkezi
17 Aralık: Konya Akşehir Belediye Kültür Merkezi
TİYATRO CEF HAKKINDA:
Tiyatro CEF’in kurucularından Hüseyin Avni Danyal oluşumlarını şöyle anlatıyor: “Eğer kültür ve sanatı “paralı” olduğumuz günlerin “lüks tüketimi” sayarsak, gün gelir paramız olsa bile, ne kültür kalır geriye ne de şu anda değerinin bilincine varamadığımız sanat insanları. Sanat ve kültür adına “yıkılan”ın yeniden kurulmasının çok zor olmasından, sanatçı ve sanat yoksunluğunun acısını da en çok gelecekte bizim ülkemiz çocuklarının çekeceği noktasından hareket ederek, düzenli tiyatro yapımlarının tüm zor koşullara karşın yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Ülkemizde güzelliklerin de üretildiğinin bir kez daha bilincine varmak için, bozuk moralimizi düzeltmek için, koşullarımız ne olursa olsun TİYATRO yapmalıyız. Bizim Tiyatro CEF olarak, tiyatro yapmak için inancımız, enerjimiz ve iştahımız var.” Tiyatro CEF iyi seyirler diler!