Son günlerde sinema ve TV dizisi çalışanları ayakta…
Sorun, yıllardır birikmiş ve artık tam bir kördüğüm olmuş TV dizilerindeki çalışma koşulları ve dizi bölümlerinin uzunluğu…
Temel Sorun… Ülkemizdeki medya kuruluşları, başka hiçbir ülkede olmayan bir uygulamayla, başka alanlara yatırım yapabilmekte, bu yüzden reklamlardan gelen kazançlarını diğer yatırım alanlarına kaydırabilmektedir.
TV kanalları TV dizilerinin arasına daha çok reklam almak ve daha çok kazanmak amacıyla mevcut yasal boşluklardan yararlanmaktadır. TV dizilerinin bölüm süreleri, mevcut yasal boşluklar çerçevesinde (30+20+20+20+… dakika) giderek uzatılmış, 90/ 110 dakikaya dayanmış durumdadır. Mevcut uygulama, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek yasal ihlaller ve çalışma koşullarını biriktirerek utanç verici bir kördüğüm haline gelmiş durumdadır. Bu kördüğümün çözümü, devletimizin, 2007 yılında altına imza attığı ama bir türlü uygulamaya sokulamayan (60 dakikada 12 dakika reklam) AB normudur.
Herkesin bildiği gibi, ülkemizde günlük yasal çalışma süresi 8 saat, çalışanlar kabul ettiği sürece günlük mesai saati de en çok 3 saattir. Oysa bugün ülkemizde, özellikle TV dizilerinde çalışma saatleri 18-20 saate dayanmış durumdadır. Bugün Türkiye’de sigorta ve sosyal güvencesiz çalışmanın en yüksek olduğu çalışma ortamı sinema/tv sektörüdür. (Ağır çalışma koşulları yüzünden son 3 yılda 5 kişi ölmüş, sayısız kaza meydana gelmiştir)
Bu yüzden, - T.C. Cumhurbaşkanlığı makamını ilgili kurumları gözetlemeye, - T.C. Başbakanlık makamını gerekli yasaların hazırlanması, yasal boşluklar yüzünden ortaya çıkan aksaklıkların çalışanlar lehine kontrolüne, - T.C. Anayasa Mahkemesi’ni, ülkemizde diğer bütün kültür-sanat alanlarında uygulandığı halde, yasal boşluklar yüzünden sinema ve TV sektöründe bir türlü uygulanamayan yasal hakların devrinin Anayasa’nın eşitlik haklarına aykırılığını ortadan kaldırmaya, - RTÜK Başkanı ve Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanlığı’nı, yetkilerini yayıncı kanallar ve seyirci arasındaki ilişkiler sorunsalından çıkarak, üreticiler lehine harekete geçirmeye,
davet ediyoruz. Kördüğüm haline gelmiş sorunların çözümüne yönelik olarak;
T.C. Kültür ve Turizm Bakanı ve ilgili bürokratları, - Özel bir Sinema Yasası ve yeni bir FSEK hazırlanması için, sektöre sorunların çözümünü öngöremeyen yasa taslakları dayatmak yerine, sektörün sivil toplum kurumlarıyla birlikte yasa taslakları hazırlamaya, - Çıkarılacak iki yasa çerçevesinde, yürütmenin sektör kurumları, mali kontrolün devlet tarafından yapıldığı, bir sinema ve telif kurumunun kurulması için sektörün sivil toplum kurumlarıyla birlikte çalışmaya, - Çıkarılacak yasalarda, tıpkı batı ülkelerinde olduğu gibi, yerli sinema filmlerimizin, yabancı film ve dizilere karşı korunmasına, - Destekleme Yasası’ndan yararlanarak çekilen filmlerde (filmlerin jeneriklerinin kontrol edilerek) sigorta, güvenlik ve çalışma saatleri ve telif haklarına uyulup uyulmadığının kontrolüne, - Manevi haklarını devrettikleri için, yurt dışına satılan ve kesilip biçilerek kısaltılan TV dizilerimiz için temel telif hakkı sahibi sanatçılarımızın manevi haklarının takip etmeye,
T.C. Çalışma ve Sosyal Bakanı, Teftiş Kurulu Başkanı ve müfettişleri; - Sinema/TV sektöründe artık alenileşmiş bu sorunu (Sigortasız, sosyal güvencesiz, güvenliksiz ve zorunlu olarak 2 mislini de aşan çalışma koşullarını) ihbar beklemeden denetlemeye, - Çocuk oyuncuların uygun olmayan koşullar ve uzun saatler boyunca setlerde çalıştırılmasının önlenmesine,
T.C. Maliye Bakanı, ilgili Kurul Başkanlıkları, Müsteşar ve Yardımcıları ve ilgili Genel Müdürlükleri; - Özellikle TV dizileri ve sinema sektöründe alenileşen sorunları dikkate alarak, yasa dışı uygulamalar ve vergi tahsil boşluklarını araştırmaya ve bu alan için yeni bir gelir politikası düzenlemesi için bir kurul kurulmasına, - Özellikle bu sektördeki yaratıcılar manevi haklarını devretmek zorunda kaldıkları için, sinema filmleri ve TV dizilerindeki telif hakları yüzünden görülmeyen vergi tahsil boşluğunu görmeye, - Sinema/TV setlerinde çalışan sigortalı işçilerin primleri, 40-50 yıllık önce düzenlenen matbu bir form doldurularak ödenmektedir. Fakat yapımcılar bu formlarda sadece filmlerde tanınmış sanatçılar ve teknik ekip başlarını bildirmekte, bir kısmını yazıhanesinde çalışıyor gösterdiği yakınlarının isimleriyle doldurmakta, arka jenerikte onlarca kişiyi bildirmemektedir. Bu yüzden film veya her tv dizisi bölümlerinin ön ve arka jeneriklerinde yazılı her çalışanın sigortalı olup olmadığının titizlikle kontrolüne, - Film setleri aslında birbirine zincirleme bağlı (TV kanalı/Yapımcı/Sektör çalışanı işveren) bir alt-çalışanlar ve çalışanlar zinciridir. Bu zincir içinde alt-çalışanlar çoğunlukla (zorunlu olarak) asgari ücretten aylıklı ve sigortalı çalışan olarak gösterilmekte, fakat ödemeler kayıt dışı olarak haftalık üzerinden yapılmaktadır. - Çalışanlar aslında işçi statüsünde olduğu halde, sendika ve ilgili devlet kurumları tarafından uyarıldıkları halde, çalışanların yapımcılar tarafından fatura ve makbuz kesimine zorlanmasının kesinlikle önlenmesine,
Ayrıca; RTÜK’ün çalışanlar lehine görevlerini yapmasına, - TRT’nin özel kanallardan önce çalışma ve sosyal güvenlik koşullarının uymasına ve telif haklarının verilmesine öncülük etmesine, - Partilerimizin sinema/tv sektörü konusunda parti programlarında olarak özel yer vermeye, - Tüm sendika ve sivil toplum kuruluşlarını sorunlarımız konusunda bizimle birlikte dayanışmaya, - Bilgilenme eksikliği yüzünden, AB İlerleme Raporu Komisyonu’nu bizimle dayanışmaya, - Bilgilenme eksikliği yüzünden İLO’yu yıllık raporlarında sorunlarımıza yer vermeye,
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...