Bir Basamak Olarak Çocuk Tiyatrosu ve Çocuk Müşteriler(!)
Oyun, en yaygın evrensel dildir ve bu dili en iyi kullananlar da, henüz bu yetileri ellerinden alınmadığı için, çocuklardır. Oyun, çocukların en rahat biçimde “Ben varım.” diyebildiği bir dildir.
Temelinde oyunu barındıran tiyatro, çocukların ve gençlerin eğitiminde önemli bir rol oynamaktadır. Var olan eğitim sistemi ise çocukların ve gençlerin ileride daha kolay yönetilebilir insan olabilmeleri için yaratılmıştır. Bu sebeple egemenlerin çocuklara, eğitim ortamlarında, ‘sanat’ diye öngördüğü çocuk oyunları, çoğunlukla, salt ticari amaçla, estetikten ve pedagojiden yoksun olarak sunulmaktadır.
Çocuk tiyatrosu, ülkemizde, daha çok okullarda, sürümden kazanma mantığıyla, çocukların tıkış tıkış doldurulduğu konferans salonlarında gösterilen “oyundan yoksun” oyunlarla, hastalıklı bir biçimde yaşamını sürdürmektedir. Sözde çocuk tiyatrosu yapan ekipler, çoğu zaman, öğretmenlerin “Susun bakalım!” ya da “Çiçek olun!” dikteleriyle, günde, her birinin süresi ve niteliği değişen, sekiz gösteri yapabilmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ‘sözde’ denetlenen bu oyunları korsan tiyatrolar da sahneleyebilmektedir. Bakanlık bürokratları neredeyse tüm oyunların sahnelenmesine izin verir; çünkü müşteri olarak görülen çocuklardan toplanan paraların yarısından çoğu bakanlığa ve ona bağlı okullara (bazen bir kısmı da el altından müdürlere) kalmaktadır. Oyunun içeriği ise hiç önemli değildir; metin kuru kuruya bilgiler ve abuk subuk espriler içeren bir öyküden, dekor fona asılan kirli bir bez parçasından, kostümler oyunla ilgisi olmayan cicili bicili kıyafetlerden, müzik ise telif hakkı bile ödenmemiş çalıntı parçalardan oluşabilir. Bunlar hiç önemli değildir; yeter ki bakanlık ve ona bağlı kurumlar çocuk müşterilerinden(!) toplanan paralardan payını alabilsin…
Peki daha çok çocuk müşteri(!) çekebilmek için, çekilişler yapılmasına ve kapitalizmin yarattığı marka kahramanların bu gösteriler içinde satılmasına ne denilebilir?
Bir diğer önemli sorun da, ödenekli veya ödeneksiz profesyonel tiyatroların çocuklar için sahnelenen oyunlarında, çoğunlukla, tiyatroya yeni başlamış kursiyerlere ya da oyunculuk okullarından henüz mezun olmuş gençlere yer verilmesidir. Buradaki amaç bu kursiyerlerin ve gençlerin çocuk oyunlarında pişmesi, daha sonra büyükler için sahnelenen oyunlarda yer alabilmesidir. Yani çocuk oyunları bir basamak olarak kullanılmaktadır. Bu da düpedüz çocuk oyunlarını geçiştirmektir! Bu gençler henüz tiyatronun ne olduğunu bile anlamamışken ve pedagoji, felsefe, psikoloji, estetik, sosyoloji gibi alanlardan bihaberken nasıl olur da çocuk tiyatrosu yapabilmektedir?
Çocuk tiyatrosu, donanım ve uygulanış açısından, tiyatronun en tepesinde yer almaktadır. Bu sebeple çocuk tiyatrosunda uygulama yapacak olan kişilerin, tiyatro eğitimiyle birlikte, ilgili alanların eğitimini de alması zorunlu olmalıdır.
Özellikle okullarda sahnelenen oyunların denetimi de ilgili alanların uzmanlarında, bilinçli öğretmenlerde ve anne-babalarda olmalıdır.
Son olarak şu söylenmelidir ki: Çocukların dilini kullanarak çocukları susturmak en büyük diktatörlüktür!
Kemal ORUÇ
Tiyatro Eğitim Derneği Başkanı