| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
3MOTA Oyuncuları Medrese için sahnede! - Tiyatro Medresesi Destek Gösterimi (5/10/2013) 18 Mayıs Cumartesi saat: 20:30 - “Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken...” Biletler Biletix'te ve Sahne3 Gişelerinde; Tiyatro Medresesi Destek Gösterimi 3MOTA Oyuncuları Medrese için sahnede! 18 Mayıs 2013 Cumartesi saat: 20:30 Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken... Ahmet Cemal’in kaleme aldığı oyun, Nazım Hikmet’i ele alırken, bilindik, alışılagelmiş bakış açılarını, şiirlerini ya da dizelerini içermiyor, bunun yerine Nazım’ın farklı zamanlarını ele alıp, onun bıraktığı izlerin peşine düşerek, özgün bir metinle, herkesin kendine ait Nazım’larını ortaya çıkarmasına öncülük ediyor. Yönetmenliğini Ümit Çırak’ın yaptığı oyunun dramaturjisi; Nazım Hikmet’in dava uğruna yollara düştüğü yıllarını, kendi yurdunda hapis yattığı yıllarını ve hapisliğinden sonra, yurt dışında geçirdiği sürgün yıllarını yaşayan Nazım’ları aynı sahnede buluşturuyor. Oyunun dekor tasarımı, 3MOTAoyuncuları’nın ilk oyunu “Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü”nde olduğu gibi, yine Barış Dinçel tarafından yapıldı. Hareket düzeni Senem Oluz tarafından çıkarılan oyunda; Tolga Çıklaçiftçi, Yiğit Kirazcı ve Hakan Ummak “Nazım” rolünü üstlenirken, Ümit Çırak ve Çağatay Çatal “Anlatıcı” olarak rol alıyor. İlk gösterimi 29 Mart 2013 Cuma günü yapılan, 3MOTAoyuncuları’nın ikinci oyunu olan “Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken...”de de sahne arkası kadrosunun tamamı, yine 3MOTA bünyesindeki oyunculardan ve öğrencilerden oluşmaktadır. Nazım Hikmet’in Peşine Düşmek; Mahpus yalnızlıkların, sürgün hasretlerin, coşkun sevdaların, insan manzaralarının mavi gözlü devi... Nazım Hikmet 111 yaşında. “Bizler, yaşatamadıklarımızı anmak istediğimizde, onları sanki insan yanlarından soyutladığımız ölçüde anılmaya değer buluruz… Kendimize kahraman bellediklerimizin kahramanlıkları çok doğaldır bizim için. Sanki onlar, dünyaya böyle yükümlülüklerle doğmuşlardır, ve o yüzden elbette ki kahraman olmaları gerekir! Ama hangi bedeller karşılığında?”...Ahmet Cemal “Vatandaşlık hakları geri verilen Nazım Hikmet, şiirlerinin kendi dilinde artık yasaksız okunabildiğinden habersiz olsa da, biz onun şiirlerini her fırsatta okumak, paylaşmak, oyunlaştırmak sevdasındayız. Böylelikle onu anlamak, ona dokunmak, ondan öğrenmek ihtiyaçlarımızı gidermiş oluyoruz. Ne var ki, bu acıkmış iştahımız bazen onun gerçek bir insan olma olayını gözden kaçırmamıza sebep oluyor.”...Ümit Çırak Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken... Yazan: Ahmet CEMAL Yönetmen: Ümit ÇIRAK Yardımcı Yönetmen: Ayşegül AYDIN Sahne Tasarım ve Uygulama: Barış DİNÇEL Koreografi: Senem OLUZ Kostüm Tasarım ve Uygulama: 3MOTA Işık Tasarım ve Uygulama: 3MOTA Reji Asistanı: Özenç Eren YELÇİ Oynayanlar: Tolga ÇIKLAÇİFTÇİ, Yiğit KİRAZCI, Hakan UMMAK, Ümit ÇIRAK, Çağatay ÇATAL, Evrim KAYNAK, Deniz BAYDAR, Pınar DİKBAŞ, Ozan Aytaç GURBETÇİ Tek Perde/50 dk. Tam 30 TL. - İndirimli 20 TL. Biletler Biletix’te ve Sahne3 Gişesinde. SAHNE3 Halaskargazi Cad. Sebat Apt. No:74 Kat:5 Osmanbey – Şişli / İstanbul (Agos Gazetesinin bulunduğu bina) Rezervasyon ve Gişe: 0 507 649 47 21 / 0 212 231 19 31 https://twitter.com/3MOTAoyunculari http://www.facebook.com/3MOTAoyunculari Diğer gösterimler; 11 Mayıs 2013 Cumartesi saat: 20:30 – “Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken...” 17, 24, 31 Mayıs 2013 Cuma saat: 20:30 – “Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken...” Nâzım Hikmet’in Peşine Düşmek Vatandaşlık hakları geri verilen Nâzım Hikmet, şiirlerinin kendi dilinde artık yasaksız okunabildiğinden habersiz olsa da biz onun şiirlerini her fırsatta okumak, paylaşmak, oyunlaştırmak sevdasındayız. Böylelikle onu anlamak, ona dokunmak, ondan öğrenmek ihtiyaçlarımızı gidermiş oluyoruz. Ne var ki, bu acıkmış iştahımız bazen onun gerçek bir insan olma olayını gözden kaçırmamıza sebep oluyor. Belki de bugünün Türkiye’si; hukuk devleti olmaktan uzak, düşüncenin yalnızca ‘söz’de özgür olduğu ve bu özgürlük sayesinde birçok değerli düşünce adamının hapislerde yattığı, rant ve çıkarlar için üretilmiş politik manevralar uğruna anayasanın değişmez maddelerinin değiştirilmeye kalkıldığı, tiyatro sahnelerinin kapatıldığı, sinemaların yıkıldığı ve bütün bunlara ‘Dur!’ demeye çalışan halka, hala biber gazlarının, tazyikli suların layık görüldüğü bu günlerin bir gün değişeceği inancıyla yaşamış, Nâzım Hikmet gibi değerleri kahramanlaştırmamızı haklı kılıyor. Ancak Ahmet Cemal’in oyun metninde de değindiği üzere; “Bizler, yaşatamadıklarımızı anmak istediğimizde, onları sanki insan yanlarından soyutladığımız ölçüde anılmaya değer buluruz. Kendimize kahraman bellediklerimizin kahramanlıkları çok doğaldır bizim için. Sanki onlar, dünyaya böyle yükümlülüklerle doğmuşlardır ve o yüzden elbette ki kahraman olmaları gerekir. Ama hangi bedeller karşılığında?” Ne demişti Brecht: “Arkandan ‘O iyi adamdı’ demelerini önemseme; ‘O, bizlere daha iyi bir dünya bıraktı’ demelerini önemse!” Nâzım, bizlere daha iyi bir dünya bırakmak adına direndi. O, sürgün yılları boyunca da hep bir gün ülkesinin de daha insanca koşullara kavuşacağı inancıyla yaşadı. Düşünceden artık hesap sorulmayacağı, politik çilekeşliğin sanatçının doğal yazgısı olmaktan çıkacağı günlerin ülkesi için de geleceğine inandı. Sonuna kadar kavgası, hep bunlar içindi. Ahmet Cemal’in; “Nâzım Hikmet hatırlanacak bir anı değil; bir olaydır.” sözü ile başlayan “Ben, Nâzım Yaşarken ve Ölürken” adlı oyun metni ilk hali ile bundan onbir yıl önce, genç yaşta kaybettiğimiz sevgili Onur Bayraktar tarafından sahnelenmiş. Biz, başında Ahmet Cemal’in de olduğu uzun süreli bir dramaturji aşamasından sonra metni bu gün ki haline getirdik. Nâzım Hikmet’in hiçbir dizesini içermeyen metin, onun farklı zamanlarından parçalar taşıyordu, bu onun güçlü dizelerinin ardındaki insan Nâzım’a yaklaşmamıza neden oldu. Nâzım’ın gölgede kalmış, konuşulmayan, herkes tarafından bilinmeyen farklı zamanlarına dokunan oyun, üç ana yapıdan oluşuyor; Türkiye’de hapis yatan Nâzım, yollara düşmek zorunda kalmış Nâzım ve zorunlu sürgünlerin Nâzım’ı. Bu beni rejide, sahnede birbiri içine geçmiş yapılar kurmaya itti. Barış Dinçel’in sahne tasarımı ve Senem Oluz’un koreografisi ile beslenen yapı Ayşegül Aydın’ın hazırladığı gölge oyunuyla başlıyor… Tolga Çıklaçiftçi, Yiğit Kirazcı, Hakan Ummak Nâzım’ın yaşadığı farklı zamanların izini sürerken, Çağatay Çatal ve ben (Ümit Çırak) anlatıcı olarak yer alıyoruz. Ön oyunda Evrim Kaynak, Pınar Dikbaş, Deniz Baydar ve Ozan Aytaç Gurbetçi yer alırken, oyunun sahne arkasındaki bütün birimlerinde yine 3MOTA bünyesindeki atölye oyuncuları ve öğrencileri görev alıyor. Daha insanca koşullarda yaşayacağımız bir Türkiye inancıyla… İyi seyirler… Ümit Çırak… Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|