| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Şehir Tiyatroları'ndan Vitrin Tartışmasına 'Cımbız'lı Yanıt! (2/6/2015) Şehir Tiyatroları'nın gönderdiği açıklamayı olduğu gibi yani cımbızlamadan, virgül dahi değiştirmeden, bize karşı söylenenlere müdale etmeden, gönderildiği gibi yayınlıyoruz.. ------------------------------ İBB ŞEHİR TİYATROLARI BİLGİ İlgilenenlere açıklamadır… Aralık ayında gerçekleştirilmiş, Ocak ayında yayımlanmış olan röportajdan CIMBIZLANMIŞ alıntılarla kamuoyuna sunulan İNCİlere dair beyandır. Uzunca bir röportajdan satır araları alınarak yansıtılan cümlelerin, ederi 10 tl olan dergiyi alarak nasıl bir anlatım içinde yer aldığını öğrenmek zor olmasa da, bu maksatlı algı yönetimine artık gülümseyerek karşılık vermeye başladığımız bugünlerde, sadece fikir vermesi açısından birkaç ipucunu paylaşalım. Bahsi geçen cümlelerin başlangıç noktası, “Darülbedayi’nin birikiminden yararlanılıyor mu?” sorusudur. Bu soruya da, “Eskiyi asla inkar etmiyorum ama bugünün çağdaşlığıyla da onu karıştırmak zorundayız. O yüzden en iyi yolun bu olduğuna inanıyorum. Bir Muhsin Ertuğrul, Vasfi Rıza Zobu, Bedia Hanım, Hazım Körmükçü’nün yaptıklarını inkar etmiyorum. Onlar o dönemin mucizesini yarattılar. Biz de tiyatroları kapattırmamaya çalışarak bugünün mucizesini yaratacağız.” cümleleriyle karşılık verilmiştir. Tekrar okumanın kolay olduğunu düşündüğümüz cümleyi yine de yazalım: “Biz de tiyatroları kapattırmamaya çalışarak bugünün mucizesini yaratacağız.” Yani? Kast edilen şey sanırız alabildiğince ortada. Ardından gelen cümlelere… Af edersiniz… İNCİLERE, bir öncekiler eşliğinde kulak verelim. 1- “Çünkü tiyatro bir iktidarın vitrinidir. Ve bu vitrini hem siyasal hem sanatsal açıdan doğru kullanırsan kimse kimseyi rahatsız etmez.” Yani? Nasıl ki Afife Jale’nin sahneye çıkmayı sürdüremeyişi, ardından cumhuriyet döneminde Bedia Muvahhit’in sahneye çıkışı, Muhsin Ertuğrul ve yol arkadaşlarının bu ülkenin sanat ve toplumuna kattıkları, dönemin iktidarını tanımlamak için doğru bir vitrinse, bugün de koşul aynıdır. İktidar sözcüğünü genelgeçer algı içinde değerlendirip salt günümüz iktidarı ile eşleştirmek, ne yazık ki toplumda gittikçe ayyuka çıkan kutuplaşma ve öfkenin, içeriği doldurulmamış yüzeysel spekülasyon ve eleştirilerin yarattığı bir neticedir. Hele ki tiyatro ile iştigal eden kişilerin ALT METİN bilgisi ortada iken, -üstelik röportajın tamamını okumadan- cümleyi buradan tariflemek, bizi kırmaz, anca geleceğe dair umudumuzu köreltir ve pekçoklarının tiyatroculara atfettiği BİRBİRLERİNİ YERLER ifadesini meşru kılar. Buradaki “İKTİDAR” sözcüğü ne bugünü tarifler, ne dünü, ne yarını. Herhangi bir ülkenin, herhangi bir belediyenin, herhangi bir köyün hatta mahallenin dahi ulusal ya da uluslararası vizyonunu ve niteliğini belirleyen, yarattığı SANAT ÜRETİMleridir. Bundandır ki, hiçbir ülke ve ülkenin iktidarı sanatı yok sayıp hiçleştirerek kendine çıkar sağlamaz, sağlayamaz. Yurt dışından gelen karşılıklı kültür alışverişi taleplerinde dahi, önceliğin yerli üretimlerden yana olması ve asıl merak edilenin Türkiye’den çıkmış metin ve oyunlar oluşu, buradaki maksatı da netleştirmek için yeterli olacaktır kanımızca. Ne yazık ki bazı kavramlar, özellikle son dönemlerde, arzulanan ve istenilenin tam tersi yöne evrilmiş ve toplum nezdindeki çağrışımları nedeni ile başkaca anlamlara gelmeye başlamıştır. Belki bu bağlamda, “iktidar” sözcüğünün bunca yanlış bir algıya evrilmesi de hesaplanmamış bir sözcük tercihi olarak yerini bulmuştur. Ancak bir Türkçe bilgisi olarak, kamuoyunda bu cümlenin CIMBIZLANARAK yaratılmaya çalışıldığı anlamı dillendirmek istemiş olsak, “iktidar” yerine kullanılacak sözcük “muktedir” olurdu. Halbuki ne dediğimiz ortadadır: Evet, tiyatro bir ülkenin vitrinidir. Ve o dönemki mevcut iktidar da bu vitrini yok sayamaz. Bu vitrinin siyasal ve sanatsal açıdan doğru kullanılması da, yukarıdaki ifadeler eşliğinde değerlendirildiğinde hangi anlama gelmektedir peki? Eh, onu da TİYATRO TARİHÇİLERİ bulsun. Yeterince açık olmuştur kanımızca. 2- “Eğer ben burada oyuncumu doğru yere kanalize edersem, sanat üretimine kanalize edersem benim oyuncum kötü twitler atmaz. Yanlış yapmaz.” Cümleyi ögelerine ayırarak inceleyelim. Doğru yer: Sanat üretimi. Bu ne demek? Yönetmelik değişikliğinin ardından geçirilen sancılı süreç boyunca, sanat üretimi ile ilgili sıkıntılar yaşandığı ortadadır. Gerek çıkan oyunların niteliği, gerekse tiyatrodaki genel huzursuzluk ve umutsuzluk, diğer pekçok alanda da olduğu üzere, kurumumuz sanatçılarında da motivasyon eksikliği yaratmıştır. Bunu defalarca dillendirdiğimiz de başkaca pekçok röportajdan CIMBIZLANARAK görülebilir. Kişi, umudunu yitirip, kendini hiçleştirilmiş hissettiği zaman, elbette var olacağı başkaca mecraları aramaya girer. Bu mecralar çoğu zaman, birbirini henüz tanımış kişilerin bir araya geldiği yüce amaçlar için oluşmuş alanlara dönüşür. Yakın tarihimizde bunun örneklerini gördük. Ancak bu mecraların içinde, bir süre sonra maksadı aşan, birikmiş pekçok sıkıntının tezahürü olarak gerçekleşen ve sonradan geri almanın mümkün olmadığı bazı sonuçlar doğabilir. Beklenmedik ve arzulanmayan sözler ağızdan, bahsi geçen yazıda belirtildiği üzere twitler de klavyeden çıkıverir. Elbette, burada bahsi geçen kötü twitler, herhangi bir eleştirinin, ya da ülkenin genel hali ile ilgili fikirlerin paylaşılmasını kast etmemektedir. Ancak, ne yazık ki bu hiçleştirme süreçlerinin neticesinde, belki de haklıyken haksız duruma düşülebilecek bazı ifadeler yer alabiliyor. Nasıl ifadeler bunlar: Küfür ve hakaret içeren ifadeler. Yani suç teşkil edebilecek ifadeler. Yani birikmiş mutsuzluk ve yalnızlığın neticesinde gelinen nokta ile, sağduyudan anlık uzaklaşmaların getirdiği durumlar. İşte bu cümlede kast edilen de tam budur. Siz eğer umut yaratabilecek bir ortamda sanatınızı üretebilirseniz, içinde mutlu ve güvenli hissettiğiniz bir yerde cümlelerinizi dillendirebilirseniz, böyle bir psikolojiye gark olmadan, özgürce var olabilirsiniz. Aksi hiçliktir. Eğer bu CIMBIZLANAN cümlelerdeki “kötü twit” kavramını yukarıdaki açıklamayla birlikte okuyup ısrarla “küfür ve hakareti” onaylar bir tutum içindeyseniz de, doğrusu buna üzülmekten başka bir şey gelmez elimizden. Yine de sağlıklı ve umutlu bir süreç yaşamanın tek yolunun, böyle bir ortamın yaratılması için emek vermekten geçtiğinin bilinciyle hareket etmekten vazgeçmeyeceğimizin de bilinmesini isteriz. Evet, görüşümüz aynıdır. Suç teşkil edebilecek herhangi bir twitin, hukuksal anlamda bizi aşacak bir sorun teşkil etmesini hiç değilse yarattığımız ortamla engellemek görevimizdir. Bu cümleler neticesinde şu da unutulmamalı ki, biz kurum sanatçımıza her zaman sahip çıktık ve çıkıyoruz. Tüm bu açıklamaları bu bilgi ile okuduğunuzda, anlamlarına çok daha vakıf bir hale gelebilirsiniz diye, hiç değilse ümit ediyoruz. Evet, meseleler bundan ibarettir. Burada kalıcı olmadığımızı ve niyetimizin bu kurumun 100. Yılına yakışır bir yerde olmasını sağlamak olduğunu defaatle dillendirdik. Biz anlatmaktan sıkılmasak da, eylemlerimiz, oyunlarımız, yaptıklarımız süreç içinde yavaşça belirmiş olsa da, görmemek yahut doğrusu ısrarla kötüyü görmek için CIMBIZLANARAK okunsak, görülsek de; niyet, anlamları bertaraf eden bir klavuzdur. Siz niyetinizi, tarafsız bakış oluşturamayacak bir yerden şekillendirdiğiniz sürece; herkesin beyaz dediği siyah, siyah dediği beyaz gözükecektir. İstersek sevgi ile kucaklayalım, yine de nefret arayacaksınızdır. Bu da sizin seçiminiz. Görelim. Unutmadan… ALGI YÖNETMENLİğindeki dostlara…. İlk günlerde ziyadesiyle babacan ve iyi niyetli bir yerden edilmiş cümleleri defalarca açıkladığımız halde yine algı yönetimi çerçevesinde çarpıtarak anlamlandırdığınız günlerde TÖRPÜLEME sözcüğünü ziyadesiyle rahatsız edici bulmuş ve eleştirmiştiniz... TÖRPÜ’den bunca rahatsız olan sizlerin, CIMBIZ’ı böylesine sevmesi, pek manidar doğrusu. Tarihin küçük bir şakası olsa gerek… Herkese makyajsız günler, İNCİlerin doğru yere döküldüğü zamanlar dileriz… Erhan YAZICIOĞLU, Engin ALKAN, Hakan ARLI, Arif AKKAYA, Aslı İÇÖZÜ, Yiğit SERTDEMİR Sevgiyle… ------------ İlgili Linkler: - Açıklama: Şehir Tiyatroları İktidarın Vitrinidir! - Şehir Tiyatroları'ndan Vitrin Tartışmasına 'Cımbız'lı Yanıt! - Erhan Yazıcıoğlu'ndan Yeni İnciler: Tiyatro İktidarın Vitrinidir! Oyun tanıtım sayfası: Kısasa Kısas Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|