| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Mutlu Günler
Üstün Akmen



AYŞE LEBRİZ’İN SEYİRCİSİNİ BÜYÜLEDİĞİ BİR OYUN: “Mutlu Günler”

Dünyamız bu yıl, çağdaş edebiyatın Nobel ödüllü oyun yazarı, romancı, şair ve eleştirmen Samuel Beckett’in (1906–1989) doğumunun 100. yılını kutluyor. Prof. Zeliha Berksoy önderliğindeki İstanbul Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu Prodüksiyon Tiyatrosu da, bu kutlamaya taaa geçtiğimiz mayıs ayında kayıtsız kalmadı. Yazarın, 1961 yılında yazmış olduğu son uzun oyunu “Mutlu Günler”i, sezon sonunda repertuarına kattı. Oyun, yanılmıyorsam birkaç kez sahnelendi de... Ama bugünkü konumuz, Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu Prodüksiyon Tiyatrosu’nun 2006–2007 sezonunu “Mutlu Günler”le açmış olması.

“MUTLU GÜNLER”İN ESASI
“Mutlu Günler”, insanoğlunun gökyüzü ile toprak arasında sıkışıp kalmışlığını, çaresizliğini, yalnızlığını anlatan bir oyun. Kadın kahramanımız Winnie, ilk perdede beline kadar bir tümseğe gömülerek görselleştirilmiştir. Yalnız kollarını kullanabilen Winnie'nin içinde ayna, diş fırçası, ruj, tırnak törpüsü gibi kullandığı gündelik eşyalar ve “Brownie” adını verdiği Browning marka tabancasının bulunduğu kocaman bir çıkını vardır. Çevre, amansız bir güneş ışığı altında, hiçbir yaşam izine rastlanmayan bir çöldür. İkinci perdedeyse Winnie kaçınılmaz sona biraz daha yaklaşır, (insanların yaşlanarak mezara girmelerini eğretilemek üzere) toprağa boynuna kadar gömülür. Winnie'nin kendini kanıtlama ve koruma aracıysa, sadece havaya yazdığı “söz”lerdir. Gerçeği tersine çeviren, tüm insanlar gibi, bu durumda bile mutluluk kokan birkaç “söz”… Tümseğin arkasında yaşayan ve Winnie'nin sorularını ender olarak tek sözcükle ya da homurdanarak yanıtlayan, kendi dünyasına tutsak kocası Willie ise bu “mutlu günler” içinde yalnızlığı, uyuşmazlığı, iletişimsizliği simgelemektedir,

ESASIN AYRINTILARI
Beckett’in oyun metninde (De Yayınevi – İstanbul 1965 / Türkçesi: Akşit Göktürk) Winnie’nin oyun boyunca izleyiciyle yüz yüze olmasına neden olacak sıkışmış konumunun yarattığı yapay ve teatral ortamın yanı sıra, arkada çok geniş bir asma perde vardır ve bu perde ötelerde kesişmek üzere uzayıp giden ovayı ve gitgide derinleşen gökyüzünü canlandırmaktadır. Bu haliyle sahne ve sahnede yaratılan durum, bir dizi karşıtlığı barındırır; arkadaki perdenin canlandırdığı geniş ova ve derin gökyüzüne karşın, Winnie’nin oyun ve hareket alanı çarpıcı biçimde daraltılmıştır ve de oyun boyunca da bu daralma sürer. Toprak tarafından yutulmuş olduğu halde, Winnie oyun boyunca tam tersi bir duygu içindedir. “Hani burada bir güç beni böyle tutuyor olmasa göğe doğru hızla uçar gidermişim duygusu durmadan büyüyor içimde. Belki bir gün yer beni bırakıp salıverecek, çünkü bu çekim öyle büyük ki, evet, bütün çevremi çatır çatır kırıp yerimden söktüğü gibi beni yukarılara sürükleyecek. Sen hiç böyle bir duyguya kapılmadın mı, Willie yukarıya emilme duygusuna?” Böylece yine var oluşsal bir çıkmaz simgelenir, falan…

SIKHARULIDZE’NİN SAHNELEYİŞİ
Winnie’nin “iletişim” özlemi Beckett’in özlemidir aslında, öyle değil mi ama? Bu itkiyle Beckett, oyunlarını salt iletişim için ya da izleyiciyle iletişim kurmak için değil, iletişim kurma eyleminin kendisi olarak biçimlendirmez mi? Arayışını durdurmasa da, kurduğu her iletişimin eksik olduğunu bilmez mi? Bence buradan yola çıkmış oyunu sahneye taşıyan Zurab Sikharulidze. Willie’nin kuyruklu ceketi ve silindir şapkasıyla, yavaş yavaş emekleyerek Winnie’nin görme alanına gireceği son tabloyu beklememiş, Willie’yi daha başında oyuna dâhil etmiş. Beckett’in diğer oyunlarından radyo piyeslerinden cımbızla replik seçerek Willie’yi başkalaştırmış.

SEYİRCİNİN ALGILAMASI
Bu başkalaştırmayı önce yadırgadığımı söylemeliyim. Ancak, kendimi önyargı kargalarından soyutladığımda, öncelikle bütün Beckett karakterlerinin sözcüklerinin yaratım sürecinin müthiş farkında oluşlarını düşündüm. Konuşmak onlar için yaşamın metaforu, yaşamın yerini tutacak bir eylem halindeydi. Varlıklarının sözel, söze dayalı olduğunun ayrımındaydılar ve bu varoluşu sonlandıracak sessizliği özlüyorlardı, ama artık sessizlik (ölüm) özlemlerini dile getirmek için konuşmaya her başladıklarında yeniden varlık kazanıyor, suskuyu ve ölümü kendilerinden uzaklaştırıyorlardı. O halde, Beckett tiyatrosunda oyun, kendini yansıtan bir yapı içinde oluşturulmalıydı. Sikharulidze’nin rejisini işte bu düşünce ortamında algıladım. Giderek Willie’nin oyuna dâhil oluşuyla teatral durumun kendisi etrafında biçimlenmesini, hem kendi kurgusallığını hem de kendi gerçekliğini yaratmasını sevdim. İki bölümü birleştirmesiniyse beğendim.

BU OYUNUN ÇEVİRMENİ NEREDE
Erdem Helvacıoğlu’nun oyun içindeki ses ve müzik tasarımı hiç de kötü değil. Başak Özdoğan Pirim’in kostümlerine de eleştirim yok. Barış Dinçel’in devasa tekerlekli iskemleden, iskemlenin ortasındaki boşluktan samanlardan oluşan stilize sahne tasarımı absürd tiyatronun çelişkiler, karşıtlıklar toplamını sahneye yansıtması açısından da hayli başarılı. Işık tasarımı kimin, sordum soruşturdum öğrenemedim, ama kötü. Willie’nin sahne dışından girişi salon ışıkları yakılarak değil, takip ışığıyla izlenilmeli. “Black-Out” salon ışıkları yakılarak yapılmamalı. Işık anlayışı belirgin biçimde spot ışığı olmalı, arkadaki fon perdesinin yapaylığını gizlemek, bir gerçeklik duygusu yaratmak hedeflenmemeli. Yani, tiyatro oyununda ışık “aydınlatmadır” denilerek tiyatroda ışık tasarımı savsaklanmamalı.

Haaa sahi, bir de Samuel Beckett Türkçe yazmadığına göre, bu oyunun bir de çevirmeni olmalı, çevirmen seyirciden saklanmamalı!

AYŞE LEBRİZ GERÇEĞİ
Willie’de Cemil Büyükdöğerli benim ve tüm eleştirmenlerin merceğinin altına yerleşmeyi hak edecek yetenekte bir genç oyuncu. Dışsal fiziksel aksiyonlarını içsel özlerle, bir rolü ruhsal yaşamıyla doldurabilmek için elverişli malzemeye sahip Büyükdöğerli. Dikkat edin ve gönenin Eyyy tiyatroseverler: Büyükdöğerli tiyatro dünyasına koşar adım gelmekte.

Gelelim Ayşe Lebriz’e… Onu sahnede izlerken tiyatro kökenli ünlü mü ünlü sinema yıldızı, Oscar ödüllü Faye Dunaway’in, bu yıl 43. Altın Portakal Film Festivali’nde yaptığı tiyatro tanımı şıppadak aklıma düştü. “Tiyatro, Fransızca sözcük “repetition (tekrar)”la eşanlamlıdır,” diyordu Dunaway ve ekliyordu: “Her gece tekrar yaparsınız, her gece yeteneğinizi sonuna dek zorlarsınız. Bir oyuncu için sahnede olmak olağanüstü bir duygudur, yaşadığınızı, soluk aldığınızı duyumsarsınız. Tiyatro yaşama tutunmanızı sağlar. Her gece kendinizi yeniden üretirsiniz.” Bu tanımın içindeki Ayşe Lebriz’i düşündüm. Nasıl ki, otomobilin motorundaki bağımsız ve ardı ardına gelen patlamalar sonuç olarak aracın yumuşacık hareketiyle sonuçlanıyorsa, Ayşe Lebriz’in arzularının kesintisiz patlamalar dizisi de, yaratıcı iradesinin aralıksız hareketini geliştiriyor, içsel yaşam akışını kuruyor, Winnie’nin canlı organizmasını oluşturuyordu.

“Bütün bunlar nasıl olup oluşuyordu” derseniz, hemen yanıtlarım: Gidiniz, “Mutlu Günler”i seyrediniz. Ayşe Lebriz’in sizi de büyülemesine izin veriniz.
(Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu Prodüksiyon Tiyatrosu / Melih Cevdet Anday Sahnesi – Telefon: 0212 444 44 55)
 
Üstün Akmen
Tiyatro.net


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 130
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Aşk Delisi (İzmir Devlet Tiyatrosu) - 1/13/2007
  • Bir Efes Masalı (İzmir DT) - 1/13/2007
  • Büyük Aşkların Sonuncusu (İzmir) - 1/13/2007
  • Salıncakta İki Kişi (Profilo Kültür Merkezi) - 1/12/2007
  • Öp Babanın Elini (Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu) - 1/12/2007
  • Ayıp Ettik (R.E.S.T Oyuncuları ) - 1/12/2007
  • Bir Delinin Hatıra Defteri (Kulis Sanat Evi) - 1/12/2007
  • İstanbul' da Sanatçı Olmak (Engin Alkan) - 1/10/2007
  • Omuzumdaki Melek (Üstün Akmen) - 1/10/2007
  • SİNEKLİDAĞ BURASI … ŞEHRE ÇUKURDAN BAKAR (Nedim Saban) - 1/9/2007
  • Mutlu Günler (Üstün Akmen) - 1/9/2007
  • Hazal Selçuk Röportajı (ADEM DURSUN SÖYLEŞİLERİ) - 1/9/2007
  • BARUT FIÇISI - İstanbul Şehir Tiyatroları (Üstün Akmen) - 1/9/2007
  • Fişler ve hatıralar.. (Serkan Koç) - 1/8/2007
  • Satıcının Ölümü / Miller (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Vanya Dayı / Chekhov (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Yangın Yerinde Orkideler / Baydur (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Martı / Chekhov (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Müfettiş / Gogol (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Nemrut / Banda (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Sabahattin Ali / Cücenoğlu (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Hamlet 1 / Shakespeare (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Hamlet 2 / Shakespeare (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Hamlet 3 / Shakespeare (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Hamlet 4 / Shakespeare (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Atinalı Timon / Shakespeare (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Julius Caesar / Shakespeare (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Kral Lear 1 / Shakespeare (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Kral Lear 2 / Shakespeare (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Macbeth / Shakespeare (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Kadıncıklar / Cücenoğlu (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Lysistrata / Aristophanes (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Eski Fotoğraflar / Sümer (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Fizikçiler / Dürrenmatt (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Ful Yaprakları / Canova (Tiyatrokeyfi.com) - 1/7/2007
  • Röportaj : İBŞT AKTÖRLÜĞÜ ÜZERİNE AYKIRI DÜŞÜNCELER (Engin Alkan) (Sinem ÖZLEK) - 1/6/2007
  • Godot'yu Beklerken / Beckett (Tiyatrokeyfi.com) - 1/6/2007
  • 4.Murat / Oflazoğlu (Tiyatrokeyfi.com) - 1/6/2007
  • Güldürü Üstüne Aldatma Ya da Tam Tersi / Önel (Tiyatrokeyfi.com) - 1/6/2007
  • Bir Evlenme / Gogol (Tiyatrokeyfi.com) - 1/6/2007
  • Cadı Kazanı / Miller (Tiyatrokeyfi.com) - 1/6/2007


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..