LEAR –Esin rüzgarlar, esin!Yanaklarınız çatlayıncaya kadar üfürün!Kudurun!Esin!Seller, boşanın!Kuleleri, tepelerindeki fırıldaklara kadar sulara gömün!Düşünce hızıyla bir an içinde çakıp sönen kükürtlü ateşler, meşeleri yaran yıldırımın öncüleri, alazlayın şu ak saçlı başımı!Siz de ey gökler, kainatı saran o korkunç gürlemelerinizle yamyassı edin şu yuvarlak dünyayı!Tabiatın insan döken kalıplarını paramparça edin; nankör insan üreten tohumları silip süpürün!
(...)
Gökler, gürleyin var kuvvetinizle!Yağmurlar, akın!Yıldırımlar, saçın ateşinizi!Siz benim kızlarım değilsiniz ki!Ben sizi nankörlük ediyorsunuz diye yerebilir miyim?Koca bir ülkeyi vermedim ki size; "evlatlarım" demedim ki size!Bana hiçbir itaat borcunuz yok sizin!Onun için keyfinize bakın, neniz varsa yağdırın üzerime...Görüyorsunuz, kölenizim artık...Gücü kalmamış, adam yerine konmaz olmuş, zavallı, alil bir ihtiyarım.Ancak "o habis kızlarıma yardakçılık ediyorsunuz" demekten de kendimi alamıyorum.O melunlarla birlik oluyor, böyle yaşlı ve ağarmış bir başa göklerden savaş açıyorsunuz.Ayıp!Ayıp!
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...