| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
HÜKÜMET, TİYATRONUN TEKELLEŞMESİ İÇİN VAR GÜCÜYLE ÇALIŞIYOR. İhsan Ata Her yıl olduğu gibi bu yılda dağıtılan ödeneklere itirazlar oldu. Alanlar sessiz sedasız işlerine baktılar,almayanlarda buruk bir şekilde sorunlarını paylaşmaya çalıştı. Her yıl yaşanan problemler büyük bir yara gibi açılmaya ve gittikçe büyümeye başlıyor. Ülkenin seçim sürecinde küçük esnafın kepenk kapatma noktasına gelmesi gibi, ödenek alamayan tiyatroların kendilerince çabalaması ve ayakta durması imkansız hale gelmiş durumda. Tiyatronun tekelleşme sürecine doğru yavaş yavaş gittiği su götürmez bir gerçek.
Ödenek alan tiyatroların büyük sponsorlarla çalışırken, hem devletten aldıkları hem de sponsorlardan kazandıklarıyla yaptıkları işlerin seyirciye ne kattığı tartışılması gereken bir konu. Anadolu’yu tanımamaları,hem de hitap ettiği kesmin sınıflandırılması, tiyatronun varolan sürecindeki amacından uzaklaşması anlamını taşıyor. Tiyatro için para amaç değil araç olarak kullanılmalı. O zaman gerçek anlamda sanatını icra eden,seyirciyle olan diyalekti ve samimiyeti daha iyi yansır. Ama gel görelim, para araçtan çıkıp amaç halini almıştır. İş bu hale gelince repertuarın kalitesinin önemsizliği, seyircinin algılama süreci, verdiği mesajın evrenselliği, daha önemlisi '' sanatı sanat içindir'' felsefesinden uzaklaşıp,sanat para içindir, kasa doldurmak içindir , zengin olmak içindir gibi hak etmediği yaklaşımlar barındırır. Para kazanmak için bu iş icra edilmez. Çok daha fazla para kazanabilecek işler vardır. İşte o zaman amaç para olmalıdır. Ama sanat için bu kavram kullanıldığında , kendi içinde barındırdığı samimiyetten uzak, çizgileri silik bir hal alır. Keskin çizgisi olmayan, düşünce imgeleminden uzak, salt formalite amaçlı,prosedür yerine gelsin mantığıyla yaklaşmak tiyatroya vurulmuş en büyük darbedir. Devrimci ruhu taşıyan, kendinden emin,kendisini seyirciye ifade etmeye çalışan, ülke sorunlarını,kavgalarını,dertlerini ve tasalarını seyirciyle paylaşan tiyatrolarda vardır. Bir kavga içerisinde bulunan, ülke sorunlarını konu eden, hatalarını doğrularını tartışabilen, parayı amaç olarak değil,araç olarak kullanır. Dikkat edildiğinde bu tür tiyatroların,ödenekle falan işinin olmadığını, gücünü ve ekmeğini devletten değil de, halktan aldığını görebiliriz. Sağda solda polemik yaratmayan, sadece işiyle uğraşan ve kendi öz düşüncelerini sahneye aktaranlardır. Asıl emektarlar benim penceremden bakıldığı zaman bu. Salt cinselliği konu alan, tiyatronun 'T' sinden anlamayan popüler kişileri kullanarak seyirci kaygısı için sahneye taşımak, tiyatronun asıl amacından uzaklaşmaktır. Çünkü tiyatro bir kavgadır,bir emektir, bir düşünce paylaşımıdır. Ülkenin ve insanının sorunlarından uzak, '' pollyanna '' yaklaşımlarla, sorunları görmezden gelip, pembe gözlüklerle bakmak, tiyatrocunun işi değildir. Bu magazin programlarının işidir. Etlisine sütlüsüne karışmayan, ülke sorunlarından bihaber olan, sadece hükümetin istediği yerde top koşturmayı seven, kendi düşüncelerinden vazgeçmiş,kendini devletin kucağına atan zihniyete sahip bir anlayışa doğru gidilmekte. Elbette hak edenlerde vardır. Ama yüzdelere vurulduğu zaman acı gerçekler ortadadır. Kendi düşüncelerini aktarmasını sevmeyen, muhalif olanlara gıcık yaklaşım, ''tü kaka' gibi bakış açıları, tiyatroyu geniş yelpazeden kısır döngüye götürmektedir. Monarşi zihniyete sahip olmak sanatı bir adım öteye götürmez, devamlı gerileten ve dar kavramlar içerisinde sıkışıp kalmak, özünden koptuğu için,hiç yapılmamasının daha iyi olacağı düşüncesini doğurur. Bu zihniyet, demokrasiye ters düşen yaklaşımlardır. Kurulda yer alan şahısların tekrar düzenlenip, yenilenmesi kaçınılmazdır. Tiyatro sahibi olmayan,eleştirmen,dramaturg ve bakanlıklarca hazırlanmalıdır. Olaylara objektif bakan, herhangi bir beklentisi olmayan (sanattaki ilerilik anlamında değil) kişiler seçilmelidir. Biri birinin tanıdığı diye ödenek yapılması mantığı,belediyecilik anlayışıyla bağdaşmaktadır. Bu zihniyetin yok olmaması özgünlüğü yok etmekten öte gidememektir. HER OKULA TİYATRO YAPILSIN KAMPANYASI. Tiyatrom.com’un öncülüğünde başlayan bir kampanya. Özellikle çocuk tiyatrosu yapan tiyatroların yıllardır istediği olay. Okullarda sergilenen tiyatrolar,oyun öncesi kulisin olmaması nedeniyle çektiği sıkıntılar göz ardı edilemez. Bir bireyin ne kadar erken yaşta tiyatroyla tanışırsa, ufku ve görüş açısı o derecede farklı olur. Hatta seçmeli ders olarak verilmesi gerekir. Çocukların gelişim süreci göz önüne alınınca derslerden bunalmış çocuklarımız içinde iyi bir terapi anlamına gelir. Bu sadece istemekle kalınmayacağı, yetkililerle görüşülüp kağıt üzerine dökülecek kadar mühim bir iştir. Yalnız şuan sistemde işleyen, müdür ve yapımcısı arasında değil, milli eğitim bakanlığınca evrensel bir hal almalıdır. Milli eğitim bakanlığı bu anlamda öncü olmalı ve bir an önce tiyatro salonu kalmayan okul bırakmamalıdır. Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet ösgeee!!! - ( 5/5/2008 ) bnce tiyatro bu kadr sacma bisekilde yorumalanck kdr kücük düsürülmez busecim sna katılmıyorum gerck bi tytronun ne oldunu galba hnüz bilmiyosn cnmmm:( buse - ( 7/10/2007 ) yazdıklarınıza katılmamak elde değil.. ama devrimci tiyatro dediğimiz iki tiyatro dikkat ederseniz en çok yardımı alan tiyatrolar.. gerçi onlarında düzenle sorunları sadece göstermelik sanıyorum - ( 7/10/2007 ) |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|